
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. GÜLSÜN UMURTAK
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Tilmen Höyük (TR)
2. Sürdürülebilirlik (TR)
3. Koruma (TR)
4. Höyükler (TR)
5. Arkeolojik park (TR)
6. Arkeolojik alanlar (TR)
7. Çömlek (TR)
8. Çanak (TR)
9. Süslemeler (TR)
10. Neolitik Dönem (TR)
11. Kalkolitik Dönem (TR)
12. Geometrik motifler (TR)
13. Geometrik bi (TR)
14. Archaeological sites (EN)
15. Archeological park (EN)
16. Tumuluses (EN)
17. Protection (EN)
18. Sustainability (EN)
19. Tilmen Tumulu (EN)
20. Antalya (EN)
21. Archaeology (EN)
22. Archaeological materials (EN)
23. Paints (EN)
24. Painting techniques (EN)
25. Burdur (EN)
26. Geometri (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Türkiye’de höyük yerleşmelerinin korunması, değerlendirilmesi ve devamlılığın sağlaması sorunu: Tilmen Höyük Arkeolojik Park örneği The problem of preservation, evaluation and sustainability of the mound settlements in Turkey: Tilmen Höyük Archaeological Park example
Ülkemiz zengin kültürel varlıklarıyla önemli bir yere sahiptir. Anadolu, tarih öncesinden itibaren çeşitli uygarlıkların doğup geliştiği bir yer olmuştur. Yerli ve yabancı bilim heyetlerince kazılan çok sayıda arkeolojik alan, elde edilen somut varlıklarıyla Türk ve dünya bilim platformunda tartışılmaktadır. Her biri tekil nitelikli olan, kültürel tabakalarla arkeolojik mirasın önemli belgelerini barındıran, insan yaşamına ve kültürüne ışık tutan höyük yerleşmeleri bu tez çalışmasında özel olarak ele alınmıştır. Höyüklerin bilim, eğitim, turizm gibi birçok nedenle korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, arkeolojik park olarak düzenlenerek modern yaşamın içine katılması, devamlılığın sağlanması ve tüm bu işlemler sırasında karşılaşılan sorunlar incelenmiştir. Öncelikle konunun öznesi olan höyük yerleşmeleri çeşitli yönleriyle tanıtılmıştır. Tahrip sorunları, çevresel ve yapısal koruma, devamlılığın sağlanması, kayıt altına alınmaları ve mülkiyet sorunları gibi birçok boyutuyla ele alınmıştır. Örnek model olarak seçilen Tilmen Höyük tanıtılmış, mevcut durumu belirtilerek, çevresiyle birlikte koruma geliştirme önerileri sunulmuştur. Höyükleri de içine alan tüm arkeolojik alanlar, kamusal değeri olan, yasa ve ilgili idari düzenlemelerle, disiplinler arası yaklaşımla kamu denetiminde yönetilen, bütüncül koruma yaklaşımıyla ele alınarak, yönetim planları dahilinde sürdürülebilir koruma kullanma dengesinin uygulanması gereken değerlerdir. Bu bağlamda çalışmayla ilgili mevzuat ve uluslar arası anlaşmalar incelenmiştir. Tez çalışması süresince koruma değerlendirme çalışmalarının yapıldığı bazı arkeolojik alanlara ziyaretler sonucu elde edilen deneyimler ve tüm elde edilen veriler ışığında değerlendirmeler yapılmış ve sorunların çözümüne yönelik öneriler sunulmuştur.
