
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. TEMEL TOMBUL
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Serebral emboli ve tromboz (TR)
2. Radyografi (TR)
3. Prognoz (TR)
4. Manyetik rezonans görüntüleme (TR)
5. Ölüm-ani (TR)
6. Otonom sinir sistemi (TR)
7. Kalp hızı (TR)
8. Epilepsi (TR)
9. Elektrokardiyografi-ambülatuar (TR)
10. Magnetic resonance imaging (EN)
11. Prognosis (EN)
12. Radiography (EN)
13. Cerebral embolism and thrombosis (EN)
14. Electrocardiography-ambulatory (EN)
15. Epilepsy (EN)
16. Heart rate (EN)
17. Autonomic nervous system (EN)
18. Death-sudden (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Serebral venöz trombozlularda etyolojik, klinik ve radyolojik değerlendirme ve prognoz An etiological, clinical and radiological evaluation and prognosis of cerebral venous thrombosis
Amaç: Bu çalışmanın amacı bölgemizde görülen SVT olgularının Beyin MR ve Venöz MR Anjiografi tetkikleri kullanılarak etyoloji, risk faktörleri ve prognozlarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Retrospektif olarak planlanan bu çalışmaya 2008-2011 yılları arasında Venöz MR anjiografi incelemesinde SVT tanısı alan ve en az 3 ay sonra kontrol MR Anjiografi tetkiki olan 50 hasta dahil edilerek yapılmıştır. Hastalar yaş, cinsiyet, klinik prezentasyon, risk faktörleri, klinik belirtiler, beyin MR, venöz MR anjiografi olarak gruplara ayrılarak kategorik değişkenler için sayı ve yüzde ifadeleri kullanılmıştır. Risk faktörlerinden en fazla oranda saptananlar risk grubu olarak alınmış ve beyin MR ve takip venöz MR Anjiografide rekanalize olanlar ve almayanlar arasındaki ilişkiyi belirlemede Fisher’in kesin olasılık testi yapılmıştır. Bulgular: Olguların en sık görülen risk faktörleri olarak hematolojik faktörler (% 41.5) ve gebelik (% 17.1), puerperyum (% 9.8) saptanmıştır. SVT’nin bayanlarda sık olduğu (% 86), en sık trombofiliye yol açan hematolojik nedenler, gebelik ve puerperyum olarak bulunmuştur. Hastalarda rekanalizasyonun en az 3 aylık oranı % 72.5 olarak saptandı. En sık görülen tıkanma transvers sinüs % 60 ve ikinci sıklıkta birden fazla sinüs tutulumu ( %26) idi. Klinik başvuru semptomu olarak baş ağrısı (% 68), daha sonra ise fokal nörolojik defisite (% 30) yol açan akut inme tablosu görüldü. Ex olan 2 olgu dışında diğer olgularımızın prognozu iyi seyretmiştir. Risk grupları ile beyin MR (p=0.42) ve takip MR Anjiografi arasında anlamlı fark bulunamamıştır. Sonuç: SVT tanısında ve takibinde MR venografinin en iyi yöntem olduğu; erken tanı ve uygun tedavi ile rekanalizasyon oranının oldukça yüksek ve prognozun iyi olacağı kanısına varılmıştır. SVT etyolojisinde trombofilik bozuklukların yanısıra gebelik ve puerperyum en sık görülen risk faktörleri olarak dikkate alınmalıdır.
Epilepsi hastalarında kardiyak otonomik disfonksiyona bağlı kalp hızı değişkenliğinin 24 saatlik ritm holter ile değerlendirilmesi Evaluation of heart rate variability related to cardiovascular autonomic dysfunction in epilepsy patients with 24-hour ritm holter analysis
Amaç: Bu çalışmanın amacı epilepsi hastalarında kalp hızı değişkenliğinin 24 saatlik ritm holter tekniği kullanılarak değerlendirilmesi, kontrol grubuyla karşılaştırılması ve epilepsi hastalarında antiepileptik ilaçlar, nöbet tipi, nöbet konrolü ve sıklığı, hipokampal skleroz, yaş, cinsiyet, hastalık süresi, kullanılan AEİ sayısı gibi çeşitli klinik ve nöroradyolojik özelliklerin KHD ve otonomik kardiyovasküler disfonksiyon (OKDF) üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Retrospektif olarak planlanan bu çalışma 2009-2012 yılları arasında nöroloji kliniğine başvuran epilepsi hastalarından kardiyoloji kliniği tarafından 24 saatlik ritm holter yapılması uygun görülen, 50 hasta ve benzer yaş grubunda 50 sağlıklı gönüllüden oluşan kontrol grubu dâhil edilerek yapılmıştır. Epilepsili olguların 23?ü kadın 27?si erkekti. Olgular 19-60 yaşları arasında 22?si parsiyel ,28?i jeneralize nöbeti olan toplam 50 hastadan oluştu. Bulgular: Epilepsi hasta grubunda SDNN,SDANN,RMSSD ve LF/HF değerleri kontrol grubuna göre daha düşüktü, HF değeri ise daha yüksekti (P<0.05). Epilepsi hastalarında kadınlarda SDNN ,VLF ve LF değerleri erkeklere göre daha düşük bulundu (P<0.05). RMSSD değeri 20-40 yaş arası grupta 20 yaş altı gruba göre düşük bulundu. (P<0.05).LF/HF değeri yine 20-40 yaş arası grupta 20 yaş altı gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (P<0.05). HS?u olan grupta SDNN, RMSSD ve VLF değerleri HS?u olmayan gruba göre daha düşüktü (P<0.05). Politerapi alan grupta SDANN değeri monoterapi alan gruba göre daha düşüktü (P<0.05). Karbamazepin kullanan hasta grubunda RMSSD değeri KBZ kullanmayan gruba göre daha düşük bulundu (P<0.05). Sonuç: Epilepsili hastalarda kalp hızı değişkenliği ve OKDF?un bir takım faktörlerden etkilendiğini ortaya koyduk. Bulgularımız epilepsi hastalarında sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında bazı KHD parametrelerinin daha fazla baskılandığını; hastalık süresi, nöbet sıklığı, nöbet tipi, HS varlığı, cinsiyet, yaş, kullanılan AEİ ve sayısı, gibi faktörlerin KHD ve OKDF üzerinde etkisinin olabileceğini göstermektedir. Dolayısı ile bu faktörlerin epilepside ani beklenmedik ölüm riskini artırabileceğini ve gereken hastalarda kalp hızı değişkenliğin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Yorum yaz