
-
Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
- +90 332 223 1210
- http://www.selcuk.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. NİHAT AKIN
Üniversite: Selçuk Üniversitesi
Bölüm: Fen Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Eritme peyniri (TR)
2. Depolama (TR)
3. Gıda teknolojisi (TR)
4. Gıda mikrobiyolojisi (TR)
5. Beyaz peynir (TR)
6. Yoğurt (TR)
7. Tat (TR)
8. Tarçın kabuğu (TR)
9. Sarımsak (TR)
10. Nane (TR)
11. Kırmızı pul biber (TR)
12. Kekik (TR)
13. Hıyar (TR)
14. Baharat (TR)
15. Aroma (TR)
16. Storage (EN)
17. Processed cheese (EN)
18. White cheese (EN)
19. Food microbiology (EN)
20. Food technology (EN)
21. Aroma (EN)
22. Spice (EN)
23. Cucumber (EN)
24. Thyme (EN)
25. Red pepper (EN)
26. Mint (EN)
27. Garlic (EN)
28. Cortex cinnamonium (EN)
29. Taste (EN)
30. Yogurt (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Doğal olarak üretilen yoğurtlardan izole edilen Streptococcus thermophilus ve Lactobacillus delburieckii subsp bulgaricus’un bakteriyosin üretme yeteneklerinin belirlenmesi ve ürettikleri bakteriyosinlerin karakterizasyonu Determination of bacteriocin producing ability of Streptococcus thermophilus and Lactobacillus delburieckii subsp bulgaricus that isolated from naturally produced yoghurt and characterization of these bacteriocin
Bu çalışmada doğal olarak üretilen yoğurttan izole edilen Streptococcus thermophilus ve Lactobacillus delbrueckii subps. bulgaricus izolatlarının çeşitli patojenler üzerine antimikrobiyal etkinliği belirlenmiştir. Bu çalışmada öncelikle agar difüzyon, disk difüzyon ve agar sandviç olmak üzere 3 farklı metot test edildi. Agar sandviç metodu en uygun metot olarak seçildi. Laktik asit bakterileri’ nin bakteriyosin benzeri madde üretimi için optimum koşullar; 30 oC?37 oC, pH 6.5?7.5 olarak tespit edilmiştir. Streptococcus thermophilus izolatlarının ürettiği bakteriyosin benzeri maddelere en duyarlı test bakterisi Salmonella typhmurium olarak değerlendirilirken, en dirençli test bakterisi ise Bacillus cereus olarak değerlendirilmiştir. Lactobacillus delbrueckii subps. bulgaricus izolatlarının ürettiği bakteriyosin benzeri maddelere ise en duyarlı bakteri Enterococcus faecalis iken en dirençli test bakterisi Bacillus cereus olarak değerlendirilmiştir.
Farklı ph değerlerindeki peynirlerden blok tip eritme peynir üretim şartlarının ve ürün özelliklerinin belirlenmesi Determining the process conditions of block type processed cheese from cheeses at different ph values and the products properties
Bu çalışmada kaşar telemesi, köy peyniri, çökelek ve lor peyniri kullanılarak 5 farklı formülasyonda (A: %50 teleme + % 25 lor + %25 köy; B: %50 teleme + % 25 lor + %25 çökelek; C: % 40 köy + %30 lor + %30 çökelek; D: %50 teleme + %50 köy; E: % 50 çökelek + % 50 köy) ve 3 farklı emülsifiye tuz konsantrasyonunda (% 2, 2.25 ve 2.50) blok tip eritme peyniri üretilmiş ve 90 gün süreyle depolanmıştır. Peynirlerin kuru maddesi % 47’ye, yağ oranı C ve E peynirlerinde % 9 diğer peynirlerde % 18’e, tuz oranı % 2’ye ayarlanmış ve üretim pH’sı 5.50’de sabit tutulmuştur. Depolamanın 1, 7, 30, 60 ve 90. gününde peynirlerin bazı kimyasal, fiziksel, duyusal, mikrobiyolojik ve tekstürel özellikleri ölçülmüştür. Depolama süresince peynirlerin kuru madde, tuz, protein, yağ, titrasyon asitliği ve pH’larında meydana gelen değişimler önemli bulunmuştur (p<0.01). Emülsifiye tuz konsantrasyonunun (ETK) artışı ile kimyasal bileşimde belirgin bir değişim gözlenmezken pH'da artış gerçekleşmiştir. Peynirlerin su aktivitesi (aw) değerleri depolama süresince azalmıştır. Aynı şekilde ETK'nın artışıyla da aw değerlerinde azalma gerçekleşmiştir. Depolamanın tüm periyodunda sadece C grubu peynirlerde erime gözlenmiş ve peynirlerin eriyebilirlikleri depolamayla birlikte azalmıştır. Depolama boyunca hiçbir peynir grubunda yağ ayrılması tespit edilmemiştir. Peynirler 7, 30 ve 90. günde tekstür profil analizine (TPA) tabi tutulmuş, formülasyon farklılığı, depolama süresi ve emülsifiye tuz konsantrasyonunun peynirlerin tekstürleri üzerinde önemli düzeyde etkili olduğu saptanmıştır (p<0.01). Depolama süresince peynirlerde su kaybı ve protein oranının artışıyla sertlikte artış olduğu tespit edilmiştir. ETK'nın artışı ise sertlikte azalmaya yol açmıştır. Duysal analiz sonuçlarına göre depolamanın 30. gününden sonra genel beğeni azalmıştır. ETK'nın artışı tat ve aromada değişim yapmazken ağız hissiyatında % 2.50 emülsifiye tuz içeren peynirlerin daha kaygan ve yapışkan olduğu belirlenmiştir.
