
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF.DR. MUHSİN MACİT
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Tasavvuf (TR)
2. Said-i Gülşeni (TR)
3. Divanlar (TR)
4. Divan edebiyatı (TR)
5. Divan edebiyatı (TR)
6. Musammat (TR)
7. Mesnevi (TR)
8. Mehmed Necmeddin (TR)
9. Kaside (TR)
10. Gazeller (TR)
11. Divanlar (TR)
12. Divan edebiyatı (TR)
13. Divan edebi (TR)
14. (EN)
15. Divan literature (EN)
16. Divans (EN)
17. Said-i Gülşeni (EN)
18. Mystic (EN)
19. (EN)
20. Divan literature (EN)
21. Divans (EN)
22. Ghazals (EN)
23. Eagle (EN)
24. Mehmed Necmeddin (EN)
25. Mathnawi (EN)
26. Poem (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Ferişteoğlu’nun Cavidan-name Tercümesi: Işk-name
264 9. ÖZET Fars edebiyatında ortaya konulan bazı eserlerin Türkçe tercüme şerhlerinin yapıldığı bilinmektedir. Hâfız Divanı; Feridüddin Attâr’ın Mantıku’t-Tayr’ı Şebüsterû’nin Gülşen-i Râzı bunların en başta gelenleridir. Fars edebiyatının Türk edebiyatı üzerindeki etkisinin yaygınlaşmasında ve süreklilik kazanmasında bu tercüme ve şerhlerin önemli bir yeri vardır. Hurûfûliğin kurucusu olan Fazlullah-ı Hurûfû’nin Şirvan veya Hazar denizinin güney doğusundaki Esterâbâd şehrinde doğduğu söylenmektedir. Sûfû bir aileden geldiği, babasının ve dedesinin sûfû olduğu bilinen Fazlullah, Mevlânâ’yı rüyasında görür ve bir vahdet-i vücutçu olarak ortaya çıkar. Câvidân-nâme onun en önemli eseridir. Ferişteoğlu Abdülmecid İzmir Tire’de doğmuştur. Doğum tarihi konusunda herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Babası Kadı İzzüddin’dir. Kardeşi olan İbn Melek’in oğlu olduğu belirtilmekte ancak bunu doğrulayacak herhangi bir kayıt yoktur. Ferişteoğlu’nun ölüm yeri Tiredir. Ölüm tarihi konusunda ihtilaf bulunmaktadır. Ancak tüm kaynaklara göre 1469’dan önce ölmüştür. En önemli eseri şüphesiz Işk-nâme’dir. Yurt içi ve yurt dışı kütüphanelerde bir çok yazma nüshası bulunmaktadır. Âhiret-nâme, Hidâyet-nâme, Hâb-nâme ve Lugat-i Kanûn-ı İlâhû onun diğer eserlerdir. Lugat-i Kanûn-ı İlâhû dışında kalan eserler üzerine herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Hurûfûlik, bir yandan İran dinlerinin kalıntılarından etkilenirken, Manihaizm, Budizm gibi ilahi olmayan dinlerin yanında, Hıristiyanlık, Yahudilik, Kabbalizm, Neoplatonizm, Hermetizm gibi inanç ve anlayışlara ait çeşitli düşünceleri, bâtınû bir anlayışla yorumlayarak ortaya çıkmış senkretik mistik bir anlayıştır. Hurûfûlik bir din, mezhep veya tarikat değildir. Bir din değildir çünkü, mevcut dinlerin nasslarına veya onların bâtınû te’vil geleneklerine dayanır. Mezhepler daha çok şer’i hükümlerin, ibâdetlerin farklılık göstermesi yönüyle ortaya çıkarlar. Hurûfûlik, ibâdetlerin yapılış biçiminden çok, sayılarıyla ilgilenir. Mezhepler arasında farzların sayısı ile ilgili herhangi bir ayrılık bulunmamaktadır. Hurûfûler, Âdem ve Havva’dan başlayarak, birçok dini ibadeti kendilerince te’vil ederler. Fazlullah-ı Hurûfû’nin Câvidân-nâme’sinin en önemli Türkçe çevirisi kuşkusuz Ferişteoğlu’nun Işk-nâmesidir. Işk-nâme’nin çok okunan bir eser olduğu bir çok yazma nüshası bulunmasından anlaşılmaktadır. Alevû-Bektaşû çevrelerde yaygınlaşan ve derviş meşrep kişilerce istinsah edilen eserin müellif nüshasına ulaşılamamıştır. Dört nüshadan hareketle karşılaştırmalı nüshası hazırlanan eserin, Eski Anadolu Türkçesinin dil ve gramer özelliklerini yansıttığı söylenebilir. Eserin derviş meşrep kişilerce istinsah edilmesi, bir çok nüshada istinsah tarihinin bulunmaması, halk için yazılmış görüntüsü vermektedir.
