
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. ESFENDER KORKMAZ
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Türkiye (TR)
2. Türk turizmi (TR)
3. Turizm sektörü (TR)
4. Turizm (TR)
5. Avrupa Birliği (TR)
6. İrlanda (TR)
7. Yabancı sermaye politikaları (TR)
8. Yabancı sermaye (TR)
9. Vergilendirme (TR)
10. Türkiye (TR)
11. Sermaye hareke (TR)
12. Üretim sektörü (TR)
13. Otomotiv endüstrisi (TR)
14. Otomobil sektörü (TR)
15. Küreselleşme (TR)
16. European Union (EN)
17. Tourism (EN)
18. Tourism sector (EN)
19. Turkish tourism (EN)
20. Turkey (EN)
21. Developing countries (EN)
22. Egypt (EN)
23. Planned period (EN)
24. Capital (EN)
25. Capital movements (EN)
26. Turkey (EN)
27. Taxation (EN)
28. F (EN)
29. Globalization (EN)
30. Automobile sector (EN)
31. Automotive industry (EN)
32. Production sector (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Sosyal politikalar toplumların giderek daha fazla ihtiyaç duyduğu ve talep etmeye başladığı hizmet alanlarıdır. İl özel idaresi, köy ve belediyelerden oluşan yerel yönetimlerden belediyeler, sosyal politika alanında önemli görevleri olan kurumlardır. 5393 sayılı belediye yasası ve diğer bazı yasalar belediyelere sosyal politika alanında yeni görevler vermiştir. Bu çalışmanın amacı, 5393 sayılı Belediye Yasası ve diğer yasalarla belediyelere devredilen mahalli düzeydeki sosyal politikaları, belediyelerin ne ölçüde yerine getirebileceklerini incelemek ve günümüzde belediyelerin sosyal politika alanındaki rol ve etkinlik düzeyini ortaya koymaktır Bu çalışmada belediyelerin sosyal politika görevleri ve konuya yönelik uygulamaları incelenmiştir. 5393 sayılı yasa ve diğer yasalarla belediyelere devredilen görevler ele alınmış, bir alan araştırması ile belediyelerin bu alandaki deneyimleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Zeytinburnu Belediyesi örneği incelenerek bulgular güçlendirilmiştir. Çalışma, ülkemizdeki belediyelerin sosyal politika alanındaki deneyimlerinin sınırlı olduğunu ve verilen yeni sosyal politika görevlerini yerine getirmekte güçlükle karşılaşacaklarını göstermektedir.
Avrupa Birliği ve Türk turizm sektörü
Türkiye’de yabancı sermaye ve uygulaması
Kısa vadeli sermaye hareketlerinin ekonomik etkileri ve Türkiye örneği
Bu çalışmanın fikrini 2003’de yayınlanmış Finansal Liberalizasyon; Büyüme mi, Kriz mi? adlı tamamı bu konuya ayrılmış İktisat Dergisi sayısı oluşturmuştur. Bu makaleler, sonradan yapılan bir takım okumaların bıraktığı izler, bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmış istatistiki bilgilerle desteklenmiş ve finansal liberalizasyon sonucunda oluşan spekülatif sermaye hareketlerinin ve etkilerini açıklamaya çalışan bu metin hazırlanmıştır. Kurgulanmaya çalışılan bakış açısının özgün olduğunu söyleyemeyiz. Bu çalışmada özellikle 90’lardan sonra üzerine yoğun biçimde yazılmış bir olgu tekrar ele alınmıştır. Yapılan araştırmalarda görülen o ki; uluslararası sermaye akımları gittikleri ülkelerde kısa süreli bir refah yarattıktan sonra, ülkeleri terk etmeleri halinde başlayan şokun hızla finansal krizlere dönüştüğüdür. Ülkemizde de diğer gelişmekte olan ülkelere benzer bir şekilde 1994 ve 2000-2001 yıllarında ekonominin küçülmesiyle sonuçlanan ciddi krizler yaşanmıştır. Sonuç olarak yapılan, kısa vadeli bu akımlara karşı olan muhalif duruşun akademik tarafsızlığı yitirmeden ortaya konulmasıdır