Geleneksel yöntemle üretilen tulum peynirlerinde kullanılan sütün orijinine bağlı olarak olgunlaşma esnasında meydana gelen bazı değişmelerin belirlenmesi Determination of some alterations occurred during the ripening period of tulum cheese, traditionally produced from different milk origins
Bu çalışmada inek, koyun, keçi sütleri ve bu sütlerden hazırlanan karışımlar kullanılarak tulum peyniri üretilmiştir. Üretimde iki farklı metot kullanılmıştır. Birinci metotta geleneksel üretim şekli esas alınmıştır. Bu amaç için sütler çiğ olarak tulum peynirine işlenmiştir. İkinci metotta ise 60±2 oC’de 10 dakika süreyle ışıl işleme tabi tutulan sütler kullanılmıştır. Tulum peynirlerinde kurumadde inek, koyun ve keçi sütü kullanılarak üretilen gruplarda sırasıyla % 51.82, 57.20 ve 55.49 ortalama değerlerde belirlenmiştir. En yüksek yağ oranı (% 27.65) koyun sütü kullanılarak üretilen peynirlerde tespit edilmiştir. Tulum peynirlerinde protein oranları inek, koyun ve keçi sütünden üretilen peynirlerde sırasıyla % 20.72, 22.66 ve 21.23 ortalama değerlere sahip bulunmuştur. Olgunlaşma indeksi en yüksek koyun sütünden üretilen peynirlerde (28.36), en düşük inek-koyun-keçi (40:40:20) sütü karışımından üretilen peynirlerde (18.51) tespit edilmiştir. Koyun sütünden üretilen tulum peynirlerinde kısa, orta ve uzun zincirli yağ asitleri sırasıyla % 12.95-18.64, % 37.22-40.44 ve % 30.58-39.94 oranlarında tespit edilmiştir. Keçi sütünden üretilen tulum peynirlerinde major yağ asitleri palmitik (% 28.11-29.86), oleik (cis9) (% 20.35-24.82) ve stearik asit (% 10.12-11.93) olarak bulunmuştur. En düşük konjuge linoleik asit oranı (% 0.69) keçi sütü kullanılarak üretilen tulum peynirlerinde tespit edilmiştir (p<0.01). Tulum peynirlerinin mezofilik laktobasil sayısında en yüksek ortalama değer koyun sütünden üretilen tulum peynirlerinde, en düşük değer inek sütünden üretilen tulum peynirlerinde tespit edilmiştir. Tulum peynirlerinde enterokok sayısı en düşük (5.82 log kob/g) inek sütünden üretilen peynirlerde tespit edilmiştir. Lipolitik bakteri sayısı koyun sütü kullanılarak üretilen peynirlerde 5.85 log kob/g, inek sütü kullanılarak üretilen peynirlerde 4.98 log kob/g olarak belirlenmiştir. İnek, koyun ve keçi sütünden üretilen tulum peynirlerinde tekstür puan ortalamaları sırasıyla 7.21, 7.06 ve 6.99 olarak tespit edilmiştir. En düşük lezzet ve aroma beğenisi inek-keçi (50:50) sütü karışımından üretilen peynirlerde belirlenmiştir. Olgunlaştırma periyodu sırasında tulum peynirleri idealin üstünde yağlı olarak değerlendirilmiştir. Koyun-keçi (50:50) sütü karışımından üretilen tulum peynirleri koku kriteri açısından en fazla beğenilen grup olarak tespit edilmiştir. Tulum peynirlerinin genel kabul edilebilirlik puanları inek, koyun ve keçi sütünden üretilen peynirlerde sırasıyla 7.47, 7.43 ve 7.26 olarak tespit edilmiştir. En düşük genel kabul edilebilirlik puanı inek-keçi (50:50) sütü karışımından üretilen peynirlerde belirlenmiştir.
