
-
Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 216 578 0000
- http://www.yeditepe.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. CANAN ÇETİN
Üniversite: Yeditepe Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
2. Sosyal bilgiler eğitimi (TR)
3. Sosyal bilgiler dersi (TR)
4. İşsizlik (TR)
5. İstihdam (TR)
6. Teknik eğitim (TR)
7. Mesleki eğitim (TR)
8. Eğitim yönetimi (TR)
9. Eğitim sistemi (TR)
10. Eğitim eko (TR)
11. Öğretmenler (TR)
12. Öğretmen tutumu (TR)
13. Çatışma yönetimi (TR)
14. Çatışma (TR)
15. Yönetim (TR)
16. Yöneticiler (TR)
17. Okul yönetimi (TR)
18. İlköğretim öğrencileri (TR)
19. İlköğretim (TR)
20. Öğretmenler (TR)
21. Öğretmen tutumu (TR)
22. Matematik eğitimi (TR)
23. Matematik (TR)
24. İlköğretim okulları (TR)
25. İlköğretim (TR)
26. Öğretmenler (TR)
27. Öğretmen beklentileri (TR)
28. Yöneticiler (TR)
29. Eğitim denet (TR)
30. Özyeterlilik (TR)
31. Sınıf öğretmenliği (TR)
32. Eğitim (TR)
33. İstanbul (TR)
34. Örgütsel değişim (TR)
35. Yöneticiler (TR)
36. Okul yöneticileri (TR)
37. Liseler (TR)
38. Eğitim yönetimi (TR)
39. Değişim (TR)
40. Sınıf öğretmenliği (TR)
41. Sınıf yönetimi (TR)
42. Oluşturmacı öğretim (TR)
43. Motivasyon (TR)
44. Mesleki yeterlilik (TR)
45. Örgütsel sessizlik (TR)
46. Örgütsel bağlılık (TR)
47. Öğrenciler (TR)
48. Rehberlik (TR)
49. Mesleki rehberlik (TR)
50. Meslek seçimi (TR)
51. Meslek lisesi öğrencileri (TR)
52. Kocaeli (TR)
53. Saldırganlık (TR)
54. Okul kültürü (TR)
55. Okul iklimi (TR)
56. İlköğretim okulları (TR)
57. İlköğretim (TR)
58. Öğrenme yöntemleri (TR)
59. Öğrenme (TR)
60. Ölçme-değerlendirme (TR)
61. Tam öğrenme (TR)
62. İlköğretim öğretmenleri (TR)
63. İlköğretim okulları (TR)
64. İlköğretim (TR)
65. Öğretmenler (TR)
66. Öğretmen algısı (TR)
67. Okul k (TR)
68. Örgütsel sessizlik (TR)
69. Örgütsel güven (TR)
70. Sessizlik (TR)
71. Güven (TR)
72. Eğitim örgütleri (TR)
73. Eğitim kurumları (TR)
74. Eğit (TR)
75. İlköğretim öğrencileri (TR)
76. İlköğretim (TR)
77. Öğrenciler (TR)
78. Öğrenci davranışı (TR)
79. Saldırganlık (TR)
80. Eğitim psikol (TR)
81. Üniversite giriş sınavları (TR)
82. Öğretmen görüşleri (TR)
83. Öğrenci görüşleri (TR)
84. Tercih (TR)
85. Okul seçimi (TR)
86. Meslek (TR)
87. İlköğretim kurumları (TR)
88. Çatışma yönetimi (TR)
89. Çatışma türleri (TR)
90. Eğitim yönetimi (TR)
91. Eğitim yönetim sisteml (TR)
92. Öğretmenler (TR)
93. Öğretmen görüşleri (TR)
94. Uzaktan eğitim (TR)
95. Milli Eğitim Bakanlığı (TR)
96. Hizmet içi eğitim (TR)
97. Eğ (TR)
98. Yabancı dil öğretimi stratejileri (TR)
99. Yabancı dil öğrenimi (TR)
100. Yabancı dil (TR)
101. Öğretmenler (TR)
102. Öğretmen görüşleri (TR)
103. Yabancı dil eğitimi (TR)
104. Yabancı dil (TR)
105. Hizmet içi eğitim programlar (TR)
106. Yönetici etkililiği (TR)
107. Yönetici davranışı (TR)
108. Ortaöğretim kurumları (TR)
109. Liderlik (TR)
110. Eğitim yönetimi (TR)
111. İstanbul-Tuzla (TR)
112. Öğrenciler (TR)
113. Meslek lisesi öğrencileri (TR)
114. Meslek liseleri (TR)
115. Lise öğrencileri (TR)
116. Kari (TR)
117. Social studies course (EN)
118. Social studies education (EN)
119. Social studies teaching (EN)
120. Education economy (EN)
121. System of education (EN)
122. Educational administration (EN)
123. Occupational training (EN)
124. Tech (EN)
125. Educational administration (EN)
126. School administrators (EN)
127. School administration (EN)
128. Managers (EN)
129. Management (EN)
130. Anxiety (EN)
131. Mathematics (EN)
132. Mathematics lesson (EN)
133. Mathematics education (EN)
134. Teacher attitude (EN)
135. Teachers (EN)
136. (EN)
137. Expectancies (EN)
138. Control (EN)
139. Inspectors (EN)
140. Supervision of education (EN)
141. Managers (EN)
142. Teacher expectations (EN)
143. (EN)
144. Education (EN)
145. School teachers (EN)
146. Self efficacy (EN)
147. Anatolia high schools (EN)
148. Change (EN)
149. Change managershipt (EN)
150. Change management (EN)
151. Educational administrati (EN)
152. Vocational proficiency (EN)
153. Motivation (EN)
154. Constructivist instruction (EN)
155. Class management (EN)
156. School teache (EN)
157. Organizational commitment (EN)
158. Organizational silence (EN)
159. Kocaeli (EN)
160. Vocational high schools students (EN)
161. Vocational choice (EN)
162. Career quidance (EN)
163. Guidance (EN)
164. Stude (EN)
165. School climate (EN)
166. School culture (EN)
167. Aggression (EN)
168. Bloom?s taxonomy (EN)
169. Examination (EN)
170. Mastery learning theory (EN)
171. Measurement and evaluation (EN)
172. Learning (EN)
173. (EN)
174. Personality traits (EN)
175. Culture (EN)
176. School culture (EN)
177. Teacher perception (EN)
178. Teachers (EN)
179. Primary education (EN)
