
-
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 246 211 1000
- http://w3.sdu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
YRD. DOÇ. DR. İSMAİL GÖKDAYI
Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. İsrail (TR)
2. Suriye (TR)
3. Ortadoğu sorunu (TR)
4. Ortadoğu politikası (TR)
5. Ortadoğu (TR)
6. 11 Eylül 2001 olayı (TR)
7. Konut (TR)
8. Isı yalıtımı (TR)
9. Fosil yakıtlar (TR)
10. Enerji tasarrufu (TR)
11. Enerji politikaları (TR)
12. Enerji (TR)
13. Emisyon (TR)
14. Mülteciler (TR)
15. Mülteci kampları (TR)
16. Mülteci hakları (TR)
17. Göçmenler (TR)
18. Event of september 11th (EN)
19. Middle East (EN)
20. Middle East policy (EN)
21. Middle East problem (EN)
22. Syria (EN)
23. Israel (EN)
24. Emission (EN)
25. Energy (EN)
26. Energy policies (EN)
27. Energy savings (EN)
28. Fossil fuels (EN)
29. Heat insulation (EN)
30. Dwellings (EN)
31. Migrants (EN)
32. Refugee rights (EN)
33. Refugee camps (EN)
34. Refugees (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Ekim 1998 öncesi ve sonrası Türkiye’nin İsrail-Suriye ilişkilerine bakışı
Arap-İsrail ilişkileri Türkiye’nin genel anlamda Ortadoğu politikasını etkilerken, Suriye-İsrail ilişkilerinin Türk dış politikasında ayrı bir önemi bulunmaktadır. Bölgedeki diğer barış çabalarının aksine İsrail-Suriye Barış görüşmelerinde Türkiye iki farklı tutum sergilemiştir. Bu açıdan Ekim 1998, Türkiye’nin İsrail-Suriye ilişkilerine bakışında önemli bir kırılma anıdır. Ekim 1998, Türk Dış Politikasının vizyonunda öyle bir etki yaratmıştır ki, doksanlı yılların ortalarında İsrail-Suriye barış görüşmelerine kuşkuyla yaklaşan Türkiye, 2000’li yıllarda bu iki ülkenin bir araya gelebilmesi için arabuluculuk rolünü üstlenebilecek bir konuma gelmiştir. Bu çalışma, Türk dış politikasındaki, İsrail-Suriye ilişkileri üzerinde yaşanan kırılmanın sebeplerini inceleme amacıyla hazırlanmıştır. Türkiye’nin İsrail’le artan iş birliğinin incelenmesinin ardından, Suriye ile yaşanan gerilim ve gerilimin zirve yaptığı Ekim 1998 incelenmiş ve son olarak doksanlı yıllarla birlikte başlayan İsrail-Suriye barış görüşmeleri ve Türkiye’nin arabuluculuk yaptığı 2000’li yıllar analiz edilmiştir.
Türkiye’de neo-liberal dönüşüm: 24 Ocak 1980 istikrar programı kararları ve etkileri
Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye?nin izlediği ekonomi siyaseti, dış dünyadaki gelişmelere paralel olarak Batı yanlısı bir çizgi de seyretmiştir. Batı?ya uyum anlamında gelişen liberalizm temelli politikaların en önemlisi, halen günümüz ekonomi politikalarına etki eden 24 Ocak 1980 Kararları biçiminde ortaya çıkmıştır. Küreselleşme sürecine uygun olarak gelişen bu politikalar, özellikle 1980?den itibaren tüm dünyada etkisini göstermiştir. Devletin ekonomideki payının azaltılması ile ticaret ve finans piyasalarının liberalleştirilmesi üzerine kurulu bu sistemle Türkiye, liberalleşme sürecine kapsamlı ve hızlı bir giriş yapmıştır. İstikrar Programları biçiminde ortaya çıkan liberalleşme süreçlerinin, özellikle 1980 sonraki sürece yansıması, finansal ekonomik krizler şeklinde olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti?nin ekonomik gelişimine doğrudan etki eden en önemli faktör, siyasi gelişmelerdir. Siyaset kurumunu doğrudan etkileyen ve yönlendiren aktör ise ordudur. Ordunun siyaset kurumu üzerindeki vesayeti, sıkça tekrarlanan darbe girişimleriyle ortaya çıkmış ve bu yapı, ekonomik-siyasi-toplumsal alanın değişim dinamiğini oluşturmuştur. Kısaca bu çalışmada; Türkiye?de liberal ve Neo-liberal ekonomi politikalarının tarihsel süreç içerisinde geçirmiş olduğu dönüşüm, siyasi gelişmeler de dikkate alınarak incelenmekte; özellikle 1980?li yıllar ve sonrasında meydana gelen ekonomik krizler ve bu krizlerin neden olduğu dönüşümler ele alınmaktadır.
