
-
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. ERMAN COŞKUN
Üniversite: Sakarya Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Yapısal Eşitlik Modeli (TR)
2. Planlama (TR)
3. Kurumsal kaynak planlaması (TR)
4. Kritik başarı faktörleri (TR)
5. Kaynak (TR)
6. Zarar görebilirlik endeksi (TR)
7. Afetler (TR)
8. Afet yönetimi (TR)
9. Afet hazırlığı (TR)
10. Zarar görebilirlik (TR)
11. Yapay zeka (TR)
12. Yapay sinir ağları (TR)
13. Doğal afetler (TR)
14. Afetler (TR)
15. Afet yönetimi (TR)
16. İnternet (TR)
17. Yazılım (TR)
18. Yapısal Eşitlik Modeli (TR)
19. Uzaktan eğitim (TR)
20. Teknolojinin Kabulü Modeli (TR)
21. Sosyal (TR)
22. İşletmeler (TR)
23. Pazarlama yönetimi (TR)
24. Pazarlama sistemi (TR)
25. Pazarlama programları (TR)
26. Pazarlama (TR)
27. Bilişim s (TR)
28. Succes evaluation (EN)
29. Success assesment (EN)
30. Information systems (EN)
31. Resource planning (EN)
32. Critical success (EN)
33. Disaster preparation (EN)
34. Disaster management (EN)
35. Disasters (EN)
36. Vulnerability index (EN)
37. Disaster management (EN)
38. Disasters (EN)
39. Natural disasters (EN)
40. Artificial neural networks (EN)
41. Artificial intel (EN)
42. Education (EN)
43. Education services (EN)
44. Social networks (EN)
45. Social media (EN)
46. Technology Acceptance Model (EN)
47. Dis (EN)
48. Information usage (EN)
49. Information systems (EN)
50. Information management system (EN)
51. Computer assisted informa (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Kurumsal kaynak planlama sistemleri için genişletilmiş bilişim sistemleri başarı modeli önerisi
Bilişim Sistemlerine geçiş, organizasyonların uçtan uca dönüşümünü gerektiren yüksek maliyetli ve riskli dijitalleşme hareketleridir. Bu süreçte, beklentilerin çok altında performans, uzayan proje süreleri, yükselen maliyetler ve hatta projenin sonlandırıldığı örnekler görülmektedir. Organizasyonların, bilişim sistemlerini değerlendirme çabalarına destek olacak geniş bakış açılı ve kapsamlı ölçüm çerçevelerine gereksinimleri vardır. Çalışmanın amacı, Bilişim Sistemleri etkililiği modellerinden biri olan Bilişim Sistemleri Başarı Modelinin Türkiye örneğinde incelenmesi ve uyarlanması, Bilişim Sistemlerinin başarısında etkilerinin saptandığı Bilişim Sistemlerinin organizasyonu, insan (ekip) ve süreçlerle ilgili faktörlerin modele eklenmesidir. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın araştırma sorusu ve hipotezleri geliştirilmiş ve araştırılmak üzere önerilen model tasarlanmıştır. Modelin ve modelde önerilen değişkenlerin ölçülebilmesi amacıyla öncelikle gerekli veri anket yöntemiyle toplanmıştır. Çalışmanın amaçları ve hipotezlerine uygun olarak, nedensel araştırma yöntemi benimsenmiş ve modelde yer alan değişkenler ile aralarındaki ilişkilerin birincil veriler kullanılarak ölçümü hedeflenmiştir. Anket formunda yer alan ifadelerin, değişkenleri ölçme gücünün, elde edilen veriler aracılığı ile açıklanabilmesi için, verilere Doğrulayıcı Faktör Analizi uygulanmıştır. Genel olarak modelin Bilişim Sistemlerinin Organizasyon, İnsan (Ekip) ve Süreçlerle ilgili önerilen değişkenler için çalışıp çalışmadığını kontrol etmek amacıyla Yapısal Eşitlik Modeli kullanılarak analizler yapılmıştır. Sonuç olarak, Bilişim Sistemleri Başarı Modeli için önerilen Bilişim Sistemlerinin Organizasyonu, İnsan (Ekip) ve Süreçlerle ilgili faktörlerin, Bilişim Sistemlerinin Bireysel ve Organizasyonel Etkilerinden oluşan Net Faydaları olumlu ve anlamlı bir şekilde etkilediği yönünde kanaat oluşmuştur. Organizasyon Kalitesi, Süreç Kalitesi ve İnsan Kalitesinin kullanım üzerinde anlamlı etkisi bulunamamıştır. Sistem Kalitesinin kullanım ve memnuniyet üzerinde etkisi doğrulanırken, Bilişim Kalitesinin Kullanım üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Genel olarak önerilen modelin uyum değerleri anlamlı bulunmuş ancak önerilen tüm ilişkiler anlamlı çıkmamıştır. Bu nedenle önerilen modelin daha detaylı çalışmalarda geliştirilmesi önerilmiştir.