180. Education (EN)
181. Education institutions (EN)
182. Education organizations (EN)
183. Confidence (EN)
184. Silence (EN)
185. Organizationa (EN)
186. Parents attitude (EN)
187. Adolescents (EN)
188. Education psychology (EN)
189. Aggressiveness (EN)
190. Behavior of student (EN)
191. Stud (EN)
192. Education (EN)
193. Vocational high schools students (EN)
194. Occupational training (EN)
195. School choice (EN)
196. Preference (EN)
197. Education management systems (EN)
198. Educational administration (EN)
199. Conflicts (EN)
200. Confict management (EN)
201. Instit (EN)
202. Computer assisted education (EN)
203. Computer education (EN)
204. Education (EN)
205. Inservice training (EN)
206. Ministry of Nat (EN)
207. Foreign language (EN)
208. Foreign study of languages (EN)
209. Foreign language learning strategies (EN)
210. German (EN)
211. Inservice education (EN)
212. Inservice training programs (EN)
213. Foreign language (EN)
214. Foreign language ed (EN)
215. Educational administration (EN)
216. Leadership (EN)
217. Secondary education schools (EN)
218. Manegerial behaviours (EN)
219. Man (EN)
220. Perception (EN)
221. Career (EN)
222. Highschools students (EN)
223. Vocational high schools (EN)
224. Vocational high schools stud (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Bu çalışmada, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu tarafından hazırlanan Yeni Sosyal Bilgiler Programı (2007)’nın uygulanabilirliği hakkında öğretmen görüşlerinin neler olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada betimsel (survey) tarama modelinde dizayn edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, 2007?2008 eğitim-öğretim yılında, İstanbul ili, Avrupa yakasında 133 ilköğretim okulunda görev yapmakta olan 120 dördüncü Sınıf öğretmeni, 118 beşinci Sınıf öğretmeni ve 129 Sosyal Bilgiler Öğretmeni olmak üzere toplam 367 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada veriler araştırmacı tarafından geliştiren 43 maddelik bir ölçek yardımıyla elde edilmiştir. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik (alpha) katsayısı (0.84-0.91) bulunmuştur. Araştırmada elde edilen veriler, öğretmenlerin bağlı olduğu kurum, cinsiyet, eğitim-öğretim yaptığı sınıf düzeyi, mesleki hizmet yılı, mezuniyet durumu ve hizmet içi eğitim seminerlerine katılma değişkenleri açısından analiz edilmiştir. Verilerin analizinde puanların aritmetik ortalama, frekans, yüzde, standart sapma değerlerinden yararlanılmıştır. Gruplar arası karşılaştırmalarda ise t-testi ve tek yönlü varyans analiz(ANOVA) tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırmada yer alan öğretmenlerin Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programını, programın kazanım, içerik ve öğrenme-öğretme süreci boyutları açısından uygulanabilir düzeyde görürken, değerlendirme boyutunun uygulanabilirliğini kısmen olumlu olarak görmektedirler. Yeni Sosyal Bilgiler Öğretim Programının uygulanabilirliği hakkında öğretmen görüşlerinde, deneklerin mezun durumu, mesleki hizmet yılı ve eğitim durumu değişkenlerine göre anlamlı farklılıklar bulunmaktadır.
Erinlik dönemi öğrencilerin ebeveyn tutumları ile sosyal becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi
11?14 yaş grubundaki erinlik dönemi öğrencilerin demokratik, izin verici-ihmalkar, otoriter, izin verici-müsamahakar olarak gruplandırılan anne baba tutumları ile sosyal becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu araştırmada, erinlik dönemi öğrencilerin Anne Baba Tutum Ölçeği ile Matson Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği puanlarının yaş, cinsiyet, kardeş sayısı, doğum sırası, annenin çalışma durumu, ailenin gelir durumu, anne babanın öğrenim durumu değişkenleri arasındaki ilişkileri incelenmiştir. Öğrenci ve ailelerine ilişkin bilgileri belirlemek için `Kişisel Bilgi Formu’ ebeveyn tutumlarını belirlemek için `Anne Baba Tutum Ölçeği’ erinlerin sosyal becerileri ölçmek için de `Matson Sosyal Becerileri Değerlendirme Ölçeği’ uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, erinlik dönemi öğrencilerin ebeveyn tutumlarının yaş, cinsiyet, kardeş sayısı, ailenin gelir durumu, anne babanın öğrenim durumu değişkenlerine göre; erinlik dönemi öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinin yaş, cinsiyet, doğum sırası değişkenlerine göre farklılık gösterdikleri saptanmıştır. Erinlik dönemi öğrencilerinin büyük bir çoğunluğu ebeveynlerini bir ölçüde demokratik ve bir ölçüde demokratik olmayanlar olarak; ebeveyn tutumlarını da otoriter ve izin verici-müsamahakar olarak sınıflandırmaktadırlar. Sonuç olarak, erinlik dönemi öğrencilerin ebeveyn tutumları ile sosyal becerileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıntılar, sonuç bölümünde tartışılmış ve önerilerle son bulmuştur. Anahtar Kelimeler: Tutum, ebeveyn tutumları, erinlik dönemi, sosyal beceri