Sağlık hizmetlerinde kalite belgelendirme sistemleri ve akreditasyon
Bu tezin amacı, sağlık hizmetlerinde kalite belgelendirme sistemlerinin ortaya çıkış gerekçelerini ve ölçütlerini irdeleyerek, kalite belgelendirme sistemlerinin kuruma katkıları ve uygulamada karşılaşılan sorunları ortaya koymaktır. Çalışmanın temel çıkış noktası, son zamanlarda hızla başlayan sistem belgelendirmeye duyulan ilginin artması ve hükümet politikalarının bunları destekler nitelikte olmasıdır.Çalışmada tezde adı geçen kavramlar hakkında literatür taraması yapılmış, ardından en çok kullanılan kalite belgelendirme sistemi olan ISO’nun ölçütleri ve uygulamada karşılaşılan sorunlar üzerinde durularak, EFQM ve DEMİNG ödülü kriterlerinden söz edilmiştir. Hasta hakları ve hastane enfeksiyonlarının önlenmesini içeren kalite belgelendirme sistemi olan akreditasyonun Türkiye’deki durumu ve uygulamadaki işlerliğine bakılmıştır. Yeni kamu yönetimi anlayışıyla beraber vatandaş yerine müşteri kavramının kullanılması, kamuda etkinlik ve performansın artırılması, sıklıkla kaliteden söz edilmesi, merkezi yönetimin küçültülmesi ve bir kısım yetkilerinin başka birimlere devredilmesi, performans yönetiminin üzerinde yoğunlaşılmasına neden olmuştur. İyi bir performans yönetimi kurumun amaçlarının ve önceliklerinin neler olduğu, ne yapmak gerektiği, yapılan işin kurumun performansına katkısı ve bunun ölçülmesini getirmektedir. Neticede kaynaklarını iyi kullanan devlet israf etmemiş, verimli, etkili, etkin ve kaliteli hizmet vermiş olacaktır. Bunun için çeşitli kalite belgelendirme sistemleri oluşturulmuş ve uygulanmıştır. Sağlık sektöründe önceleri özendirici olarak başlayan kalite belgelendirme sistemleri son yıllarda da zorunlu olarak uygulanmaya başlanan, hastanenin mali kaynağını ve sağlık personelinin aldığı ek ödemeyi etkileyen, kalite kriterleri sağlık bakanlığının önem verdiği ve bizzat denetlediği hastane performansını belirleyen ölçütlerdir. Değişen kamu yönetimi anlayışının devamı olan performans yönetimi aynı zamanda sağlık sektöründe kaliteli olmanın da koşulu olmuştur. Kalite belgelendirme sistemlerinin işlerliği irdelenen çalışmada sonuç olarak kurumların kalite belgelendirme sistemlerini eksikleriyle uygulamaya çalıştıkları görülmektedir. Bu sistemlerin getirdiği yeniliklerin kurumdaki fonksiyonu çok fazla anlaşılmadan belgeyi almak için yapıldığı yada alınan belgeyi yenilemek için yapılagelen işlemler haline dönüştüğü görülmektedir. Çalıştıkları kurumun belge alması için çabalayanlar sistemin gereği olan işin dokümantasyonunu iyi yapmakta ve neticede belgeyi almakta fakat özünde sistemin fazlaca işlerliği müşteriye yansıtılamamaktadır. Diğer tarafta bulunan hastalar ve hasta yakınları için ise, önemli olan başvuracakları kurumun kalite belgesi olması değildir. Bunun nedeni ise çoğu yerde gidecek başka bir sağlık kuruluşunun yani rekabet edecek bir kuruluşun bulunmaması, çeşitli alışkanlıklar, kurumda çalışan hekimin yaklaşımının kurumda uygulanan kalite sisteminden daha çok ön plana çıkması veya ödeme zorluğunun özel sağlık kuruluşlarına gitmeyi engellemesi olabilmektedir. Anahtar Kelimeler: Performans, kalite belgelendirme, sağlık, akreditasyon
