
-
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
- +90 212 383 7070
- http://www.yildiz.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. HÜSEYİN CENGİZ
Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
Bölüm: Fen Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Tüketim toplumu (TR)
2. Tüketim kültürü (TR)
3. Tüketim (TR)
4. Postmodernizm (TR)
5. Kentsel mekan (TR)
6. İstanbul (TR)
7. Orman sınırları (TR)
8. Orman Kanunu (TR)
9. Anayasa (TR)
10. Arboretum (TR)
11. İçme suyu havzası (TR)
12. Kullanma politikaları (TR)
13. Koruma politikaları (TR)
14. Urban space (EN)
15. Postmodernism (EN)
16. Consumption (EN)
17. Consumption culture (EN)
18. Consumption society (EN)
19. Constitution (EN)
20. Forest Law (EN)
21. Forest border (EN)
22. Arboreta (EN)
23. Conservation policies (EN)
24. Use policies (EN)
25. Drinking water basin (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Postmodern tüketim toplumunun ortaya çıkış süreci ve mekânsal yansımaları: Las
Endüstri devriminden günümüze, endüstriyel üretim toplumu ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda doygunluğa ulaşmıştır. Postmodern tüketim toplumu bu doygunluğun bir neticesidir. Günümüzün kentsel mekânlarının post modern tüketim toplumunun dinamiklerinden etkilendiğini söylemek mümkündür. Tez kapsamında bu etkiler dört ana başlık altında incelenmiştir. Yapay kentsel imaj, tematikleştirme, hiper gerçeklik deneyimi ve simülakra.
İstanbul’un kentsel peyzaj değişimlerinin siluet kapsamında değerlendirilmesi
Tarih boyunca doğal peyzajın hakim olduğu alanlarda, çeşitli ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkan şehirleşme olgusuyla beraber, doğal peyzaja antropojen etkilerde bulunulmuş ve bu etkiler sonucunda kültürel peyzajlar ortaya çıkmıştır. Kentsel peyzaj, peyzaja olan bu kültürel etkinin, kentsel alanlarda gerçekleşmesiyle oluşan, farklı ihtiyaç ve etkenler sonucunda sürekli değişim halinde olan bir kavramdır. Eski çağlardan beri kentsel peyzaj, insanların yaşam şekillerindeki değişimler, ekonomik ve politik yapıda yaşanan farklılaşmalar ya da planlama sonucunda yaşanan değişimlerle olumlu ya da olumsuz anlamda değişmektedir. Günümüzde kentsel peyzajın değişimindeki en büyük etkenlerin başında ise liberal ekonomik düzen, nüfus yapısındaki değişimler ve küreselleşme gelmektedir. Özellikle İstanbul gibi tarihi kent peyzajlarında yaşanan bu değişim, genellikle gelişim olmaktan çok sorun şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tarihsel süreçte, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan İstanbul kentinin, kentsel peyzaj yapısını oluşturan ve değiştiren bir çok farklı dinamik söz konusudur. `İstanbul’un Kentsel Peyzaj Değişimlerinin Siluet Kapsamında Değerlendirilmesi’ isimli yüksek lisans tez çalışmasının amacı, İstanbul kentinin, kentsel peyzaj yapısını ve siluetinin değişim sürecini, yazılı kaynaklar ve eski görsellerin araştırmasıyla ortaya koymak ve 1980’li yıllardan itibaren liberal ekonomik düzen, nüfus yapısındaki değişimler ve küreselleşme kaygıları sonucu oluşan fiziki yapılaşmanın, kentsel peyzaja olan etkilerini, değişimin en çarpıcı şekilde görüldüğü açılardan alınan günümüz siluetleri kapsamında, kentsel imaj kriterleriyle değerlendirmektir. Bu kapsamda çalışmanın içeriği beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; literatür özeti, yapılan çalışmanın amacı ve bulgulardan bahsedilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde; tezin kavramsal çerçevesi oluşturulmuştur. Kentsel peyzaj kavramı, kentsel peyzaj oluşumu ve değişimleri, kentsel peyzajın kentsel kimlik ve kentsel imajla olan ilişkisi vurgulanmış ve kentsel peyzajı değerlendirmede en etkili özelliklerden biri olan siluet kavramı açıklanmış, siluetin kentsel peyzaj ve kentsel imge ile ilişkileri ortaya konulmuştur. Çalışmanın üçüncü bölümünde İstanbul’un kentsel peyzaj yapısı, doğal ve kültürel peyzaj kapsamında genel perspektifte değerlendirilmiş, İstanbul’un siluet özellikleri tarihsel süreçler içerisinde değerlendirilmiştir. Çalışmanın amacına ulaşabilmesi için, İstanbul’un siluet yapısı cumhuriyet öncesi dönem, cumhuriyetten 1980 yılına kadar olan dönem ve 1980 yılından günümüze kadar olan dönem olarak süreçlere ayrılmış, bu süreçlerdeki etkili olan dinamikler çerçevesinde siluet özellikleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde, değişimin siluet ölçeğine en fazla yansıdığı, 1980 yılından günümüze kadar olan dönem, değişimde etkili olan faktörler özelinde incelenmiş, dönemin siluet özellikleri ortaya konulmuş ve kentsel peyzajın doğal peyzaja olan etkileri değerlendirilmiştir. Çalışma alanının siluet yapısına ilişkin imaj öğeleri ?Kentsel İmaj Kuramı? bağlamında peyzaj mimarı bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, tezin genelinde tespit edilen sonuçlar ve yapılan görsel araştırma ve analizler sonucunda ortaya çıkan sonucun değerlendirilmesi birlikte yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kentsel peyzaj, siluet, kentsel imaj, İstanbul ve siluet
Orman sınırları dışına çıkartılması tartışılan alanlar ve yasal sürecin irdelenmesi, İstanbul örneği
Küreselleşme ile birlikte bugün yasal ve yasadışı orman ürünleri ticareti önemli bir ekonomik güç haline gelmiş ve dünyayı kaplayan ormanların yarısı yok olmuştur. Gelişen çokuluslu şirketlerin orman tahribini hala sürdürmesinde, hükümetlerin orman alanlarını finans problemlerini çözmede bozdurabilecekleri bir hisse senedi gibi görmeleri etkili olurken bu güçten faydalanmadaki bakış açısı ülkelerin hükümetleri arasında farklılık göstermektedir. Ülkemizde ise hükümetlerin orman alanlarını politik sorunların çözümü için en kolay ve değerli yatırım aracı olarak görmeleri etkili olmaktadır. Ulusal politikalar, kamu ticareti, ekonomik politikalar,(idari) yönetmelikler, tarım ve toprak mülkiyeti politikaları ormanların tahribinde önemli rol oynamaktadır. Bu etkili faktörler nedeni ile devletler kendi orman yasalarını ve politikalarını uygulayacak iradeden yoksun kalmışlardır ya da ormanların lehine politikalar geliştirilmesine rağmen güçlü çıkar gruplarınca müdahale edilerek bu durum orman varlığının aleyhine döndürülmüştür. 1937 yılında yürürlüğe giren 3116 Sayılı Orman Kanunu ülkemizin ilk modern orman kanunudur. Bu kanun bütün ormanların devlet mülkiyetine alınması, devlet tarafından işletilmesi ve devamlılığının sağlanması ilkelerine dayanmaktadır. Ancak 1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Orman Kanunu ile yürürlükten kaldırmıştır. Orman sınırları dışına çıkarma işlemleri ise ilk kez 1956 tarihli 6831 sayılı Orman Yasası ile öngörülmüştür. 