Türkiye’de orta mesleki-teknik eğitim ve istihdam ilişkisi
Bu çalısmada ?Türkiye’de Orta Mesleki-Teknik Egitim ve İstihdam? baslıgı altında Orta Mesleki-Teknik Egitim sisteminin is dünyasının ihtiyaç duydugu vasıflı isgücünü karsılamadaki önemi, gerekliligi ve Orta Mesleki-Teknik Egitim istihdam iliskisi üzerinde durulmus, Orta Mesleki-Teknik Egitim sisteminde yasanan sorunların istihdam üzerindeki etkileri saptanmaya çalısılmıstır. Çalısma ; giris ve problem durumu, konu ile ilgili temel kavramlar ve Orta Mesleki-Teknik Egitimin tarihsel gelisimi, Orta Mesleki-Teknik Egitimin düzenlenmesi, Orta Mesleki-Teknik Egitim ve istihdama etkisi, Orta Mesleki- Teknik Egitimde sorunlar ve yeni degerler, arastırma yöntemi, sonuç ve öneriler olmak üzere yedi bölüm altında toplanmıstır. Çalısma nitel arastırmanın veri toplama yöntemlerinden doküman incelemesi ile yapılmıstır. Çalısmamız Orta Mesleki-Teknik Egitim ve istihdamı Türkiye geneli içinde degerlendirdiginden, konu ile ilgili düzenli, güvenilir ve güncel bilgiler için Türkiye İstatistik Kurumu, Devlet Planlama Teskilatı, Milli Egitim Bakanlıgı, İs ve isçi Bulma Kurumu verileri temel alınmıstır. Bilimsel bildiri, konferans, makale ve süreli yayınlar ile çesitli dernek, sendika ve meslek odaları yayınları yardımcı veri kaynakları olarak kullanılmıstır. Elde edilen veriler amaca uygun olarak betimsel analiz teknigi ile degerlendirilmistir. Türkiye’de Orta Mesleki-Teknik Egitim ile istihdam arasındaki iliski çalısmamızın sonuçları ile gösterilmistir. Orta Mesleki-Teknik Egitim sisteminde program gelistirme, finansman saglama, mezunların istihdamı ve is dünyasının ihtiyaçlarına uygun isgücü yetistirme sorunlarının bulundugu görülmüs ve bu sorunların çözümünün okul-isletme isbirligi ile saglanacagı sonucuna varılmıstır. Yine çalısmada Türkiye’nin istihdam, issizlik sorunlarının çözüm merkezinde Orta Mesleki-Teknik Egitimin nitelik kazanarak yaygınlastırılması gerektigi ortaya çıkmıstır. Anahtar Kelimeler: Mesleki Teknik Egitim, istihdam, okul isletme isbirligi, isgücü, issizlik
Çatısma, bireysel açıdan fizyolojik ve sosyo-psikolojik ihtiyaçların tatminine engel olan sıkıntıların meydana getirdigi gerginlik halleridir. Çatısma, örgütsel açıdan ise örgütte çalısan bireyler ve grupların birlikte çalısma sorunlarından kaynaklanan ve normal faaliyetlerin durmasına veya karısmasına neden olan olaylardır. Çatısma, iyi yönetildiginde yenilige, gelismeye, yaratıcılıga katkı saglayan bir süreç olabilmektedir. Bu durumda okul yöneticisi okulda olusan çatısma ortamlarından, egitim ve ögretim amaçlarının gerçeklesmesi için yararlanabilmektedir. Okullarda müdür ve ögretmenler arasında yasanan çatısmaların olumlu sonuçlandırılması, okul müdürünün çatısmayı yönetme yeterlilik düzeyiyle yakından ilgilidir
Bilindiği gibi öğrencilerin matematik dersleriyle ilgili olarak endişe ve korkuya sahip oldukları yönünde genel bir kanaat bulunmaktadır. Dolayısıyla öğrencilerin matematik dersinde başarısız olmalarında ve matematiği sevmelerinde tutumlarının rolü büyüktür. Tutumların oluşmasında en önemli faktörlerden biri de öğretmenlerdir. Çünkü öğretim sürecinde öğretmenler öğrencilerin başarısında etkin olan kişilerdir. Öğrencilerin bu derslere karşı olan olumsuz tutumlarının nedenlerinin başında öğretmen faktörünün yanı sıra bu derslerde kullanılan öğretim yöntemlerinin, toplumun bu derslere karşı olan inanç ve tutumlarının ve derslerin günlük hayat ile bağlantılarının yeterince kurulamamasının, vb. geldiğini göstermektedir. ?Matematik Kaygısı? konulu tezimizin amacı matematik kaygısının tanımı ve sebepleri araştırarak matematik kaygısını oluşturan veya arttıran öğretmen davranışlarının matematik kaygısı ile ilişkisi açıklanmaya çalışılacak. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma anketleri, İstanbul, Anadolu yakasındaki özel okulların 4.- 5. sınıf ve ikinci kademe öğrencilerine uygulanmıştır. Anketler 280 öğrenciye uygulanmıştır. Anket formu 3 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kişisel bilgiler ve bağımsız sorular, ikinci bölümde 45, 3. bölümde ise 25′ er bağımlı soru bulunmaktadır. Araştırma sonucunda matematik kaygısının ?Matematik sınavı ve değerlendirilme? alt boyutu ile öğretmenlerin tutum düzeyleri arasındaki ilişkiye bakıldığı zaman negatif yönde hafif kuvvette bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca ?Matematik dersine ilişkin kaygı? alt boyutu ile öğretmenlerin tutum düzeyleri arasındaki ilişkiye bakıldığı zaman negatif yönde hafif kuvvette bir ilişki olduğu saptanmıştır. Araştırmanın bazı önerileri şunlardır; Matematik kaygısının ana sebepleri; ?