
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. FATİH SELAMİ MAHMUTOĞLU
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Türk Ceza Kanunu (TR)
2. Türk Ceza Hukuku (TR)
3. Kamu Hukuku (TR)
4. Hapis (TR)
5. Erteleme (TR)
6. Ceza Hukuku (TR)
7. Ceza (TR)
8. Tazminat (TR)
9. Koruma tedbirleri (TR)
10. Hukuki sorumluluk (TR)
11. Ceza Muhakemesi Hukuku (TR)
12. Avrupa İnsan Hakları Mah (TR)
13. Yaptırımlar (TR)
14. Türk Ceza Kanunu (TR)
15. Suçlar (TR)
16. Hürriyeti bağlayıcı cezalar (TR)
17. Hafifletici sebepler (TR)
18. Ceza (TR)
19. İthalat (TR)
20. Kaçakçılık suçları (TR)
21. Kaçakçılık (TR)
22. Kanunlar 5607 sayılı (TR)
23. Türk Ceza Hukuku (TR)
24. Müsadere (TR)
25. Mülkiyet hakkı (TR)
26. Mülkiyet (TR)
27. Kanunlar 5237 sayılı (TR)
28. Ceza Hukuku (TR)
29. Amer (TR)
30. Punishment (Ayr. Bkz. Penalty) (EN)
31. Criminal Law (EN)
32. Procrastination (EN)
33. Arrest (EN)
34. Public Law (EN)
35. Turkish cri (EN)
36. European Court Human Rights (EN)
37. Law of Criminal Procedure (EN)
38. Legal responsibility (EN)
39. Protection measure (EN)
40. Punishment (Ayr. Bkz. Penalty) (EN)
41. Criminal Law (EN)
42. Mitigating circumstances (EN)
43. Penalties restricting li (EN)
44. Laws 5607 numbered (EN)
45. Smuggling (EN)
46. Smuggling crimes (EN)
47. Import (EN)
48. Germany (EN)
49. United States of America (EN)
50. Criminal Law (EN)
51. Laws 5237 numbered (EN)
52. Property (EN)
53. Property right (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Erteleme kurumu modern ceza hukukunda cezaya alternatif olan kurumlardan bir tanesidir. Kurum cezanın yerine uygulanarak, cezanın bireyselleştirilmesini sağladığı gibi, suçluyu cezaevinin olumsuzluklarından koruyarak, toplumdan uzaklaşmadan ıslahını sağlar. Erteleme cezayı ve suçlu psikolojisini ilgilendiren, geniş kapsamlı bir kurum olmakla birlikte, çalışmamızda 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu çerçevesinde incelenmiştir. Bu inceleme sırasında yeni kanun uygulamasının daha iyi anlaşılabilmesi için, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 2253 sayılı mülga Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun uygulaması da karşılaştırmalı olarak anlatılmıştır. Yeni kanunda ertelemenin koşulları ve sonuçları açısından önemli değişiklikler yapılmıştır. Kurumun önceki mahkumiyet koşulunda 3 aya kadar ceza mahkumiyetinin ertelemeyi engellemeyeceği kabul edilmiş ve ertelemenin uygulanma alanı genişletilmeye çalışılmıştır. Aynı şekilde liyakat koşulunda da daha dar bir zaman dilimi olan yargılama aşamasındaki tutum ve davranışlar kriter olarak kabul edilmiştir. Modern ceza hukuku anlayışında cezaevine girmeden ıslah ön planda olduğu için bu değişiklikler modern ceza hukuku anlayışına uygun, kurumun uygulanmasını genişleten yerinde değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikler ile kurumun niteliği konusunda ortaya çıkan tartışmalar önlenmek istenmiştir. Bu amaçla para cezalarının ertelenmesi kabul edilmemiş ve denetim süresinin iyi hal ile geçmesi halinde mahkumiyetin vaki olmaması sisteminden vazgeçilerek, cezanın infaz edilmiş olması sistemi kabul edilmiştir. Bu şekilde erteleme koşullu af olmaktan çıkarılmış, bir ceza infaz kurumu haline getirilmiştir. Şüphesiz ki ertelemenin niteliği, amacı göz önüne alındığında bu değişiklik yerinde olmuştur. Çalışmamızda kurum bu kapsamda fazla doktrin tartışmalarına girilmeden, hukukumuzdaki uygulaması çerçevesinde, basit bir dille anlatılmaya çalışılmıştır. Yeri geldikçe uygulamadan örnekler verilmiş, bu şekilde kurumun pratikteki hali, eksiklikleri ile birlikte ortaya konmaya çalışılmıştır.