1993 ? 2004 dönemi Bademağacı kazılarında bulunmuş olan İlk Tunç Çağı II kırmızı astarlı
Antalya İli’ne bağlı Bademağacı Kasabası/Beldesi’nin sınırları içinde yer alan Bademağacı Höyüğü’nde 1993 yılından itibaren Prof.Dr. Refik Duru ve Prof. Dr. Gülsün Umurtak yönetiminde gerçekleştirilen kazılar neticesinde ele geçirilen İlk Tunç Çağı II (İTÇ II) kırmızı astarlı çanak- çömleği bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, öncelikle ele alınacak olan Bademağacı İTÇ II kırmızı astarlı malları, tüm malzeme içerisinden seçilerek çizimleri yapılmış daha sonraki aşamada ise bölgeler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar saptanmış ve söz konusu malzeme bu doğrultuda incelenilmeye çalışılmıştır. Bademağacı’nda üç ayrı yapı katı içerisinde, stratigrafik olarak saptanan bu malzemenin, yapılan incelemeler doğrultusunda, çağdaşı olan Burdur Bölgesi ve yakın çevresi çanak-çömleği ile benzer öğeler içermekle birlikle farklılıklarının da bulunduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, dağlık Akdeniz bölgesi’nden Anadolu yaylasına çıkış yolundaki ilk höyük konumunda olan Bademağacı, bölge çömlekçilik geleneği hakkında bildiklerimize yenilerini de ekleyerek önemli bilgiler vermektedir.
1959-1972 dönemi tilmen höyük kazılarında bulunmuş olan ilk tunç çağı çanak çömleği
Söz konusu malzeme, mal grupları ve formlar saptanarak sınıflandırılmış, örnekler incelenerek yapım teknikleri ve hamur özellikleri hakkında bilgi edinilmiştir. Saptanan on mal grubu ?A?dan ?I?ya kadar harflerle isimlendirilmiştir. Bu grupların yayılım alanlarını ve Tilmen Höyük’ün diğer bölgelerle olan ilişkilerini anlamak amacıyla, komşu bölgelere ait olanlardan başlayarak, yayınlar incelenmiş ve malzemenin benzerlikleri araştırılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda, Tilmen Höyük’ün İlk Tunç Çağı içinde hem Kuzey Suriye, hem de Kilikya ve Amuk Bölgeleri ile ilişkileri olan bir merkez olduğu gözlemlenmiştir
?Neolitik ve Erken Kalkolitik Çağlarda Burdur-Antalya Bölgesi Bant ve Geometrik Boya Bezekli Çanak Çömleği? başlıklı tez konusu ile söz konusu çanak çömleğin, öncelikle teknik özelliklerine, bezemelerine göre değerlendirilmesi ve bu kadar uzun bir süreci kapsayan geleneğin, zaman içinde geçirdiği değişimlerin saptanması amaçlanmıştır. Boya bezekli çanak çömleğin büyük bir kısmı yayınlarda ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu tezle, bölgede Hacılar, Kuruçay, Höyücek ve Bademağacı’nda yapılan kazılarda bulunan bant ve geometrik boya bezekli malzeme ilk defa toplu halde incelenerek, bu çanak çömleğin ortaya çıkışı, gelişim süreci ve tarihlenmesi ile ilgili sorunların çözümüne katkıda bulunacağı düşünülmüştür. Çanak çömlek incelenirken öncelikle mal grupları saptanmış, daha sonra bezekler türlerine ve dönemlerine göre sınıflandırılarak, bezemenin kronolojik gelişimi ortaya konmuştur. Ayrıca, boya bezekli kaplar, mal gruplarına göre tipolojik olarak sınıflandırılmıştır. Çanak çömlek, bezeme, mal grupları ve kap formları arasındaki ilişki açısından da değerlendirilmiştir. Burdur-Antalya Bölgesi’nde boya bezeme geleneğinin Neolitik Çağ’ın erken evrelerinden başlayarak, Geç Neolitik/Erken Kalkolitik Çağ sonuna kadar sürekli olduğu görülmektedir. Söz konusu bölgenin boya bezekli çanak çömleği, komşu bölgelerde bulunan çağdaş yerleşmelerle karşılaştırılarak, bu geleneğin dağılımı ve etki alanları saptanmaya çalışılmıştır.


Yorum yaz