
-
Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
- +90 332 223 1210
- http://www.selcuk.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. KUDDİSİ ERTUĞRUL
Üniversite: Selçuk Üniversitesi
Bölüm: Fen Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Staphylococcus aureus (TR)
2. Mersin-Mut (TR)
3. Flora (TR)
4. Türkiye (TR)
5. Adi fiğ (TR)
6. Endemikler (TR)
7. Popülasyon genetiği (TR)
8. Genetik işaretleyiciler (TR)
9. Endemikler (TR)
10. Centaurea (TR)
11. Staphylococcus aureus (EN)
12. Flora (EN)
13. Vetch (EN)
14. Turkey (EN)
15. Endemics (EN)
16. Centaurea (EN)
17. Endemics (EN)
18. Genetic markers (EN)
19. Population genetic (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Mastitisli ineklerden izole edilen staphylococcus aureus suşlarının rep-pcr ile tiplendirilmesi
Mastitis, sütçülük işletmelerinde giderlerin artması ve süt veriminin azalması gibi sonuçlara yol açarak önemli ekonomik kayıplara sebep olan yangısal bir bozukluktur. Staphylococcus aureus, mastitis`e sebep olan etken organizmalar arasında ilk sıralarda yer alır. Bu çalışmada, Konya Bölgesi’ndeki mastitisli ineklerden izole edilen 44 S. aureus ve yedi S. intermedius suşunun akrabalık derecelerinin REP-PCR yöntemi ile belirlenmesi amaçlanmıştır. REP-PCR sonucunda 500-3000 bp büyüklüklerinde ve 2-6 arasında değişen sayılarda bantlar gözlemlenmiştir. Bu REP profillerine göre çıkarılan dendrogramda S. aureus ve S. intermedius suşları arasındaki genetik akrabalık %9-82 oranında bulunmuştur.Anahtar kelimeler: Mastitis, Staphylococcus aureus, REP-PCR
Büyükeğri Dağı (Mut, İçel) ve çevresinin florası The flora of Büyükeğri Mountain (Mut, İçel) and its surroundings
Bu çalışmanın amacı İçel ili ve Mut ilçesinde yer alan Büyükeğri Dağı’nın florasını tespit etmektir. Çalışma alanı kareleme sistemine göre C4 karesinde yer almaktadır. Bölgeden 2012 yılında 414 bitki örneği toplanmış olup 46 familya, 155 cins ve 255 takson tespit edilmiştir. Taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı şöyledir: Akdeniz elementi 72 (% 28.2), Iran – Turan elementi 39 (% 15.4), Avrupa – Sibirya elementi 6 (% 2.3), geniş yayılışlı 40 (% 15.7) ve fitocoğrafik bölgesi bilinmeyenler 98 (% 38.4)’dir. Endemik takson sayısı 54 (% 21.1)’dir. Çalışma alanında 255 takson Spermatophyta divisiyosuna aittir. Gymnospermae alt divisiyosundan 3, Angiospermae alt divisiyosundan ise 252 takson tespit edilmiştir. Angiospermae alt divisiyosuna ait olan Dicotyledones sınıfında 223, Monocotyledones sınıfından 29 takson tespit edilmiştir. İhtiva ettiği takson sayısı bakımından en büyük familya Compositae (Asteraceae) 33, Leguminosae 26, Cruciferae (Brassicaceae) 23, Labiatae (Lamiaceae) 19, Liliaceae 18, Boraginaceae 17, Caryophyllaceae 14, Ranunculaceae 10, Scrophulariaceae 10 ve Papaveraceae 9’dur. En fazla takson içeren cinsler ise: Centaurea 7, Ornithogalum 7, Astragalus 5, Alyssum 4, Anchusa 4, Alkanna 4, Veronica 4, Papaver 3, Fumaria 3 ve Hesperis 3’dür.