Farklı seviyelerde CO2 içeren sütten üretilen beyaz peynirin özellikleri
Bu çalışmada Beyaz peynir üretilecek pastörize ve çiğ süte değişik oranlarda CO2 ilave edilerek CO2 `in Beyaz peynirin kimyasal ve mikrobiyal özellikleri üzerine etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla mayalama sıcaklığında üç farklı pH’ya kadar (pH 6.1., 6.2 ve 6.3) çiğ ve pastörize süte CO2 ilave edilmiştir. Bu işlemlerin her birinde CO2 ilave edilmeksizin çiğ ve pastörize sütten Beyaz peynir üretilmiş ve bunlar kontrol örnekleri olarak ele alınmıştır. Bu çalışmada pH 6,1 örnekleri A, pH 6,2 örnekleri B, pH 6,3 grubu örnekler ise C grubu olarak ele alınmaktadır. Üretilen Beyaz peynir örneklerinde olgunlaşmanın belirli periyotlarında (1., 7., 15., 30., 60. ve 90. gün) kimyasal ve mikrobiyolojik analizler takip edilmiştir. Olgunlaşma süresince örneklerin pH, TSYA, kurumadde, yağ, kurumaddede yağ değerlerinde meydana gelen değişim istatistiki olarak (p< 0,01) seviyesinde önemli bulunmuştur. Olgunlaşma sonunda her üç grup peynir örneğinde de CO2 ilaveli çiğ ve pastörize sütten üretilen peynirlere göre kontrol grubu örneklerinin daha yüksek olgunluk indeksine sahip olduğu gözlenmiştir. Her üç grup peynirde de toplam mezofilik bakteri, toplam maya küf, toplam koliform grubu ve toplam mezofilik laktik asit bakterileri incelenmiştir. Her üç grup açısından CO2 ilaveli peynir örneklerinde mikroorganizma sayısı kontrol grubu örneklere göre sayım limitinin altında kalmıştır. Toplam maya-küf, toplam koliform grubu, toplam mezofilik bakteri ve toplam mezofilik laktik asit bakterisi sayılarında meydana gelen değişim istatistiki olarak önemli bulunmuştur (p<0,01). Anahtar Kelimeler: Beyaz peynir, Karbon Dioksit, olgunlaşma, mikrobiyal kompozisyon.
Sürülebilir aromalandırılmış süzme yoğurt üretimi
Bu araştırmada süzme yoğurda bazı baharatlar (kekik, tarçın, pul biber, zencefil, nane), sarımsak ve salatalık ilave edilerek aromalandırılmıştır. Her aroma maddesi 3 farklı oran kullanılmıştır. Bu oranlar yüzde olarak: kekik için 1.5, 2, 2.5; tarçın için 0.5, 1, 1.5; pul biber için 2, 3, 4; zencefil için 0.5, 1, 1.5; nane için 0.7, 1, 1.7′ dir. Sarımsaklı salatalıklı olan karışımda ise sarımsak ve salatalık oranları yüzde olarak sırasıyla şöyledir; 0.5-1.5, 1-2, 1-4. Kekik ilave edilen örneklere bir lezzet artırıcı madde katılmamış olup diğerlerine, lezzet uyumuna göre şeker ya da tuz katılmıştır. Tarçın ilave edilenlere % 3 şeker, zencefil ilave edilenlere % 4 şeker; diğerlerine (kekik hariç) ise % 2 tuz ilave edilmiştir. Aromalı süzme yoğurtlar duyusal değerlendirmeyle, fiziksel ve kimyasal bazı analizlere tabi tutulmuştur. Sarımsak ve tarçının raf ömrünü uzattığı belirlenmiştir. Hatta tarçın ilave edilen olanların 4.ncü haftasında bile yenilebilir düzeyde olduğu gözlemlenmiştir. Yeni ürünler içerisinde raf ömrü en kısa olanın zencefil ilave edilen örnekler olduğu gözlemlenmiştir. Zencefil, tadı nedeniyle tek başına zor tüketilmesine rağmen süzme yoğurtla tadı, yalın hale göre daha çok beğenilmiştir. Sonuç olarak yeni ürünler tüketiciler tarafından beğenilmiştir. Özellikle tarçınlı olanlar büyük ilgi görmüştür. Anahtar Kelimeler; Süzme Yoğurt, Baharat, Kekik, Tarçın, Pul Biber, Zencefil, Nane, Sarımsak, Salatalık, Aroma, Tat, Yeni Ürün.
Toplam termofilik laktik asit bakterilerini belirlemek için mikrobiyolojik analizler de yapılmıştır. Meyveli yoğurtların hazırlanmasında antioksidan madde miktarları yüksek olan nar ve vişne konsantrelerinin kullanımı tercih edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda nar konsantresi ile hazırlanan yoğurtların antioksidaBu çalışmada çeşitli meyvelerin (nar ve vişne) konsantreleri kullanılarak hazırlanan meyveli yoğurtların antioksidan aktiviteleri ve toplam fenolik madde miktarları belirlenmeye çalışılmıştır. 4 haftalık depolama periyodunda meyveli yoğurtların antioksidan ve toplam fenolik madde miktarlarında olabilecek değişiklikler incelenmiş ve depolama boyunca örneklerin pH, titrasyon asitliği, kuru madde, kül, yağ, su aktivitesi, su tutma kapasitesi ve renk analizleri yapılmıştır. Ayrıca örneklerde toplam bakteri, maya-küf ve n ve toplam fenolik madde miktarlarının vişne konsantresi ile hazırlanan yoğurtlara kıyasla daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca her iki meyve konsantresi ile hazırlanan örneklerde depolama ile antioksidan ve toplam fenolik madde miktarlarında azalma olduğu tespit edilmiştir


Yorum yaz