
-
Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. ERTUĞRUL ELMA
Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
Bölüm: Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Çinko (TR)
2. Vitamin E (TR)
3. Spiramycin (TR)
4. Oksitetrasiklin (TR)
5. Lipid peroksidasyonu (TR)
6. Koyunlar (TR)
7. Ayak çürüme ha (TR)
8. İsoflurane (TR)
9. Ventilasyon (TR)
10. Sevofluran (TR)
11. Kardiyovasküler sistem (TR)
12. Ankara keçisi (TR)
13. Anestezi-genel (TR)
14. A (TR)
15. Antioxidants (EN)
16. Foot rot (EN)
17. Sheep (EN)
18. Lipid peroxidation (EN)
19. Oxytetracycline (EN)
20. Spiramycin (EN)
21. Vitamin E (EN)
22. Z (EN)
23. Anesthetics-local (EN)
24. Anesthesia (EN)
25. Anesthesia-general (EN)
26. Angora goat (EN)
27. Cardiovascular system (EN)
28. Sevoflu (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Koyunlarda piyeten hastalığında farklı tedavi yöntemlerinin etkinliğinin değerlendirilmesi The evaluation of the efficacy of different treatment methods for virulent footrot in sheep
Bu çalışmada koyunların önemli ayak hastalıklarından birisi olan ve ülkemizde de yaygın olarak görülen piyeten hastalığında farklı tedavi yöntemlerinin etkinliklerinin değerlendirilmesi ve bu yöntemlerin lipid peroksidasyonu ve antioksidanlar üzerine olan etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada anamnezleri alınan ve klinik muayeneleri yapılan farklı sürülerdeki piyeten hastalığı bulunan 100 koyun ile sağlıklı olan 20 koyun kullanıldı. Hastalıklı hayvanlar 20 hayvandan oluşmak üzere 5 gruba ayrıldı ve sağlıklı olan 20 koyun ise kontrol grubunu oluşturdu. Hastalıklı hayvanlara oksitetrasiklin ve çinko sülfat ayak banyosu, spiramisin ve çinko sülfat ayak banyosu, oksitetrasiklin, vitamin E ve çinko sülfat ayak banyosu, spiramisin, vitamin E ve çinko sülfat ayak banyosu ve sadece çinko sülfat ayak banyosu olmak üzere 5 farklı tedavi yöntemi uygulandı. Tüm gruplardaki hayvanlardan tedaviye başlamadan önce, tedaviye başladıktan sonra 7., 14. ve 28. günde alınan kan örneklerinde plazma malondialdehit, vitamin E ve çinko değerleri ile eritrosit süperoksit dismutaz ve glutasyon peroksidaz aktiviteleri belirlendi. Tedaviye başlamadan önce hastalıklı hayvanların ayak temizliği yapıldı, uzayan tırnaklar kesildi ve lezyonlar açığa çıkarıldı. İlaç uygulamaları yapıldıktan sonra hastalıklı hayvanlar ayak banyosuna alındı. Ayak banyosu uygulaması günde 5 dakika olmak üzere 1 hafta süreyle hastalıklı olan tüm hayvanlara uygulandı. Tedaviye başladıktan sonraki 7., 14. ve 28. günde kontrolleri yapıldı. Tedavi sonrası 7. gün kontrollerinde hayvanların ayaklarında lezyonların hızla iyileştiği ve topallığın şiddetinin azaldığı dikkati çekti. On dört gün sonra yapılan kontrollerinde lezyonların iyileştiği ve topallıkların ortadan kalktığı, bazı hayvanlarda lezyonların hafiflediği fakat tam iyileşmenin olmadığı görüldü. Sadece çinko sülfat ayak banyosu uygulanan gruptaki hayvanlarda iyileşmenin diğer gruptaki hayvanlara göre yetersiz olduğu belirlendi. Yirmi sekiz gün sonra yapılan kontrollerde tedavinin başarılı olduğu gözlemlendi. Tedaviye alınan hayvanların iyileşmesine bağlı olarak plazma MDA düzeyinde belirgin bir azalma, eritrosit GPx aktivitesinde ise artışın olduğu görüldü. Süperoksit dismutaz aktivitelerinde istatistiksel olarak önemli olmayan (p>0,05) sayısal azalışların olduğu tespit edildi. Vitamin E uygulaması yapılan gruplardaki hayvanlarda plazma vitamin E düzeyinde artış (p0,05). Çinko sülfat ayak banyosu uygulamasının plazma çinko değeri üzerine etkisiz olduğu belirlendi (p>0,05). Sonuç olarak, bu çalışma ile tek başına çinko sülfat ayak banyosu uygulamasının tedavide yetersiz olduğu tespit edildi. Uygulanan diğer tedavi yöntemleri arasında önemli farklılığın olmadığı fakat parenteral spiramisin ve vitamin E uygulamasıyla birlikte çinko sülfat ayak banyosu uygulamasının tedavide daha etkili olduğu belirlendi.