Dünyada afetlerin oluş sıklığında meydana gelen artış, nüfusun tehlikeli bölgelerde toplanması, yanlış yapılaşma ve şehirleşme, gelir dağılımındaki dengesizlikler, sosyal yapıdaki farklılıklar ve diğer başka unsurlarla birleşince, afetlerin neden olduğu kayıplar da artmaktadır. Ancak benzer afetlerin neden olduğu zararlar bölgeden bölgeye değişmektedir. Özellikle dikkat çeken, yaşanan kayıpların az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere kıyasla daha fazla olduğudur. Hem kayıp potansiyelindeki artış, hem de afetlerin verdiği zararın ülkeden ülkeye hatta bazen şehirden şehre değişkenlik göstermesi, afetlerle ilgili çalışmalarda zarar ve zarar görebilirlik azaltma konularına daha detaylı odaklanılması ihtiyacını doğurmuştur. Yaşanan kayıpların kronikleşmiş doğasının incelenmesi, sadece fiziksel olarak zarar görebilirlik önlemlerinin alınması ile kayıp potansiyelinin istenen düzeyde giderilemeyeceğinin veya azaltılamayacağının anlaşılması, zarar görebilirliğin başka nedenlerinin de olabileceğinin dikkate alınması, özellikle sosyal ve ekonomik zarar görebilirliğin üzerinde hassasiyetle durulması gerekmektedir. Bu çalışmanın temel amacı; bilimsel çalışmalarda ve uygulamada daima ön planda olan depremler için, fiziki zarar görebilirlik dışında, başka zarar görebilirliklerin de olduğunu ve bunların da detaylı çalışılması gerektiğinin vurgulanması ve bunlardan özellikle sosyal ve ekonomik zarar görebilirliğin incelenmesidir. Bu amaçla bu çalışmada, zarar görebilirliğin iki önemli bileşeni olan sosyal ve ekonomik zarar görebilirliği iller bazında ölçmek için bir endeks geliştirilmiştir. Detaylı bir literatür taraması sonucu, sosyal ve ekonomik zarar görebilirliği etkileyen faktörler belirlenmiş, bunlardan Türkiye’nin yapısına uygun olanlar seçilmiş ve bu göstergeler için zarar görebilirlik alanındaki uzmanlardan değerlendirmeler, gösterge ağırlıkları olarak alınmıştır. Çalışmanın verileri başta TÜİK olmak üzere çeşitli kuruluş ve kurumlardan sağlanmış ve daha sonra bu veriler ve uzmanların belirledikleri ağırlıklar kullanılarak sosyal ve ekonomik zarar görebilirlik endeks değerleri, Türkiye’deki tüm iller için hesaplanmıştır. Çıkan sonuçlar incelendiğinde, sosyal ve ekonomik zarar görebilirliğin büyük oranda, gelişmemişlik ya da az gelişmişlik sorunu olduğu ve ekonomik ve sosyal alanlarda az gelişmiş bazı bölgelerin deprem yaşaması halinde, meydana gelebilecek kayıpların daha fazla olabileceği ortaya çıkmıştır. Bunun ötesinde, sahip olunan kısıtlı kaynakların, bu bölgelerde afetten sonra iyileşme sürecini de olumsuz etkilemesi ve normal hale dönüş sürecinin de uzaması ve toplumsal çöküntü yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Bu çalışma bu konulara dikkat çekmektedir. Çalışmanın sonuçlarının karar vericilere alınması gereken tedbirler ve kıt kaynakların bölgeler ve iller arasında dağıtımı kararlarının daha bilimsel veri ve ilkelerle alınmasına yardımcı olması umulmaktadır.