öğrenci bağlantılı?, ?öğretmen bağlantılı? ve ?öğretim teknikleri bağlantılı? olabildiğinden, bu kaygı ile başa çıkma çalışmalarında öğrenci, öğretmen ve okul yönetimine ayrı ayrı iş düşmektedir. Öğretmenlerin görevi, öğrencilere olayları kavramları ve bilgileri aktarmak değil, öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor etkinliklerini yönelterek, onlara öğrenmeyi öğretmektir. Matematik bilimlerine karşı takınılan olumsuz tavır, tutum ve inançlar matematik kaygısını arttırmaktadır. Okul danışmanları, öğretmenler ve veliler, öğrencileri matematik hakkında bilinçlendirmeli ve onların yanlış inançlarını düzeltmelerine yardımcı olmalıdır. Uzun vadede, aşırı kaygılı öğrenciler rehberlik servislerine sevk edilerek, bu servislerde bilişsel yeniden yapılandırma gibi daha gelişmiş tekniklerle tedavi edilmelidirler. Anahtar Kelimeler: matematik öğretimi, öğretmen, matematik kaygısı
Bu araştırmada İlköğretim Okullarında çalışan yönetici ve öğretmenlerin müfettişlerden beklentileri ve bunların gerçekleştirme düzeyinin belirlenmesine çalışılmıştır. Araştırmada yönetici ve öğretmenlerin demografik özelliklerini belirlemek , beklentilerini uygulamadaki hali ile nasıl olması gerektiğini incelemek için bir anket geliştirilmiş ve bu anket araştırmanın temelini oluşturmuştur. Anket beşli Likert Ölçeği `ne göre hazırlanmıştır. Bu ölçekle uygulamadaki hali ile ; kesinlikle yeterli , yeterli , kararsızım, yetersiz. Nasıl olması gerektiği hali ile ; kesinlikle bekliyorum , bekliyorum, kararsızım, beklemiyorum, kesinlikle beklemiyorum, sorularına verilen cevaplarla hazırlanmıştır.Cinsiyet , branş , kıdem , okuldaki görev , geçirilen teftiş sayısı , teftişin yararları hakkındaki düşünceler karşılaştırılmıştır. İstatistik çözümlemelerde anlamlı bulunan ( p < 0,05) sonuçlar tablolarda gösterilmiş ve değerlendirilmiştir.Anlamlı farklılık gözlenmeyen gruplar ise tezde gösterilmiştir. Araştırmanın teorik kaynağı ise ilgili kaynaklardan sağlanmıştır. Araştırma İstanbul İl merkezinde bulunan Bayrampaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı İlköğretim Okullarından 8'i ile sınırlı tutulmuştur. Araştırmada yöneticilerin , müfettişlerden değerlendirmelerine ilişkin düzeye göre dağılımları , çoğunluğunun kararsız , yöneticilerin müfettiş davranışlarının nasıl olacağına ilişkin düzeye göre dağılımının çoğunluğunun kesinlikle beklediklerini , öğretmenlerin müfettişleri değerlendirmesine ilişkin düzeye göre dağılımları , çoğunluğunun yetersiz olduklarını , öğretmenlerin müfettiş davranışlarının nasıl olacağına ilişkin düzeye göre dağılımları , çoğunluğun kesinlikle beklediklerini ortaya çıkarmıştır. Teftişin , yönetici ve öğretmenlerin beklentilerini gerçekleştirmediği görülmüş , beklentilerinin gerçekleştirilmesi için öneriler geliştirilmiştir.
Meslek liselerinde sınıf içi öğretmen öğrenci iletişiminin öğrencilere göre algılanması
İletişim; insanların birbirini anlaması, isteklerini muhataplarına anlatması ve problemlerin çözümlenmesi hatta problemlerin oluşmadan çözüme kavuşması için en önemli araçtır. Gelişen teknoloji insanların birbirleri ile iletişim kurma yol ve yöntemlerini değiştirmiş, artık insanlar birbirlerini görmeden ve belkide tanımadan birbirleri ile iletişim kurar hale gelmiştirler. Böyle bir Dünyada çocuklarımızın okullarda iletişimin doğal yönünü iyi kavramaları ve kendilerini gerektiği şekilde ifade edebilmeleri için Öğretmenlerimize büyük görevler düşmektedir. Bu araştırma Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi orta öğretim kurumlarında okumakta olan öğrencilerin, sınıfta öğretmenlerinin iletişim kurma becerilerini algılama biçimlerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma Kocaeli İli Gebze İlçesi’ de bulunan 13 Meslek Lisesinde yapılmış, araştırmaya 509 kız, 389 erkek olmak üzere 898 öğrenci katılmıştır. Veri toplama aracı olarak Tatar(2004)’ ın geliştirdiği 27 maddeden oluşan öğretmen öğrenci iletişim anketi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilen SPSS 11.0 programı kullanılarak çözümlenmiş ve bu verilerde alt problemlere göre anlamlı bir farklılığın olup olmadığını belirlemek için frekans (f) ve yüzde(%) değerleri hesaplanmış ve t- testi Ki kare testi, Tukey testi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan öğrenciler öğretmenlerin iletişim becerilerini değerlendirmiş; uygulanan iletişim becerisi anketi soruları, öğretmenlerin meslek sevgisi, öğretmenlerin öğrencilerle birebir ve bütün sınıfla iletişim becerisini ölçmek üzere üç kategori de toplanmıştır. Araştırma neticesinde, öğrencilere göre öğretmenlerin mesleklerini severek yaptığı söylenemeyeceği gibi öğretmenlerin öğrencilerle iletişim becerileri de zayıf çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: İletişim, Beceri, Algı, Etkileşim
