
-
Kafkas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- +90 474 225 1150
- http://www.kafkas.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
Y.DOÇ.DR. AYLA ÖZCAN
Üniversite: Kafkas Üniversitesi
Bölüm: Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Zehirlenmeler (TR)
2. Vitamin E (TR)
3. Sodyum nitrit (TR)
4. Serbest radikaller (TR)
5. Nitrik oksit (TR)
6. Nitric oxide (EN)
7. Free radicals (EN)
8. Sodium nitrite (EN)
9. Vitamin E (EN)
10. Poisonings (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
66 5. ÖZET Bu çalışmada deneysel kronik florozis oluşturulmuş Tuj ırkı koyunlarda eritrosit süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) aktivitelerinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın hayvan materyalini ortalama 1 yaşında ve canlı ağırlığı ortalama 31 ±2 kg olan 20 adet sağlıklı Tuj ırkı koyun oluşturdu. Deneme grubundaki koyunların içme suyuna 4 ppm NaF ilave edildi. Çalışma süresince kuru ot ve içme suyu ad libitum olarak verildi. Kronik florozis oluşum sürecinin saptanması amacıyla günlük olarak idrar flor konsantrasyonu ve idrar pH’sı ölçüldü. 38 haftalık çalışma sonucunda idrar flor konsantrasyonu ortalama 16 ppm düzeyine ulaştıktan sonra uygulama sonlandırıldı. Kontrol grubu koyunların eritrosit SOD, CAT ve GSH-Px aktiviteleri sırasıyla 3234.5±27.9 U/gHb, 24.26±0.86 k/Hb, 83.1±2.8 U/gHb; deneme grubu koyunların ise sırasıyla 1365.9±27.7 U/gHb, 29.31±0.72 k/Hb, 118.2±10.4 U/gHb olarak bulunmuştur. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında deneme grubu SOD aktivitesinde azalma (p<0,001), CAT ve GSH-Px aktivitelerinde artış (p<0,001) saptanmıştır. Florun hidroksil (OH), süperoksit (O2"), hidrojen peroksit (H2O2) radikallerini artırması sebebi ile H202'in eritrosit SOD aktivitesini inhibe edebileceği, artan H202'i ortamdan uzaklaştırmak amacıyla GSH-Px ve CAT aktivitelerini artırmış olabileceği sonucuna varıldı.
Kazlarda serum seruloplazmin ve total sialik asit düzeylerinin araştırılması Determination of serum ceruloplasmin and total sialic acid levels in geese
ÖZET Bu çalışmada, halk elindeki kazlarda, bakırın taşınmasında ve depolanmasında rol oynayan serum seruloplazmin ile çeşitli dokularda, hücre sıvılarında konjuge proteinlerle birleşmiş halde bulunan sialik asit düzeylerinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal olarak 50 adet kaz kullanıldı. V. Subcuîenea ulnaris’ ten enjektör yardımıyla usulüne uygun olarak kan örnekleri alındıktan sonra spektrofotometrik olarak serum seruloplazmin ve total sialik asit (TSA) düzeyleri tayin edildi. Serum seruloplazmin düzeyi ortalaması 19.87±2.15 mg/dl, TSA düzeyi ortalaması ise 41.42114.35 mg/dl olarak saptanmıştır. Sonuç olarak, kazlarda serum seruloplazmin ve sialik asit (SA)’in referans değerleri elde edilmiş olup, gerek enfeksiyöz gerekse nonenfeksiyöz hastalıklarda erken ve doğru tanının konulmasında, rasyonel sağaltım ve etkin profılaktik tedbirlerin alınmasında önemli bir gösterge olabileceği, kolay ve ucuz kolorimetrik yöntemlerle saptanabüen bu parametrelerin kanatlılarla ilgili diğer çalışmalarda kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler : Seruloplazmin, Total Sialik Asit (TSA), Kaz