Kentsel enerji politikaları bağlamında konutlarda enerji verimliliği algısı:
Enerji günümüzün en önemli kavramlarından birisidir. Fosil yakıtların bugünkü rezervleri kısıtlıdır. Teknolojik gelişmelerle birlikte, gelişmekte olan ülkelerin de enerji ihtiyacında büyük artışlar gözlenmektedir. Alternatif enerji kaynakları yaratılmadığı sürece tüm dünyada enerji darboğazı kaçınılmaz görünmektedir. Yaşanabilir bir dünya için çevreye ve atmosfere zarar veren emisyonlar (özellikle CO2 emisyonu) mutlaka azaltılmak zorundadır. Fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin zararlı emisyonları azaltılmadığı sürece başta küresel ısınma ve iklim değişikliği tehlikeleri olmak üzere dünyanın yaşanabilir olmaktan çıkabileceğine dair işaretler artmaktadır. Enerjiyi verimli kullanarak ülke ekonomilerinin cari açıklarının azaltılması yanında çevreye ve atmosfere verilen zararlı çıktılardan korunmak mümkündür. Bu çalışmada, enerji verimliliği konusunda hem yasal düzenlemeler hem de teknik anlamda ısı yalıtımı üzerinde durulmuştur. Isparta ilinde gerçekleştirilen anket çalışması ile ısı yalıtımı uygulamasının aile bütçelerinde ortaya çıkardığı değişiklikler ortaya konulmuştur. Türkiye, enerji verimliliği konusunu en üst seviyede gündeme getirerek, halkın bilinçlendirilmesini sağlamak zorundadır. Sürdürülebilir bir kalkınmayı devam ettirmek ve dışa bağımlılığı azaltmak için enerji sorununa bir çözüm bulmalıdır. Bu da enerjisini verimli kullanarak mümkün olabilir. Anahtar Kelimeler: Enerji, Enerji verimliliği, Isı yalıtımı, Emisyon, Fosil yakıtlar.
Isparta’ya gelen yabancı sığınmacıların sosyal çevre farklılıklarından kaynaklanan uyum sorunları Adjustment problems due to differences in the social environment of asylum seekers in Isparta
Araştırmanın konusunu, Isparta’daki yabancı sığınmacılardan olan ?Sığınma Başvuru Sahipleri? oluşturmaktadır. Türkiye’deki yabancı uyruklu sığınmacıların, ülkemizde bulundukları süreler içerisinde, yaşamlarını insani anlamda sürdürebilmeleri için seçilmiş 51 uydu kentten biri de Isparta’dadır. Dünyanın neresinde olursa olsun; evlerinden koparılmış, çileli, ezik ve de her türlü ilgiye susamış olan bu göçerlerin, Isparta’daki mola verme kesitindeki sığınışları, gerçekten karşılık bulmuş mudur? Isparta kurumlar ve yerel halk nezdinde sığınmacıların derdine derman olabilmiş midir? Yoksa uyum sorunsalı olarak mı karşımıza çıkmıştır? Sorularına cevaplar aranmıştır. İstemsiz göçü tetikleyen uluslararası dikkatsizlikler kuramsal olarak merkez-çevre ilişkileri düzleminde ele alınmıştır. Bu çalışmada, sığınmacı, mülteci, sığınma başvuru sahipleri, göç kavramlarının anlamları, göçün tarihsel gelişimi, sığınmacılar hakkında hukuki düzenlemeler anlatılmaya çalışılacaktır. Ayrıca Isparta’ya göç etmiş sığınmacıların diğer uydu kentlerden farklı olarak, topluma uyum sağlama konusunda ve sıkıntılarının giderilmesi hususundaki uygulamalar açıklanacaktır.


Yorum yaz