
-
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 474 225 1150
- http://www.kafkas.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
Y.DOÇ.DR. KEMALETTİN KUZUCU
Üniversite: Kafkas Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Yeni Sosyal Bilgiler ögretim programının arastırma ve gelistirme çalısmalarına katkıda bulunması amacıyla hazırlanmıs olan ?Yapılandırılmıs Sosyal Bilgiler Programı’nın Uygulamasında Karsılasılan Problemler ve Bu problemlere Yönelik Çözüm Önerileri? isimli bu arastırma ile ilkögretim okullarının 4. ve 5. sınıflarında okutulmakta olan yapılandırılmıs Sosyal Bilgiler ögretim programının uygulama sürecinde karsılasılan problemler ve bu problemlere yönelik çözüm önerileri ele alınmıstır. Tarama modeline göre gerçeklestirilen bu arastırmaya 2006?2007 ögretim yılında Kars il merkezinde yer alan 17 ilkögretim okulunda 4. ve 5. sınıflarda görev yapan toplam 72 sınıf ögretmeni katılmıstır. Betimsel nitelikte olan bu arastırmada veriler anket yoluyla toplanmıs olup, elde edilen bulgular yüzde ve frekanslar kullanılarak tablolar ve grafikler seklinde gösterilmis ve yorumları yapılmıstır. Toplam 55 sorudan ibaret olan anket verilerinin yüzde ve frekans hesaplamaları ile SPSS paket programına göre yapılan istatistiksel çözümlemeleri sonunda asagıdaki sonuçlara ulasılmıstır: Yapılandırılmıs Sosyal Bilgiler ögretim programının hedefleri ögrencilerin seviyelerine uygun olup, hedefler birbirini destekleyecek sekilde tasarlanmıstır. Programın genel hedeflerine ulasılabilmektedir. Bununla birlikte; hedefler ögrencilerin hazır bulunusluk düzeyine uygun olmayıp, ögrenci ihtiyacına göre tasarlanmamıstır. Hedeflerin, ülkemiz sartları göz önünde bulundurularak daha belirgin, anlasılır, ulasılabilir ve daha güncel olarak yeniden düzenlenmesi gerektigi önerilmektedir. Programın tam olarak tanıtılmaması, sınıfların kalabalık olması, etkinlikler için verilen sürenin az olması, ögrencilerin hazır bulunusluk düzeyinin yetersiz olması uygulama sürecinde güçlüklere yol açmakta olup; programın ögretmenin yükünü artırdıgı ve bu programın önceki programa göre daha zor uygulamaya sahip oldugu belirlenmistir. Programa yönelik hedeflere ulasabilmek için hizmet içi egitim faaliyetlerinin ve ders saatlerinin artırılması önerilmektedir Programda bilimsel ve modern yöntemler esas alınmıs olmasına ragmen programın içerigi günümüz kosulları için yetersizdir. Ögretmenler sosyal bilgiler programının içeriginde yer alan ünitelerin kapsamının genisletilmesini ve daha çok bilgiye yer verilmesini önermektedirler. Arastırma bulguları sonucunda; programın ögrencileri ezberden uzaklastıracak sekilde tasarlandıgı, sosyal bilgiler dersinin ögrenciye kazanımlar sagladıgı buna ragmen etkinliklerde kullanılan araç- gereç ve gerekli ortamın saglanamaması programın hedeflerine ulasılmasını engelledigi, sosyal bilgiler programının ögrenciyi hayata hazırlamakta yeterli olmadıgı ortaya çıkmıstır. Programın hedefine ulasması için araçgereç desteginin saglanması önerilmektedir. Arastırma sonucunda elde edilen verilere göre, sosyal bilgiler programının ölçme -degerlendirme ve sınav sistemi açısından sorun olusturdugu, buna ragmen programda ölçme ?degerlendirme konusunda, ögretmenlere yardımcı olacak yeterli açıklamalara yer verildigi söylenebilir. Bununla birlikte ölçme- degerlendirme kriterlerinin araç- gereç ve zaman bakımından daha ekonomik olacak sekilde yeniden düzenlenmesi önerilmektedir.
