
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF.DR. MEHMET YÜCEL AĞARGÜN
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Rüyalar, duygudurum ve sorunlarla başetme stratejileri
Bu çalışmanın amacı; yetişkin bireylerin rüyalarının günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlarla baş etmede yardımcı olup olmadığını ve duygudurumlarını etkileyip etkilemediğini ortaya koymaktır. Araştırmanın örneklemini 86 kişi oluşturdu. Katılımcılara POMS (mizaç durumları profili), VRA, COPE ve rüya ölçeği testleri verildi. Verilerin istatistiksel analizi, Pearson bağıntı analizi kullanılarak yapıldı. Sonuç olarak VRA ile COPE 6 (inkar) arasında negatif anlamlı ilişki; COPE 7 (dini olarak başa çıkma) ve COPE 13 (kabullenme) arasında pozitif anlamlı ilişki bulundu. Ayrıca VRA ile POMS 1 (anksiyete, gerilim), POMS 2 (depresyon, keder), POMS 3 (kin, düşmanlık), POMS 5 (yorgunluk), POMS toplam arasında pozitif anlamlı ilişki bulundu. VRA ile rüya ölçeği birimlerinden rüya hatırlama, rüyadan etkilenme, rüya içeriğinin canlılığı ve karışıklılığı, hoş rüyanın paylaşımı ve nahoş rüyanın paylaşımı arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulundu. Anahtar Sözcükler: Anksiyete, baş etme, duygudurum, rüya.
Düşük serum kolesterol düzeyi major depresyon için ailesel bir yatkınlık göstergesi olabilir mi?
1. ÖZET Serum lipid düzeyleri ve psikiyatrik bozukluklar arasındaki ilişki son yıllarda psikiyatri literatüründe giderek artan bir öneme sahip olmuştur. Özellikle depresyon ve anksiyete bozuklukları ile serum kolesterolü arasında nedensel bir bağ kurulmaya çalışılmıştır. Depresyon ve düşük serum lipid konsantrasyonları arasındaki ihşkinin major depresyona yatkınlığın biyolojik göstergeleri arasında bulunup bulunmadığı konusunda somut bir bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmada major depresyonlu hastaların birinci derece yakınlarında depresyon düzeyi ile serum lipid konsantrasyonları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışmanın örneklerini major depresyonlu bir grup hastanın birinci derece yalanlan oluşturdu. Çalışma şartlarını taşıyan toplam 179 birinci derece yakını ile yapılandırılmış klinik görüşme çizelgesi ayaktan hasta formu kullanılarak görüşüldü ve Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D) uygulandı. HAM-D toplam puanı 18 in üstünde olan 30 hasta yakım denekle 1. çalışma grubu oluşturuldu. Geriye kalan ve HAM-D puanı 18’in altında olan hasta yalanlan arasından 30 denekle 2. çalışma grubu oluşturuldu. 13 erkek ve 17 kadından oluşan 30 denekle de kontrol grubu oluşturuldu. Kolesterol, trigliserid ve HDL-kolesterol düzeyleri ölçüldü. LDL ve VLDL düzeyleri hesaplandı. Depresyon puanlan ve serum lipid düzeyleri arasındaki ilişki için Pearson korelasyon analizi uygulandı. Analizler için SPSS bilgisayar paket programından faydalanıldı. Bu çalışmanın sonuçlan major depresyonlu hastaların birinci derece yalanlan arasında depresyon puanlan yüksek olanlarda serum kolesterol, trigliserid ve VLDL düzeylerinin depresyon puanlan düşük olanlardan anlamlı derecede daha düşük olduğunu göstermektedir. Buna karşın, depresyon puanlan düşük olan hasta yakınlarının trigliserid ve VLDL düzeyleri sağlıklı kontrol deneklerinden daha yüksektir. Hasta yakınlarında lipid düzeyleri ile depresyon puanlan arasında negatif yönde korelasyon bulunmuştur. Elde edilen bu bulgular major depresyonlu hastaların birinci derece yakınlar arasında depresyon eğiliminin ya da gelişiminin düşük lipid düzeyleri ile ilişkili olabileceği anlamına gelmektedir. Bu çalışma, major depresyonlu hastaların birinci derece yakınlarında depresyon düzeyi ile lipid konsantrasyonlar arasındaki ilişkiyi araştıran ilk çalışmadır.