Ceza Muhakemesi Hukuku bağlamında koruma tedbirlerinden dolayı tazminat sorumluluğu
Bu çalışma, ceza muhakemesi hukuku bağlamında maddi gerçeğe ulaşabilmek uğruna uygulanan koruma tedbirleri dolayısıyla haksız veya hukuka aykırı olarak kişi hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselerin mağduriyetlerini telafi edebilmek bakımından tazminata hak kazanabilmesinin şartlarını, tazminatın elde edilebilmesi için izlenmesi gereken usuli yöntemi ele almaktadır. Çalışmamız, AİHM ve Yargıtay kararları ile desteklenerek soyut ve teorik hükümlerin somutlaştırılması amacı güdülmüştür. Konuya ilişkin doktrindeki görüşler ve içtihatlar yardımıyla ihtilaflı hususlar mümkün olduğunca aydınlatılmaya çalışılmıştır. Kavramların içeriğinin yansıtılması ve AİHS ekseninde uluslararası hukuk ışığında konuya ilişkin temel hak ve özgürlüklerin irdelenmesinden sonra iç hukukta devletin koruma tedbirleri uygulamalarından dolayı tazminat sorumluluğu üzerinde durulmuştur. Nihayetinde devlet adına yargı yetkisini kullanan kamu görevlilerinin, eylem ve işlemlerinde hukuki çerçevede davranmasının kişi hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından hayati önemi olduğu, aksi takdirde cezai- disiplin- tazminat sorumluluklarının gündeme gelebileceği hususu hukuki bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalara seçenek yaptırımlar
Bu tezin amacı ceza sistemimize yeni giren kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalara seçenek yaptırımların incelenmesidir. Seçenek yaptırımlar, cezanın bireyselleştirilmesine imkan tanırken aynı zamanda kişinin uslandırılmasını, toplum içinde sosyalleşmesini sağlamaktadır. Bunun da ötesinde suçluyu cezaevi gibi suç okulu olan bir ortamdan da kurtarmaktadır. Seçenek yaptırımlar hafif suçlarda başvurulan bir kurumdur. Toplumumuzda `tesadüfi suçlu’ diye adlandırılan grup azımsanmayacak kadar fazladır. Şartlar gereği hayatında ilk defa suç işleyen birini cezaevi gibi bir ortama göndermek, ceza adaletine aykırıdır. Dolayısıyla bu gibi durumlarda başvurulacak yeni bir uygulama doğmuştur ki, bu da seçenek yaptırımlardır. Birçok ülkede uzun zamandır uygulanan bu kurum Türk Ceza Sistemi’ ne yeni girmiş olmakla beraber, kurumun etkili bir şekilde uygulanması durumunda oldukça fayda sağlayıcı açıkça ortadadır. Günümüzde suç oranı oldukça artmıştır. Bu durum cezaevlerindeki kişi sayısının da artmasına neden olmuştur. İşte seçenek yaptırımlar, özellikle bu noktada etkili olarak hem devleti büyük bir külfetten kurtaracak hem de kişilerin daha kolay sosyalleşmesini sağlayacaktır.
5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunundaki ithalat kaçakçılığı suçları ve kabahatleri
Dünya ticaretinin yaygınlaştığı bu dönemde, Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde mevzuatlarımızda değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu çıkartılmıştır. Bunun yanı sıra, kabahat fiilleri içinde ayrı düzenleme yoluna gidilerek, kabahatleri bir araya toplayan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu değişiklikler kaçakçılık mevzuatı açısından yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı doğurmuştur. Bu bağlamda; 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun getirdiği ?ekonomik suça, ekonomik ceza? prensibinden ayrılarak, yeni düzenlemeler içeren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu yürürlüğe girmiştir. 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda, 1918 Sayılı Kanunun benimsediği prensibe dönüş yapılarak kaçakçılık suçları için hürriyeti bağlayıcı cezalar öngörülmüştür. Bu çalışmamızda; 31.03.2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda yer alan ithalat kaçakçılığı suçları ve kabahatleri işlenecektir. Bu kapsamda; konunun daha iyi anlaşılabilmesi için gümrük mevzuatına da değinilmiştir. Bu çerçevede konuyla ilgili teknik kavramlara ve Yargıtay kararlarına yer verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi ile birlikte müsadere konusunda detaylı bir düzenlemeye gidilmiş ve bu konuda yer alan tartışmalara ve eleştirilere cevap verilmiştir. Yapılan bu değişikliğin en temel özelliği müsaderenin hukuki niteliğinin güvenlik tedbiri olarak kabul edilmesidir. Bu düzenleme ile birlikte müsadere, eşya ve kazanç müsaderesi olmak üzere ikiye ayrılmış, böylece kazanç müsaderesi kabul edilmiştir. Ayrıca eşdeğer müsadere, kaim değerin müsaderesi ve kısmi müsadere kurumları da benimsenmiştir. Bütün bu düzenlemelerde, mülkiyet hakkının korunması için, iyi niyetli üçüncü kişilerin durumu dikkate alınmıştır. Mülkiyetin kişiden alınarak devlete geçmesi sonucunu doğuran müsaderenin uygulanması suçla mücadelede, suç işlemenin kazanç kaynağı haline getirilmesinin önlenmesinde önemli bir yer tutar. Biz de çalışmamızda, detaylı bir şekilde düzenlenen ve yenilikler içeren müsadere kurumunun tanımını, tarihsel gelişimini, hukuki niteliğini, çeşitlerini, şartlarını, uygulanma usulünü; doktrindeki farklı görüşleri, karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemeleri ve Yargıtay’ımızın uygulamasını inceleyerek ortaya koyduk.


Yorum yaz