
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
Y.DOÇ.DR. ALİ DÜZGÜN
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Resim sanatı (TR)
2. Resim (TR)
3. Natürmort (TR)
4. Modern resim sanatı (TR)
5. Resim sanatı (TR)
6. Resim (TR)
7. Müzik (TR)
8. Etkileşim (TR)
9. Bilinçaltı (TR)
10. Türk toplumu (TR)
11. Türk resim sanatı (TR)
12. Sosyal yapı (TR)
13. Sosyal etki (TR)
14. Ressamlar (TR)
15. Resim sanatı (TR)
16. Resim (TR)
17. Ek (TR)
18. Resim sanatı (TR)
19. Renkler (TR)
20. Minyatür (TR)
21. Modernleşme (TR)
22. Heykeltraşlar (TR)
23. Heykel (TR)
24. Resim sanatı (TR)
25. Resim (TR)
26. Modernleşme (TR)
27. Resim sanatı (TR)
28. Resim (TR)
29. Figüratif resim (TR)
30. Türk resim sanatı (TR)
31. Ressamlar (TR)
32. Resim sanatı (TR)
33. Batılılaşma (TR)
34. Asker ressamlar (TR)
35. Yeni eğilimler (TR)
36. Türk resim sanatı (TR)
37. Sanat akımları (TR)
38. Resim sanatı (TR)
39. Renkler (TR)
40. Nakkaş Osman (TR)
41. Minyatür (TR)
42. Figür (TR)
43. Modern painting art (EN)
44. Still life (EN)
45. Picture (EN)
46. Painting art (EN)
47. Subconscious (EN)
48. Interaction (EN)
49. Music (EN)
50. Picture (EN)
51. Painting art (EN)
52. Expressionism (EN)
53. Picture (EN)
54. Painting art (EN)
55. Painters (EN)
56. Social affect (EN)
57. Social structure (EN)
58. Turkish pain (EN)
59. Minyature (EN)
60. Colors (EN)
61. Painting art (EN)
62. Sculpture (EN)
63. Sculpturers (EN)
64. Modernization (EN)
65. Modernization (EN)
66. Picture (EN)
67. Painting art (EN)
68. Figurative picture (EN)
69. Picture (EN)
70. Painting art (EN)
71. Soldier painters (EN)
72. Westernization (EN)
73. Painting art (EN)
74. Painters (EN)
75. Turkish painting art (EN)
76. Painting art (EN)
77. Art trends (EN)
78. Turkish painting art (EN)
79. New trends (EN)
80. Figure (EN)
81. Minyature (EN)
82. Nakkaş Osman (EN)
83. Colors (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
1950-1980 çağdaş Türk resminde natürmort The Naturemorte themes in contemporry Turkish paintings between 1950 and 1980
107 ÖZET Çağdaş resim sanatımız, ulusal gelenekler bakımından çok dar ve sınırlı kaynaklardan da faydalanarak, Batı değerlerinin benimsenmeye çalışıldığı bir batılılaşma sürecine girmiş ve Cumhuriyet Türkiye’si ile çağdaşlaşma yeni bir kimlik arayışı içinde olmuştur. Resim sanatımız, asker ressamlarımızdan sonra, 1914 kuşağı ile başlayan grup hareketlerine sahne olmuş ve ressamlarımızın gruplar içinde varlık gösterme çabalan 1950’li yıllara kadar sürmüştür. 1950’li yıllar sanatçılarımız bireysel çabaları ve özgün anlayışları ile mücadele ettiği yılların başlangıcıdır. 1950-1980 Çağdaş Türk Resminde Natürmort Temalar konulu araştırmamda resim sanatımızın bu genel seyri içinde natürmort çalışmaların önemi sanatsal evrimi ve sanatçıların anlayışlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Natürmortta içerik sorunu, gündelik yaşamın toplum kesitlerinde bulduğu beğeni ve ilgiyle de ölçülebilir elbet, ama bu oldukça sıradan bir kriter saptaması olur. Natürmortlar uygar, zengin bir yaşam biçimi ya da buna duyulan özlemin simgeleri olarak tarihsel süreç içinde ilgi alanı olmayı sürdürmüştür. Ancak günümüzün çağdaş sanat anlayışı sanata yabancı nedenlerden ötürü oluşan bu yaklaşımdan uzaktır. Diğer temalar için geçerli olan geleneksel şema tasarımı ve özgün yerel yorum, natürmort temaları içinde geçerlidir. Bir çok sanatçımızın, özellikle vazo ve çiçek kompozisyonlarında ilgi çekici bir dizi oluşturdukları ve bunlarda geleneksel duyuşu yansıttıkları göze çarpar. Resim sanatımızı yeni gelişim aşamalarına ulaştırma yönünden cansız nesneleri, bir araştırı hedefi haline getirdikleri fark edilir. Tezimizi sınırlayan zaman diliminin dışında kalmasına rağmen günümüze uzanan zaman içinde, hatta yeni eğilimler arasında bile natürmort temaların özgün resimsel anlayışı ifade etmekte, ilgi alanı olmaya devam ettiği söylenebilir.