1960’lı yıllarda, orman işgallerinin artması ve orman içindeki yerleşim bölgelerinde yaşanan sorunlar nedeni ile 1961 Anayasası’nın 131. maddesi 1970 yılında değiştirilmiştir. Bu madde ile ?ormanlarla ilgili anayasa hükümlerinin yürürlüğe girdiği 15.10.1961 tarihinden önce orman niteliğini yitiren yerlerin, orman sınırları dışına çıkarılabileceği? kabul edilmiştir. Bu doğrultuda, 6831 sayılı Orman Kanunu’nda, 1744 sayılı yasa (20.06.1973 tarihli) ile değişiklik yapılarak (Resmi Gazete: 04.07.1973, Sayı: 14580) yoğun biçimde orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine başlanmıştır. 1982 Anayasasının 169. ve 170. maddelerinde değişiklik yapılarak orman sınırları dışına çıkarma tarihi 31.12.1981 gününe çekilmiş ve peşpeşe çıkarılan iki ayrı yasa (23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı ve 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı yasalar) ile daha fazla orman alanının yokolmasına neden olmuştur. Bu tez çalışması ülkemizdeki orman tanımı ve orman sınırları dışına çıkartma işlemlerinin 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarındaki durumunu, orman sınırları ve devletleştirme çalışmaları ve bu çalışmalar esnasında yaşanan sorunları, bu kapsamda 1937-2009 yılları arasında hazırlanan yasaları ve orman sınırları dışına çıkartılan alanların İstanbul İli Örneğinde irdelenmesini içermektedir.
Bu çalısma, stanbul Kent içi yesil alan sisteminin yeterli olmaması nedeniyle, tarihi, peyzaj ve kültürel degerleri açısından çok önemli olan, Bogaziçi Korularının kent parkları gibi kullanıldıgına dikkat çekmek, bu kullanımının sürdürülmesi halinde hassas dogal dengelerini yakın gelecekte kaybedeceklerine ve yok olacaklarına isaret etmek için yapılmıstır. Bu amaçla, öncelikle literatür taramasıyla, yesil alanla ilgili kavramlar tanımlanmıstır. Bogaziçi’nin konumu ve sosyo-kültürel özellikleri incelenmis, Bogaziçi Koruları’nın fonksiyonları ve özellikleri belirlenmistir. Bütün bu belirlemelerden sonra, Bogaziçi Dogu Yakası korularından seçilen, Abrahampasa, Hidiv, Mihrabat ve Fethipasa Korularında yapılan toplam 100 adet anketin degerlendirilmesi yapılmıs; Koruların kullanıcılarının özellikleri, koruyu kullanım nedenleri ve biçimleri incelenmistir. Sonuç olarak; tarihi, kültürel ve peyzaj degerleri yüksek kent içi yesil alanlarının yok edilmesi, aynı zamanda bir çevre sorunu olusturdugundan; Birlesmis Milletler, Avrupa Birligi, Avrupa Konseyi gibi kurulusların konuyla ilgili yaklasımlarına deginilmis, daha sonra; stanbul ve Bogaziçi alanındaki yesil alan sistemindeki, mevcuttaki yesil alanların kabul edilen standartlara göre yeterli olmadıgına dikkat çekilmis. koruların stanbul ve Bogaziçi’ndeki kent içi yesil alan sistemindeki eksiklikten dogan yogun bir rekreatif kullanım baskısı altında kaldıgı; stanbul’un her ilçesine hizmet verdigi; Korulardan, bir kent parkından beklenmemesi gereken rekreasyonel hizmetlerin verilmesi beklendigi belirlenmis; Yogun kullanım baskısı altında kalan koruların tarihi, peyzaj ve kültürel degerlerini koruyarak, nesiller boyu varlıklarını sürdürmeleri için özelliklerine uygun bir kullanım sekli gelistirilmesi önerilmistir. Anahtar kelimeler: stanbul, kent içi yesil alan sistemi, Bogaziçi koruları.
