PROF. DR. MAHMUT PARLAKTUNA

Extra korolev producers: Their impact on production Korolev sahasında açılacak yeni kuyuların üretim üzerinde etkileri

Bu çalışmada, Kazakistan’ın Korolev petrol sahasındaki jeolojik araştırmalara dayalı, üç boyutlu, üç fazlı dinamik simülasyon modeli bir geliştirme planlama aracı amacıyla, açılması önerilen üç yeni üretim kuyusunun performansını artırmak için kullanılmıştır. Sahada yapılmış olan bir sismik çalışma sonrası geliştirilmiş olan jeolojik model, kuyu logu ve karot verileri ile petrol sahası verimlilik özellikleri, rezervuar kayaç ve akışkan özelliklerinin modele eklenmesiyle, Korolev sahasının yeni kuyu lokasyonları, sondaj programları gibi saha geliştirme parametrelerinin belirlenmesi ve sahadan yapılacak olan üretimin kısa ve uzun dönem tahminlerinin yapılmasında kullanılabilecektir. Bu çalışmanın amacı, sahada açılacak 3 yeni üretim kuyusunun etkisini değerlendirmek ve yeraltı dinamik süreçlerinin daha iyi anlaşılmasıyla mevcut gelişme planında en az etkiye sahip olarak en uygun geliştirme planını saptayabilmektir. Bu konuda en önemli sorun saha genelinde kuyular arasındaki yüksek etkileşim olarak gözükmektedir. Bu nedenle, üretim parametrelerinde yapılan herhangi bir değişiklik tüm sahanın toplam üretimini etkilemektedir. Rezervuar üretim kapasitesinde yeni kuyuların eklenmesiyle oluşacak değişimler ve bu değişime neden olan süreçlerin çalışılması sonrası iki adet optimizasyon modeli önerilmiş ve bu modellerden bir tanesinin baz modele oranla yaklaşık 9,700,000 varil daha fazla petrol üretebileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Korolev Petrol Sahası, Jeolojik Model, Rezervuar Simülasyonu, Petrol Sahası Geliştirme, Toplam Petrol Üretimi.

Wellbore temperature assessment for generic deepwater well in Blacksea and mitigation of hydrate dissociation risk Jenerik bir Karadeniz derin deniz sondajında kuyu sıcaklık değerlendirmesi ve hidrat bozuşma riskinin azaltılması

Sondaj operasyonları 1980li yılların ortasından itibaren derin denizlere doğu genişlemiştir. Artan su derinliği ile sığ okyanus tabanında gözlenen hidrat içeren formasyonlar sondaj ve üretim operasyonlarında sorunlara yol açmaya başlamıştır. Hidrat ayrışması ve hidrat oluşması kaynaklı problemler bahsi geçen derin deniz bölgelerinde birçok kez rapor edilmiştir. Her ne kadar hidrat içeren formasyonlarda ayrışma sebepleri çeşitli olsa da, sondaj operasyonu esnasında kuyunun derin kısmalardan sığ bölgelere doğru oluşan ısı akışı en önemli sebeplerden biridir. Bahsi geçen riskin azaltılması adına, bu çalışmada Karadeniz referans operasyon sahası olarak seçilmiştir. Bölgede yapılan sondaj çalışmalarından elde edilen basınç ve sıcaklık verileri referans alınarak bölgenin hidrat faz sınırları belirlenmiştir. Tanımlanan jenerik bir kuyu dizaynı üzerinde standart operasyon parametreleri ile sondaj simülasyonları yürütülmüştür. Yapılan simülasyonlar esnasında hedef derinliklerden sığ kuyu cidarında sıcaklık artışı gözlenmiştir. Düşük sirkülasyon debileri ve çamur giriş sıcaklıklarının kuyu sıcaklığına olan azaltıcı etkisi elde edilmiştir. Bunlara ek olarak, kuyu başında yapılan ?riser boost? işleminin kuyu sıcaklık dağılımının azaltılmasına olan pozitif etkisi tespit edilmiştir. Karadeniz hidrat stabilite aralığı 2210-2275m olarak tespit edilmiştir. Sondaj operasyonlarında bu çalışmada tanımlanan jenerik kuyu dizaynı için hedef derinlik limitleri ise 4600m olarak belirlenmiştir.