
-
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 474 225 1150
- http://www.kafkas.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
Y.DOÇ.DR. MEHMET DİKKAYA
Üniversite: Kafkas Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Terörün sosyo-ekonomik gelişme üzerindeki olumsuz etkileri: Karşılaştırmalı Diyarbakır örneği
ÖZET Türkiye yıllarca terör tehdidiyle birlikte yaşamak zorunda kalmıştır. Bu tehdit zaman içerisinde ülke ekonomimize ve insanımıza çok önemli değerler kaybettirmiştir. Bu güne kadar askeri, siyasi, sosyal, psikolojik ve stratejik olarak tüm yönleriyle hakkında birçok araştırma yapılan terörizmin, sosyo-ekonomik kalkınmaya olan olumsuz etkileri açısından çokta fazla araştırılmamış olması nedeniyle başladığımız bu çalışmada ileriye sürdüğümüz sav; ?Diyarbakır bölgesinde terörizmin geniş boyutlara ulaşması sosyo-ekonomik gelişmeyi daraltmaktadır? şeklindedir. Sosyo-ekonomik kalkınmanın istenen düzeyde sağlanamaması bugün bütün dünya ülkelerinin ortak sorunudur. Bu sorun ortadan kaldırılmaya çalışırken bir takım zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu zorluklardan en önemlilerinden biriside terördür. Hiçbir zaman tam olarak ekonomik maliyetleri ortaya konamayan ancak olumsuz etkileri her alanda hissedilen terörün, Diyarbakır ölçeğinde ne gibi olumsuzluklara neden olduğu ortaya konan savın temelini oluşturmaktadır. Sözü edilen alanla ilgili yeterince çalışma yapılmamış olması en önemli handikaplarımızdandı. Ancak yinede elde edilen ve bu güne kadar yayınlanmış bulunan mevcut kaynakların taranması ile bu çalışma tamamlanmıştır. Sonuçta görülmüştür ki, terör insanların iktisadi hayatları başta olmak üzere yaşamlarının her alanında olumsuz etkiler doğurmaktadır. Diyarbakır’ın da sosyo-ekonomik kalkınmasının önündeki önemli bir engelinde terör olduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Terör, Kalkınma, Güneydoğu, Göç, Diyarbakır
Kayıt dışı ekonominin boyutları, etkileri ve kayıt dışı ile mücadele yöntemleri: Türkiye örneği
Ekonomik olarak nedenleri ve sonuçları bakımından çok karmasık bir yapı olarak ortaya çıkan kayıt dısı ekonomi, daha çok iktisadi faktörler dısında sosyal, psikolojik, siyasi ve ahlaki boyutlarıyla incelenmesi gereken bir olgudur. Bu olguya ortaya çıkıs nedenlerine göre çesitli isimler verilmistir. Bazen karsımıza kara ekonomi, nakit ekonomisi, gizli ekonomi, saklı ekonomi, yasadısı ekonomi, informel ekonomi, yer altı ekonomisi, gözlemlenemeyen ekonomi gibi kavramlarla çıksa da genel olarak kayıt dısı ekonomi olarak adlandırmak mümkündür. Dünya ülkelerinin çogunda bu olguyla ilgili çesitli kanuni düzenlemeler yapılmıs ve kayıt dısı ekonomi engellenmeye çalısılmıstır. Ancak bu düzenlemelerde genelde kayıt dısı ekonomi öncül bir suç kapsamında degerlendirilmistir. Kayıt dısı ekonominin birçok nedeni oldugu gibi, bu nedenlerin olusturdugu ve ekonomiyi etkileyen sonuçlar da vardır. Kayıt dısı ekonomiyi belirlemek ve ölçmek için ekonomistler tarafından çesitli yöntemler gelistirilmistir. Bu çalısma, benzer çalısmalarda da görüldügü üzere kayıt dısı ekonominin ülkemiz ekonomisi içinde gerçekten çok olumsuz sonuçlar dogurdugunu göstermektedir. Ülkemizde bazı vatandasların yükümlülüklerinden kaçarak kayıt dısı faaliyetlerde faaliyetlerde bulunmaları, vergi yükümlülügünü yerine getirenler için adaletsiz bir durum ortaya çıkarmaktadır. Kayıt dısı ekonominin kayıt altına alınması çalısmaları hali hazırda politik karar alıcıların ve uygulayıcıların en büyük amaçlarından biri olmustur. Bu baglamda daha çok belge ve kayıtların saglıklı bir biçimde olması için gerekli hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Sonuçta kayıt dısı faaliyetleri önlemenin yolu, saglıklı bir altyapı hazırlamak ve bunu hukuki açıdan baglayıcı kılmakla mümkün olacaktır. Ülkemizde büyüme ve kalkınma açısından çok önemli bir yer tutan vergiler saglıklı toplanmalı ve her vatandasın bu sorumluluk bilincine sahip olması gerekmektedir.
