YRD. DOÇ. DR. İLKER KİRİŞ

Koroner arter bypass cerrahisi sonrası erken dönemde aspirin direnci gelişme sıklığı ve Tromboksan A2 Üretimi’nin yetersiz inhibisyonu

Bu çalışmanın amaçları; i) koroner arter bypass greft cerrahisi (KABGC) uygulanan hastalarda erken postoperatif dönemde aspirin direnci gelişme sıklığı ve bu direncin geri dönüşümlü olup olmadığını ve ii) KABGC sonrası erken dönemde aspirin direnci gelişmesinde tromboksan A2 üretiminin yetersiz inhibisyonu mekanizmasının etkinliğini araştırmaktır. Çalışmaya, Şubat 2009-Mart 2010 tarihleri arasında, koroner arter hastalığı tanısı ile kliniğimizde elektif KABGC uygulanan 80 hasta (ortalama yaş 63.1±9.19, 55 erkek) alınmıştır. Hastalardan preoperatif, postoperatif yedinci ve on beşinci günlerde alınan venöz kan örnekleri PFA?100 cihazı ile değerlendirildi. Kollajen-epinefrin kapanma zamanının 186 sn’den düşük olması durumunda aspirin direnci tanısı konuldu. Ayrıca postoperatif birinci gün alınan idrar örneklerinde 11-dehidro tromboksan B2 düzeyleri ölçüldü. Preoperatif dönemde 23 hastada (% 28.75), postoperatif yedinci günde 31 hastada (% 38.75) ve postoperatif on beşinci günde 25 hastada (% 31.25) aspirin direnci saptandı. Postoperatif yedinci günde aspirin direnci olan hastalardaki 11-dehidro tromboksan B2 düzeyleri, aspirin direnci olmayan hastalardaki düzeylere göre anlamlı derecede daha yüksekti (p < 0.001). Postoperatif yedinci günde yeni aspirin direnci gelişen hastaların ortalama aort kross-klemp süresi (66.41 ± 29.44 vs 50.73 ± 18.78, p=0.003) ve kardiyopulmoner bypass süresi (105.22 ± 42.23 vs 89.28 ± 28.74; p=0.029) aspirin direnci olmayan hastalardaki sürelere göre anlamlı derecede daha yüksekti. Bu çalışmanın sonuçalrı; i) kardiyopulmoner by pass ile KABGC sonrası ilk yedi gün içinde aspirin direnci geliştiği ve bu direncin de büyük oranda geçici olduğunu ve ii) KABGC sonrası erken dönemde aspirin direnci gelişmesinde tromboksan A2 üretiminin aspirin tarafından yetersiz inhibe edilmesi mekanizmasının etkili olduğunu desteklemektedir.