Sınıf yönetiminde aktif öğrenme yöntemlerinin uygulaması (kimya eğitimi örneği)
Zamanımızda bilgi tüketiminin yanında bilgi üretimi çok daha hızlı olduğu için bilgileri takip etmek zorlaşmıştır.Öğrenilecek bilginin fazlaca olması ve her geçen gün artması,yeni öğrenme yaklaşımlarının gündeme gelmesine neden olmuştur.Hem kısa sürede daha fazla bilgiye ulaşmak hem de bilginin kalıcılığını artırmak için geliştirilen en etkili öğrenme yaklaşımlarından birisi aktif öğrenme yaklaşımıdır. Bu çalışmada sınıf yönetiminde genel aktif öğrenme yöntemlerinin uygulanması incelenmiştir.Çalışmada öncelikle sınıf yönetiminde ,aktif öğrenmenin temelin oluşturan öğrenme yaklaşımları üzerinde durulmuş ,sonrasında ise aktif öğrenme ve aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler araştırılıp incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bir aktif öğrenme uygulamasına yer verilmiştir.Uygulama Ankara’da öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ile,müfredat konularından atom konusu üzerinde yapılmıştır.Uygulamada,grup çalışması yöntemi kullanılmıştır.Öğrenciler,kooperatif gruplar oluşturarak atom konusu üzerine yaptıkları çalışmaları sınıf ortamında sunmuşlardır.Her sunum sonrasında,gruplar sınıf tarafından sorulan sorulara cevap vermişlerdir.Bu şekilde tartışma ortamı oluşturulmuştur. Uygulamada ölçme,ön test ve son test tekniği ile yapılmıştır.Yirmi soruluk çoktan seçmeli kavram testi çalışma öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır.Ayrıca öğrencilerin grup çalışmasında tutum ve davranışlarını ölçmek için bir anket uygulanmıştır. Zamanımızda bilgi tüketiminin yanında bilgi üretimi çok daha hızlı olduğu için bilgileri takip etmek zorlaşmıştır.Öğrenilecek bilginin fazlaca olması ve her geçen gün artması,yeni öğrenme yaklaşımlarının gündeme gelmesine neden olmuştur.Hem kısa sürede daha fazla bilgiye ulaşmak hem de bilginin kalıcılığını artırmak için geliştirilen en etkili öğrenme yaklaşımlarından birisi aktif öğrenme yaklaşımıdır. Bu çalışmada sınıf yönetiminde genel aktif öğrenme yöntemlerinin uygulanması incelenmiştir.Çalışmada öncelikle sınıf yönetiminde ,aktif öğrenmenin temelin oluşturan öğrenme yaklaşımları üzerinde durulmuş ,sonrasında ise aktif öğrenme ve aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler araştırılıp incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bir aktif öğrenme uygulamasına yer verilmiştir.Uygulama Ankara’da öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ile,müfredat konularından atom konusu üzerinde yapılmıştır.Uygulamada,grup çalışması yöntemi kullanılmıştır.Öğrenciler,kooperatif gruplar oluşturarak atom konusu üzerine yaptıkları çalışmaları sınıf ortamında sunmuşlardır.Her sunum sonrasında,gruplar sınıf tarafından sorulan sorulara cevap vermişlerdir.Bu şekilde tartışma ortamı oluşturulmuştur. Uygulamada ölçme,ön test ve son test tekniği ile yapılmıştır.Yirmi soruluk çoktan seçmeli kavram testi çalışma öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır.Ayrıca öğrencilerin grup çalışmasında tutum ve davranışlarını ölçmek için bir anket uygulanmıştır. Zamanımızda bilgi tüketiminin yanında bilgi üretimi çok daha hızlı olduğu için bilgileri takip etmek zorlaşmıştır.Öğrenilecek bilginin fazlaca olması ve her geçen gün artması,yeni öğrenme yaklaşımlarının gündeme gelmesine neden olmuştur.Hem kısa sürede daha fazla bilgiye ulaşmak hem de bilginin kalıcılığını artırmak için geliştirilen en etkili öğrenme yaklaşımlarından birisi aktif öğrenme yaklaşımıdır. Bu çalışmada sınıf yönetiminde genel aktif öğrenme yöntemlerinin uygulanması incelenmiştir.Çalışmada öncelikle sınıf yönetiminde ,aktif öğrenmenin temelin oluşturan öğrenme yaklaşımları üzerinde durulmuş ,sonrasında ise aktif öğrenme ve aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler araştırılıp incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bir aktif öğrenme uygulamasına yer verilmiştir.Uygulama Ankara’da öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ile,müfredat konularından atom konusu üzerinde yapılmıştır.Uygulamada,grup çalışması yöntemi kullanılmıştır.Öğrenciler,kooperatif gruplar oluşturarak atom konusu üzerine yaptıkları çalışmaları sınıf ortamında sunmuşlardır.Her sunum sonrasında,gruplar sınıf tarafından sorulan sorulara cevap vermişlerdir.Bu şekilde tartışma ortamı oluşturulmuştur. Uygulamada ölçme,ön test ve son test tekniği ile yapılmıştır.Yirmi soruluk çoktan seçmeli kavram testi çalışma öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır.Ayrıca öğrencilerin grup çalışmasında tutum ve davranışlarını ölçmek için bir anket uygulanmıştır. Zamanımızda bilgi tüketiminin yanında bilgi üretimi çok daha hızlı olduğu için bilgileri takip etmek zorlaşmıştır.