
-
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. ERHAN BİRGİLİ
Üniversite: Sakarya Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. İMKB (TR)
2. Yatırımcılar (TR)
3. Yatırımcı davranışı (TR)
4. Hisse senetleri (TR)
5. Davranışsal finans (TR)
6. Davranış (TR)
7. Bireys (TR)
8. Sosyal harcamalar (TR)
9. Büyükşehir belediyeleri (TR)
10. İMKB (TR)
11. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (TR)
12. Vadeli işlem sözleşmeleri (TR)
13. Vadeli işlem piyasaları (TR)
14. Rass (TR)
15. İMKB (TR)
16. Teknik analiz (TR)
17. Hisse senetleri (TR)
18. Hareketli ortalamalar yöntemi (TR)
19. Fiyat hareketi (TR)
20. Alım-satım (TR)
21. İMKB (TR)
22. Doğrusal olmayan analiz (TR)
23. İşletmeler (TR)
24. İMKB (TR)
25. Yönetim (TR)
26. Piyasa değeri (TR)
27. Kurumsal yönetim endeksi (TR)
28. Kurumsal yönetim (TR)
29. Hisse se (TR)
30. Yoksulluk (TR)
31. Mikro finans (TR)
32. Finansman yöntemleri (TR)
33. Finansman (TR)
34. Teknik analiz (TR)
35. Bulanık mantık (TR)
36. Individual investors (EN)
37. Behaviour (EN)
38. Behavioral finance (EN)
39. Stocks (EN)
40. Investors behaviour (EN)
41. Investors (EN)
42. (EN)
43. Metroplitan municipalities (EN)
44. Social expenditurese (EN)
45. Foreign exchange (EN)
46. Currency market (EN)
47. Efficent market theory (EN)
48. Random walk model (EN)
49. Futures markets (EN)
50. Sale and purchase (EN)
51. Price movement (EN)
52. Moving a verages techniques (EN)
53. Stocks (EN)
54. Technical analysis (EN)
55. İs (EN)
56. Nonlinear analysis (EN)
57. İstanbul Stock Exchange (EN)
58. Stocks (EN)
59. Corporate governance (EN)
60. Corporate governance index (EN)
61. Market value (EN)
62. Management (EN)
63. İstanbul S (EN)
64. Financing (EN)
65. Financing methods (EN)
66. Microfinance (EN)
67. Poverty (EN)
68. Fuzzy logic (EN)
69. Technical analysis (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
İMKB’de işlem yapan bireysel yatırımcıların davranışsal finans açısından incelenmesi Analyzing the individual investors transacting in IMKB from the perspective of behavioral finance models
Bu araştırmanın temel amacı, ?İMKB’de işlem yapan bireysel yatırımcıların davranışlarını, davranışsal finansın üç modeli açısından değerlendirmektir?. Araştırmanın temel amacının yanı sıra konu bütünlüğü açısından çeşitli alt amaçlar oluşturulmuştur. Bu alt amaçlar; İMKB’de işlem yapan bireysel yatırımcıların finansal davranışlarını boyutlandırmak, demografik özellikler ile davranışsal finans modellerinde yer alan davranışlar arasındaki ilişkiyi incelemek ve farklılık testleri yapmak, uluslararası literatürde geçerliliği tartışılan davranışsal finansın üç modelini, yapısal eşitlik modellemesi ile Türkiye ölçeğinde test etmektir. Araştırmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler anket tekniği ile elde edilmiştir. Ankete katılan kişi sayısı 408 dir. Anket hisse senedi alım satımı yapan yatırımcıların en yoğun olduğu illerde uygulanmıştır. Verilerin analiz edilmesinde frekans ve yüzde hesaplamaları gibi betimleyici istatistiklerden, faktör analizleri, farklılık testleri ve yapısal eşitlik modellemesi (Doğrulayıcı Faktör Analizi) gibi kestirisel istatistiklerden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’deki hisse senedi alım satımı yapan bireysel yatırımcıların finansal davranışlarını oluşturan boyutlar literatürü destekler niteliktedir. Özellikle araştırmaya konu olan davranışsal finans modelleri konusunda bir değerlendirme yapılacak olursa üç modelin de iddia ettiği davranışların Türkiye’deki bireysel yatırımcılarda mevcut olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, yapılan farklılık testleri sonucunda bireysel yatırımcıların gelir düzeylerine ve karar verirken dikkate aldıkları faktörlere göre hisse senedi alım satım davranışlarının farklılaştığı fakat diğer faktörler açısından herhangi bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Yapısal eşitlik modellemesi sonuçları da, bireysel yatırımcıların, davranışlarını boyutlandırmada Barberis ve diğerlerinin, Daniel ve diğerlerinin, Hong ve Stein’ın geliştirmiş olduğu modellerin Türkiye ölçeğinde geçerli olduğunu ortaya koymaktadır.