Resimde bilinçaltı ve müziksel etkileşimler The Subconscious and musical interactrons painting
75 ÖZET Breton, psikanaliz kuramlardan esinlenerek geliştirdiği sanatsal yaratının kaynağının bilinçaltı süreçlerden geçerek meydana geldiği savun, kendiliğinden yaratma eylemi biçiminde, bilinçaltının dışa aktarım aracı olarak ortaya koyduğa otomatize yaratım eylemiyle birleştirerek Sürrealist yaratıcılığın da temelini atmıştır. Büyük ölçüde psikanaliz metodun etkisinde kalan sürrealist sanatın kaynağında bilinçaltı görünümler, iç güdüler, arzular, tutkular ve değişik ruh halleri önem taşımaktadır. Görsel sanatlarda olduğu gibi müzikte de bireysel iradenin yarattığı bir defaya özgü, kendi yasasını kendi içinde bulan, başka değişle en ufak bir değişiklikle dengesi ve bütünlüğü bozulabilecek olan sanat yapıtı anlayışı doğar. Müziğin gelişmesinde başlıca etken olan ses-söz bağıntısı Prez ‘ de belirginleşir ve parçanın yapısı, özellikle bu bağıntının buyruğuna gker. “Müziksel tını, dolaysız bir yoldan ruha ulaşır. Orada hemen bir yansıma bulur. Çünkü insanoğlu ‘müziği içinde taşımaktadır.1” “Herkes bilir ki san, turuncu ve kırmızı insana sevinç ve zenginlik fikirleri aşılar.” Bu iki alıntı genel olarak sanatlar, özellikle de müzik ve resim arasındaki derin akrabalığı gösteriyor. Goethe’ nin resmin sürekli -bas’ ma kavuşması gerektiği düşüncesi elbet bu göze çarpan akrabalık üzerine kurulmuştur. Goethe ‘ nin bu kahinimsi ifadesi resmin bu gün içinde bulunduğu durumun bir önsezisidir. Bu durum resmin elindeki araçları kullanıp gelişerek ereceği soyut anlamda sanat olma ve salt resimsel besteye ulaşma noktasına giden yolun başlangıç çizgisidir.
II. Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen kültür değişmeleri ve Türk resim sanatına etkileri Cultural changes after the Second World War and their effects on Turkish drawing art
114 8. ÖZET II. Dünya Savaşı sonrasında oluşan değişimlere ve dönüşümlere bakıldığında ekonomik, siyasî, toplumsal, kültürel vb. birçok alanda meydana gelen değişmeler sanatçıyı ve doğal olarak sanatı da etkilemiştir. 1939-1945 yıllan arasında meydana gelen bu savaşa Türkiye katılmamış; fakat sonuçlarından hem savaşın yaşandığı dönemde hem de sonrasında etkilenmiştir. Savaşın bittiği yıllarda ülkemizde çok partili döneme geçiş yaşanmış ve bunun sonucunda siyasal anlamda yeni oluşumlar meydana gelmiştir. Siyasî, ekonomik, sosyal ve teknik gelişimlerin günümüze doğru yaklaştıkça daha hızlı ve sıklıkla gerçekleştiğini; beraberinde ise sanatın da aynı şekilde başkalaştığı gözlenmiştir. 1950 sonrasında Batı’ya açılımda ve kültür yapımızdaki yenilenme hareketleri ile resim sanatımızda gelişmeler olmuştur. Sanatımız toplumun her kesimine ulaştırılmış, galerilerin sayısı artmış, sanatçı sayısında oldukça büyük bir artış görülmüş, yabancı eserler çeviri yoluyla dilimize kazandırılmış, Batı ile olan ilişkilerdeki artış sonucu bilgi alışverişlerinde artış meydana gelmiştir. Bütün bunlar sanatımızdaki gelişmelerin bir göstergesidir.
