
-
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
- +90 212 383 7070
- http://www.yildiz.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
YRD. DOÇ. DR. MÜNEVVER DAĞGÜLÜ
Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
Bölüm: Fen Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Endüstriyel devrimin Fener ve Balat semtlerindeki geleneksel konut mimarisi üzerindeki etkileri
İstanbul, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, farklı dinleri, kültürleri ve etnik grupları iç içe yaşatan ve bu mirası devam ettiren bir kenttir. Tarihi Yarımada içerisinde yer alan Balat ve Fener bölgeleri de çeşitli etnik grupların bir arada bulunduğu tarih içinde önemli yerlere sahip alt bölgelerdir. Aynı inanç, görüş ve değerlere sahip insan topluluklarının oluşturduğu kültürel yapı, yaşadıkları mekanın oluşumunu da etkilemiştir. Sosyal yapıda farklılık, kent ölçeğinde kendini gösterebilmekte olduğu ve bunun kent içinde farklı etnik bölgeler ortaya çıkardığı görülmektedir. Kent içinde farklılıklar olarak görülen bu gelişme, bölgede ki doku özellikleri, sokak şekillenişi dışında, bölgede ki dokuyu oluşturan en küçük birim olan bina ölçeğinde de kendini göstermiştir. Kentsel yapıda devam eden değişimler, kentsel alanlarda yeni konut biçimlerinin görülmesine neden olmuştur. Bu yeni bina türleri önce gayrimüslim mahallelerinde gözükmektedir (Yahudhane vb.). Batılılaşma dönemi içinde sıra ev ve apartmanların ortaya çıkması, orta tabakanın oluşması ve arazilerin değerinin artması ile yakından ilgilidir. Sıra evleri ve apartmanlaşma, sabit kalan yapı alanında yoğunluğun artmasına neden olmuştur. Yoğunluğun artması yapı alanında dış mekanlarının boyut ve oranlarının kontrolsüz yapılanma ile değişmesine neden olmuştur. Bu çalışma, Fener ve Balat semtlerinde batılılaşmanın etkisiyle değişen teknolojik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik gelişmelerin konut mimarisi üzerinde ki etkilerini incelemeyi hedeflemiştir. Çalışma kapsamında, Fener ve Balat semtleri sınırlarının birleştiği noktadaki Hızır Çavuş Köprübaşı Sokağı ve Yıldırım Caddesi seçilmiş, bu alan üzerinde yapıların günümüzde ki durumunu incelemek için çeşitli analizler yapılmıştır. Bölgenin önemi 19. yüzyılda yaşanan değişimler sonucunda azalmış, bunun etkisiyle de bölgede konut yerleşimlerinde değişimler görülmeye başlanmıştır. Tez kapsamında bu değişimlere etki eden nedenler ve değişimlerin etkisiyle ortaya çıkan yapılaşma incelenmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Fener, Balat, Sanayi Devrimi, konut mimarisi, mimari akımlar, 19. Yüzyıl, teknoloji, batılılaşma
20. yy da sanayi devrimiyle birlikte kent yapısında oluşan değişmeler ve beliren ihtiyaçlar kent planlamasına yansıması da direkt olarak olmuştur. Bu bağlamda yaşam ve çalışma koşullarına paralel olarak bölgede oluşan nüfus yoğunlukları konutsal yoğunluğu da beraberinde getirmiştir. Bu yoğunlaşma; şehir merkezlerinde toplu konut olgusunu doğurmuştur. Çeşitli kültürlerden oluşan toplulukları bir arada barındıran ve insanların her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanan toplu konut yapıları; süreç içerisinde değişim ve gelişmeler gösterirken yakın çevresiyle de etkileşim içinde bulunmaktadır. Bu bağlamda 1980 sonrası toplu konut süreci ve yer seçimini etkileyen faktörler ile konut ve yakın çevre ilişkisi incelenmiştir. Tezin içeriğini kısaca özetlemek gerekirse; 1. Bölümde, ?