Öğrenilecek bilginin fazlaca olması ve her geçen gün artması,yeni öğrenme yaklaşımlarının gündeme gelmesine neden olmuştur.Hem kısa sürede daha fazla bilgiye ulaşmak hem de bilginin kalıcılığını artırmak için geliştirilen en etkili öğrenme yaklaşımlarından birisi aktif öğrenme yaklaşımıdır. Bu çalışmada sınıf yönetiminde genel aktif öğrenme yöntemlerinin uygulanması incelenmiştir.Çalışmada öncelikle sınıf yönetiminde ,aktif öğrenmenin temelin oluşturan öğrenme yaklaşımları üzerinde durulmuş ,sonrasında ise aktif öğrenme ve aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler araştırılıp incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bir aktif öğrenme uygulamasına yer verilmiştir.Uygulama Ankara’da öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ile,müfredat konularından atom konusu üzerinde yapılmıştır.Uygulamada,grup çalışması yöntemi kullanılmıştır.Öğrenciler,kooperatif gruplar oluşturarak atom konusu üzerine yaptıkları çalışmaları sınıf ortamında sunmuşlardır.Her sunum sonrasında,gruplar sınıf tarafından sorulan sorulara cevap vermişlerdir.Bu şekilde tartışma ortamı oluşturulmuştur. Uygulamada ölçme,ön test ve son test tekniği ile yapılmıştır.Yirmi soruluk çoktan seçmeli kavram testi çalışma öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır.Ayrıca öğrencilerin grup çalışmasında tutum ve davranışlarını ölçmek için bir anket uygulanmıştır. Zamanımızda bilgi tüketiminin yanında bilgi üretimi çok daha hızlı olduğu için bilgileri takip etmek zorlaşmıştır.Öğrenilecek bilginin fazlaca olması ve her geçen gün artması,yeni öğrenme yaklaşımlarının gündeme gelmesine neden olmuştur.Hem kısa sürede daha fazla bilgiye ulaşmak hem de bilginin kalıcılığını artırmak için geliştirilen en etkili öğrenme yaklaşımlarından birisi aktif öğrenme yaklaşımıdır. Bu çalışmada sınıf yönetiminde genel aktif öğrenme yöntemlerinin uygulanması incelenmiştir.Çalışmada öncelikle sınıf yönetiminde ,aktif öğrenmenin temelin oluşturan öğrenme yaklaşımları üzerinde durulmuş ,sonrasında ise aktif öğrenme ve aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler araştırılıp incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bir aktif öğrenme uygulamasına yer verilmiştir.Uygulama Ankara’da öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ile,müfredat konularından atom konusu üzerinde yapılmıştır.Uygulamada,grup çalışması yöntemi kullanılmıştır.Öğrenciler,kooperatif gruplar oluşturarak atom konusu üzerine yaptıkları çalışmaları sınıf ortamında sunmuşlardır.Her sunum sonrasında,gruplar sınıf tarafından sorulan sorulara cevap vermişlerdir.Bu şekilde tartışma ortamı oluşturulmuştur. Uygulamada ölçme,ön test ve son test tekniği ile yapılmıştır.Yirmi soruluk çoktan seçmeli kavram testi çalışma öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır.Ayrıca öğrencilerin grup çalışmasında tutum ve davranışlarını ölçmek için bir anket uygulanmıştır. Zamanımızda bilgi tüketiminin yanında bilgi üretimi çok daha hızlı olduğu için bilgileri takip etmek zorlaşmıştır.Öğrenilecek bilginin fazlaca olması ve her geçen gün artması,yeni öğrenme yaklaşımlarının gündeme gelmesine neden olmuştur.Hem kısa sürede daha fazla bilgiye ulaşmak hem de bilginin kalıcılığını artırmak için geliştirilen en etkili öğrenme yaklaşımlarından birisi aktif öğrenme yaklaşımıdır. Bu çalışmada sınıf yönetiminde genel aktif öğrenme yöntemlerinin uygulanması incelenmiştir.Çalışmada öncelikle sınıf yönetiminde ,aktif öğrenmenin temelin oluşturan öğrenme yaklaşımları üzerinde durulmuş ,sonrasında ise aktif öğrenme ve aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler araştırılıp incelenmiştir. Çalışmada ayrıca bir aktif öğrenme uygulamasına yer verilmiştir.Uygulama Ankara’da öğrenim gören lise birinci sınıf öğrencileri ile,müfredat konularından atom konusu üzerinde yapılmıştır.Uygulamada,grup çalışması yöntemi kullanılmıştır.Öğrenciler,kooperatif gruplar oluşturarak atom konusu üzerine yaptıkları çalışmaları sınıf ortamında sunmuşlardır.Her sunum sonrasında,gruplar sınıf tarafından sorulan sorulara cevap vermişlerdir.Bu şekilde tartışma ortamı oluşturulmuştur. Uygulamada ölçme,ön test ve son test tekniği ile yapılmıştır.Yirmi soruluk çoktan seçmeli kavram testi çalışma öncesinde ve sonrasında uygulanmıştır.Ayrıca öğrencilerin grup çalışmasında tutum ve davranışlarını ölçmek için bir anket uygulanmıştır.