XX. yüzyılın ikinci çeyreğinde Türkiye-Almanya ilişkileri (1923-1945)
ÖZET Türkiye, yenik ayrıldığı Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, istenilen düzeyde olmasa da, bir toparlanma sürecine girmiştir. Bu toparlanma sürecinde Türk-Alman ilişkileri de siyasi ve ekonomik alanlarda gelişmeye başlamıştır. Ancak, Almanya’da Adolf Hitler liderliğinde Nasyonal Sosyalist Partisi’nin 1933 yılında iktidara gelmesi ve dolayısıyla başta komşularına yönelik olmak üzere yayılmacı bir politika izlemesi sonucunda, Türk-Alman ilişkileri tehlikeye girmeye başlamıştır. Almanların yayılmacı tutumu karşısında Türk hükümeti, Türk-Alman ilişkilerini yeniden gözden geçirmiş ve nihayet 1939’da Almanya’dan koparak, ngiltere ve Fransa ile ekonomik ve siyasi ilişkiler geliştirmeye başlamıştır. kinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile Türk hükümeti hangi tarafta yer alacağı konusunda net bir tavır ortaya koyamamıştır. Ancak savaşın gidişatını yakından izlemiş, savaşa fiilen girmeden, savaşın sonuna doğru galip ülkeler lehine taraf olmuş ve Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Türkiye’nin böylesi bir tavır içinde olmasına rağmen, Türk-Alman ilişkileri durmamış, aksine devam etmiştir. Bu çalışmada, kinci Dünya Savaşı sırasında ilginç gidişata sahne olan Türk-Alman ilişkileri birçok açıdan incelenmiştir. ANAHTAR KEL MELER: Türk-Alman lişkileri, 1923-1945 Türkiye- Almanya lişkileri, Türk Dış Politikası, kinci Dünya Savaşı, Uluslar Arası lişkiler I
Cumhuriyet devri tarih ders kitaplarında
ÖZET Türkiye’de ders kitapları konusu son yıllarda tarihçilerin ve eğitim bilimleri camiasının araştırmalannda önemli ölçüde yer tutmaktadır. Tarih ders kitaplarının hazırlanmasında, devletin ideolojik görüşü, toplumun sosyal ve kültürel yapısı ve uluslar arası ilişkiler önemli rol oynamaktadır. Tarih ders kitaplarımızda Rusya ile ilgili tarihsel olaylar aktarılırken saydığımız etkiler daha da ön plana çıkmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarih ders kitaplarında Rusya’nın ve Rusların tarihleri hakkında ayrıntılı bilgiler vardır. Rusların kurdukları yeni yönetim olan Sovyet Rusya’ya dış ilişkilerde dostane atıflar bulmaktayız. Demokrat Parti Döneminde ise Sovyet Rusya ideolojik olarak karşı kutuptadır. Tek Parti dönemine göre Sovyet Rusya’ya atıflar sertleştirilmiştir. Bu dönemdeki tarih ders kitaplarında Rusların sömürgeci tarihlerine dikkat çekilmiştir. İki askeri darbe döneminde (1960- 1980) ise Sovyet Rusya’ya karşı ifadeler yine serttir. Bu dönemde Rusların sömürgeci hareketleri ile Türk topluluklarına verdikleri maddi ve manevi zarara dikkat çekilmektedir. Sovyetlerin uluslar arası arenadan güçten düşmeye başladıktan 1980’li yıllarda Sovyet Rusya’nın ideolojisi hala Türkiye’de tehlikeli görülmektedir. Atatürk ilke ve inkılâpları ise bu ideolojinin önünde duran en güçlü silah konumundadır. Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti uzun yıllardır Rusların hâkimiyetinde yaşayan ırkdaşlanyla yakın ilişki kurmak için ders kitaplarını da kullanmaya başlar. 1994 yılında çıkarılan bir kanunla tarih ders kitaplarının arkasına bir Türk dünyası haritası eklenir. Rus hâkimiyetinden çıkan Türk topluluklarını tarihlerine daha fazla yer verilerek, Rusya’nın asırlardan beri Türk dünyasına zarar veren en büyük faktör olduğu vurgulanır.
