
-
Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 383 7070
- http://www.yildiz.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. GÜLER ARAS
Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. İMKB (TR)
2. Vadeli işlem sözleşmeleri (TR)
3. Vadeli işlem piyasaları (TR)
4. Spot piyasalar (TR)
5. Kukla değişkenler (TR)
6. G (TR)
7. İç denetim (TR)
8. Risk yönetimi (TR)
9. Risk değerlendirmesi (TR)
10. Risk (TR)
11. Olasılık-etki analizi (TR)
12. Denetim (TR)
13. Özel emeklilik (TR)
14. Emeklilik sistemi (TR)
15. Emeklilik (TR)
16. Denetim (TR)
17. Aktüerya (TR)
18. Şirketler (TR)
19. Çok kriterli karar verme (TR)
20. Sürdürülebilirlik (TR)
21. Karşılaştırmalı analiz (TR)
22. Entropi (TR)
23. Avrup (TR)
24. Yatırım fonları (TR)
25. Riske maruz değer (TR)
26. Risk (TR)
27. Portföy optimizasyonu (TR)
28. Price movement (EN)
29. GARCH model (EN)
30. Dummy variables (EN)
31. Spot markets (EN)
32. Future markets (EN)
33. Future contracts (EN)
34. Control (EN)
35. Probability-effect analysis risk (EN)
36. Risk (EN)
37. Risk evaluation (EN)
38. Risk management (EN)
39. Internal co (EN)
40. Actuary (EN)
41. Control (EN)
42. Pension (EN)
43. Pension system (EN)
44. Private pension systems (EN)
45. United States of America (EN)
46. European (EN)
47. Entropy (EN)
48. Comparative analysis (EN)
49. Sustainability (EN)
50. Multi crite (EN)
51. Portfolio optimization (EN)
52. Risk (EN)
53. Value at risk (EN)
54. Mutual funds (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Türkiye’de VOB-İMKB 30 Endeks vadeli işlem sözleşmelerinin spot piyasa volatilitesi üzerine etkisi
Bu çalışma ülkemizde 2005 yılı Şubat ayında faaliyete geçen Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası Anonim Şirketi bünyesinde ilk defa işlem gören endeks vadeli işlem sözleşmelerinin spot piyasa oynaklığı üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının istatistiki yöntemlerle ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, vadeli işlem piyasalarının, spot piyasalar üzerine etkisi, Türkiye açısından analiz edilmiştir. Analizi yapmak için, EGARCH olarak bilinen, GARCH modelinin genişletilmiş bir biçimi kullanılmıştır. EGARCH modeli uygulamaları ile İMKB 30 endeksinin, fiyat hareketleri incelenmiştir. Çalışmanın uygulamasında İMKB 30 endeksinin 1 Ocak 2003 tarihinden, 31 Aralık 2009 yılı tarihine kadar günlük kapanış değerleri üzerinden hesaplanan getirileri kullanılmıştır. İnceleme kapsamındaki zaman aralığı 1 Ocak 2002 – 30 Aralık 2005 ve 2 Ocak 2006 – 31 Aralık 2009 olmak üzere iki ayrı dönemde analiz edilmiştir. Futures sözleşmelere geçiş sonrası dönem, VOB’ un 2005 yılında henüz başlangıç aşamasında olması ve yeterince likit olmaması sebebiyle 2 Ocak 2006 olarak alınmıştır. Ayrıca çalışmada, sözleşme bazında, belli zaman periyotlarındaki volatilite değişimlerine de bakılmıştır. Elde edilen bu sonuçlara göre, Türkiye’de vadeli işlem piyasalarının spot piyasa volatilitesi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır sonucuna ulaşılamamıştır. Bununla beraber, İMKB 30 spot volatilitesi EGARCH(1) modellerinde, İMKB 30’a dayalı VOB’ a ait işlem adedi ve işlem hacmi değişkenleri istatistiksel olarak anlamlı çıkmış, ve İMKB 30 spot volatilitesini arttırıcı bir etkileri olduğu bulunmuştur.