İlköğretim sınıf öğretmenlerinin öz yeterlikleri ve mesleki doyumlarının incelenmesi
Bu araştırmanın amacı ilköğretim sınıf öğretmenlerinin öz yeterlik ve mesleki doyum düzeylerinin cinsiyete, kıdeme, yaşa, okutulan sınıfa, mezun olunan okula, bulunduğu okuldaki çalışma süresine göre farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Araştırma İstanbul il sınırları içerisinde yer alan 11 ilköğretim okulunda görev yapan 207 sınıf öğretmeni üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri, Öğretmen Görüşleri Ölçeği (ÖGÖ) ve İş Doyum Anketi (NDI) Gereksinim Karşılanma Yetersizliği Dereceleri Anketi ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin öz yeterlik düzeylerinin okulda çalışılan yıla göre farklılıklar gösterdiği görülmüştür. Cinsiyet, yaş, medeni durum, okutulan sınıf, kıdem ve mezun olunan okula göre bir farklılık göstermediği görülmüştür.. Mesleki doyum düzeylerinin incelenmesi sonucunda ise sınıf öğretmenlerinin cinsiyete, kıdeme, yaşa, okulda çalışılan yıla, mezun olunan okula ve okutulan sınıfa göre farklılıklar gösterdiği görülmüştür. İlköğretim sınıf öğretmenlerinin mesleki doyum düzeylerinin, medeni duruma göre önemli bir farklılık göstermediği görülmüştür.
21.yüzyıl, hızlı değisimlerin yasandığı ve her geçen gün bilgi birikiminin yoğunlasarak arttığı bilisim çağdır. Toplumumuzun bilisim çağına ayak uydurabilmesi; yetisecek olan nesillerin çağa uygun kosullarda yetistirilmesi ile mümkün olacaktır. Bu nedenledir ki; eğitim sistemimizde birtakım değisiklikler gerçeklestirilmistir ve gerçeklestirilmeye devam edecektir. Türk eğitim sisteminde son yıllarda uygulamaya koyulan büyük değisimlerden biri de bazı yabancı dil ağırlıklı liselerin Anadolu Liselerine dönüstürülmesidir. Bu çalısma, liselerin Anadolu Lisesi olma yolunda geçirdikleri değisim sürecine yönelik yapılan arastırmayı kapsamaktadır. Çalısmanın literatür bölümünde örgüt ve eğitim örgütü, eğitimde örgütsel değisim ve değisimin temel ilkeleri, değisim süreci ve değisimi yönetme, değisimin önemi ile yöneticilerin dönüstürücü liderlik rolleri ve Türk eğitim sistemi ve değisime ilisin ayrıntılı bilgi paylasılmıstır. Çalısma, bes bölüm halinde ele alınmıstır. Birinci bölümde arastırmanın problem durumu, önemi, sayıtlıları, sınırlılıkları ile tanımlara; ikinci bölümde konu ile ilgili kavramlara; üçüncü bölümde arastırmanın yöntem ve modeli, evren, örneklem ve verilerin toplanmasıyla ilgili bilgilere; dördüncü bölümde arastırma sonucunda edinilen bulgulara ve besinci bölümde de sonuç, tartısma ve önerilere yer verilmistir. Yapılan çalısmada, liselerin Anadolu lisesine dönüsme sürecinde, öğretmenlerin algılarına göre, okulların değisim kültürlerini ve yöneticilerin değisime liderlik edebilme; değisimi yönetebilme yeterliliklerini ortaya koymak amaçlanmıstır. Çalısma, ?stanbul genelinde, içinde bulunduğumuz eğitim-öğretim yılında Anadolu Lisesine dönüsmüs orta öğretim kurumlarında çalısan 300 öğretmen üzerinde yapılmıs ve arastırmanın yürütülmesinde tarama modeli kullanılmıstır. Arastırmada; parametrik ve non-parametrik analiz teknikleri SPSS istatistik programında uygulanmıs ve manidarlıkları 0.05 düzeyinde sınanmıs ve yorumlanmaya çalısılmıstır.
Resmi kurum ortaöğretim öğretmenlerinin çatışma yönetimi stillerinin incelenmesi
Bu arastırmanın amacı Milli Egitim Bakanlıgına baglı resmi ortaögretim kurumlarında ögretmenlerin çatısma yasadıkları durumlar ve kullandıkları çatısma yönetimi stillerinin belirlenmesidir. Ögretmenlerinin yasadıkları çatısmalar ve uyguladıkları çatısma yönetimi stilleri kisisel degiskenler bazında analiz edilmistir. Bu arastırma tarama modelinde betimsel bir çalısmadır. Arastırmanın evrenini 2007?2008 egitim-ögretim döneminde Kocaeli ili Gebze, Darıca, Çayırova, Dilovası ilçelerindeki ögretmenler olusturmaktadır. Örneklem, basit tesadüfî örnekleme yoluyla seçilmistir. Arastırmada veri toplama araçları olarak Özgan tarafından gelistirilen ?Kisisel Bilgi Formu?, ?Ögretmenlerin Okuldaki Yasadıkları Çatısmalara liskin Anket? ve ?Çatısma Yönetimi Stilleri Ölçegi? kullanılmıstır. Arastırmada verilerin analizinde yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, ki-kare testi, t testi, tek yönlü varyans analizi, Kuruskal Wallis H, Mann Whitney U testi ve farkların kaynagını belirlemek için Tukey HSD testi uygulanmıstır. Arastırma verilerinin analizi sonucunda, ortaögretim ögretmenlerinin en sık çatısmayı müdür ve ögrencilerle, en seyrek çatısmayı ise müfettis ve velilerle yasadıgı tespit edilmistir. Ortaögretim ögretmenlerinin en fazla çatısma yasadıkları konuların basında `olumsuz ögrenci davranısları’, `olumsuz yönetici tutumları’ ve `güç ve yetki kullanma’ gelmektedir. En az çatısma yasanan konular ise `ödül ve ceza verme’, `kılık kıyafet’ ve `siyasi konular’ ve sendikal faaliyetler’ gelmektedir. Ortaögretim okulu ögretmenleri çatısmayı çözerken sık sık bütünlestirme ve uzlasma, bazen kaçınma, hükmetme ve uyma stillerini uyguladıkları anlasılmıstır.
