
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF.DR. HALİL ARSLAN
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Menisküs yırtıklarının MRG ile değerlendirilmesinde fleksiyon çekimlerinin tanıya katkısı
Amaç: Meniskal lezyonlara ait klinik bulgular sıklıkla diz fleksiyonda iken ortaya çıkmaktadır. Bu düşünceden hareketle fleksiyon pozisyonunda yapılan diz MRG’nin menisküs lezyonlarının evresi, yırtık varlığı ve meniskokapsüler seperasyonu (MKS) saptamadaki etkinliği araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 50 olguda nötral pozisyondaki rutin diz MRG sekanslarına ilave olarak fleksiyon pozisyonunda, sagital eksende TSE Pd/T2 ağırlıklı sekans elde edilidi. Dizi fleksiyona getirmek için non-ferromanyetik aparat kullanıldı. Ek sekansa bağlı tetkik süresi yaklaşık 5 dakika uzamış olup toplam inceleme zamanı 20-25 dakika arasında idi. Nötral pozisyon çekimlerinde (NPÇ) izlenen yırtık şüphesi, yırtık veya MKS fleksiyon pozisyon çekimlerinde de (FPÇ) değerlendirilerek ek tanısal bulgu araştırıldı. İlk aşamada meniskal lezyon evrelemesi ve meniskal yırtığı saptamada NPÇ ile FPÇ bulguları karşılaştırıldı. İkinci aşamada MKS’nin değerlendirilmesinde FPÇ’nin katkısı araştırıldı. İstatistiki değerlendirmede Chi-square ve medikal tanı testleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmamızda NPÇ ile 44 olguda, FPÇ ile 49 olguda, artroskopi ile 50 olguda meniskal yırtık saptandı. 50 olgunun 43’ünde (%86) NPÇ ile FPÇ bulguları paralellik gösterirken, 7 olguda (%14) FPÇ ile daha ileri evre meniskal lezyon saptandı. 7 olgunun 5’inde (%10) sadece FPÇ ile yırtık saptanabilirken, 2 olguda (%4) FPÇ ile meniskal yırtık evresinde artış izlendi. Meniskal lezyon evrelemesinde NPÇ ile FPÇ arasında istatistiksel olarak (Chi-square) anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Meniskal yırtık tanısında ise artroskopi baz olarak alındığında FPÇ ve NPÇ’nin duyarlılıkları sırasıyla %98-%88, doğruluk oranları sırasıyla %98-%88 olarak bulundu. MRG’de NPÇ ile 34 olguda (%68), FPÇ ile 35 olguda (%70) eklem yüzeyine uzanan sinyal artışı nedeniyle meniskal yırtık tanısı konuldu. 14 olguda ise sadece MKS nedeniyle meniskal yırtık tanısı konulmuş olup MKS, bu olgulardan 4’ünde (4/14=%28,6) sadece FPÇ’de izlenebilmekteydi. Eklem yüzeyine uzanan sinyal artışına bağlı yırtıklarda NPÇ ile FPÇ arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken, MKS’ye bağlı yırtıklarda FPÇ’nin katkı sağladığı (%28,6) görüldü. Sonuç: FPÇ kapalı sistem MRG cihazlarında uygulanabilen, hasta konforunu bozmayan ve fazla zaman kaybına yol açmayan bir yöntemdir. Bu yöntemle yüksek kontrast rezolüsyonlu görüntülerle ek tanısal bilgiler elde edilebilmektedir. FPÇ, meniskal yırtık şüphesi ve de özellikle MKS olgularında NPÇ’ye göre üstün bir yöntem olarak görülmektedir. Çalışmanın daha geniş hasta grubu ile yapılması sonuçların güvenirliğini arttıracaktır.
Koroner iskemili olgularda k-mrg ile sol ventrikül fonksiyonlarının değerlendirilmesi
Amaç: Koroner arter iskemisinde kalbin duvar hareketleri ve atım fonksiyonları bozulmakta olup günümüzde kalp fonksiyonları ekokardiyografi ile değerlendirilmektedir. Bu çalışmada sol ventrikül duvar hareket kusurlarının ve ejeksiyon fraksiyonunun (EF) değerlendirilmesinde Kardiyak Manyetik Rezonans Görüntüleme (K-MRG)’nin duyarlılığı araştırılmıştır. Gereç ve yöntem: Çalışmamızda koroner arter hastalığı saptanan ekokardiyografik incelemeleri yapılmış 30 hastada ve kontrol grubu olarak sağlıklı 20 olguda K-MRG görüntülenmesi yapıldı. Kısa aks, 4 boşluk ve 2 boşluk görüntüler alındıktan sonra sine MR görüntüler, retrospektif ve EKG tetiklemeli olarak parelel görüntüleme tekniği eşliğinde bir kalp siklusunda ortalama 20 görüntü alabilen True-FISP sekansı ile alındı. Görüntüler iş istasyonunda kardiyak bir program olan ARGUS programına aktarılarak sol ventrikül EF ve duvar hareketleri değerlendirildi. K-MRG ve ekokardiyografi sonuçları istatistiksel olarak Student’s-t paired testi ve Pearson korelasyon analizi ile karşılaştırılarak K-MRG’nin duyarlılığı ortaya konmaya çalışıldı. Bulgular: Tüm olgularda K-MRG incelemeleri 20?25 dakika içerisinde başarı ile gerçekleştirildi. Yapılan karşılaştırılmalarda kontrol grubunda EF’nu açısından istatistiksel bir fark saptanmadı (p>0.05). Hasta grubunda yapılan karşılaştırılmalarda hem EF değerleri, hemde duvar hareketlerinin skorlanmasında ortalama değerler arasında istatistiksel fark (p<0.001) mevcut olup K-MRG'nin daha duyarlı olduğu gözlendi. Sonuç: Koroner iskemili olgularda sol ventrikül EF ve duvar hareketlerinin değerlendirilmesinde K-MRG ekokardiyografiye göre daha duyarlıdır. Ekokardiyografi ile karar verilemeyen, akustik pencere problemi olan ve özellikle remodeling gelişen olgularda daha objektif ve doğru sonuçlar veren K-MRG tercih edilmelidir. Anahtar kelimeler: Koroner arter iskemisi, K-MRG, Ekokardiyografi


Yorum yaz