Mega etkinliklerin kent mekânına yansımaları Formula 1 Türkiye Grand Prix’i İstanbul Park örneği Reflections of mega-activities on the city scape Formula 1 Turkey Grand Prix Istanbul Park example
Günümüzde ülke ve kentlerin ekonomilerinde çok önemli bir gelir kaynağı olan turizm; ekonomik, mekânsal, sosyo-kültürel ve politik etkilere sahiptir. Kentte bulunan tarihi ve doğal kaynakların yanı sıra kentte düzenlenen sanatsal ve kültürel faaliyetler, festivaller, spor etkinlikleri de turizmin gelişmesine katkıda bulunan potansiyel turizm kaynaklarını oluşturmaktadır. Bulunduğu kent/bölgede ekonomik sektörleri canlandıran, kente eklenen donatılarla fiziksel mekânı yeniden şekillendiren turizm olgusu, hizmetler sektöründe ilgili olduğu alt sektörleri geliştirerek istihdamı artırmakta; turizm talebi doğrultusunda onları yönlendirmektedir. Küresel turizm rekabetinden pay almak ve kentin adını uluslararası medya aracılığıyla duyurmak, daha çok turist ve ekonomik kaynak çekmek için kentler; var olan turizm kaynaklarına yenilerini eklemektedirler. Bu bağlamda ?etkinlik turizmi? olgusu gündeme gelmiş ve kentler arasında, etkinliklere ev sahipliği yapmak için yeni bir rekabet başlamıştır. Etkinliğin türüne, turist çekme kapasitesine, kent ve ülke ekonomisine yapacağı katkının büyüklüğüne göre kentler arasındaki rekabet de artmaktadır. Kentlerin, etkinlik düzenlemek için aday olması ile birlikte; yeni donatıların, spor tesislerinin ve bunları destekleyecek altyapı yatırımlarının (konaklama, yeme-içme mekânları, alışveriş merkezleri vb.) kente eklenmesi süreci başlamaktadır. Kentleri ?kısa süren? etkinlik öncesinde; uzun bir hazırlık süreci beklerken, etkinlik sonrasında kapasite fazlası donatıların nasıl kullanılacağı ve kentsel mekânı nasıl etkileyeceği sorusu beklemektedir. Turizm ve ekonomik çalışmalar ile ilgili uluslararası literatürde; mega etkinliklerin kentlere nasıl yansıdığı irdelenmektedir. Etkinlik öncesinde fayda-maliyet, girdi-çıktı analizleri yeterince yapılmadığı için, etkinliklerin olumsuz etkilerinin artabileceğinden söz edilmekte ve bu olumsuz etkileri hafifletmek için nasıl bir yol izlenebileceği sorgulanmaktadır. Ülkemizde düzenlenen mega etkinlikler ile ilgili literatür henüz oluşmadığından, etkinliklerin; kentsel mekâna, kent ekonomisine, turizme, sosyal yapıya etkisi yeterince bilinmemektedir. Bu çalışmada; kentlerin çekiciliğini artıran mega etkinliklerin; kentsel mekana ve turizme yansımaları, Formula 1 Türkiye Grand Prix’i İstanbul Park örneği bağlamında incelenmektedir. Bu kapsamda, çalışma; ülkemiz mega etkinlik literatüründeki boşluğun doldurulmasına önemli bir katkıda bulunmaktadır. Ülkemizde bir yandan Olimpiyatlara adaylık süreci devam ederken; diğer yandan Formula 1 Grand Prix, Avrupa Futbol Şampiyonası vb. etkinlikler düzenlenmektedir. Düzenlenen etkinliklerin öncesinde, etkinlik esnasında ve etkinlik sonrasında bir ?etkinlik yönetim ve stratejisi?nin izlenmediği görülmektedir. İstanbul’un F1’e adaylık sürecinde ve F1’in düzenlendiği süreç boyunca; merkezi hükümet, yerel yönetim ve özel girişimciler arasında yaşanan olaylar; kentsel strateji ve