Yerel yönetimlerin sosyal ve ekonomik harcamalarının dağılımı: Büyükşehirbelediyeleri uygulaması Distribution of social and economic expenditures of local governments:Metropolitan municipalities
Belediyeler, hizmetlerini yerine getirebilmek için harcama yapmak zorundadırlar. Harcamalarda büyük yatırımlar, sosyal ve diğer harcamalar bulunmaktadır. Ancak, temel ihtiyaçlarını temin etmede zorlanan bireyler açısından rekreasyon projeleri gibi ekonomik harcamalar doğrudan yarar sağlamamaktadır. Belediyelerin sosyal harcamalara, ekonomik harcamalar kadar pay ayırmadıkları düşünülmektedir. Temel ihtiyaçların temininin kolaylaştırılması amacıyla belediyelerin, sosyal ve ekonomik harcamaları arasında bir denge gözetmeleri ve sosyal harcamalara dikkatleri çekilmelidir.Araştırmanın kapsamına, 30 büyükşehir belediyesinin harcamaları dâhil edilmiştir. Araştırma kapsamındaki belediyeler, belediye nüfusunun (2012) % 91?ini, belediyelerin 2011 yılı harcamalarının % 85?ini kapsamaktadır. Belediye harcamalarının altında yatan olgunun, niteliksel yapıdan (iradeden) mı yoksa niceliksel yapıdan mı etkilendiğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Niceliksel yapı, belediye harcamalarının aritmetik dağılımı içinde harcama gruplarının aldığı dağılımı ve öncelikleri; niteliksel yapı (irade) ise belediye harcamalarının içindeki aritmetik dağılımdan farklı olarak faktör analizinde ortaya çıkan faktörlere göre harcama gruplarının aldığı dağılımı ve öncelikleri ifade etmektedir.Araştırma verileri, bütçe, kesin hesap ve faaliyet raporları gibi yazılı kaynaklardan derlenmiştir. Verilere, ekonomik sınıflandırma cetvellerine göre harcamalar dâhil edilmiştir. Araştırmanın yapıldığı yılın mali işlemlerinin devam etmesi ve 2012 yılı giderlerinin kesinleşmemesi nedeniyle 2011 yılı verileri dikkate alınmıştır. Toplanan veriler üzerinde, SPSS yardımıyla frekans, yüzde dağılımı ve faktör analizi yöntemleri kullanılmıştır. Frekans analiziyle belediyelerin bazı özellikleri incelenmiştir. Yüzde dağılımında, ekonomik harcamalar birinci, diğer harcamalar ikinci ve sosyal harcamalar üçüncü sırada çıkmıştır. Faktör analizinde, birinci faktörde sosyal harcamalar, ikinci faktörde ekonomik harcamalar çıkmıştır.Analizler sonucunda, sosyal harcamalar grubu toplam harcamalar içerisinde en az ağırlığa sahip olmasına rağmen, faktör analizi sonuçlarına göre birinci faktörde yer aldığı için belediye harcamalarında niteliksel olarak sosyal harcamaların ağırlık taşıdığı kanısına varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Büyükşehir Belediyeleri, Ekonomik Harcama, Sosyal Harcama, Sosyal Bütçe, Faktör Analizi
Türev piyasaların etkinliğinin testi: İMKB30-100 ve döviz piyasası
Finans dünyası içerisinde yer alan temel teorilerden biri olan Etkin Piyasa Teorisi, piyasaya ulaşan bilgilerin, menkul kıymet fiyatlarına anında tam ve doğru olarak yansıdığı varsayımı üzerine dayandırılan bir teoridir. Etkin Piyasa Teorisine göre, etkin olan bir piyasada hiçbir yatırımcı Finansal varlıklara ait genel ve özel bilgileri kullanarak, piyasa getirisinin üzerinde bir getiri elde edemez. Bu teoriye göre etkin piyasalar üç gruba ayrılmaktadır. Finansal varlıkların geçmişine ilişkin tüm bilginin