Sodyum nitrit ile akut zehirlenme sonucunda oluşan oksidatif hasar üzerine E vitamininin koruyucu etkisi Protective effect of vitamin E on the oxidative damage caused by acute sodium nitrite intoxication
ÖZET Çalışmada akut nitrit zehirlenmesi oluşturulan tavşanlarda antioksidan sistemlerde meydana gelebilecek değişimlerin saptanması ve bu oksidatif hasarın önlenmesinde bir antioksidan olan E vitaminin rolünün araştırılması amaçlandı. Materyal olarak bir aydan fazla pellet yem ile beslenmiş, 20 adet erkek tavşan kullanıldı. Denemeden önce kontrol değerlerinin saptanması için 10 tavşandan kan numuneleri almdı. Tavşanlar deneme ve tedavi olmak üzere 10′ arlı 2 gruba ayrılarak gruplardan birincisine 60mg/kg dozda sodyum nitrit SC yolla, ikincisine de 60mg/kg dozda sodyum nitrit SC ve 100mg/kg dozda a- tokoferol DP yolla uygulandı. Enjeksiyondan 1,12 ve 24 saat sonra kan numuneleri toplandı. GSH, MDA, glukoz ile total protein düzeyleri kolorimetrik yöntemlerle ölçüldü. GSH düzeyleri kontrol grubunda 37.01 ± 1.83, deneme grubunda 1, 12 ve 24. saatlerde sırasıyla 36.21 + 2.15, 31.70 ± 1.23, 38.21-± 1.68, tedavi grubunda aynı sırayla 39,30 ± 2,15, 39.76 ± 2.83, 41.01 ± 2.08 mg/dl olarak saptandı. Deneme grubunda 12 saat sonra alman kan örneklerinde GSH düzeyi kontrol grubuna göre istatistiksel olarak önemli şekilde düşükken fp <0.01), tedavi grubundaki değişiklikler önemsiz bulundu. MDA düzeyleri kontrol grubunda 5.38 ± 0.46, deneme grubunda 1, 12 ve 24. saatlerde sırasıyla 5.78 ± 0.22, 7.39 ± 0.54, 5.9 ± 0.45, tedavi grubunda aynı sırayla 5.48 ± 0.26, 5.90 ± 0.28, 5.47 ± 0.39 umol/L olarak ölçüldü. Kontrol grubu ile kaşılaştmldığında deneme grubunda 12 saat sonra alınan örneklerinde MDA düzeylerinin önemli derecede yüksek (p (0,01), tedavi grubundaki değişikliklerin ise istatistiksel olarak önemsiz olduğu saptanmıştır. Total protein değerleri; kontrol grubunda 6.1 1 ± 0.08, deneme grubunda 1, 1 2 ve 24. saatlerde sırasıyla 6.0 ± 0.09, 5.84 ±0.16, 5.90 ±0.13, ve tedavi grubunda aynı sırayla 6. 1 6 ± 0.1 1, 6.01 ± 0.17, 6.04 ± 0.09 g/dl, glukoz düzeyleri ise- kontrol grubunda 106.4 ± 2.15, deneme grubunda 1, 12, ve 24. saatlerde 108.0 ± 2.77, 1 13.4 ± 3.71, 1 13.0 ± 2.48, ve tedavi grubunda aynı sırayla 107.3 ±3.21, 11 1.3 ± 321, 112.5 ± 3.08 mg/dl olarak ölçüldü. Deneme ve tedavi grubu totâl protein ve glukoz düzeyindeki değişiklikler istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. II Sonuç olarak bu çalışma ile sodyum nitrit zehirlenmesi sonucu oluşabilecek oksidatif hasarın önlenmesinde E vitaminin önemli bir rolünün bulunduğu, GSH ve MDA'hın oksidatif hasar göstergesi olduğu, pratikte kan total protein ve glukoz düzeylerinin yalnız başlarına bir kriter olarak kullanılamayacağı kanısına varıldı. m


Yorum yaz