İstanbul örneğinde toplu konut gelişimi, 1980 sonrası konut üretim süreci ve yer seçimini etkileyen faktörler bağlamında konut yakın çevresinin irdelenmesi? konusuna giriş yapılmıştır. 2. Bölümde, konutun farklı nitelikleri açısından farklı tanımları yapılabilecek olmakla birlikte, toplu konut olgusunun var oluşunu insan ihtiyacını, konforunu, memnuniyeti, birçok komşuluk biriminin bir arada barınmasını sağlayan bir gereç olarak tanımlayabiliriz. Gerçekte tarihçesi Osmanlı İmparatorluğuna kadar dayanan toplu konutu ortaya çıkaran nedenler; ülke mekanının uyumlu organizasyonunda büyük kentlerin yığılma haline geçişini önlemek sanayi ve sanayi nifusunun dengeli dağılımını sağlamak, bölgeler arası farklılığı arttırmamak, kentsel büyüme sürecinde kent içi ve çevresindeki tarihsel ve doğa değerlerini korumak açık alanların kaybolmasını önlemek şeklinde sıralanabilir. 3. Bölümde Türkiye’de 1970’lerin ikinci yarısında yaşanan ekonomik krizin rant gelirlerini kentsel arazilere kaydırılmasının yarattığı potansiyel ve 1980’lerde yürütülen ekonomik politikalarla, inşaat sektörünün gelişme gösterdiği açıklanmıştır. Toplu konutun Türkiye’deki ilk uygulamalarından örnekler seçilip anlatılmıştır. 4. Bölümde, 1980 sonrasında hız kazanarak artan köyden kente göç sonucunda; büyüyen ve konut alanı azalan kent olgusu, daha fazla önem kazandığı ve değişen politik planlama kararları ciddi ve kararlı bir toplu konut planlaması gereğini doğurduğu açıklanmıştır. Buna paralel olarak toplum mozaiği içerisinde yeni bakış açıları doğrultusunda toplu konut gelişim ve değişimleri analiz edilmiştir. Oluşan ve gelişim gösteren bu konut tipolojisi geniş ve lüks konutların oluşturduğu üst gelir grubuna hitap edenler, orta gelir grubuna yanıt vermeyi amaçlayan konutlar ve nispeten alım gücü daha da düşük olan alt-orta gelir grubuna hitap eden konutlar olarak 3 bölümde incelenmiştir. 5. Bölümde, daha önce de değindiğimiz gibi toplu konutu ortaya çıkaran başlıca nedenlerden biri kentsel büyüme sürecinde kent içi ve çevresindeki tarihsel, doğal ve kentsel sit alanlarını korumaktır. Bu bölümde tarihi, kentsel, arkeolojik, doğal, karma olmak üzere sit alanları sınıflandırılmış ve bu alanlardaki yapılaşma koşulları irdelenmiştir. 6. Bölümde, açıklanan bölgenin yerleşilip yaşanılabilme kriterleri tarih öncesi çağlardan beri bazı değişmez ve gerekli kıstaslar içermesidir. Zemin faktörü, mevcut su havzalarına yakınlık, orman alanlarına yakınlık, sit alanları ve merkeze yakınlık, toplu konutun ulaşılabilirliği, alt yapı özellikleri, sınıflaşma ve demografik yapı, sosyoekonomik ve sosyokültürel yapı değişimi ile planlama kararları yer seçimini etkileyen ana kriterlerdir. Oluşan yerleşim şeması, kişi başına düşen birim alan, konut alanı yoğunluğunu sayısındaki yoğunluk ve bu kişilerin sosyokültürel özellikleri yerleşim bölgesinin planlamasını da doğrudan etkilemektedir. 7. Sonuç bölümde, yer seçimini etkileyen faktörler bağlamında konut ve yakın çevresini niteliklerini grafiksel gösterimi ve karşılaştırmaları yapılmış, planlama kararları açısından etken olan yer seçimi faktörleri ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Toplu Konut Olgusu, çevre, konfor, sit alanları, sosyoekonomik, sosyokültürel, planlama, lüks konut