Cumhuriyet kuşağı Türk ressamların (dışavurumcu) resimlerinde sosyolojik etkilenmeler Sociological effects in the expressionist paintings of repubuc age Turkish artists
144 7. ÖZET Sanatın gelişimini, toplumsal gelişmelerden ayrı düşünmek olanaksızdır. Toplumsal yaşamın görünüşü ise ekonomik, siyasi, toplumsal ve kültürel şartlar belirlemiştir. Cumhuriyet dönemi, Türkiye’de toplumsal ve kültürel alanda yeni bir dönemin başlangıcıdır. Her alanda köklü değişimler, tek partili siyasal yaşamdan çok partili siyasal yaşama geçiş, Sanayi ve Ticaret burjuvazisinin oluşması, yabancı sermayenin ekonomik yaşama katkısı, bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu süreç, sanatta yenilik arayışlarının ve gelişmelerinin yaşandığı bir dönemdir. Resimde gruplaşmaların 1950’li yıllara kadar devam ettiği ve bu süreçteki sanatçılarında söz konusu kuşak ve grup arkadaşlarıyla beraber anıldığı görülmektedir. Yöresel eğilimlerin güçlendiğini gösteren ve 1930’lu yıllarda devletin destekleyici çabaları doğrultusunda ilk örneklerine tanık olduğumuz doğa ve insan gerçekliğine yönelik çalışmalar bu dönemde gündeme gelmeye başlar.
Türk minyatür sanatında renk The Colour in Turkish miniature art
Cumhuriyet sonrası çağdaşlaşma sürecindeki Türk heykeltraşları Turkish sculptoros after the republic contemporory
Türk resminde çağdaşlaşma süreci The Process of modernism in Turkish picture
1960 sonrası Türk resminde figüratif eğilimler Figurative tendencies in Turkish painting after 1960
Türk resminde batılılaşma sürecinde asker ressamların rolü
Yeni eğilimlerin çağdaş Türk resim sanatına etkileri
1950’den günümüze Türk resminde kadın teması ve renk anlayışı Woman as a theme and colour understanding in Turkish art of drawing from 1950 to the current day
79 9. ÖZET 1950 sonrası yaşanan değişimlere bakıldığında ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal vb. birçok alanda meydana gelen gelişmeler sanatı ve sanatçıyı doğrudan etkilemiştir. Bu dönemde, resim sanatında Batı’ya yönelmeler artmış, sanat toplumun her köşesine ulaştırılmaya çalışılmıştır. Sanat galerilerinin ve sanat eğitimi veren okulların sayılarında büyük artışlar görülmüştür. 1950’den sonra yaşanan toplumsal değişimlerden etkilenen kadın, çağdaş Türk resminin önemli sanatçılarına ilham kaynağı olmaya devam etmiştir. Türk resminin Batı görüş ve teknikleri içinde gelişmiş olan kadın konusu, ulusal gelenekler bakımından sınırlı kaynaklardan yararlanmak zorunda kalmıştır. Türk resim sanatçıları, ne yazık ki Batı resrninin geçtiği aşamalardan geçmeden kendilerini 20. y.y. sanat akımları içinde bulmuşlardır. Türk resmi biçim arayışları içine girmiştir. Çoğu kez figür resrninin yeterince güçlenemediği söylenebilir. 1950 sonrası kadın konusu çalışan temsilciler, sanat toplulukları dışmda artık özgür çalışmaya başlamışlardır. Kadın teması artık evrensel boyutlara ulaşma savaşı vermektedir.
