
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. FİGEN ALTUĞ
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Refah devlet (TR)
2. Refah (TR)
3. Aristoteles (TR)
4. İstanbul (TR)
5. Yüksek öğretim sistemi (TR)
6. Yüksek öğretim politikaları (TR)
7. Yüksek öğretim kurumları (TR)
8. Yüksek (TR)
9. Özel sektör (TR)
10. Vergilendirme (TR)
11. Sosyal sorumluluk (TR)
12. Sivil toplum örgütleri (TR)
13. SA 8000 (TR)
14. Avrupa Birliği (TR)
15. Aristotle (EN)
16. Welfare (EN)
17. Welfare state (EN)
18. Creation of liability (EN)
19. Debt method (EN)
20. Education (EN)
21. Financial sources (EN)
22. Financing (EN)
23. Financing methods (EN)
24. European Union (EN)
25. Social accountability 8000 (EN)
26. Nongovernmental organizations (EN)
27. Social responsibility (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Vergilemenin doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde etkisi: Azerbaycan örneği The impact of taxation on foreign direct investment: The case of Azerbaijan
Teknolojik gelişmeyle birlikte, değişen küresel ekonomik düzen içerisinde üretim faktörlerinin artan akışkanlığı, tasarruf açığını kapatmak ve kalkınmayı finanse etmek isteyen gelişmekte olan ülkeleri doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına yöneltmiştir. Bu doğrultuda daha çok doğrudan yabancı sermaye çekebilmek için ülkeler, yatırım ortamı ile ilgili faktörlere yönelik politika geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu konuda en fazla başvurulan araç yatırım kararları için önemli bir faktör olan vergi politikası olmuştur. Bu çalışmanın amacı Azerbaycan bağlamında vergilemenin doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde etkisini değerlendirmektir. Çalışmada öncelikle, yabancı yatırım çeşitleri, doğrudan yabancı yatırımları açıklayan teoriler, bu yatırımların ekonomik etkileri, bu yatırımları belirleyen faktörler ve söz konusu yatırımlara yönelik olarak uygulanan vergisel teşvik araçları incelenmiştir. Daha sonra Azerbaycan’a gelen doğrudan yabancı yatırımlar, bunların ülke ekonomisi üzerindeki etkileri, söz konusu yatırımlar bakımından vergileme ve yatırım iklimi ele alınmıştır. Son olarak, 1994-2011 döneminde Azerbaycan’da vergilemenin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde etkisi üzerine bir ampirik analiz yapılmıştır. Bu bağlamda kurumlar vergisi oranı esas değişken olmak üzere yatırım iklimi ile ilgili bazı ekonomik değişkenlerin de Azerbaycan’da petrol dışı sektörlere gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkisi, ampirik olarak analiz edilmiştir. Ampirik analizden elde edilmiş bulgular, kurumlar vergisinin Azerbaycan’da petrol dışı sektörlere gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde etkili olduğu ve bu etkinin negatif olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra analizden elde edilmiş diğer bulgulara göre reel döviz kuru, enflasyon ve bütçe açığı/GSYİH oranı doğrudan yabancı yatırımları negatif, GSYİH büyüme oranı ise pozitif yönde etkilemektedir.
Uluslararası vergi rekabeti,transfer fiyatlaması ve vergilendirme
Kamu maliyesi literatüründe vergi rekabetinin iyi ya da kötü olduğu hususunda süregelen bir tartısma sözkonusudur. Son on yılda, uluslararası is çevrelerinde artan küresellesme eğilimlerinin yanı sıra, bilisim teknolojilerindeki gelismeler ve yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için pek çok ülkede vergi oranlarını düsürme temayülü, mevcut tartısmaların artmasıyla neticelenmistir. Bunun yanı sıra, ülkelerin kurumlar vergisi ve dıs ticaret vergisi oranlarındaki farklılıklar, çok uluslu sirketlere kendi ürünlerine ait fiyatları değistirerek emsallerine uygun olmayan transfer fiyatlarıyla, vergi yüklerini daha düsük vergi oranı olan ülkelere tasıma yönünde tesvik etmektedir. Bu çalısmada Türkiye’de emsallerine uygun olmayan transfer fiyatları kullanılıp kullanılmadığının tespiti için Türkiye’nin 1995- 2003 yılları arasında Almanya, Fransa, ?ngiltere ve ?talya’dan ithal ettiği ürün fiyatları kullanılarak bir model olusturulmustur.
İnsanın iyi yaşamı neoklasik gelenekte faydacı bir yaklaşımla açıklanmaktadır. Faydacılığın günümüzdeki şekli ise açıklanmış tercihler kuramıdır. Tezimizde açıklanmış tercihler kuramına dayanan refah ölçütüne eleştiri getirmekteyiz. Alternatif olarak sunduğumuz model ise Aristoteles’e uzanan bir iyi yaşam anlayışıdır. Bu yaklaşım Amartya Kumar Sen ve Martha Nussbaum tarafından ele alınan ve tümüyle Aristotelesçi geleneğe bağlı olan yetenekler ve işlevlilikler tezidir. Tezimizin ağırlığı Sen ve Nussbaum’un açıklamalarından ziyade bu yaklaşımın kökeni olan Aristoteles’tir. Tezimizde, özcü idealist felsefeye bağlı olarak ortaya koyduğumuz iyi yaşam anlayışını, faydacı kurama ve onun nihaî şekli olan açıklanmış tercihler kuramına getirdiğimiz teorik ve felsefi eleştirilerle ele aldık. Tezimizde bir refah devleti modeli sunmaktan ziyade, yeni bir refah devleti modeline dayanak teşkil edecek bir alt yapı hazırlamayı amaçladık.