Said-i Gülşeni Divanı inceleme-metin Divan of Said-i Gulşeni its inquiry of the text
185 ÖZET Gülşeniliği, Gülşeni şairleri, Sa’id-i Gülşeni’nin hayatını, sanatını, şiirlerinin din ve tasavvuf açısından incelenmesini ve Divân metnini içeren bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında gülşenilik ve Gülşeni şairlerden hareketle şairin içinde yetiştiği muhit ve bu muhitin geleneği konu edinilmiştir. Bu bağlamda giriş; Dede Ömer Rüşeni, İbrahim Gülşeni, Sezâyi-yi Gülşeni ve diğer Gülşeni şairlere dair bilgileri kapsar. Birinci bölümde, şiirlerinden ve şiirlerine düştüğü tarihlerden hareketle edinilen bilgiler ışığında hayatı, sanatı ve şairin şiirinde ve görüşlerinde etkili olan kişiler yer alır. İkinci bölümde, Sacid-i Gülşeni’nin ruh ve düşünce dünyasının temelini oluşturan dini-tasavvufi unsurların daha önce yapılan divan tahlillerinin ışığında, sistematik olarak tahlili yapılmıştır. Son bölüm Sacîd-i Gülşeni’nin müellif hattı olan Divan’ının çeviriyazılı metninden müteşekkildir.
271 10. ÖZET Akkoyunlular döneminde özellikle Uzun Hasan ve Sultan Yakup’un himayelerinde Tebriz, önemli sanat faaliyetlerine sahne olmuştur. Bu dönemde eser veren şair ve nakkaşlar şiir ve minyatür sanatında bir Türkmen üslubunun gelişmesinde katkı sağlamıştır. Şiirde Habûbû ve Kişverû gibi Türk şairleri yanında, Figânû ve Ehlû gibi Farsça yazan önemli şairler için Akkoyunlu sarayı bir sığınak olma özelliğindedir. Bu çalışmada Hatâyû’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevûsi ile Câmû’nin adnı adlı mesnevûsi karşılaştırılmaktadır. Kaynaklarda hayatı hakkında bilgi bulunmayan Hatâyû’nin eserini Sultan Yakup adına yazdığı bildirilmektedir. 1234 beyit olan ve aruzun fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezniyle yazılan eser Fars etkisinden uzaktır. Daha önce yazılmış olan Türkçe Yusuf kıssaları örnek alınmıştır. Edebû bakımdan XV. yüzyılda eser veren öteki Azerû sahası şairlerine göre vasat sayılabilecek olan eser, Türkmen toplumların dinû duygularına hitap etmek üzere yazılmış görünümündedir. Fars edebiyatında yazılan Yûsuf kıssaları içinde en beğenilenlerden biri olan Câmû’nin aynı adı taşıyan mesnevûsi ise, 4500 beyit civarında ve aruzun mefâ’ilün mefâ’ilün fe’ûlün vezniyle yazılmıştır. Aynı konuyu işleyen iki mesnevûnin incelenmesi sonucunda, şairlerin kıssayı kendi zevk ve birikimlerine göre farklı biçimde ele aldıkları görülmektedir. Bu fark, hikâyenin olay örgüsünde belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır. Hatâyû kendisinden önce yazılmış olan Yûsuf kıssalarındaki hikâyeyi aynen tekrar ederken, Câmû tekrara düşmemiş, hikâyede kardeşlerin başından geçen olaylar ve Yûsuf’un kardeşleriyle buluşması gibi bazı bölümlere değinmemiştir. Hatâyû, hikâyesini