etkinlik yönetimi eksikliğini açıkça göstermektedir. İstanbul; 2002 öncesinde F1’in kentte düzenlenmesi için aday olma yönünde uğraş vermiş, 2005’te etkinliğe ev sahipliği yapmaya başlamış ve 2009’da etkinliği kaybetme riski ile karşı karşıya kalmıştır. Bu çalışma, beş ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde; literatür özeti, tezin amacı, hipotez ve araştırma yöntemi yer almaktadır. İkinci bölümde; turizm, markalaşma ve mega etkinlik olgusu ele alınmış, ilgili yazın doğrultusunda mega etkinliklerin ekonomiye, turizme, kentsel mekana, sosyal ve politik yapıya yansımaları irdelenmiştir. Mega etkinlikler kapsamında F1’in ortaya çıkışı, küresel ölçekte yayılımı ve F1’in kentsel mekana yansımaları, yine bu bölümde yer almaktadır. Üçüncü bölümde; İstanbul metropoliten alanının turizm potansiyeli incelenmiş ve kentte düzenlenen etkinlikler içerisinde F1’in öneminden bahsedilmiştir. Ayrıca bölüm kapsamında; İstanbul Park’ın gerçekleşme süreci ve bu süreçte rol alan aktörler irdelenmiştir. Dördüncü bölümde; İstanbul Park çevresinde gelişen yatırımlar incelenerek F1’in İstanbul kent mekanına yansımaları değerlendirilmiş ve F1’e gelen ziyaretçilerin algılamalarından yola çıkarak F1’in turizme etkisi ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Beşinci bölümde ise; mega etkinlikler hakkındaki literatürden elde edilen bilgiler ve tez kapsamında elde edilen sonuçlar doğrultusunda; F1 mega etkinliğinin İstanbul kent mekanına yansımaları ortaya konmuştur. Küresel turizm pazarında giderek önem kazanan İstanbul’da; kent ekonomisini yeniden canlandırmada bir araç olarak kullanılan mega etkinlikler ve etkinlik yatırımlarının, kentsel stratejiler doğrultusunda geliştirildikleri takdirde kentsel mekanda yaşanan olumsuzlukların azalabileceği yönünde çıkarımlarda bulunulmuştur.
Doğal çevreden hızla uzaklaşıp kendi yapay dünyamızı oluşturmaya çalıştığımız, günümüz yüzyılında şüphe yoktur ki yeşilden uzak, oksijenden mahrum bir ortama doğru sürüklenmekteyiz. Kentleşmenin, sanayileşmenin, kontrolsüz nüfus artışının bu denli yoğun olması, yaşam şartlarının her geçen gün zorlaşması, teknolojik ilerlemelerinin hayatımızı kolaylaştırırken bir yandan da doğal kaynakları yanında götürerek yavaş yavaş tükenmenin eşiğine getirmesi, XXI. Yüzyılın, en önemli sorunlarından birini teşkil etmektedir. Bu durum, tüm dünya insanlarını rahatsız etmekte, yeşile olan özlemini arttırmakta, insanları doğa ile iç içe olabilecekleri mekan arayışlarına itmektedir. Bu nedenle kentin yeşil alan sistemine katkıda bulunacak olan Arboretumlar, kentler için zorunlu bir hal almaktadır. Arboretumların öncelikli amacı, eğitim ve bilimsel araştırmalar yapma olanağı sağlayan belli ilkeler ve kurallar çerçevesinde düzenlenmiş odunsu türlerin sergilendiği canlı ağaç müzeleri olmasıdır. Bu tez çalışmasında, Arboretum kavramı, tarihsel süreç içerisindeki gelişimi, kuruluş nedenleri, planlama ilkeleri ve işlevleri irdelenmiştir. Oluşturulan kavramsal çerçeveden yola çıkılarak Amerika’daki çeşitli Arboretum örnekleri ve İstanbul Üniversitesi Atatürk Arboretumu incelenmiş ve bu inceleme sonuçları değerlendirilmiştir.