fiyatlara yansımış olduğu ?Zayıf formda etkin piyasalar?, finansal varlıklarla ilgili yalnızca geçmişteki bilgiler değil, aynı zamanda kamuya açıklanmış mevcut tüm bilgilerin finansal varlık fiyatlarına yansımış olduğu ?Yarı güçlü formda etkin piyasalar?, Finansal varlık fiyatlarına, kamuya açıklanmış veya açıklanmamış özel tüm bilgilerin yansıdığı ?Güçlü formda etkin piyasalar?. Dünyada ve Türkiye’de yapılmış olan piyasa etkinliği çalışmalarına ek olarak bu çalışmada, Türkiye’deki Vadeli işlem piyasalarının zayıf formda etkin olup olmadığı araştırılmıştır. Bu amaçla İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda işlem gören İMKB 30, İMKB100, DOLAR ve EURO future sözleşmeleri analiz edilmiştir. Çalışmada Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsa’sının açılışından itibaren beş yıllık bir zaman dilimine ait 1142 günlük future sözleşme kapanış fiyatları kullanılmıştır. Araştırmada Zayıf formda etkinliği test etmek için, Birim kök testi, otokorelasyon testi, Run analizi ve normallik testleri kullanılmıştır. Otokorelasyon testleri sonucunda, ardışık fiyat serileri arasında anlamlı korelasyon katsayıları bulunmuştur. Run testleri sonucunda fiyat serilerinde rassal yürüyüşün geçerli olmadığı ortaya konmuştur. Yapılan normallik testlerinde de fiyat serilerinin normal dağılıma uymadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca satın alma gücü paritesinden uyarlama yapılarak kurulan modele göre de piyasa etkinliği araştırılmış ve piyasa etkin bulunmamıştır. Buradan hareketle, yatırımcıların geçmiş fiyat bilgilerini kullanarak piyasa getirisinin üstünde getiri elde edebilecekleri ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasında Fiyatların rassal oluşmadığı, tarihsel verilerin kullanılarak tahmin yapılabileceği mümkün olduğundan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasının Zayıf Formda Etkin olmadığı ortaya konmuştur.
Hareketli ortalamalar yöntemine göre oluşan al/sat sinyal getirilerinin İMKB’ de değerlendirilmesi
Teknik Analiz, en temel anlamıyla herhangi bir yatırım aracının geçmişteki fiyat hareketlerine göre gelecekte olabilecek fiyat değişimlerini tahmin etme sanatı şeklinde tanımlayabiliriz. Teknik Analiz sadece fiyatlarla ilgilenir. Hisse senedini etkileyen diğer faktörlerle uğraşmaz. Ancak bu faktörler sonuçta fiyat değişimine yansıyacağı için dolaylı olarak fiyatların içine girmiş olmaktadır. Bu çalışmada Teknik Analizin birçok indikatörlerin temelini teşkil eden Hareketli Ortalamalar Yöntemini kullanılmak suretiyle İMKB’ de bir araştırma yapılmıştır. Çalışmada kısa vadeli Hareketli Ortalama ile uzun vadeli hareketli ortalamanın birbirini kesmesi ile ortaya çıkan ?AL? ve ?SAT? sinyallerinden oluşan getiriler incelenmeye çalışılmıştır. Hisse senedi getirileri, çeşitli yöntemlerle elde edilen sinyallere göre yatırım yapma son zamanlarda oldukça sık kullanılmaya başlanmış, hatta bu sinyallere göre otomatik emir verme işlemleri uzun zamandan beri yurt dışı piyasalarda kullanılmaktadır. Türkiye’ de hukuki alt yapısı henüz tam oluşturulmayan ancak ileride uygulanması kaçınılmaz olan algoritmik modellere göre oluşturulan otomatik emirler önümüzdeki yılların temelini teşkil edeceği değerlendirilmektedir.