Risk odaklı iç denetim: Olasılık-etki analizi çerçevesinde bir uygulama
Risk odaklı iç denetim kavramı, 1995 yılında ABD’de bankacılık sektöründe ortaya çıkmış, finansal krizler, muhasebe skandalları, yasal düzenlemeler ve teknolojik gelişmelerle birlikte diğer sektörler için de büyük önem kazanmıştır. Uluslararası İç Denetim Standartları Mesleki Uygulama Çerçevesi 2010 nolu standartta ?iç denetim yöneticisi, kurumun hedeflerine uygun olarak, iç denetim faaliyetinin önceliklerini belirleyen risk esaslı planlar yapar? denilmektedir. Denetim alanında ortaya çıkan bu yeni yaklaşımla birlikte artık denetçiler klasik denetim anlayışının geçmişe yönelik bakış açısını bir kenara bırakarak, geleceğe ve kurumların karşılaşabileceği risklere odaklanmışlardır. Bu çalışmanın amacı, risk odaklı iç denetim faaliyetinin nelerden oluştuğu ve hangi aşamalarla gerçekleştirildiği konusunda bilgiler vermektir. Çalışmanın içeriğinde risk odaklı iç denetim sürecini anlatan bir uygulamaya yer verilmiş ve olasılık-etki analizi çerçevesinde risk değerlemesi gerçekleştirilerek riskli alanlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Risk Yönetimi, İç Kontrol, Olasılık-Etki Analizi, Risk Değerlemesi
Bireylerin ilerleyen yaşlarında hayatlarını idame ettirecek emeklilik gelirine sahip olmaları, emeklilik hizmeti veren bir kuruluşa üye olmalarına ve bu kuruluş bünyesinde yer alan emeklilik planlarına katkıda bulunmalarına bağlıdır. Emeklilik planlarının yükümlülüklerini yerine getirebilmesi, varlık ve yükümlülük dengesinin doğru yönetilmesi ile mümkündür. Bu sebeple emeklilik planları üzerinde yapılacak aktüeryal hesaplamalar ve bu hesaplamalarla ortaya çıkan sonuçların denetimi büyük önem taşımaktadır. Yakın zamana kadar emekliliğe yönelik taahhütte bulunan kuruluşların emeklilik planlarına ilişkin varlık ve yükümlülükleri açısından kamu otoritesinin denetimi olmamıştır. 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununun 2007 yılında yapılan bir değişiklikle eklenen Geçici 1 inci maddesi gereğince; üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair ticaret şirketlerinin emekliliğe yönelik taahhütlerinin aktüeryal denetimi ilk kez Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda, farklı hukuki statülere sahip 81 kuruluşun Listeye kaydı yapılmış ve bu kuruluşlara ve faaliyetlerine ilişkin ilk veriler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çalışmada, Türkiye’de yasal bir çerçevesi olmayan, sağlıklı bir hukuki alt yapıdan yoksun, farklı statülerde faaliyette bulunan ve emekliliğe yönelik taahhütte bulunan kuruşlar ve bu kuruluşların faaliyetlerine ilişkin genel resim ortaya çıkarılmakta ve bu kuruluşların aktüeryal denetimine ilişkin bilgiler verilmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’de ikinci basamak emeklilik sisteminde faaliyet gösteren kuruluşlar tespit edilmekte, bu kuruluşların teşekkül biçimlerine, kuruluş amaçlarına, sundukları faydalara, finansman yapılarına, vergisel düzenlemeler karşısındaki durumlarına ve kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerine değinilmektedir. Ayrıca, bu kuruluşların sahip oldukları emeklilik planlarına, aktif-pasif üye yapılarına, finansman yapılarına, gelir ve gider durumlarına ve bilanço büyüklüklerine ilişkin genel bir değerlendirme de yapılmakta ve bu alanın daha sistemli ve verimli bir yapıya kavuşturulması amacıyla öneriler geliştirilmektedir.