Nakkaş Osman’ın minyatürlerinde figür ve renk anlayışı The Vision of figure and colour in miniatures of muralist Osman
183 5. ÖZET Minyatür sanatına yeni bir yaklaşım ve konu dünyası getirmiş olan Türk minyatürü, daha başından beri gerçekçi eğimliyle dikkat çeker. Bu durum XVI. yüzyıl Osmanlı üslubunun gelişmesiyle tamamen belirginleşir. Günümüze gelen örnek belgeler Uygurlar dönemine kadar götürür. Uygurlardan kalma az sayıda minyatürlü sayfa, ardından Selçuklular döneminden kalma (XI-XIII. yüzyıllar) Kelile ve Dinme, Varka ve Gülşah gibi sayılı minyatürlü yazma Türklerin bu sanata tarih boyunca vermiş olduğu önemi ortaya koyar. Ansak sağlam ve oturmuş, kendini kabul ettirmiş çizgi XVI. yüzyılda (klasik dönemde) ortaya çıkacaktır. Nakkaş Osman Türk minyatür sanatının bir kesitine damgasını vurmuş, kendini kabul ettirmiş sanatçıdır. Kendi dönemine ve kendinden sonraki dönemlere etkisi olmuştur. Onun hünerli ellerinden çıkan figürler ve renk kontrastları Türk minyatürünün gücünü gösterir. Osmanlı nakkaşlarının elinde minyatür portreciliğe dönüşmüş, bir yandan batının 3A görünümlü portre kalıbım benimseyen, öte yandan doğu resim geleneğinin iki boyutluluğunu ve çizgiciliğini koruyan bir padişah portreciliği geleneğini yerleştirmiştir. Nitekim, III. Murat döneminde Nakkaş Osman’a hazırlatılan ve o güne kadar başa geçmiş 12 padişahın özelliklerini anlatarak resimleyen Şemâilnâmeler, İslam çevrelerinde eşine rastlanmayan bir türü olmuştur. Nakkaş Osman, daha çok tarih konularını işlemiştir. Şehnamecüik Osmanlı’da farklı bir ifade bulup devletin resmi tarihini belgeleme niteliği almıştır. Klasik dönemde bu özellikle tamamen İslam okullarından ayrılmaktadır. XVI. yüzyılın ikinci yarısında parlak renkli süslemeler sadeleştirilerek figürlerin adeta soluk alması sağlanmıştır. Türk minyatür üslubu klasik bir yetkinliğe ulaştırılmıştır. Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi tarihi konulu minyatürler Osmanlı ordusunun seferlerini, padişahın tahta çıkışını, saray içinde ve dışında düzenlenen gösteri ve şenlikler gibi olaylarda konu oluyordu. 184 Tarihi konulu yazmalardan biri de Kanuni’den sonra tahta geçen oğlu II. Selim’in saltanat yıllarının anlatıldığı şehnâme-i Selim Han’dır. Bu eserde babasının ölümü üzerine Belgrat’a giden II. Selim’in Otağ-ı Hûmayun’da tahta çıkışı da tasvir edilmiştir. Aynı eserin karşılıklı iki sayfasında ise karada ve denizde sürdürülen Navarin savaşı, bir başka sayfada da Tunus’un zaptı gibi belgesel değer taşıyan konular ele alınmıştır. Edirne Selimiye Camii’nin tasviri ve padişahı Topkapı Sarayı’nda kendisine paha biçilmez hediyeler sunan Safevi elçisini kabul ederken gösteren minyatürler, bu yazmada yer alan başarılı örneklerdir. Bu tür tarihi nıinyatürlerde Nakkaş Osman kalabalık kitleleri çok iyi istif etmiştir. Figürler yığma dönüşmemiş kendini ifade firsah bulmuştur. Her zaman renk kontrastları sanatçının başvurduğu bediî bir seçimdir. Klasik üslup sanatsever bir padişah olan III. Murat zamanında en yüksek düzeye ulaşmıştır. Bu dönemin minyatür sanatı bakımından en önemli ve en zengin yapıtı Surnâme’dir. Eser, III. Murat’ın oğlu şehzade Mehmet’in 52 gün 52 gece süren sünnet düğünü eğlencelerini konu almaktadır. Sünnet şenlikleri o günkü adıyla Atmeydanı’nda (Sultanahmet Meydanı) yapılmış, padişah ve şehzadesi gösterileri İbrahim Paşa Sarayı’nın meydana bakan cephesindeki Şahnişin’den izlemişlerdi. Yabancı konuk ve elçilerle saraylılar için de İbrahim Paşa Sarayı’nın bitişinde bir tribün yapılmıştı. Şenliğe, cambaz, hokkabaz, perendebaz gibi marifet ehlinin yanı sua İstanbul’un bütün esnaf locaları da katılıp hünerlerini göstermişlerdi. Nakkaş Osman, şenlik olayını akış sırasına bağlı olarak sahneler bölmüş, meydan ve sarayı bir çerçeve halinde tekrarlayarak gösterileri bir film şeridi gibi gözümüzün önüne sermiştir. Bu bakımdan Surname, sanat, kültür tarihimiz için çok önemli bir belgesel