İnsanın en temel güdülerinin başında, bulunduğu mekânı tanıma ve keşfetme arzusu bulunmaktadır. Kişi fiziksel çevreyi anlamlandırmaya başladığında yere ait ögelerin nitelik ve niceliklerini bilincinde değerlendirerek yer ile arasında bir bağ kurar. Bu sebepten, zaman döngüsü içinde meydana gelen tarihsel ve toplumsal gelişimler, insanın sosyal, algısal ve fiziksel gereksinimlerini değiştirdiği gibi dolaylı olarak toplumların ortak alanları olan kamusal mekânları da farklılaştırmaktadır. Kent örüntüsü içinde zamanla değişen, dönüşen ve eklemlenen kamusal mekânların kent üzerine etkileri, tanımladıkları boşluklarla oluşturdukları kamusal arayüzlerin, kullanıcıların bilincinde sahip olduğu görsel ve algısal tesirden kaynaklanmaktadır. Yatay ve düşey bileşenleriyle kamusal arayüzler, onu tanımlayan nicelik ve niteliklerle yüzeylerini oluşturduğu kentsel dokunun fiziksel ve görsel özellikleri belirleyerek kullanıcılar için algısal anlamda değişen durumlar ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışma kapsamında, birinci bölümde, tezin amacı, literatür özeti ve hipotez anlatılmaktadır. İkinci bölümde, bireysel ve toplumsal olarak insanın çevre içindeki yeri ile duyusal ve bilişsel anlamda çevreyi algılama biçimleri ifade edilmiştir. Üçüncü bölümde, kamusal alan kavramı, gelişim süreci ve temel bileşenleri ele alındıktan sonra kamusal arayüz kavramı ile onu oluşturan ve tanımlayan kullanıcı gereksinimleri, algısal, fiziksel ve kavramsal nitelikler alt başlıkları ile ayrıntılı olarak incelenmiştir. Dördüncü bölümde, alan çalışması olarak seçilen Berlin-Mitte bölgesindeki Alexanderplatz’ın tarihsel ve mekânsal gelişim süreci yer almaktadır. Beşinci bölümde Alexanderplatz ve çevresi ele alınarak hazırlanmış üst ve alt ölçekli analizler kamusal arayüzlere ait, onu oluşturan ve tanımlayan niteliklere göre detaylı bir biçimde irdelenmiştir. Son bölümde ise Alexanderplatz’la ilgili elde edilen bilgilere dair değerlendirmeler, sonuç ve öneriler bulunmaktadır.
İstanbul’da residans kullanımının pazar ekonomisi ve yer seçimi açısından değerlendirilmesi
İstanbul, tarihinin günümüze kadar Dünya’nın en önemli şehirlerinden biri sayılmış; birçok medeniyete ve büyük bir nüfusa ev sahipliği yapmıştır. Konut stoğundaki ihtiyaca rağmen İstanbul’un böyle bir cazibe merkezi olması ise, onu önemli bir sanayi, ticaret, yatırım ve yerleşim alanı haline dönüştürmüştür. Bu da yerleşim alanlarının sürekli gelişmesine, yatırım alanları çevresinde odaklanmasına, ulaşım ağlarına ise her geçen gün yeni yüklerin binmesine yol açmaktadır. Bu durum son on yıllık süreçte yatırım alanlarına yakın bölgelerde veya ulaşım açısından avantajlı noktalarda rezidans adı verilen lüks konut oluşumlarının sayısı artmasına yol açmıştır. Birçok rezidans projesi de beraberinde iş merkezi ya da alışveriş merkezi ile beraber projelendirilmekte ve ana ulaşım aksları üzerine kurulmaktadır. Ayrıca rezidans projeleri eskiden beri süregelen konut kavramını hatta lüks konut yaklaşımını da beraberinde sundukları hizmetlerle farklı bir noktaya taşımakta, klasik konut işlevlerine yenilerini eklemektedir. Bu çalışmada İstanbul’daki konut kullanıcı profili ile birlikte bu alanlar incelenecek ve bu alanların nasıl bu kadar ilgi gördüğü ve kullanıcının hangi kriterleri değerlendirmeye alarak bu alanlara yöneldiği tartışılacaktır. Bu çerçevede yerli ve yabancı yatırımcıların yer seçimi açısından ne gibi farklı yaklaşımlar gösterdiği de incelenecektir. Çalışma göstermektedir ki, şehrin önemli ticaret alanları üzerinde yoğunlaşan bu yapılar hem bir statü göstergesi aracı hem de yeni bir yaşam tarzı sunmaktadırlar.

Yorum yaz