Yapay sinir ağları ile afet yönetiminde sosyal zarar görebilirlik riskinin belirlenmesi
Son yıllarda insan düşünüş ve yargısını bilgisayarlar aracılığı ile gerçekleştirmeyi hedefleyen Yapay Zeka konusu önem kazanmış ve teknoloji ve yazılım alanındaki gelişmeler ile Yapay Zeka’nın farklı alanlarda uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Bu tezin amacı Yapay Zeka teknikleri olan Yapay Sinir Ağları ve Bulanık Mantık’ın detaylı incelenmesi ve depremden sosyal zarar görebilirliğin tahmininde bu tekniklerin yardımcı olabileceğinin gösterilmesidir. Ülkemizde sıkça rastlanan doğal afet türlerinden biri olan depremin meydana getirebileceği zararlar fiziksel, ekonomik ve sosyal olmak üzere üç kategoride incelenmektedir. Fiziksel zarar görebilirlik literatürde detaylı olarak çalışılmıştır. Ancak özellikle sosyal zarar görebilirlik ülkemizde çok fazla çalışmanın yapılmadığı bir alandır. Hızlı nüfus artışı, iç ve dış göçler, bilgi ve eğitim eksikliği gibi faktörler sosyal zarar görebilirlik kavramını oluştururken bu faktörlerin iyileştirilememesi zaman içerisinde doğal afetin etkilerinin artmasına neden olmaktadır. Fiziksel zarar görebilirliğin yanı sıra sosyal zarar görebilirliğinde çalışılması gerekmektedir ki yaşanan afetlerin yarattığı kayıpların minimum düzeye indirilmesi mümkün olabilsin. Tezde bu temele dayanılarak Yapay Zeka tekniklerinden Yapay Sinir Ağları kullanılarak sosyal faktörlere göre Türkiye’deki iller sınıflara ayrılmıştır. Oluşturulan sınıflarla sosyal faktörler arasında Yapay Sinir Ağları ile ilişki kurulabildiğinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada öncelikle Yapay Sinir Ağları kapsamlı bir literatür taraması yapılarak anlatılmış, sonrasında SPSS Clementine programı kullanılarak kümeleme analiziyle illerin sosyal sınıfları belirlenmiştir. Daha sonra ise MATLAB programının Yapay Sinir Ağı modülü kullanılarak analizler tamamlanmıştır. Analiz sürecinde kullanılan 81 ile ait tablolar Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan ikincil veriler doğrultusunda hazırlanmıştır. Çalışma sonunda ise Yapay Sinir Ağları kullanılarak sosyal faktörlerle, oluşturulan sosyal sınıfların ilişkilendirilebildiği yapılan analiz ve testlerin sonuçlarıyla desteklenmiştir.
İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve günlük yaşama yansımaları interneti insanoğlunun en önemli ihtiyaçlarından biri haline getirmiştir. Birbirinden farklı birçok hizmet seçeneği sunan internet teknolojilerinin günümüzdeki en yaygın kullanımlarından biri sosyal yazılım araçları aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Sosyal yazılımların özellikle genç nesiller arasındaki popülaritesi, son yıllarda bu teknolojilerin eğitsel amaçlı kullanılabilirliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu çalışma, uzaktan eğitim öğrencilerinin beklenti ve endişelerinden hareketle geliştirilen ve test edilen karma bir teknoloji kabul modeli ile bu soruya cevap aramaktadır. Uzaktan eğitim öğrencilerinin sosyal yazılımları kullanma niyetlerini incelemek için, bu teknolojiler ile ilgili endişe ve beklentileri literatürdeki mevcut teknoloji kabul modelleri ile entegre edilerek bir model önerisinde bulunulmuştur. Ölçüm modelinin geçerlilik ve güvenilirliğini test etmek adına keşfedici ve onaylayıcı faktör analizleri uygulanmıştır. Ayrıca önerilen modelin yapısal geçerliliğinin test edilmesi için yapısal eşitlik modellemesi tekniği kullanılmıştır. Önerilen model kullanma niyetinin %48’ini açıklamaktadır (R2=,48) ki bu durum; sosyal yazılımlar hakkındaki beklentilerin (etkileşim ve teknoloji katkısı) ve endişelerin (algılanan öğrenci bariyeri, algılanan öğretmen bariyeri ve yoğun teknoloji) algılanan fayda ve algılanan kullanım kolaylığı aracılığı ile uzaktan eğitim öğrencilerinin kullanma niyetleri üzerinde güçlü ve istatistiksel olarak anlamlı etkisi olduğunu belirtir.