kaynaktır. Minyatürlerdeki figürleri toplumsal yaşantıdaki rollerini yansıtmıştirlardır. Renk zenginliği Türk’ün renge duyduğu ilgiyi festival ve coşku havasım yansıtmaktadır. III. Murat Dönemi’nin en önemli yazmalarından biri de iki cilt halinde, minyatürlü olarak hazırlanan Hünernâme’dir. 1584’te tamamlanan birinci ciltle kronolojik bir şuayla Selçuklu ve Osmanlı sultanlarının tahta çıkışları ile her birinin saltanat yıllarında geçen önemli olaylar anlatılarak resmedilmiştir. Dört yıl sonra 185 tamamlanan ikinci ciltte ise yalnızca Kanuni Sultan Süleyman dönemi ele alınmıştır. Bu ciltte Sultan’ın özel hayatı ile ilgili sahnelerin yam sıra tarihi konulara ve dönemin askeri basanlarına da geniş yer verilmiştir. Mohaç Savaşı’nı konu alan minyatür bu basanlara güzel bir örnektir. Nakkaş Osman ve ekibinin gerçekleştirdiği önemli bir eser de Şehinşahnâme’dir. 1581 tarihli birinci cildi bugün İstanbul Üniversitesi KitaplığVnda, ikici cildi Topkapı Sarayı Müzesi’nde bulunan yazma III. Murat devrini konu almaktadır. Birinci ciltte karşılıklı iki sayfada yer alan ve sarayda bir bayram sabahını gösteren minyatür, bayramlaşma geleneğini yansıtması bakımından dikkat çekicidir. Aynı ciltte m. Murat’ın sarayın harem bölümüne yaptırdığı köşkü gösteren bir minyatür de yer almaktadır. Günümüze gelmiş olan köşk, Topkapı Sarayı’nm en görkemli yapılarından biri sayılmaktadır. Yine birinci ciltteki bir başka minyatürde ise o dönemde Galatasaray’da yaptırılmış olan Rasathane ve burada yürütülen bilimsel çalışmalar gösterilmiştir, ikinci ciltte ise Osmanlı ordusunun sefere çıkışının konuya yaraşır bir görkemle tasvir edilişine tanık olunur. Uyandırılmak istenen kitle etkisi, askerlerin sık saflar halinde ve başarılı bir biçimde düzenlenişiyle sağlanmıştır. Osmanlı minyatürcülüğünün belirgin özelliği, gerçek yaşanılan olayların gözlemci bir yaklaşımla, geleneksel kurallara bağlı olarak, yani Türk-îslam sanatının soyut form diliyle, tasvir diliyle zaferler, fethedilmiş kaleler, devlet ve yönetimle ilgili olaylar, eğlence ve resmi geçitler dolayısıyla başkent halkının ve esnafının görüntülendiği sünnet düğünleri gibi yaşanılan yılların önemli olaylarıyla ilgilidir. Daima değişik bir konuyu resimlendirmek zorunda kalan Osmanlı saray nakkaşları saray yazarlarının günü gününe yazdıkları tarihi yada güncel konulu eserleri, onlarla yarışırcasına yaratıcı bir güçle minyatürlemişlerdir. Sanatçıların hazırlanan eserlerin güncelliğini koruması ve padişah buyruğunun yerine getirilmesi için, büyük bir süratle çalışmaları sonucu, Türk minyatürü ağır ve ince nakışlardan arınmış gereksiz detayların olmadığı, konunun özüne ağırlık veren, yalın bir anlatıma ulaşmıştır. Böylece Osmanlı minyatürleri el yazmalarını süslemekten öte, güncel olayları, kendi gerçeklik anlayışı içinde belgeleyen bir değer kazanmıştır.
Y.DOÇ.DR. ALİ DÜZGÜN İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
Y.DOÇ.DR. ALİ DÜZGÜN İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
Mizanpaj & Tasarım
Yrd. Doç. Dr. Ali BUDAK
Kapak
Abdullah ERDOĞAN
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları No: 26
ISSN 1303-5231
BAHAR-2011
Basım Yeri ve İletişim
Diyarbakır / tel: 0 412 248 80 27
DİCLE ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
YAYIN DANIŞMA KURULU
Prof. Dr. Abdurrahman ACAR
(Dicle Üniversitesi)
Prof. Dr. Abdurrahman KURT
(Uludağ Üniversitesi)
Prof. Dr. Abdulkerim ÜNALAN
(Dicle Üniversitesi)
Prof. Dr. Asım YAPICI
(Çukurova Üniversitesi)
Prof. Dr. Beşir GÖZÜBENLİ
(Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Cemal TOSUN
(Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Hacı Musa BAĞCI
(Dicle Üniversitesi)
Prof. Dr. Hüseyin ELMALI
(Marmara Üniversitesi)
Prof. Dr. İbrahim EMİROĞLU
(Dokuz Eylül Üniversitesi)
Prof. Dr. Metin BOZAN
(Dicle Üniversitesi)
Prof. Dr. Muhittin AKGÜL
(Sakarya Üniversitesi)
Prof. Dr. Şaban Ali DÜZGÜN
(Ankara Üniversitesi)
DİCLE ÜNİVERSİTESİ


Yorum yaz