Temel yas unsurlarının türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenirlik çalışması
Bu çalışmanın amacı yas tutan bireylerde görülen yas tepkilerinin şiddetini değerlendiren Temel Yas Unsurlarının Türk örnekleminde geçerlik ve güvenirliğini araştırmaktır. Araştırmanın örneklemini 50 kişi oluşturdu. Bunlar birinci derece yakınlarından sevdiği birini en az bir ay önce, en fazla iki ay önce kaybetmiş bireylerdir. Bu gruba ?yas grubu? adı verildi. Kontrol grubu olarak birinci dereceden sevdiği bir yakınını beş yıl ve daha önce kaybetmiş olan 50 kişi çalışmaya dahil edildi. Katılımcılara doldurmaları için Temel Yas Unsurları’nın orijinalindeki gibi 17 maddeli Türkçe versiyonu verildi. Test tekrar test yöntemi uygulandı. Katılımcılar formu bir hafta içinde tekrar doldurdular. Verilerin istatistiksel analizlerinde ölçeğin iç tutarlılığı Cronbach-alfa istatistiği ve Pearson bağıntı analizi ile araştırıldı. İki farklı uygulama zamanında CBI toplam puanlarının test-tekrar test güvenirliği bağımlı gruplarda t testi ve Pearson bağıntı analizi uygulanarak değerlendirildi. Ölçek toplam puanı yeterli bir test-tekrar test güvenirlik göstermiş ve iç tutarlığı yüksek (alfa: 0.94) bulunmuştur. Ölçeğe ait tek tek madde puanları pozitif yönde ve ileri düzeyde test-tekrar test tutarlığı göstermiştir. İç tutarlıkta Pearson bağıntı katsayısı da her bir madde için 0.46-0.87 arasında bulundu. Güvenirliğe ilişkin analizlerde bağımlı gruplarda t testinde ilk ölçüm ve ikinci ölçüm arasında zamansal bir değişim gözlenmedi. Pearson bağıntı analizlerinde de bağıntı katsayısı test-tekrar test için toplamda 0.96 olarak bulundu. Yas grubu ve kontrol gruplarının toplam puanlarının bağımsız gruplarda t testi kullanılarak geçerliğe ilişkin kanıtlar araştırıldı. Sonuçlar Temel Yas Unsurları’nın Türkiye örneklemi için geçerli ve güvenilir bir araç olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Geçerlik, güvenirlik, keder, ölçek, yas, depresyon
Sirkodyen tipoloji ve yaşam kalitesi ilişkisi The relationship of circadian rhytm with the life quality
ÖZET Özer B, Sirkadyen Tipoloji ve Yaşam Kalitesinin İlişkisi, Y.Y.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Van, 2004. Bu çalışmada, bir grup üniversite öğrencisinde, sirkadyen tipoloji ile yaşam kaliteleri arasında bir ilişki olup olmadığım araştırmak amaçlanmıştır. Y.Y.Ü. nin çeşitli birimlerinde okuyan, yaşlan 18-25 arasında değişen, 108 kız, 154 erkek, toplam 262 öğrenci çalışmaya alınmıştır. Veri toplama araçları olarak; Kişisel Bilgi Formu, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği (WHOQOL-103/TR) ve Sabahlık-Akşamlık Tercihliliği Ölçeği (MEQ) kullanılmıştır. Çalışma sonucunda; %28.2 sabah, %51.1 ara, %20.6 akşam tipi oranlan bulunmuştur. Akşam tiplerinin yaşam kalitesi diğerlerine göre daha düşük, sabah tiplerinin basan puanlan diğerlerine göre anlamlı olarak yüksektir. Diğer bir bulgu Sabah tipinin yaşam kalitesinde sosyal baskı algısında artma ile basan puanlarının düşmesidir. Çalışmanın sonucunda; iş ve okul saatlerinde sirkadyen tipolojiye göre yapılacak düzenlemeler ile sabah ve akşam tipi kişilerde yaşam kalitelerinin ve okul başarılanımı yükseltilebileceğini düşünüyoruz. İş ve okul yaşamında verimliliğin arttınlması, sağlık sorunlarının azaltılması ve yaşam kalitesinin yükseltilebilmesi için bu alandaki çalışmaların ülke genelinde daha geniş gruplarda yapılması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Sirkadyen ritim, Sirkadyen tipoloji, yaşam kalitesi 39


Yorum yaz