Türk işletmelerinde pazarlama bilişim sistemleri kullanımı üzerine bir araştırma
Siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik değişiklikler, değişimin giderek hızlı gerçekleştiği ekonomi toplumunda, strateji ve taktiklerini toplumun temellerinden türeten pazarlama alanında da paralel olarak radikal değişikliklere sebep olmuştur. Rekabet hareketlerinin arttığı, arz talep dengesinin üreticinin değil tüketicinin yanında yer aldığı ve müşteri sadakatinin düştüğü günümüz iş dünyasında, müşterinin istek ihtiyaç, talep ve değer algılarını analiz edebilmek, onları anlayabilmek ve onlarla ortak değerleri paylaşabilmek adına pazarlama bilgi sistemleri, işletmelerin elindeki en büyük güç olmuştur. Pazarlama bilgi sistemlerinin kullanım düzeyini inceleyecek olan bu tez, bilgi ve bilişim sisteminin pazar büyüklüğü ile orantılı olup olmadığını, işletmelerin demografik farklılıklarının pazarlama bilgi sistemlerinin kullanımını nasıl etkilediğini, işletme kültürü veya bakış açısının bu sistemler üzerindeki etkisini ve pazarlama bilgi sisteminin işletmelerin performansına etkisini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Bu çalışma, işletmelerin ve Türkiye pazarındaki köklü sermayelerin kullanmış oldukları bilgi sistemlerinin pazarlama ve satış hacmine olan etkisini, ülkemizdeki bilgi sistemleri kullanım düzeyini ve bilgi sistemlerinin hangi alanlarda, ne gibi şartlarla ilişkili olduğunu ortaya koyan Türkiye’deki ilk çalışma olma niteliğini taşıdığı için önemli ve gerekli görülmüştür. Bu temel amaç doğrultusunda literatür taraması yoluyla bir teorik çerçeve oluşturulmuş ve işletmelerde pazarlama, yönetim bilişim sistemleri ve pazarlama bilgi sistemleri alanından yapılan çalışmalar araştırılmıştır. Oluşturulan teorik çerçeve ile ilişkilendirilmek üzere özellikle büyük ve köklü işletmeler başta olmak üzere, çeşitli büyüklüklerdeki işletmeler üzerinde ampirik bir araştırma yapılmıştır. Bu çalışmada, işletmelerin ve kullanıcıların demografik yapıları ele alınmış, çalışan özelliklerinin pazarlama bilgi düzeyine etkisi, işletme yapısının pazarlama bilgi sistemi kullanımı üzerine etkisi, işletme odaklılığının PBS kullanımı üzerine etkisi, PBS’nin işletmelerce kullanıldığı alanlar ve sistemlerin etkinlikleri incelenmiştir. Tezin ilk bölümünde temel pazarlama bilgileri verilmiştir. İkinci bölümde ise PBS’nin ne olduğu ve pazarlama ile olan ilişkisi üzerinde durulmuştur. Üçüncü ve son aşamada ise araştırma hakkında açıklamalar yapılmış ve analiz sonuçları ele paylaşılmıştır. Çalışma neticesinde işletmelerin gerek iç ve dış çevre ile iletişimini, gerekse işletmelerin entegrasyon’unu sağlayabilmek adına PBS’nin pazarlama yöneticilerine ışık tutarak satış ve pazarlama stratejilerinin doğru bir şekilde belirlenerek gerçekleştirilmesinde hayati bir rol oynadığı ortaya çıkmaktadır. Araştırma bulguları; işletmelerdeki çalışan sayısı, sermaye büyüklüğü veya yabancı sermayeli işletme olma durumu ile PBS kullanımı arasında doğrusal bir ilişki durumunun söz konusu olduğunu göstermektedir. İşletme çalışanlarının edindikleri bilgiler veya PBS hakkında sahip oldukları farkındalık durumu iş yaşamında elde ettikleri tecrübe ile paralellik göstermektedir. PBS sadece işletmelerin toplamış oldukları bilginin depolanmasını değil aynı zamanda organizasyonlardaki iş yapış şeklini ve karar sürecinide etkileyen önemli bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak pazarlama alanında 4P olarak bilinen pazarlamanın temel yapıtaşı olan pazarlama karmasının oluşturulması, düzenlenmesi ve dengelenebilmesi için PBS kullanımı anahtar bir rol üstlenmektedir.