İMKB’de doğrusal olmayan yapıların analizi
Menkul kıymet piyasalarına olan ilginin dünya ülkeleri üzerinde giderek yaygınlaşması bu piyasalarla ilgili yapılan çalışmaların artmasına neden olmuştur. Özellikle hisse senetleri piyasasında bulunan yatırımcılar öteden beri hisse senetlerinin fiyat hareketlerini tahmin ederek normalüstü getiri elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Temel menkul kıymet yatırım araçlarının en başında gelen hisse senetlerinin, analiz edilmesi, fiyatının ve değerinin tahmin edilmesi amacıyla bilimsel olan ve olmayan çeşitli yöntemler ortaya atılmıştır. Bu çalışmada hisse senedi analizlerinde kullanılan bu yöntemlerin en temel üç tanesini, Temel Analiz, Teknik Analiz ve Rassal Yürüyüş-Etkin Piyasa Modeli olarak üç başlık altında incelenmektedir. Finans dünyasında, hisse senetlerinin hareketini açıklamak amacıyla ortaya atılan Rassal Yürüyüş Teorisi en çok rağbet gören yaklaşımların başında gelmektedir. Piyasaları zayıf formda etkin, yarı kuvvetli formda etkin ve kuvvetli formda etkin olarak üçe ayıran Rassal Yürüyüş Teorisi ve sonrasında bu teoriyi temel alan veya almayan birçok teori, hisse senedi davranışlarının doğrusal bir yapıda hareket ettiğini varsayarak bu davranışları açıklamada çeşitli doğrusal modellemeler geliştirmiştir. Oysa hisse senetlerinin hareketleri iyi analiz edildiğinde doğrusal-dışı davranışların varlığı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada İMKB 100 endeksi özelinde, hisse senedi fiyat hareketlerinde doğrusal olmayan yapıların varlığı analiz edilerek tespit edilmiş ve bu bağlamda piyasasın rassal hareket etmediği diğer bir deyişle zayıf formda etkin olmadığı da ortaya konmuştur. Aynı zamanda ilerde konunun geliştirilmesi amacıyla yapılabilecek çalışmalara da yön gösterilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak; hisse senetlerinin gelecekteki hareketlerinin açıklanmasında doğrusal olmayan yapıları ve davranışları kapsayan modellemelerin geliştirilerek kullanılması gerektiği ileri sürülmüştür.
Kurumsal yönetim uygulamalarının ve kurumsal yönetim endeksine tabi olmanın, işletmelerin piyasa değeri üzerindeki etkisinin incelendiği bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Türkiye, son zamanlardaki küresel ekonomik gelişmelerle birlikte yabancı yatırımcıların ilgisini arttırmış ve ülkeye yabancı sermayenin girişini hızlandırmıştır. Bu gelişmeler göz önünde bulundurularak, bu tezin amacı, Türkiye’de faaliyet gösteren kurumsal yönetim endeksine girebilmiş şirketlerin, piyasa değerinin nasıl etkilendiğin ölçülmesidir. Literatürde kurumsal yönetim ile şirketin piyasa performansı ilişkisinin ölçülmesi konusunda çeşitli tartışmalar olsa da, şirketin piyasa performansını etkileyen kurumsal yönetim uygulamalarının ülkelere göre değişiklik gösterdiği düşünülmektedir. Bu tartışmaları daha ileriye götürebilmek amacıyla hazırlanmış bu tezin uygulama bölümü, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Kurumsal Yönetim Endeksine tabi olabilmiş şirketlerin piyasa değerini, İMKB endeksine göre ölçümlemektir. Bu ölçümlerden ortaya çıkan sonuçlarla bu uygulama, hem işletmelerin bireysel analizini kapsayıp hem de bu işletmelerin inceleme yapılan dönem itibariyle İMKB’nin piyasa değeri ve likidite oranına göre yer aldıkları büyük şirket grupları olan İMKB 30, İMKB 50 ve İMKB 100 endekslerine göre sınıflandırılmış, grupsal analizleri kapsamaktadır. Bu tezin sonucunda, İMKB Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alan şirketlerin bireysel olarak piyasa değeri İMKB endeksine göre daha çok artmıştır sonucu tam olarak çıkmamaktadır. Uygulamadaki, piyasa değeri ve likidite oranına göre gruplandırmalarda da sadece İMKB 30 endeksindeki işletmelerin İMKB ortalamasına göre daha iyi getiri oranı sergiledikleri gözlemlenmiştir. Diğer gruplandırmaların daha iyi getiri oranı sergiledikleri söylenemese de, İMKB ortalamasından daha iyi performans sergileyen işletmeler de bulunmaktadır. Kurumsal yönetim alanında, Türkiye’de gereken olgunlaşma süresinin tamamlanmadığı düşünülürse, bu araştırmanın sonucunun böyle çıkması beklenebilir. İMKB 30 Endeksi dışındaki grupların tam olarak iyi performans sergileyememesinin nedeni de bu olgunlaşma sürecinin tamamlanmamış olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Yoksulluğu azaltmaya yönelik finansman stratejisi olarak mikrofinans
Bu çalışmada ?Yoksulluğu Azaltmaya Yönelik Finansman Stratejisi Olarak Mikrofinans? başlığı altında, bir finansman türü olarak mikrofinans sistemi üzerine ileri sürülen görüşleri ve yapılan uygulamaları ortaya koymak, bilimsel açıdan yorumlamak, değerlendirmek hem de mikrokredi ile başlatılan uygulamanın diğer gelişmekte olan ülkelerde aynı başarıyı elde edememesinin sebebi araştırılmaya çalışılmıştır. Bilimsel çalışma ve yazma yöntemleri çerçevesinde ele alınmış olan çalışmada, daha önce yayınlanmış literatürler taranmış ve teori ile pratiğin karşılaştırılması amacıyla mikrofinans kurumlarına yönelik anket soruları hazırlanarak bilgi toplanmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, Yoksulluk Olgusu ve Bir Finansman Türü Olarak Mikrofinans, Mikrofinans Uygulamaları ve Karşılaşılan Sorunlar, Mikrofinans Uygulamalarında Risk Yönetimi ve Stratejiler, Araştırma Yöntemi ve Araştırma Bulguları olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.
