
-
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
- +90 212 383 7070
- http://www.yildiz.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
YRD. DOÇ. DR. OYA AKIN
Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
Bölüm: Fen Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Kentsel arkeolojik koruma alanlarının yönetimi: İstanbul Yenikapı örneği Management of urban archaeological sites: Istanbul Yenikapı as a case study
Kültürel kaynak değerleri; insanoğlunun tarih boyunca yarattığı ve yok edildiğinde geri dönüşü mümkün olmayan ortak değerler bütünüdür. Hızlı nüfus artışı ve yapılaşma baskısı altındaki kentlerde; kültürel kaynak değerlerinin korunması önemli bir sorun başlığı haline gelmektedir. Artan toprak değeri ve değişen yaşam koşulları; kültürel kaynakları, fiziksel, ekonomik ve sosyal eskimeye maruz bırakmaktadır. Nüfus artışı, hızlı teknolojik gelişim, politik kararların sorgulanamazlığı, yasaların esnekliği, rant ve yapılaşma baskısı gibi etkenler, kentsel ve arkeolojik koruma alanlarının hızla tahrip edilmesi tehdidi ile karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Kentsel gelişmenin giderek standartlaştığı, kimliksizleştiği bir dönemde eskiye dair yapılar ve diğer buluntular, bir kentin diğer kentlerden farkını ortaya koymaktadırlar. Dolayısıyla kentsel koruma alanları; bir şehrin belleğini, kentsel kimliğin önemli bir girdisini oluşturmaktadır. Ancak kentsel alanlardaki bayındırlık faaliyetleri nedeniyle başlatılan belgelemeye yönelik arkeolojik çalışmaların, alanı kentin kalanıyla bütünleştirmeye ve korumaya yetmediği ortadadır. UNESCO Dünya Miras Merkezi’nin 1998 yılından bu yana Dünya Mirası Listesi’nde yer almak için başvuran taraf ülkelerden `alan yönetim planı’ talep etmesi, kültürel ve doğal tüm koruma alanlarında bilimsel koruma yaklaşımlarının esas alındığı bir yönetim anlayışının gerekliliğinin görülmesi nedeniyledir. Böylelikle Dünya Miras Alanları için alan yönetim planı hazırlanması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu doğrultuda tez çalışmasının amacı; arkeolojik koruma alanlarının etkin yönetimi için Dünyada ve ülkemizde alan yönetimi planlama sürecinin karşılaştırmalı olarak irdelenmesi ve bu değerlendirmeden çıkan sonuç bulgularla örnek çalışma alanı olarak seçilen Tarihi Yarımada Yenikapı arkeolojik koruma alanının yönetimine ilişkin bir sorun saptama çalışması yapmaktır. Bu amaç doğrultusunda arkeolojik koruma alanlarının önem ve değerinin irdelenmesi, çalışmanın başlıca hedefi olmaktadır. Çalışma; belirlenen sorunlardan yola çıkarak izlenmesi gereken yöntemin/yöntemlerin belirlenmesinde öneri geliştirme ile sınırlandırılmıştır.
Sosyal ve fiziksel çevre bağlamında koruma planları Antalya Kaleiçi örneği Conservation plans in the context of physical and social environment Antalya Kaleiçi case
Toplumların geçmişlerinin birer yansıması olan tarihi kentler ve kent parçalarının yaşatılarak geleceğe aktarılmasında önemli bir yer tutan ?koruma? kavramı, 19. yüzyıldan başlayarak çeşitli yasa ve yönetmeliklere konu olmuş, farklı dönemler ve bu dönemlerin belirleyicisi olan farklı kırılma noktalarına bağlı olarak çeşitli değişimler geçirmiş, dönüşümlere uğrayarak, günümüzde sahip olduğu anlamını kazanmıştır. Kentlerin ve kent parçalarının korunmasının bir planlama konusu olarak ele alınması ülkemizde 1970’li yıllarda, kentlerin kontrolsüzce büyümeye başlayıp, bu tür alanların tahrip edilme sürecine girmesi ile gündeme gelmiştir. Böylece Antalya Kaleiçi Alanı’nın da yer aldığı birçok tarihi merkez için 1970 ve 1980’li yıllarda koruma amaçlı imar planları yapılmıştır. Bu doğrultuda, çalışmanın amacı, özellikli kent ve tarihi dokuların korunması, yaşatılması amacıyla geliştirilen özel nitelikli planlar olan koruma amaçlı imar planlarını ve plan kararlarını irdeleyerek uygulanabilirliğini sorgulamak ve bu planların, örnek alan olarak seçilen Antalya Kaleiçi Kentsel Sit Alanı üzerindeki etkilerinin ortaya konulması yoluyla, hazırlanma ve hayata geçirilme süreçlerinde ortaya çıkabilecek sorunları öngörerek minimize edilmelerine katkıda bulunmaktır. Araştırma örneği olarak seçilmiş olan Antalya kentinin merkezinde yer