Arastırmanın amacı ilkögretim okulları 4 ve 5. sınıf Sosyal Bilgiler ögretim programının ögretmen görüslerine dayalı olarak degerlendirilmesidir. Bu arastırmanın, Sosyal Bilgiler ögretim programı konusunda ögretmen görüslerinden ve kuramsal temellerden hareketle ortak bir anlayıs çerçevesinde olası sorunları belirlemek, eksiklikleri tespit etmek ve çözüm önerileri ortaya koymak açısından önemli oldugu düsünülmektedir. Arastırmada ?Genel Tarama Modeli? kullanılmıstır. Arastırmanın örneklemini, Kars il merkezindeki ilkögretim okullarında görev yapan 78 ögretmen olusturmustur. Çalısmaya katılan ögretmenlere 40 maddelik 5’li likert türü bir ölçek uygulanmıstır. Elde edilen veriler yüzde ve frekans hesaplamaları kullanılarak yorumlanmıstır. Arastırmada ögretmen görüslerine dayalı olarak elde edilen bulgular dogrultusunda genel olarak su sonuçlara varılmıstır: Program kazanımlarının toplumun ihtiyaçlarından hareketle düzenlendigi, ögretmenler tarafından açık ve anlasılır oldugu, birbiriyle tutarlılık gösterdigi ancak; ögrenci gelisim özelliklerinin, ihtiyaçlarının ve hazırbulunusluk düzeylerinin tam olarak yansıtılmadıgı tespit edilmistir. Programın içerik boyutunda, bilgilerin güncel ve geçerli oldugu, ögretmenler tarafından açık bir sekilde anlasıldıgı, ögretim ilkelerine uygun oldugu fakat; içerigin ögrenci seviyesini ve gelisim özelliklerini tam olarak yansıtmadıgı sonuçlarına ulasılmıstır. Egitim durumu boyutunda programın genel anlamda uygulanabilir nitelikte oldugu ancak; tam olarak ögrencilerin bireysel farklılıklarının dikkate alınmadıgı tespit edilmistir. Son olarak programın degerlendirme boyutunda alternatif ölçmedegerlendirme yaklasımlarına agırlık verildigi, degerlendirmenin kapsam geçerliliginin ve sürekliliginin saglandıgı ancak; degerlendirmede objektif araçların kullanılmasında eksikliklerin oldugu sonucuna ulasılmıstır. Arastırmada bu sonuçlar dogrusunda programın eksiklikleri giderici çalısmaların yapılmasına yönelik olarak gerekli önerilerde bulunulmustur.
Y.DOÇ.DR. KEMALETTİN KUZUCU İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
Y.DOÇ.DR. KEMALETTİN KUZUCU İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
Projesi ……………………………………………………….127
Burcu ERCİYAS
16-17. Yüzyıllarda Tokat Kalesi ……………………………………………………………….141
Adnan GÜRBÜZ
Tokat’ta Medfûn Meşhur Bir Misyoner: Henry Martyn………………………………. 151
Murat HANİLÇE
İÇİNDEKİLER
VI Tokat Sempozyumu 1-3 Kasım 2012. Cilt I
Osmanlı’nın Son Döneminde Uluslararası Kaçakçılığa Konu Olan
“Tokat Çayı”nın Serüveni ……………………………………………………………………….. 183
Kemalettin KUZUCU
Eski Asur Dönemi’nde Tokat ve Çevresi …………………………………………………… 197
Remzi KUZUOĞLU
Roma Dönemi’nde Tokat İli’nin Arkeolojisi ve Tarihi:
Neocaesarea (Niksar) ve Zela (Zile) Kentleri ……………………………………………..207
Ergün LAFLI-Sami PATACI
Hitit-Gaşka Mücadelesinde Tokat Bölgesinin Yeri ve Önemi ……………………… 231
Ekrem MEMİŞ
Tokat’ın Zoraki Misafirleri


Yorum yaz