Bulanık mantık yaklaşımıyla teknik analiz yönteminin uygulanması: İMKB 30 örneği Practice of technical analysis with fuzzy logic approach: The case of ISE 30
Bulanık mantık yaklaşımı, yapay zeka çalışmalarının bir alt dalı olarak incelenmektedir. Aristoteles’in iki değerli mantık önermesine karşı, çok değerli mantık çalışmalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. İlk olarak buhar makinesi denetleme sisteminde kullanılan bulanık mantık yaklaşımının günümüzde çok geniş sahada uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Teknik analiz yöntemi ise geçmiş fiyat hareketlerinin gelecekte de devam edeceği varsayımına dayanarak normalin üzerinde getiri elde etme iddiasında bulunur. Bu yöntemin kullandığı farklı araçlar, fiyatların gelecekteki yönü hususunda yatırımcısına ipuçları verir. Bu ipuçlarını değerlendiren yatırımcı, gelecekteki muhtemel fiyat hareketlerine göre pozisyon alarak normalin üzerinde getiri elde etmeyi amaçlar. Bu çalışmanın amacı, bulanık mantık yaklaşımı ile teknik analiz yönteminin birlikte kullanılacağı bir modelin geliştirilmesidir. Oluşturulan simülasyonda, sistemin hisse senetlerini al – sat yapması suretiyle normalin üzerinde getiri elde edip edemeyeceği test edilmiştir. Bu amaçla İMKB 30 endeksinden belli kısıtlar çerçevesinde hisse senetleri seçilmiştir. Bu kısıtlar; hisselerin İMKB’nin iki seans olarak çalışmaya başladığı 1995 yılından 2012 Şubat ayına kadar kesintisiz ve aynı isimle işlem görmeleridir. Bu kısıtlara uyan 12 adet hisse senedinin günlük fiyatları üzerinden ADX, CCI, ROC, Stokastik ve RSI teknik analiz gösterge değerleri hesaplanmıştır. Bu gösterge değerleri, bulanık mantık yaklaşımı ile değerlemeye tabi tutularak her bir gün için tek bir çıktı elde edilmiştir. Elde edilen bu çıktılar oluşturulan simülasyonda al – sat kararlarının verilmesinde kullanılmıştır. Öne sürülen simülasyon modelinde 1995 yılı ile 2012 yılı arasındaki 17 yıllık periyot ikiye ayrılmış, bunlardan ilki ölçme periyodu, ikincisi tahmin periyodu olarak tasarlanmıştır. Ölçme periyodunda, al – sat kararlarına esas teşkil eden bulanık mantık çıktılarından, periyodun getirisini maksimize eden al sinyal değeri ve sat sinyal değeri optimizasyon yapılarak bulunmuş, bu ikilinin tahmin periyodundaki performansı ölçülmüştür. Tahmin periyodunda, al – sat sinyalleri ile elde edilen getiri ve al – tut stratejisi ile elde edilen getiri karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmanın hipotez testi temelinde yapılabilmesi için getiri verilerinin normal dağılıma sahip olup olmadığı test edilmiştir. Gerek al – sat stratejisi gerek al – tut stratejisi getiri verilerinin normal dağılıma sahip olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca bu verilerin farklı türevlerinin de normal dağılıma sahip olmadığı belirlenmiştir. Bu sebeple hipotez testleri parametrik olmayan yöntemlerden Mann Whitney U Testi ile yapılmıştır. Ancak merkezi limit teoremine göre veri sayısı arttıkça değişkenler normal dağılım özelliği gösterdiğinden parametrik yöntemlerden Z testi de uygulamaya dahil edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda tahmin periyodunda Mann Whitney U Testine göre 12 hisse senedinden 4 tanesi, Z Testine göre 3 tanesi normalin üzerinde getiri sağlamıştır. Anahtar Kelimeler: Bulanık Mantık, Teknik Analiz, Hisse Senedi Fiyat Tahmini


Yorum yaz