
-
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 232 412 3100
- http://www.hastane.deu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. ÖZTEKİN OTO
Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Venöz tromboemboli (VTE), tüm dünyada morbidite ve mortalite’nin en önemli nedenidir ve tüm toplumlarda ciddi iş gücü kaybına ve kaynak tüketimine sebep olmaktadır. VTE’nin tekrarlaması üzerine etkin faktörlerin araştırıldığı birçok çalışma mevcuttur. Genetik mutasyon varlığının ise VTE atağının tekrarlaması üzerine etkisi konusunda fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Bu etkinlik konusundaki farklı görüşler, genetik mutasyon taramasının zamanlaması ve genetik mutasyonu olan olgularda antikoagülan tedavi süresi konusunda fikir ayrılıklarına sebep olmaktadır. VTE olgularında demografik ve klinik niteliklerin, risk faktörlerinin, eşlik eden genetik mutasyon varlığının, genetik mutasyon tipinin ve birlikteliğinin ortaya çıkarılması ile birlikte bütün bu niteliklerin, tekrarlayan VTE üzerine etkisinin araştırılması, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. 2008-2009 yılları arasında, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalında tanı alan, tedavi gören ve takibi devam eden VTE olgularında genetik mutasyon analizi yapılmış toplam 109 olgu, çalışma grubunu oluşturmaktadır. Çalışma, geriye dönük ve kesitsel olarak yapılmıştır. Hastane arşivinden geriye dönük olarak genetik mutasyon taraması yapılmış olgular çıkarılmış ve önceden hazırlanan veri kayıt formu, belirlenen veriler ışığında doldurulmuştur. Toplam 109 olgudan oluşan çalışma grubunun yaş ortalaması, 42,6±14 (17-65) yaş olarak hesaplanmıştır. 33 (%30,3) olguda birincil VTE (bVTE) saptanmıştır. Elli dokuz (%54,1) olgu erkek, 50 (%45,9) olgu kadındır. İlk VTE atağını olguların 29’u (%26,6) hastane içinde geçirirken 80’i (%73,4) hastane dışında geçirmiştir. En yüksek oranda saptanan ilk iki risk faktörü, genetik mutasyon varlığı (%90,8) ve VTE öyküsüdür (%42,2). Genetik mutasyon varlığı hem hastane içinde (%96,6) hem de hastane dışında (%88,8) en sık saptanan risk faktörüdür. Taranan genetik mutasyon testlerinden FVL 36 (%33), PT G20210A 16 (%14,7), MTHFR C677T 65 (%59,6), MTHFR A1298C 47 (%43,1) olguda saptanmıştır. Birincil VTE’si olan olguların %93,9’unda genetik mutasyon saptanırken bVTE’si olmayan olguların %89,5’inde genetik mutasyon saptanmıştır. Tekrarlayan VTE üzerine etkili faktörler; 40 ve üzeri yaş (?2=5,57, p=0,018), toplam risk sayısı (?2=64,27, p<0,001), operasyon öyküsü (?2=7,52, p=0,006), iç hastalığı varlığı (?2=8,8, p=0,003), malignite varlığı (?2=4,67, p=0,031), ilk atağını hastane içinde geçirmek (?2=8,8, p=0,003), genetik mutasyon varlığı (?2=4,68, p=0,042), mutasyon sayısı artışı (?2=21, p<0,001), FVL mutasyonu (?2=13,2, p<0,001) ve FVL ile MTHFR mutasyonu birlikteliği (?2=23,43, p=0,003) olarak saptanmıştır. VTE'nin tekrarlama riski, tek genetik mutasyon varlığında 3,34 kat, çift genetik mutasyon varlığında 11,12 kat, 3 ve üzeri genetik mutasyon varlığında 49,5 kat artmaktadır. Mutasyon sayısının alt grup sınamasında; genetik mutasyonu olmayan olgular ile tek genetik mutasyonu olan olgular arasında tekrarlayan VTE anlamlı fark göstermezken diğer mutasyon sayısı grupları arasında, mutasyon sayısı arttıkça anlamlılığı güçlenen fark saptanmıştır. Lojistik regresyon analizinde; 40 ve üzeri yaşın [OD:9,1 (%95 CI:1,7-48,4), p=0,01], her bir risk sayısı artışının [OD:18,36 (%95 CI:5,4-62,6), p<0,001], her bir mutasyon sayısı artışının [OD:6,7 (%95 CI:2-21,7), p=0,001], operasyon öyküsü varlığının [OD:7,7 (%95 CI:2,1-28,3), p=0,002], iç hastalığı varlığının [OD:8,3 (%95 CI:2,3-29,8), p=0,001] ve malignite varlığının [OD:8,7 (%95 CI:1,5-49,5), p=0,015] anlamlılığını sürdürdüğü saptanmıştır. Bu çalışma, genetik mutasyon varlığının VTE atağının tekrarlaması üzerine etkin bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Mutasyon sayısı ve toplam risk faktörü sayısının artışı ile VTE atağının tekrarlama riskinin artması ile birlikte genetik mutasyonun değiştirilemeyen bir risk faktörü olması, tüm VTE olgularında genetik tarama yapılması sorusunu gündeme getirmektedir. Her ne kadar genetik mutasyon taraması, bVTE ölçütlerini karşılayan olgulara yapılması önerilse de, bVTE ölçütlerini karşılamayan olguların %89,5'inde genetik mutasyon saptanması, bu görüşümüzü desteklemektedir. Genetik mutasyon varlığının tekrarlayan VTE riskini arttırması, tekrarlayan VTE'nin ise ciddi iş gücü kaybına ve kaynak tüketimine sebep olması ile birlikte morbidite ve mortalite üzerine olumsuz etkileri dolayısıyla ilk VTE atağında genetik mutasyon taraması yapılmasını, MTHFR C677T-MTHFR A1298C birlikteliği dışındaki mutasyon birlikteliklerinde ömür boyu antikoagülan tedavi verilmesini önermekteyiz. Anahtar kelimeler: venöz tromboemboli, tekrarlayan venöz tromboemboli, genetik trombofilik mutasyon.


Yorum yaz