
-
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 414 314 8410
- http://www.harran.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
YRD. DOÇ. DR. SALİH SELEK
Üniversite: Harran Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Psikiyatrik hastalıklar (TR)
2. Frontal lop (TR)
3. Difüzyon manyetik rezonans görüntüleme (TR)
4. Depresyon (TR)
5. Depres (TR)
6. Oksidatif stres (TR)
7. Oksidanlar (TR)
8. Antioksidanlar (TR)
9. Anksiyete nevrozları (TR)
10. Anksiyete (TR)
11. Manyetik rezonans görüntüleme (TR)
12. Frontal lop (TR)
13. Dissosyatif bozukluklar (TR)
14. Difüzyon manyetik rezonans (TR)
15. Bipolar disorder (EN)
16. Corpus callosum (EN)
17. Depressive disorder (EN)
18. Depression (EN)
19. Diffusion magnetic resonanc (EN)
20. Anxiety (EN)
21. Anxiety disorders (EN)
22. Antioxidants (EN)
23. Oxidants (EN)
24. Oxidative stress (EN)
25. Parents (EN)
26. Corpus callosum (EN)
27. Diffusion (EN)
28. Diffusion magnetic resonance imaging (EN)
29. Dissociative disorde (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Bu çalışmamızın amacı; bipolar bozukluk depresif epizottaki olgularda nöronal bütünlüğünün incelenmesi ve etiyolojiye katkıda bulunabilecek anormalliklerin varlığını araştırmaktır. Bipolar depresif epizottaki 16 hasta grubu ile 16 sağlıklı kontrol grubunun DTG’leri çekilmiştir. Hasta ile kontrol grubu arasında korpus kallozum genu ile korpus kallozum splenium FA ve ADC değerleri usülüne uygun olarak ölçülmüştür. Hasta grubunun korpus kallozum genu ve splenium FA değerleri kontrollere göre düşük olsa da sonuç anlamlı değildi. Aynı şekilde hasta grubunun korpus kallozum splenium ADC değeri kontrol grubundan daha yüksek olsa da fark istatiksel olarak anlamlı değildi; fakat hasta grubunun korpus kallozum genu ADC değerleri kontrol gurubundan istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek bulundu. Hastaların toplam HAM-D skorları ile korpus kallozum genu ADC değerleri arasında orta derecede bağıntı (ro=0.526, p=0.035, n=16) ve hastaların HAM-D intihar alt ölçeği ile korpus kallozum genu ADC’si arasında orta derecede bağıntı bulunmuştur (ro=0.659, p=0,005, n=16). Çalışmamız bipolar bozuklukta korpus kallozum genu ADC yüksekliği, HAM-D skorları ve HAM-D intihar alt ölçeğiyle korelasyonu gösteren ilk çalışmadır. Sonuç olarak bipolar depresif epizottaki hastalarda hastalığın şiddeti artıkça frontal bölgelerden köken alan aksonların geçtiği korpus kallozum genu kısmında beyaz maddenin, daha az organize olduğu görülmektedir. Anahtar kelimeler: Bipolar bozukluk, Depresif Bozukluk, DTG, DT-MRG, Korpus Kallozum, Frontal Lob
Yaygın anksiyete bozukluğunda oksidatif ve antioksidatif parametrelerin değerlendirilmesi Evaluation of oxidative and antioxidative parameters in generalized anxiety disorder
Amaç: Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) sıklıkla görülen psikiyatrik bozukluklardandır. YAB’nin kesin nedenleri henüz bilinmemekle birlikte nörokimyasal ve nöroanatomik bozuklukların yanı sıra, genetik etmenler ve çevresel etmenler de tartışılmaktadır. Biz bu çalışmada YAB’de oksidatif metabolizmanın durumunu ve oksidatif metabolitlerin tanısal bir araç olarak kullanılıp kullanılamayacağını incelemeyi amaçladık. Yöntem: Çalışmaya dâhil edilen olgulardan ve sağlıklı kontrollerden usulüne uygun olarak alınan serum örneklerinde toplam antioksidan seviyesi (TAS), toplam oksidan seviyesi (TOS) ve Oksidatif stres indeksi (OSİ), Harran Üniversitesi Biyokimya Laboratuarı’nda çalışıldı. Sonuçlar gruplar arasında kıyaslandı. Sonuçlar: Hastaların TOS ve OSİ seviyeleri kontrollerden anlamlı olarak yüksekti. Hastaların TAS seviyeleri ise anlamlı olarak düşük bulundu. Tartışma: Bulgularımıza göre YAB patofizyolojisinde oksidatif stres mekanizması rol oynayabilir. Total oksidanlar YAB’de ileride bir biyolojik marker olarak kullanılabilir; ancak bu konuyla ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: Yaygın anksiyete bozukluğu, Oksidatif stres, Toplam antioksidan seviye, Toplam oksidan seviye
Dissosiyatif bozuklukta difüzyon tensör manyetik rezonans görüntüleme teknikleri
Bu çalışmamızın amacı; dissosiyatif bozukluklu olgularda nöronal bütünlüğünün incelenmesi ve etiyolojiye katkıda bulunabilecek anormalliklerin varlığını araştırmaktır. BTA dissosiyatif bozukluk tanısı alan 15 hasta grubu ile 15 sağlıklı kontrol grubunun DTG’leri çekilmiştir. Hasta ile kontrol grubu arasında korpus kallozum genu ile korpus kallozum splenium FA ve ADC değerleri usülüne uygun olarak ölçülmüştür. İyi baba ilşkisi olan ve kötü baba ilşkisi olan hasta guruplarının karşılatırmasında İyi Baba İlişkisi genu FA=839.363±25.4370, Kötü Baba İlişkisi genu FA=776,133±91.5438 olarak bulundu. Korpus kallozum genum FA değerleri açısında istatistiksel olarak kötü baba ilişkisi olan gurupta FA değeri anlamlı şekilde daha düşük bulunurken (p=0.039,Z= -2.066), korpus kallozum genum ADC(p=0.519, Z= -0.645), korpus kallozum splenium FA (p= 0.053, Z= -1.936), korpus kallozum splenium ADC (p= 0.439, Z= -0.775) değerleri açısından guruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Anne ilişkilerine göre hasta ile kontrol gurubu korpus kallozum genu ile splenium FA-ADC değerleri karşılaştırıldığında, değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. DES, DIS-Q ölçek puanları ile korpus kallozum genu splenium FA, ADC ilişkisine bakıldığında anlamlı bağıntı yoktu. Toplam hastalık süreleri ile korpus kallozum genum FA değerleri (p=0.092,r0=-0.451, N=15), korpus kallozum genum ADC(p=0.959, r0=-0.015, N=15), korpus kallozum splenium FA (p=0548, r0=-0.169,N=15), korpus kallozum splenium ADC (p=0548, r0=-0.169,N=15) değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bağıntı yoktu. Sonuç olarak ; BTA dissosiyatif bozukluk tanısı olan hastaların karşı cins ebeveyn ile ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda kötü baba ilişkisi tarifleyen gurupta frontal bölgelerden köken alan aksonların geçtiği korpus kallozum genu kısmında beyaz cevheri, olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Anahtar Kelime: Dissosiyatif B0zukluk, DTI, DT-MRI, Korpus Kallosum, Frontal Lob, Ebeveyn İlişkisi


Yorum yaz