Kurumsal sürdürülebilirlik kavramı, özellikle Dünya Çevre ve Gelişme Komisyonu’nun (WCED) 1987 yılında yayınladığı Brundtland Raporu’yla birlikte dünya çapında çok önemli bir olgu haline gelmiştir. Brundtland Raporu, sürdürülebilir kalkınmayı ?günümüz insan ihtiyaçları karşılanırken, gelecek kuşakların ihtiyaçlarının da dikkate alınması? şeklinde tanımlamıştır. Bu tanımdan hareketle sürdürülebilir olmayı amaçlayan organizasyonlar, çevreden aldıkları kaynakları etkin biçimde kullanmak ve üretilen mal ve hizmetlerin geri dönüşümünü sağlayarak kaynak israfının önemlenmesi için çaba gösterirler. Bu çalışmanın amacı, kurumsal sürdürülebilirlik kavramının gelişimi ve önemi hakkında bilgi vermek ve kurumsal sürdürülebilirlik performansının ölçümünü yapmaktır. Çalışmanın içeriğinde, Küresel Raporlama Girişimi’nin (GRI) listesinde yer almış 175 firmanın, sektörler ve bölgesel düzeyde karşılaştırmalı kurumsal sürdürülebilirlik performansı ölçülmüştür. Ölçümün hazırlık aşamasın göstergelerin ağırlıklarının hesaplanması için Entropi yöntemi kullanılmıştır. Şirket verileri ve ağırlıkları belirlendikten sonra ise, Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri’nden (ÇKKVY) TOPSIS kullanılarak karşılaştırmalı analiz yapılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, Avrupa şirketlerinin, ABD merkezli şirketlere göre kurumsal sürdürülebilirlik performanslarının daha yüksek olduğu, Avrupa şirketlerinin ait oldukları ülke bağlamında ise, İspanya’nın en sürdürülebilir şirketlere sahip olan ülke olduğu görülmüştür.
Menkul kıymet yatırım fonlarından oluşan optimal portföy seçimi ve riske maruz değer yöntemiyle portföy riskinin belirlenmesi Optimum portfolio selection in mutual funds and computing portfolio risk by value at risk method
Son dönemlerde gerek global, gerekse de ülke çapında yaşanılmış finansal krizler, ekonomik düşüşler finansal kurumlarda risk yönetimi konusunun önemini daha da artırmıştır. Bu nedenle de uluslararası alanda karşılaşılabilecek riskin ölçülmesi ve onun olumsuz sonuçlarına karşı önlemlerin alınması konusunda bir çok araştırma yapılmış, risk ölçüm yöntemleri oluşturulmuştur. Günümüzde, özellikle piyasa riskinin hesaplanmasında en yaygın kullanılan yöntemlerden biri de finans dalında 1990’lı yıllardan sonra ortaya konulmuş Riske Maruz Değer yöntemidir. Çalışmanın amacı, optimal portföy oluşturulması, portföy riskinin ölçümünde Riske Maruz Değer yöntemi ve onun hesaplama metotlarını incelemek ve bir uygulama üzerinde daha detaylı şekilde anlatmaktır. Burada, öncelikle, bireysel yatırımcıların yatırımlarında daha çok tercih ettikleri menkul kıymet yatırım fonlarının ortaya çıkışından ve tarihi gelişim sürecinden bahsedilmiş, finansal piyasalarda yapmış oldukları işlemler ve günümüzde taşıdıkları önem hakkında bilgi verilmiştir. Sonra ise risk, risk türleri, beklenen getiri, geleneksel ve modern portföy teorileri ele alınarak, Markowitz’in Ortalama Varyans Modeli ile optimal portföy seçimi süreci anlatılmıştır. Ayrıca Riske Maruz Değer kavramından, onun öneminden, hesaplanabilmesi için gereken parametrelerden ve parametrik ve parametrik olmayan hesaplama yöntemlerinden, özellikle de Varyans-Kovaryans yönteminden bahsedilmiştir. Uygulama kısmında ise, sermaye piyasasında işlem gören menkul kıymet yatırım fonlarını temsil etme gücü yüksek olan B Tipi Likit Fonların 3 yıllık günlük piyasa fiyatlarından yararlanılarak, Markowitz’in Ortalama Varyans Modeli’ne göre etkinlik sınırı çizilmiş, optimal portföyler oluşturulmuş, sonra ise bu portföylerin Varyans-Kovaryans yöntemiyle Riske Maruz Değer’leri hesaplanmıştır.


Yorum yaz