1990’larda yeni liberal maliye politikaları: Kuram ve Türkiye
Piyasa mekanizmasının her seyden önemli oldugu, arz ve talep prensiplerinin isledigi bir piyasada her seyin dogru ve dengedeoldugu varsayımından hareket eden yeni liberaller, devletin ekonomiye müdahale etmemesi durumunda rekabetçi piyasaların tam istihdam dengesini saglayacagını, refahın artacagını ve dengenin de istikrarlı olacagını öne sürmüslerdir. 1980’li yıllar Keynesçi ekonomi politikalarının ve sosyal devlet uygulamalarının sona erdigi ve bunun yerini yeni liberal ideolojinin aldıgı dönem olma özelligini göstermektedir. Yeni liberal ideoloji finansal liberalizasyon, dıs ticarette liberallesme ve özellestirme politikalarının özellikle gelismekte olan ülkelerin gelismesine ve kalkınmasına yardımcı olacagını ileri sürmüs ve bu politikaları IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü aracılıgıyla uygulamak istemistir. 21. Yüzyıl’ın baslarında dünyada yasanan ekonomik küresellesme sonucu gelismekte olan birçok ülke küresel sermayeden yararlanarak ülkelerinin gelismelerini hızlandırmak istemisler ve yeni liberal ideolojinin önerdigi politikaları uygulamıslardır. Bu çalısmada yeni liberal görüsün önerdigi politikalar ele alınmıs ve literatür taraması ile istatistiksel veriler ısıgında su sonuçlara ulasılmıstır: 1990’larda artan sermaye hareketliligi gelismekte olan ülkelerin piyasalarında döviz krizine, banka ve borsa krizine yol açmıstır. Bu dönemde artan sermaye hareketliliginin gelismekte olan ülkelere sınırlı faydaları yanında bir çok maliyeti olmustur. Çünkü bu ülkelerde finansal kurumlar tam olusmadıgı için bu ülkeler finansal piyasalardaki akıskanlıktan -özellikle kısa vadeli sermaye hareketlerinden- olumsuz etkilenmistir. Gelismekte olan ülkelerin makroekonomik dengeler saglanmadan hızlı bir sekilde finansal liberalizasyona gitmeleri krizle/krizlerle karsı karsıya kalmalarına neden olmustur. Bu baglamda elde edilen veriler ısıgında Türkiye’de de 1990’lardan sonra (1994, 2000 ve 2001) krizlere yol açan etkenler genel olarak aynı olmakla beraber yasanan siyasi istikrarsızlıklar da bir diger olumsuz faktör olmustur.
Küreselleşme sürecinde Türk otomotiv sektörü
Uluslararası sermaye hareketlerinin ekonomik istikrara etkileri ve Türkiye örneği
İktisat Literatüründe, ekonomik istikrar ve uluslararası sermaye hareketleri arasındaki ilişki yoğun bir şekilde tartışılmakta ve bir çok ekonomik istikrar teorisi sermaye hareketleri ekseninde oluşturulmaktadır. Özellikle son 20 yılda birçok gelişmekte olan ülke iktisadi kriz olgusu ile karşılaşmıştır. Bu ülkelerden bazıları sabit kur sistemi bazıları ise değişken kur sistemi uygulamaktaydı. Dolayısıyla bu krizleri açıklamak için kur sisteminden başka bir unsura ihtiyaç olduğu açıktır. Bu noktada kısa vadeli sermaye hareketlerinin istikrarsızlık yaratıcı etkileri önem kazanmaktadır. Kırılganlığı yüksek finansal piyasalarda dikkatle incelenmesi gereken bir başka unsurdur. Bu çalışmada 1991?2005 dönemi ele alınarak Türkiye’de yaşanan iktisadi krizlerde sermaye hareketlerinin rolü incelenmiştir. Bu amaçla VAR ve logit modelleri kullanılmaktadır.


Yorum yaz