
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
Y.DOÇ.DR. MUSTAFA KÖSEM
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Tiroid papiller karsinomunun ayırıcı tanısında HBME-1,CK-19,S-100 ve EMA’nın yeri(112 olguda immünohistokimyasal çalışma) Localization of HBME-1, CK-19, EMA and S-100 protein in the differential diagnosis of papillary carcinoma
3.ÖZET Tiroidin papiller karsinomuna esas olarak histopatolojik özellikler ile tanı konulur. Klasik papiller yapı önemlidir, ancak nükleer değişiklik tanı için gerekli temel özelliktir. Benzer yapısal ve sitolojik özellikler, tanıda problemlere neden olacak şekilde tiroidin diğer lezyonlann- da da görülebilir. Bu çalışmada, papiller karsinom ile tiroidin diğer lezyonları arasında, güçlük çekilen olgularda HBME-1, CK-19, EMA ve S- 100 protein pozitifliğinin ayırıcı tanıda kullanımı araştırıldı. Altmış papiller karsinom (37 papiller varyant, 23 folliküler varyant), 25 nodüler hiperplazi, 12 folliküler adenom, beş folliküler karsinom, altı Graves hastalığı, dört Hashimoto tiroiditi olgusu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı arşivinden retrospektif olarak incelendi. İmmünohistokimyasal boyama, parafın bloklardan hazırlanan doku kesitlerine, HBME-1, CK-19, S- 100 ve EMA antikorları ile, standart avidin-bİotin peroksidaz kompleks tekniği kullanılarak gerçekleştirildi. Çalışmamızda papiller karsinomda HBME-1 ile %8,3 zayıf, %90 orta derece ya da güçlü boyanma, CK-19 ile %11,7 zayıf, %88,3 orta derece ya da güçlü, EMA ile %50 zayıf, %50 orta derece ya da güçlü boyanma, S- 100 ile %26,6 zayıf, %48,4 oranında orta derece ya da güçlü boyanma saptandı. Papiller karsinom dışı lezyonlarda CK-19 ile %36,5 zayıf, %5,8 orta derece, EMA ile %26,9 zayıf, %15,4 orta derece, S-100 ile %7,7 zayıf, %1,9 orta derece boyanma gözlendi. Papiller karsinom dışı lezyonlann tümünde HBME-1 boyanma gözlenmedi. İstatistiksel olarak, dört markırın hepsi, papiller karsinomda, papiller karsinom dışı lezyonlar ile karşılaştırıldığında anlamlı boyanma gösterdi. Ancak HBME-1 ve CK-19 papiller karsinomda yüksek oranda orta derece ve güçlü boyanma göstermeleri nedeniyle ayırıcı tanıda çok daha değerli oldukları kanısına varıldı. 4.SUMMARY Localization of HBME-1, CK-19, EMA and S-100 protein in the differential diagnosis of papillary carcinoma Papillary carcinoma of the thyroid is mainly diagnosed with histopathologic features. Classical papillary architectures are important but nuclear change is the essential diagnostic element. Similar architectural and cytologic features may be seen in other lesions of thyroid that cause problems in diagnosis In this study HBME-1, CK-19, EMA and S-100 protein positivity were searched in the cases which have had difficulty in the diagnostic differentiation of papillary carcinoma and other lesions of the thyroid. Sixty papillary carcinomas (37 papillary variant, 23 follicular variant), 25 hyperplastic nodules, 12 follicular adenomas, five follicular carcinomas, six Graves disease and four Hashimoto thyroidites cases were studied retrospectively from the files of the Department of Pathology, School of Medicine Yüzüncü Yıl Universty. Tissue sections of paraffin-embedded blocks were used. Immunohistochemical staining, was performed using a standart avidin-biotin peroxidase complex technique with the following primary antibodies; HBME-1, CK-19, S-100 and EMA.