Bu çalışmada, Türkiye’de yayılış gösteren bazı Vicia türleri arasındaki akrabalık ilişkileri ISSR- PCR yöntemiyle araştırılmıştır. Araştırma konusu olan türler Vicia sativa, V. cracca, V. hybrida ve V. palaestina’dır. V. sativa ve V. cracca oldukça kompleks türlerdir ve çok sayıda alt tür ve varyete içerirler. Bu türlerin tür altı kategorideki taksonları arasındaki ilişkiler araştırmamızın ana konusu olmuştur. Çalışmada analizler için V. hybrida ve V. palaestina türleri dış grup olarak seçilmiştir. Bu çalışmanın sonucunda toplam 31 primer denenmiştir. 9 primer tüm taksonlara cevap vermiştir. Taksonlar arasındaki ilişkileri gösteren dendrogramlar BİO-PROFİL BİO1-D++ programı aracılığı ile elde edilmiştir. Finalde kombine edilen verilere göre türler arasındaki Jaccard benzerlik indeksinin 0.61-0.84 arasında değiştiği saptanmıştır. Sonuç olarak, tüm türler dendrograma göre anlamlı bir biçimde birbirinden ayrılmış ve aralarındaki genetik ilişkiler ortaya çıkarılmıştır.
Karaman ilinin endemik ve nadir bitkileri The endemic and rare plants of Karaman
Bu tez çalışmasının amacı Karaman il sınırları içinde yer alan endemik ve nadir bitkileri tespit etmektir. Grid kareleme sistemine göre çalışma alanı C4 karesinde yer almaktadır. Karaman iline özgü 68 endemik ve nadir bitki vardır. Arazi çalışmaları sırasında bitkilerin yetiştiği habitatlar not edilerek bitkilerin fotoğrafları çekilmiştir. Ayrıca bitki populasyonlarının bölgedeki genişliği, yayılış alanı gibi özellikleri de not edilerek taksonların ait oldukları IUCN tehlike kategorileri değerlendirilmiştir. Bu endemik bitkilerin IUCN tehlike kategorisine göre; 24 tanesi tehlikede (EN), 20 tanesi kritik (CR), 20 tanesi duyarlı (VU), 1 tanesi tehdite yakın (NT) ve 2 tanesi de düşük riskli (LC) olarak değerlendirilmiştir.
Ülkemizde Centaurea cinsi içinde oldukça fazla sayıda lokal yayılış gösteren ve nesli tehdit altında endemik tür olmasına rağmen bu türlerin gen havuzlarının ne derecede genetik çeşitliliğe sahip olduğu hakkında hiçbir bilgi yoktur. Çalışmanın temel amacı, ilk olarak 1845 yılında Konya civarından keşfedilen ve şu anda tehlike altında olan C. lycaonica Boiss. & Heldr. türünün populasyon içi genetik çeşitliliğini moleküler yöntemlerle belirlemektir. Bu çalışmada, Konya çevresinde yayılış gösteren lokal endemik türlerden birisi olan C. lycaonica’ nın doğal populasyonundaki bireyler arasındaki genetik farklılık düzeyini belirlemek ve populasyon içerisindeki polimorfizmi tespit etmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, genetik çeşitliliğin belirlenmesinde tek bir populasyondan rasgele örneklenen 30 birey üzerinde 6 RAPD markörü kullanılarak, toplam 84 adet bant elde edilmiştir. Bunlardan 61 tanesi polimorfik (% 73) ve 23 tanesi monomorfik (% 27) olarak tespit edilmiştir. Polimorfizm oranı OPG2 ve OPB19 primerleri ile % 85, OPB17 ve OPB8 primerleri ile % 75 oranında tespit edilmiştir. En düşük polimorfizme sahip olan OPB7 primerinde bu oran % 46’dır. Buna göre populasyon içindeki bireyler arasında toplam % 73 oranında polimorfizm tespit edilmiştir. Sonuç olarak, bireyler arasında genetik çeşitliliğin oldukça yüksek olması onların doğal seleksiyona karşı gelecekte ciddi manada bir direnç sergileyeceğini gösterse de yakın gelecekte bu türlerin in vivo ve in vitro şartlar altında korunmaları gerekmektedir.


Yorum yaz