Su havzalarında koruma-kullanma kriterlerinin saptanması; Terkos Gölü örneği The determination of criteria for the preservation-use balance in water basins; case study Terkos Lake
Su havzaları, üzerindeki orman, su kaynakları, akarsu, bitki örtüsü, göl, mikroorganizma, fauna, toprak, iklim ve jeomorfoloji gibi faktörlerin birlikte oluşturduğu doğal bir sistemdir. Hızlı kentleşme süreci ile ortaya çıkan nüfus artışından kaynaklanan olumsuz etkiler bu sistemin düzenli işleyişine engel olmaktadır. İnsan ve diğer canlıların yaşamında büyük öneme sahip olan su kaynakları, insan yerleşimleri ve insan eylemlerinden kaynaklanan faaliyetler nedeniyle kirletilmekte ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu tez çalışmasının amacı, su havzalarında, su veriminin optimizasyonu temelinde, koruma-kullanma dengesinin oluşturulması için kriterlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu, su havzalarının sürdürülebilirliği temel alınarak gerçekleştirilmiştir. Koruma-kullanma kriterleri su havzalarındaki planlama, yönetim modelleri, yasal düzenleme ve uygulamalara çerçeve oluşturmak amacı ile belirlenmiştir. Çalışma kapsamında ulusal ve uluslararası ölçekteki havza yönetimi politikaları incelenmiştir. Havza yönetimine ilişkin olarak, uluslararası uygulamalara göre Türkiye’deki durum değerlendirildiğinde, çevre konusunda ülke düzeyinde devlet politikası oluşturulmadığı ve havza yönetiminde yetki karmaşası yaşandığı tespit edilmiş, buna göre havzaların özel statüye kavuşturulması ve yetki karmaşasının yasal ve yönetsel düzenlemelerle giderilmesi hedeflenmesi gerektiği sonucu çıkarılmıştır. Havza yönetimi açısından, Terkos Gölü örnek olarak alınmıştır. Terkos Gölü özelinde yapılan incelemelerde, Terkos Havzası ekosistemini oluşturan fizyografik, iklimsel, edafik, hidrolojik ve biyotik unsurlar incelenmiş ve İstanbul’da en fazla orman alanına sahip havza olması nedeniyle, orman alanlarının yağış miktarını arttırıcı, hava kirliliğini azaltıcı etkisinin bulunduğu tespit edilmiştir. İlk üç bölümde amaca yönelik varsayım ve tespitler açısından Terkos Gölü örneği incelenmiş ve beşinci bölümde, bu tespitler ışığında kriterler belirlenmeye çalışılmıştır.
PROF. DR. HÜSEYİN CENGİZ İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
PROF. DR. HÜSEYİN CENGİZ İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı: Abdullah Koray
Doğum Tarihi: 02 Eylül 1976
Öğrenim Durumu:
Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl
Lisans Fizik Öğretmenliği Gazi Üniversitesi 1998
Y. Lisans Fizik Uludağ Üniversitesi 2002
Doktora/S.Yeterlik/
Tıpta Uzmanlık
Fizik Z.K.Ü 2010
Yüksek Lisans Tez Başlığı (özeti ekte) ve Tez Danışman(lar)ı :
Parçacıklarının Enerji Spektrumlarının VAVILOV Dağılımı ile incelenmesi
Tez Danışmanı: Prof.Dr.Ahmet Cengiz
Doktora Tezi/S.Yeterlik Çalışması/Tıpta Uzmanlık Tezi Başlığı (özeti ekte) ve
Danışman(lar)ı :
Elektronların Çoklu Saçılmalar Sonunda Açısal Dağılımlarının İncelenmesi
Tez Danışmanlarıı: Doç. Dr. Hüseyin Aytekin
Prof. Dr. Ahmet Cengiz
Görevler:
Görev
Unvanı
Görev Yeri Yıl
Ar.Gör. Fen – Edebiyat Fakültesi Uludağ Üniversitesi 1999-2005
Öğr. Gör Ereğli Eğitim Fak. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 2005-2011
Yrd.Doç.Dr. Ereğli Eğitim Fak


Yorum yaz