Yükseköğretimin finansmanında borçlanma yöntemi: İstanbul ili uygulaması Loan method in financing of higher education: İstanbul province implementation
Çalışmanın amacı, yükseköğretimde finansman yöntemlerinden borçlanma ile finansmanın yükseköğretimin nicelik ve nitelik yönünden eksikliklerini gidermede Türk yükseköğretim sisteminde uygulanan vergiyle finansman yöntemine göre daha adil ve etkin bir yöntem olduğunu teorik ve uygulamalı olarak ortaya koymaktır. Çalışmada; yükseköğretimin kamu ve özel kaynaklarla finansman yöntemleri genel olarak değerlendirildikten sonra borçlanma yöntemi, teorik ve pratik açıdan OECD ülke deneyimlerine de yer verilerek incelenmiştir. Türk yükseköğretim sisteminde yaşanan finansal sıkıntılar çalışmanın üçüncü bölümünde irdelenmiş ve dördüncü bölümde yer alan anket çalışmasının analizleri ile desteklenmiştir. Son bölüm olan dördüncü bölümdeki anket uygulaması ile İstanbul İli sınırları içindeki devlet üniversitelerinde eğitim gören 1.067 öğrencinin yükseköğretimleri boyunca katkı payı ve yaşam maliyetleri ile ilgili yaşadıkları finansal sıkıntılar ve borçlanma yöntemine bakış açıları analiz edilmiştir. Bu doğrultuda çalışmanın sonuç kısmı, Türk yükseköğretim sisteminde yaşanan mevcut finansal sorunlara çözüm yolu olarak Türkiye’ye özgü borçlanma yöntemi önerileri ile tamamlanmıştır.
Devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ilişkisi: Bazı uygulama örnekleri
Bu çalışmada, piyasa mekanizmasının toplumun refah seviyesini yüseltmedeki başarısızlığının düzeltilmesi için, üçlü aktörün, `Devlet, Özel Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları’ arasındaki işbirliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Özellikle Avrupa Birliği Kurumlarınca yürütülen çalışmaların, resmi belgelerin, ortaklık girişimlerinin geliştirilmesi ve çerçevesinin hazırlanması konusundaki girişimlerin incelenmesi, piyasanın üç aktörü ve onların örnek ve muhtemel ortaklık yapılarının incelenmesiyle birlikte bu alana katkıda bulunulması hedeflenmiştir. Tezde birinci olarak, ortaklık ihtiyacı, uygulama örnekleri, uluslararası kabul görmüş ilke ve standartlar ile birlikte bunları yaymaya çalışan uluslararası organizasyonlar tarif edilmiştir. İkinci bölümdeyse Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı teklif belgeleri ve çok ortaklı forum sonuçları detaylandırılarak, sosyal şirket sorumluluğu için geliştirilmeye çalışılan ?Avrupa Modeli? üzerinde durulmuştur. Tez, sivil toplum kuruluşlarının vergilendirmesi esas alınarak, ortaklık inşaa kapasitesinin ortaya konulması ve Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin sosyal sorumluluk kapsamında geliştirdikleri çok paydaşlı projelerin değerlendirilmesi ile tamamlanmıştır.
Mali disiplinin sağlanması açısından mali kuralların önemi seçilmiş bazı ülkelerde ve Türkiye’de mali kural uygulamaları Fiscal discipline rules providing the importsnce of fiscal terms fiscal rules of practice in some selected countries and Turkey
Mali disiplin geniş anlamda, kamu gelir ve giderlerinin birbirine denk olması anlamına gelmektedir. Ancak bu tanım normatif bir hedef olarak kalmaktadır. Çünkü değişen iktisadi yaklaşımlar çerçevesinde devletin ekonomi içinde daha fazla rol alması kamu giderlerinin aşırı bir biçimde artmasına yol açmıştır. Artan kamu giderlerinin finansmanı için vergi yerine borçlanma ve emisyon yöntemleri benimsenmesi ve devam eden süreçte özellikle borçlanmanın normal bir gelir gibi görülmesi kamu açıklarının sürekli artmasına ve ülkelerin yüksek borç yüküne sahip olmasına neden olmuştur. Dolayısıyla, mali disiplin geniş anlamda sağlanamamakta; ülkeler ihtiyatlı bir kamu açığı ve borç yüküne sahip olmaya çalışarak mali disiplinlerini dar anlamda sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu amacı gerçekleştirmek için de birçok mali reform uygulamaktadırlar. Bu reformların temelini, maliye politikası araçlarına konulan yasal sınırlamalar ile maliye politikası üzerine konulan daimi sınırlamalar olarak ifade edilen mali kural oluşturmaktadır. Mali kurallar günümüzde birçok ülkede öncelikli olarak mali disiplini sağlamak için uygulanmaktadır. Ülkemizde de bazı kanunlar çerçevesinde mali kural benzeri uygulamalara rastlanılmakta; özellikle faiz dışı fazla uygulaması örtülü bir mali kural olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca bütçe açığı ve büyümeye yönelik iki mali kuralın yer aldığı Mali Kural Kanun Tasarısı 2010 yılında kamuoyunun gündemine gelmiştir. Ancak günümüz itibariyle tasarı halen kanunlaşmamıştır. Çalışmada, mali kuralların, ülkelerin genel yönetim bütçe açığı ve borç stokunun GSYH’lerine oranı temel alınarak mali disiplini sağlamadaki etkinliği değerlendirilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak çalışma kapsamında seçilmiş ülkelerin birçoğunda mali kuralların mali disiplin üzerinde olumlu etkisinin olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: mali disiplin, mali kurallar, mali saydamlık, bütçe açığı, borç stoku.


Yorum yaz