Paratiroid adenomu ve hiperplazisi’nin histopatoloji, histokimyasal ve immünohistokimyasal ayrımı
2. ÖZET Paratiroid adenomu (PtA) ve paratiroid hiperplazisinin (PtH) ayırımında kullanılan histopatolojik bulgular, bu iki patolojiyi ayırmada her zaman yeterli olamamaktadır. PtA ve PtH’lerinin birbirinden ayırımı tedavi farklılıkları nedeni ile önemlidir. Bu çalışmada, PtA ve PtH’nin histopatolojik, histokimyasal (AgNOR, Alcian blue ve Masson trichrom) ve immünohistokimyasal (Ki-67 ve CD-34) yöntemlerle ayırımı araştırıldı. Çalışma grubu, 52 PtA, 33 PtH ve 20 normal paratiroid bezi (NPt) olgusundan meydana geliyordu. Tüm vakalar ve kontroller, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Laboratuar arşivinden retrospektif olarak incelendi. Histopatolojik inceleme için 18 farklı parametre araştırıldı. Histokimyasal boyama, parafin bloklardan hazırlanan doku kesitlerine, AgNOR boyama yöntemi, Alcian blue ve Masson trichrom boyalan kullanılarak gerçekleştirildi. İmmünohistokimyasal boyama, Ki-67 ve CD-34 antikorları ile standart avidin-biotin peroksidaz kompleks tekniği kullanılarak yapıldı. İstatistiksel analiz için Chi-square testi, Fisher’s exact testi, One-way ANOVA (post-hoc LSD) testleri kullanıldı. Histopatolojik incelemede, istatistiksel bakımdan anlamlı olarak kenarda normal paratiroid dokusu (perinodüler rim) varlığı, PtA’larınm %73’ünde görülürken, PtH’lerinin hiçbirinde gözlenmedi. Orta derece ve belirgin yağ hücresi varlığı (++ ve +++) PtA vakalarının toplam %5,8’inde, PtH vakalarının %48,4’ünde görüldü. Kistik dejenerasyon, PtATarmın %30,7’sinde, PtHTerinin %12,1’inde gözlendi. Belirgin (+++) kapsül kalınlığı, PtA’larınm %28’inde izlenirken, PtHTerinin hiçbirinde yoktu. Hücre dizilim paternleri, nekroz, kanama, dejenerasyon, fibröz bant varlığı, kolloid benzeri materyal varlığı, hücre tipi, inflamasyon, intranükleer inklüzyon varlığı, nükleer kromatinin yapısı ve dağılımı ve nükleer şekil bakımından PtA ve PtH arasında anlamlı farklılık gözlenmedi. AgNOR boyama tekniğinde, medyan değer, PtA olgularında 175, PtH olgularında 153,9 olarak saptandı. Alcian blue ile, PtHTannm %78,8’inde, PtATarmın %11,5’inde perivasküler boyanma izlendi. Masson trichrom ile, PtHTannm %69,7’sinde, PtATarmın %5,7’sinde perivasküler boyanma gözlendi. Ki-67 boyası ile, medyan değer, PtATannda 1,02, PtH olgulannda 0,687 idi. CD-34 ile, PtA Tarmda medyan değer 136,1, PtHTerinde ise 96,9 olarak saptandı. PtA ile PtH ayırımında kenarda normal paratiroid dokusu varlığı, belirgin yağ hücresi oram (++ ve +++), kist formasyonu, belirgin kapsül kalınlığı (+++) PtA’u lehine anlamlı bulundu. AgNOR boyama tekniği ile nükleer organize bölgelerin boyanma değerlerinde, PtA lehine anlamlı bir farklılık söz konusu iken, Alcian blue ve Masson trichrom ile izlenen perivasküler boyanma, PtH lehine belirgin anlamlılık gösterdi. CD-34 ile değerlendirilen MVD (mikrovasküler dansite), PtA’da PtH vakalarına göre, anlamlı olarak yüksekti. Ki-67 ile, PtA’u ile PtH arasında istatistiksel olarak farklılık saptanmadı. Sonuç olarak, perinodüler rim, belirgin yağ hücresi varlığı, kistik dejenerasyon ve 21 u üzerindeki kapsül kalınlığı histolojik olarak, AgNOR, Alcian blue, Masson trichrom ve CD-34 de klasik ve İHK’sal boyama yöntemleri olarak, PtA ve PtH’nin ayırımında yararlıdırlar.


Yorum yaz