
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. ÇİĞDEM DÜRÜŞKEN
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
2. Felsefe (TR)
3. Doğal Hukuk (TR)
4. Cicero (TR)
5. Şiir (TR)
6. Şairler (TR)
7. Ovidius (TR)
8. Mitoloji (TR)
9. Mektuplar (TR)
10. Kadınlar (TR)
11. Heroides (TR)
12. Augustus (TR)
13. Felsefi düşünce (TR)
14. Boethius (TR)
15. Cicero (EN)
16. Natural Law (EN)
17. Philosophy (EN)
18. Law philosophy (EN)
19. Augustus (EN)
20. Heroides (EN)
21. Women (EN)
22. Letters (EN)
23. Mitology (EN)
24. Ovidius (EN)
25. Poets (EN)
26. Poem (EN)
27. Boethius (EN)
28. Philosophical thought (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Cicero’da doğal hukuk anlayışı
Pek çok akademisyen ve düşünüre göre, Antikçağ’da mevcut olan doğal hukuk teorilerini kendisinden sonraki çağlara, özellikle de Hıristiyanlığa aktaran kişi Cicero’dur. Bizim bu tezdeki başlıca amacımız, Cicero’nun De Re Publica ve De Legibus adlı eserlerine dayanarak doğal hukuk anlayışına ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmak ve soyut doğal hukuk anlayışına somut bir temel bulma çabasını göstermeye çalışmaktır. Bu amaçla hareket ettiğimiz, tezimizin ilk bölümünde Yunan’ın erken dönemindeki hak – hukuk, adalet anlayışlarına değinilmiş ve Cicero döneminde de varlığını sürdüren ve ideal devletinin ideal yasalarında önemli rol oynayan tanrısal yasaların kökeni gösterilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde, Cicero’nun düşünsel arka planını açımlamak amacıyla Sofistler, Platon, Aristoteles ve Stoa’nın doğal hukuk teorisiyle bağlantılanabilecek düşünceleri ana hatlarıyla incelenmiştir. Üçüncü bölümde, Cicero’nun hak – hukuk ve adalet konusundaki fikirlerini daha iyi yorumlayabilmek için, Roma’nın sosyo-ekonomik ve siyasal durumu gösterilmiş ve Cicero’nun doğal hukuk anlayışındaki sınıfsal bakış açısına zemin oluşturulmaya çalışılmıştır. Dördüncü ve son bölümde ise, tezimizin ana konusu olan Cicero’nun doğal hukuk anlayışının incelenmesine ayrılmıştır. Bu son bölüm üç alt başlığa ayrılarak incelenmiştir. Birinci alt başlıkta, Cicero’nun yasa, adalet ve doğal yasa ile ilgili düşüncelerine, ikinci alt başlıkta insan anlayışına ve üçüncü alt başlıkta ideal devlet üzerine görüşlerine yer verilmiştir.
Ovidius’un Heroides eserinde kadın doğası
Bu tezin amacı, Augustus Döneminin en önemli şairlerinden biri olan Ovidius’un Heroides’indeki mitolojik kadın kahramanların mektuplarından yola çıkarak, KADIN’ın içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde değişen duygu durumlarını değerlendirmektir. Araştırma kapsamında öncelikle Ovidius’un yaşam öyküsü, belli başlı eserleri ve Heroides’in genel dokusu anlatıldıktan sonra, eserdeki kadın kahramanların Antikçağ edebiyatında kabul görmüş mitolojik kimlikleri ile Heroides’e yansıyan kimlikleri arasındaki farklılıkları göstermek amacıyla mitolojik yaşam öykülerine yer verilmiştir; ardından, mektupların içeriğine ve kadın kahramanların bu mektupları yazma nedenlerine değinilerek, her birinin mektuplara yansıyan ve öne çıkan karakter özellikleri saptanmaya çalışılmış ve saptadığımız bu özellikler, ayrı bir bölüm halinde ve Heroides’ten seçilen dizeler eşliğinde ayrıntısıyla incelenmiştir. Son bölümün ilk kısmında birbirlerine benzer şartlar altında bulunan kadınların ortak duygulanımları tek tek ele alınırken, ikinci kısımda birbirlerine mektup yazan kadın ve erkek kahramanların karşıtlıkları ortaya konmuştur. Sonuç bölümünde ise, Heroides’in tamamı değerlendirildiğinde, tezimizde öne çıkan genel yargılarımız belirtilmeye ve Ovidius’un kadın ruhu ile ilgili belirgin düşünceleri irdelenmeye çalışılmıştır.
Tezimizde ortaya koymaya çalıştığımız düşüncelerin temelini Boethius’un Consolatio Philosophiae adlı eserinde üç ayrı kişiliğe bürünerek eserin devamlılığını sağlayan ve haksızlığa uğrayarak mahkum edilmiş Boethius’un teselli bulması için bu kişilikleriyle ona yol gösteren Philosophia oluşturmaktadır. Bizim amacımız Boethius’un Philosophia anlayışını ve Philosophia’nın Consolatio Philosophiae’da büründüğü bu üç ayrı kişiliği ortaya koymak olmuştur. Bu amaçla, ilk bölümde philosophia kelimesinin etimolojik analizi yapılmış, ardından Boethius’un Philosophia anlayışını oluşturan felsefi arka plan, Consolatio içindeki Philosophia’nın dilinden dökülen kavramlara paralel olarak açıklanmış; böylece Philosophia karakterinin pagan düşüncesine yakınlığı ortaya konmuştur. Üçüncü bölümde ise Philosophia’nın Consolatio Philosophiae’daki kederli Boethius karakterini tedavi etmek amacıyla açıkladığı mutluluk ve en yüce iyi, kötülük, ödül, ceza, şans, özgür irade, sonsuzluk, kader ve tanrısal öngörü kavramları ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Son olarak, dördüncü bölümde, Philosophia’nın eser içinde kazandığı kişilikler ayrı ayrı incelenmiş, Consolatio’nun ilk kısımlarında bir antikçağ figürü olarak belirmesi, ilerleyen bölümlerde sürgün edilişi sebebiyle kedere boğulan mahkumu işinin ehli bir consolator olarak teselli etmesi ve ardından bu iki kişiliğiyle Boethius’u Tanrı’ya ulaştırmayı amaçlayan Hıristiyan bir kılavuz, bir melek kılığına bürünmesi açıklanmış; böylece Boethius’un kendisine özgü Philosophia anlayışı gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.


Yorum yaz