Trafik kaza analizleri için web tabanlı bir karar destek sistemi geliştirilmesi:Sakarya ili örneği Developing a web based decision support system for analyzing traffic accidents: sample of Sakarya city
Tüm Dünya?da olduğu gibi ülkemizde de trafiğe çıkan taşıt sayısı her geçen gün artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin aksine, ülkemizde karayollarına çıkan taşıt sayısının artışına paralel olarak trafik kazaları da çoğalmaktadır. Ayrıca ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının büyük bir çoğunluğunun karayolu aracılığıyla yapılması nedeniyle de trafik kazaları çeşitli kayıplarla sonuçlanmaktadır. Bu noktada kazaların gerçek sebeplerinin tespiti, can ve mal kayıplarının azaltılması için detaylı kaza analizinin önemi ortaya çıkmaktadır. Eğer entegre bir sistem karar vericilere sunulursa kaza analizleri detaylı yapılabilir ve kazaların gerçek nedenleri doğru tespit edilerek önleyici tedbirler ve uygulamalar daha etkin gerçekleştirilebilir. Bu hedefle yola çıkan bu çalışma, Sakarya ili Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü çalışanları ile yapılan görüşmeler ve oradan sağlanan verilerle Sakarya ilindeki kazaları analiz edecek ve karar vericilerce kullanılabilecek web tabanlı interaktif veritabanı oluşturulmasını hedeflemektedir. Çalışmanın ihtiyaçları belirleme aşamasında farklı düzeylerde çalışan kurum personeli ile görüşmeler yapılmış ve elde edilen bilgiler doğrultusunda veritabanı mantıksal olarak dizayn edilerek birim ilişki diyagramı oluşturulmuştur. İmplementasyon aşamasında ise MySQL veritabanı yönetim sistemi kullanılmıştır. PHP yazılım dili ile hazırlanan web arayüzleri sayesinde, oluşturulan veritabanına veriler girilmiş ve raporlar alınarak kaza analizleri yapılabilecek seviyeye gelmiştir. Veritabanına Google Maps dijital haritası ile görsellik kazandırılmıştır.Web tabanlı interaktif trafik kazası veritabanı çalışması, trafik birimleri tarafından sürdürülen faaliyetler ve yapılacak değerlendirmelere esas teşkil eden kaza tespit tutanaklarındaki verilerin dijital ortamda görselleştirimini sağlayarak, karar vericilerin önleyici tedbir ve uygulamalar gerçekleştirmesine imkân sağlamaktadır. Böylelikle kaza verileri isteğe göre çok farklı kriterler kullanılarak analiz edilebilmekte ve görselleştirme ile daha kolay anlaşılabilmekte, dolayısıyla da kazaların gerçek sebeplerinin tespit edilmesi mümkün olarak kaza kayıplarının azaltılması için gerekli önlemlerin alınmasında etkili bir karar destek sistemi geliştirilmiş olmaktadır. Hazırlanan veritabanı ilerleyen aşamalarda veri madenciliği kullanımı için gerekli altyapıyı da oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Bilişim Sistemleri, Trafik Kazası, Veritabanı, Karar Destek Sistemi


Yorum yaz