Yûsuf’un bütün hayat hikâyesi üzerine kurgularken; Câmû, eserini Yûsuf ile Züleyhâ arasındaki aşkı işlemeye hasretmiştir. Bu aşk, Hatâyû’nin eserinde bir kesiti oluşturmaktadır. Olay örgüsündeki bu fark, Hatâyû’nin eserinde şahıs kadrosunu zenginleştirmiş. Câmû’nin eserinde hikâyeye yön veren kahramanlar sayıca az fakat, edebû tasvirlerle tanıtıldığı için etkileyicidir. Hatâyû’de şahıs kadrosu kalabalık olmasında rağmen kahramanlar yeterince tanıtılmamıştır. İki şair arasındaki fark dile hakimiyet, veznin uygulanışı ve edebû sanatlarda da belirgin şekilde görülmektedir. Hatâyû’de vezin kusurları oldukça fazladır ve çok bilinen benzetmelerden başka edebû sanatları da pek kullanamaz. Ancak Câmû, vezin konusundaki mükemmeliyeti yanında, edebû sanatlar bakımından da son derece başarılıdır. Çalışmamızda karşılaştırmalı metnine de yer verdiğimiz Hatâyû’nin eseri Türk edebiyatında pek özgün bir yer tutacak nitelikte bir eser olmaktan uzaktır. Ancak Câmû’nin eseri yazılmış bütün Yûsuf kıssaları içerisinde en güzel ve en özgün mesnevûlerdendir.
Necmi Divanı, inceleme-metin Necmi’s Divan, research-text
170 ÖZET Necmî’nin Divânı’nı transkribe ederek şiirlerinden hareketle hayatını ve edebi şahsiyetini ortaya koyduk. Bu çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde özellikle kaside ve tarihlerinden hareketle hayatı; tüm şiirlerinden hareketle de edebî şahsiyetini ortaya koyduk. Kullandığı nazım şekilleri ve bunların incelenmesini yine bu bölümde verdik. İkinci bölümde ise Necmî Divânı’nı transkribe ettik. Divân’ı nazım şekillerini esas alan bir tertip anlayışıyla yeniden düzenledik.
PROF.DR. MUHSİN MACİT İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
PROF.DR. MUHSİN MACİT İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
Bakanlığı tarafından
desteklenen çok sayıda araştırma, geliştirme ile öğrencilerinde katıldığı Arkeoloji ve Sanat Tarihi kazı projeleri yürütülmektedir.
Dekan : Prof. Dr. Muhsin MACİT
Dekan Yardımcısı : Doç. Dr. Feriştah ALANYALI
Dekan Yardımcısı : Yard. Doç. Dr. Erkan İZNİK
Fakülte Sekreteri : Durmuş GÖKNAR
ÖĞRETİM ELEMANLARI
Profesörler: Erol ALTINSAPAN, Tamara GURTUEVA, İhsan GÜNEŞ, Bilhan KARTAL, Muhsin MACİT, Canan PARLA,
Taciser SİVAS, Nadir SUĞUR, Serap SUĞUR, Ahmet Nezihi TURAN
Doçentler: Feriştah ALANYALI, H. Sabri ALANYALI, Ayla EFE, Zeliha GÜNEŞ, Şaduman HALICI, Hakan SİVAS, Demet
TAŞDELEN, İskender TAŞDELEN, Ahmet Tolga TEK, Selahittin TOLKUN, Mehmet Mahur TULUM, Ali Umut TÜRKCAN,
Kemal YAKUT
Yardımcı Doçentler: Ahmet Oğuz ALP, Sema ALTUNAN, Halit BİLTEKİN, Sedat BİNGÖL, Oya Beklan ÇETİN, Nilgün
ÇÖL, Zeliha DEMİREL GÖKALP, Zeynep EMEKSİZ, Zeynep ERTUĞRUL, Emre GÖKALP, Temmuz GÖNÇ, Fatime
GÜNEŞ, Erkan İZNİK, Nadide KARKINER, F. Ayşin KOÇAK, Rıfat Eser


Yorum yaz