Bu çalışmada, Ankara keçilerinde propofol ile anestezi indüksiyonundan sonra uygulanan sevofluran ve izofluranın anestezik, kardiyovasküler ve kardiyopulmoner etkileri karşılaştırılarak, çalışmadan elde edilen sonuçların veteriner anesteziyoloji bilimine ve veteriner hekimliği pratiğine katkı sağlaması amaçlanmıştır. Çalışma materyalini oluşturan 7 adet Ankara keçisinin anamnez, fiziksel muayene ve tam kan analizi sonrasında sağlıklı olduğu belirlendi ve keçiler 15 gün arayla her iki çalışma grubunda da kullanıldı. İki grupta da anestezi indüksiyonu propofol ile sağlandıktan sonra, anestezi ilk grupta izofluran, diğer grupta sevofluranla sürdürüldü. Anestezi indüksiyonundan 18 saat öncesinde yemleri ve 2 saat öncesinden de suları hayvanların önünden alındı. Arteria auricularis medianus, sistolik, diastolik ve ortalama tansiyon ölçümleri için kateterize edildi. Hayvanlarda anestezi indüksiyonu için 4 mg/kg dozda propofol intravenöz olarak uygulandı. Entübasyon için yeterli derinlikte anestezi oluşmadığı tespit edilince ek doz yapıldı. Yeterli derinlikte anestezi sağlandıktan sonra oro-trakeal entübasyon yapılarak hayvanlara spontan ventilasyon ile çalışma grubuna göre ve anestezik madde olarak, ilk gruba izofluran (% 1-3), 2. gruba da sevofluran (% 2-4), 3 lt/dk olacak şekilde % 100 oksijen anestezik karışımı verildi. Bu arada belirli aralıklarla arterden alınan kandan kan gazı değerlerine bakıldı. Anestezi derinliği interdigital aralığın ve kuyruk ucunun Kocher forsepsi ile sıkıştırılmasıyla belirlendi. Yeterli derinlikte anestezi sağlandıktan sonra anestezi 1 saat süreyle aynı düzeyde sürdürüldü. Dört bacağa yerleştirilen elektrotlar ile elektrokardiyografik monitörizasyon yapıldı. Anestezi sırasında periferik kan oksijen saturasyonu, beden ısısı, inspirasyon ve ekspirasyon sırasındaki oksijen ve karbondioksit basınçlarına bakıldı. A. Auricularis medianus’a takılan kateterden invaziv kan basıncı ölçümleri yapıldı. İnhalasyon anestezisine son verildikten sonra hayvanların uyanma zamanı, yutkunma refleksinin gelme süresi, kafayı kaldırma süresi, sternum pozisyonu alma zamanı ve ayağa kalkma zamanı kaydedildi. Elde edilen veriler SPSS for windows 15.0 istatistik paket programı kullanılarak değerlendirildi. Ankara keçilerinde propofol ile yeterli derinlikte anestezi indüksiyonu için (ortalama±standart sapma) 6.5±1.4 mg/kg dozda propofol gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışmada arteriyel kan gazı değerleri açısından her iki anestezi grubu arasında önemli bir fark tespit edilmemiştir. Sevofluran grubunda kalp atım sayısının izofluran grubuna göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Anestezi indüksiyon sonrası ve volatil anestezinin 15. dakika ölçümlerine kadar olan zaman dilimi içerisinde kalp atım sayısındaki değişiklikler her iki anestezi grubu için istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sevofluranın izoflurana göre kan basıncı değerlerini daha az etkilediği sonucuna varılmıştır. Periferik oksijen saturasyonu ve end-tidal karbondioksit değerlerinin karşılaştırılmasında her iki anestezi grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Solunum sayısının sevofluran grubunda diğer gruba göre grafiksel olarak daha düşük seyrettiği gözlenmiştir. Ancak oluşan bu farkın istatistiksel bir önem arz etmediği belirlenmiştir. Nitekim anestezi gruplarının her ikisinde de hiperkapni gözlenmemiştir. Her iki anestezi grubu için vücut ısısı ile ilgili bulgular değerlendirildiğinde izofluran grubunda başlangıç değerlerine göre volatil anestezinin 5. 10. 30. ve 60. dakikalarında sevofluran grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı ancak klinik olarak çok anlamlı olmayan düşüş olduğu belirlenmiştir. Sevofluran anestezisinden uyanmanın, izofluran anestezisine göre daha kısa sürede olduğu görülmüştür. Ayağa kalkma zamanı ise sevofluran grubunda izofluran grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde daha hızlı olmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma ile Ankara keçilerinde propofol-sevofluran anestezisinin propofol-izofluran anestezisine göre kardiyovasküler sistemi daha az baskıladığı, aynı zamanda propofol-sevofluran anestezisinden uyanma ve ayağa kalkma süresinin daha kısa olduğu ortaya konularak rutin anestezi uygulamalarında rahatlıkla uygulanabileceği ortaya konulmuştur.


Yorum yaz