Ekonomik kalkınma, gelişmekte olan ülkelerin ortak gündemini oluşturmaktadır. Ülkeler, kalkınmak için günümüzde ve geçmişte farklı arayışlara girmiştir. Çeşitli yöntemler geliştirilerek uygulanmasına rağmen gelişmekte olan ülkelerin geri kalmışlıklarının temel nedeni, tasarruf yetersizliği olarak görülmektedir. Neo-liberal yaklaşımların önem kazandığı 1980’lerden sonra ülkeler, yaşadıkları tasarruf ve yatırım yetersizliğini, doğrudan yabancı sermaye kaynaklarından yararlanarak çözmeye gayret etmişlerdir. Hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkeler, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarından daha fazla yararlanmak için bir yarış içerisine girmişlerdir. Bunun nedeni doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının sağladığı sermaye, yeni teknolojiler, istihdam artışı, yeni uluslararası pazarlardan yararlanma isteğidir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ise günümüzde Çok Uluslu Şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ekonomik kalkınma amacıyla doğrudan yabancı sermayeden faydalanan gelişmekte olan ülkelerden bazıları başarılı olmuştur. Bu durum diğer ülkelerin dikkatini çekmiştir. Küreselleşme ile birlikte Arjantin, Brezilya, Meksika ve Türkiye gibi birçok diğer ülke de kalkınmalarını çokuluslu şirketler aracılığıyla gelen doğrudan yabancı sermayeyle sağlamayı istemiş ancak yaşadıkları ekonomik ve siyasi krizlerle dünya gündeminde yer edinmişlerdir. Bu başarısızlıkların temelinde sosyal, siyasal ve kültürel yapılarındaki kurumsal istikrarsızlıklar yatmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler tarafından kalkınma aracı olarak kullanılmak istenen çokuluslu şirketlerin, yeni ürün, üretim tarzı, teknoloji transferi ve geniş dış pazarlar yönünde olumlu, ancak transfer fiyatlandırmaları yönünden olumsuz etkileri olmaktadır. Oysa Arjantin, Meksika, Brezilya ve Türkiye’de siyasal istikrarın yakalandığı dönemlerde, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarındaki artışa bağlı olarak makro ekonomik göstergelerin olumlu bir ivme kazandığı görülmektedir.
Küresellesme olgusu, son yıllarda gerek akademik gerekse politik çevrelerde üzerinde çokça tartısılan konulardan biri olmustur. Bu konuda yapılan tartısmalarda küresellesmenin çok boyutlu bir süreç oldugu vurgulanmaktadır. Bu süreç 1980 sonrasında dünya ekonomisinin neoliberal politikalarla sekillenmesiyle hız kazanmıstır. Sürecin kurumsal kimligi IMF, Dünya Bankası, DTÖ, OECD, MAI vb. kurum, örgüt ve anlasmalarla tesis edilmistir. Uluslar arası sermayenin tasıyıcısı olan çok uluslu sirketler (ÇUS) ise bu süreçte aktif rol oynamaktadır. Bu çalısmada küresellesme sürecinde çok uluslu sirket, ulus-devlet ve çok taraflı yatırım anlasması (MAI) etkilesimi ele alınmaktadır. Bu baglamda yapılan analizlerde, ÇUS’ların küresellesme sürecinde önemli rol oynadıgı görülmektedir. Bu sirketler özellikle az gelismis ülkelerde (AGÜ) yaptıkları yatırımlarla faaliyet alanlarını genisletmektedir. Buna baglı olarak büyük ekonomik güç elde eden sirketler, söz konusu sürecin temel aktörü olmuslardır. Öte yandan MAI, bu sirketlerin yatırımlarını koruma konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Söz konusu anlasma, yatırım ayrıcalıkları, özellestirme, vergi ve çevre standartları gibi konularda önemli hükümler içermektedir. Dolayısıyla anlasmayla sirket yatırımları korunurken ulus-devletin birtakım yetkileri de kısıtlanmaktadır. Sonuç olarak, küresellesme sürecinde ÇUS’ların önemli bir rol oynadıklarını söylemek mümkündür. Ayrıca MAI ile birlikte ulus-devletlerin ÇUS’lar karsısında zayıflatıldıgı da görülmektedir.
Y.DOÇ.DR. MEHMET DİKKAYA İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
Y.DOÇ.DR. MEHMET DİKKAYA İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
Siyasal Rejimin Restorasyonu Mu?”,
Ed. Adem Çaylak vd., Osmanlı’dan İkibinli Yıllara Türkiye’nin Politik
Tarihi İç ve Dış Politika (Ankara: Savaş Yayınevi, 2009), ss. 303-343.
6. Çaylak, A., H. Baran, “Türkiye’de Kemalist Rejimin Ordu ile
Pekişmesi ve Darbeler Arası Dönem (1960-1970)”, Ed. Adem Çaylak vd.,
Osmanlı’dan İkibinli Yıllara Türkiye’nin Politik Tarihi İç ve Dış
Politika (Ankara: Savaş Yayınevi, 2009), ss. 421-460.
7. Çaylak, A., “Entelektüel Tarihçi Şerif Mardin’in Osmanlı Toplumu
Çözümlemesi”, Ed. Taşkın Takış, Şerif Mardin Okumaları (Ankara: Doğu
Batı Yay., 2008), ss. 209-237.
8. Nişancı, Ş., A. Çaylak, “Osmanlı’da Siyaset-İktisat Dengesi ve
Cumhuriyete Kalan İktisadi Miras”, Ed. M. Dikkaya, D. Özyakışır, A.
Üzümcü, Türkiye’nin Ekonomi Politiği 1923-2007 (Ankara: Orion
Kitabevi, 2008), ss. 1-50.
9. Çaylak, A., “Osmanlı Politik-İktisadi Düzeneğin Anlaşılmasına
İlişkin Yaklaşımlar”, Ed. Mehmet Dikkaya vd., Türkiye’nin Ekonomi
Politiği 1923-2007


Yorum yaz