alan, kentin ilk kuruluş noktası olan Kaleiçi Kentsel Sit Alanı özelinde 1979 ve 1992 yıllarında olmak üzere iki adet koruma amaçlı imar planı yapılmıştır. Tez kapsamında söz konusu planların plan kararlarının alanın günümüzdeki fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısı üzerindeki etkileri gözlem, mülakat, tespit ve tapu kütüğü incelemesi yöntemleri ile sorgulanmıştır. Bu çalışmalar ile; alanın plan kararlarından farklı olarak gelişme gösterdiği; koruma altına alınmış bir alan olmasına rağmen fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısının planlama çalışmaları öncesine göre bozulduğu ve bozulmaya devam ettiği, özgün kimlik ve karakterini yitirmeye yüz tuttuğu belirlenmiştir. Ülkemizdeki koruma amaçlı imar planları örneklerinden ilk ve başarılı olduğu söylenen Kaleiçi Kentsel Sit Alanı ile ilgili elde edilen veriler ışığında koruma amaçlı imar planlarının hedeflerinin belirlenmesinde mevcut sosyal, fizik ve ekonomik yapının özelliklerinin ayrıntılı olarak saptanması ve bu yapının plan hedefleri ile uyum sağlamasına yönelik çözümlere ilişkin eksikliklerin planın başarıya ulaşamamasında önemli bir rol oynadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
Kolektif bellek bağlamında Tuzla Köyiçi bölgesinin mekansal değişiminin irdelenmesi
Bu çalışmada bellek kavramı, insanın toplumsal bir varlık olmasının temelinde yatan, yaşamı boyunca gördüğü, öğrendiği, duyumsadığı her şeyi sakladığı ve gerektiğinde yeniden üretip yararlı hale getirdiği bir depo tanımı üzerinden ele alınmıştır. Nöroloji, psikoloji gibi disiplinlerin farklı açılardan ele aldığı bir konu olan bellek, yapılan çalışma kapsamında nörolojik sınıflandırmasından farklı olarak bireysel, toplumsal ve kültürel boyutu ile değerlendirilmektedir. Çalışmanın amacı; mekan belleğinin oluşum süreçlerinin ve bu süreçlere girdi veren mekansal özelliklerin neler olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. Çalışmanın kavramsal bölümlerinde; Kant, Bergson, Aristoteles gibi düşünürlerin ilgi alanına girmiş olan bireyin fizik mekandan aldığı duyumlar ve mekandaki deneyimleri arasındaki oluşum ve bu düşüncelerden yararlanılarak birey ? bellek arasındaki ilişki, farklı yorumlarla incelenmiştir. Bireyin belleğine depoladığı bilgilerin depolanma süresi, kapasiteleri, bellekteki kurgusunun sınıflandırılmasında duyusal, kısa süreli ve uzun süreli bellek ayırımından yararlanılmıştır. Tez çalışması, bellek kurgusunun sadece kişisel deneyimlerle oluşmadığı; içinde bulunulan toplumsal, kültürel, politik özellikler etkisinde ?kolektif? olarak belirlendiği düşüncesi üzerine temellenmektedir. Mekan öğelerinin bellek ile olan ilişkisi, kolektif belleği tanımlayan veriler (aidiyet, kimlik, gelenekler, vb. ) üzerinden ele alınmıştır. Çalışmanın örnek alan bazında test edilmesi kapsamında ise; mülakat, tespit ve gözlem teknikleri kullanılmıştır. Mülakatlar ile Tuzla Köyiçi yerleşiminin mekansal değişimi; yaşayanların belleklerinde kalan mekan öğeleri üzerinden değerlendirilmiştir. Mekan ve bellek kavramları bir arada ele alınarak hızlı kentleşme süreci içinde kalıcı mekan belleğini oluşturan öğelerin yitimi ve mekana ilişkin ?kolektif unutuş/hafıza kaybı? olgusu tartışılmıştır. Yerleşmenin kimliğine referans veren öğeler, toplumun kendi dinamikleriyle oluşan, söylenerek ve aktarılarak kalıcılığı sağlanan, hem kentlerin hem de toplumların belleklerinde yer eden unsurlardır. Ancak yerleşmenin gelişimine ve değişimine yön veren çevreler ve karar vericilerin kimi zaman köktenci kimi zaman travmatik biçimde yaptığı müdahaleler, kent belleğinden ve kentin geçmişinden giderek kopmayı ve uzaklaşmayı beraberinde getirmektedir. Bu çalışma, kentlerin kuşaklar boyu ürettiği kültür birikiminin bir sonucu olarak kolektif belleğin mekan ile ilişkisini ortaya koymakta ve kolektif belleğin ?insanların kentte neden yaşadığının? temel göstergesi olması üzerine temellenmektedir. Dolayısıyla; geçmiş bilincinden yoksun yapılan her tür müdahalenin, bellek üzerindeki etkilerini dikkatle yorumlamak; kolektif belleğin gelecek kuşaklara aktarılmasının önkoşulu olarak yerleşme kimliği ve belleğini sürdürebilir kılmak gerekmektedir.


Yorum yaz