İlköğretim I. Kademesindeki sınıf öğretmenlerinin iş motivasyonlarının sınıf yönetimi becerileri algıları ile ilişkisini araştırmayı amaçlayan bu tez çalışmasında öğretmenlerin eğitim sistemi içerisindeki rollerini ve başarı koşullarını belirlemeye yönelik sonuçlar elde edilmesi hedeflenmiştir. Sınıf Yönetimi Becerilerinin yapısalcı yaklaşımı benimseyen Türk eğitim programı çerçevesinde giderek işlevselleşmesi, öğretmenlerin mesleklerine yönelik becerilerinin belirginleşmesine de yol açabilmekte bu durumda öğretmenler için İş Motivasyonu önem kazanmaktadır. Araştırmada öğretmenlerin iş motivasyonu düzeylerinden genellikle memnun oldukları ve sınıf yönetim becerilerinin çoğunlukla tam olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin iş motivasyonları ile sınıf yönetimi becerileri algıları arasında yüksek düzeyde bir ilişkinin bulunduğu araştırma bulgularının merkezinde yer almaktadır. Araştırmada öğretmenlerin İş Motivasyonu ile Sınıf Yönetimi Becerileri algılarının kişisel ve işe özgü özelliklerine göre farklılıklar olduğuna ait sonuçlar elde edilmiştir. Öğretmenlerin hem iş motivasyonları ve hem de sınıf yönetimi becerileri algıları yaş grubu, görev yapılan ilçe, mezun olunan eğitim kurumu, bu dahil kaç okulda çalıştığı, öğretmenlik kıdemi ve idari görev yapmışlık durumuna göre farklılaşmakta iken, iş motivasyonları tek başına (sınıf yönetimi becerileri algıları bu demografik değişkenlere göre farklılaşmaz iken) ev durumuna göre farklılaşmakta ve yine öğretmenlerin sınıf yönetimi becerileri algıları tek başına (iş motivasyonları bu demografik değişkenlere göre farklılaşmaz iken) mesleki eğitime katılım ve ailede başka öğretmen varlığı faktörüne göre farklılaşmaktadır.
Tüm zamanların en önemli konularından biri hiç tartışmasız eğitim ve kalitesidir. Ülkemizde de son on yıl içerisinde eğitim alanında önemi değişikliklere gidilmekte olduğu görülmektedir. Yönetsel değişikliklerin eğitim alanında yapılabilecek değişikliklerin başında geldiği yadsınamaz bir gerçektir. Okullarımızda yönetsel problemlere yol açabilecek konuların başında da örgütsel sessizlik ve örgütsel bağlılık konuları gelmektedir. Bu tez çalışması endüstri meslek liselerinde çalışan öğretmenlerin görüşlerine bağlı olarak Örgütsel Sessizlik ile Örgütsel Bağlılık düzeylerini tespit etmek ve Örgütsel Sessizlik ile Örgütsel Bağlılık arasında nasıl bir ilişki olduğunu ortaya koymak amaçlanmıştır. İstanbul ili Esenyurt ilçesi endüstri meslek liselerinde 2011?2012 öğretim yılında görev yapan öğretmenler araştırmanın kapsamını oluşturmaktadır. Araştırmada ilçedeki bütün endüstri meslek liselerine ulaşılmıştır. İlçedeki 3 endüstri meslek lisesinde çalışan 174 katılımcıdan gönüllülük esaslı olarak 144 katılımcı ölçeklerdeki sorulara yanıt vermişlerdir. Örneklem grubuna ?Örgütsel Sessizlik Ölçeği? ve ?Örgütsel Bağlılık Ölçeği? uygulanmış ve yapılan analizlerde su sonuçlara ulaşılmıştır: Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların Örgütsel Sessizlik algıları orta düzeye yakın, Örgütsel Bağlılık algıları ise orta düzeyde olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sonuç endüstri meslek liselerinde görev yapan yönetici ve öğretmenlerin sorunlarını rahatça ifade edemedikleri ve duruma ve şartlara bağlı olarak sessiz kalmayı tercih ettiklerini göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Sessizlik, örgütsel sessizlik, bağlılık, örgütsel bağlılık
Meslek lisesi öğrencilerinin meslek seçimi yeterliliği ve meslek seçimini etkileyen faktörler
Bu araştırmada Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi meslek liselerinde, öğrencilerin meslek seçimi yeterliliğinin ne düzeyde olduğu ve meslek seçimini etkileyen faktörlerin neler olduğunun belirlenmesi amaçlanmıştır. Yine bu araştırmada meslek lisesi öğrencilerinin seçtikleri mesleklerinden memnuniyeti sorgulanmıştır. Bu araştırma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini 2007?2008 eğitim-öğretim döneminde Kocaeli ili Gebze, Darıca, Çayırova, Dilovası ilçelerindeki meslek lisesi öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem, basit tesadüfî örnekleme yoluyla seçilmiştir. Araştırmada veri toplama araçları olarak araştırmacı tarafından geliştirilen ?Kişisel Bilgi Formu?, ?Meslek Seçimine Etki Eden Faktörler Anketi?, ?Meslekten Memnuniyet Anketi? ve ?Meslek Seçiminde Yeterlilik Ölçeği? kullanılmıştır. Araştırmada verilerin analizinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Kuruskal Wallis H testi kullanılmıştır. Meslek seçiminde ailelerinin sosyo-ekonomik durumlarının etkili olduğunu kabul eden öğrenciler %41’dir. Meslek seçiminde ailelerin beklentisi ve öğrencilere yönelik düşüncelerinin etkili olduğunu kabul eden öğrenciler %59’dur. Meslek seçiminde arkadaşların ve çevrenin etkili olduğunu kabul eden öğrenciler %47dir. Ankete katılan öğrencilerin yaklaşık %80’i mesleklerini sevmektedirler. Ankete katılan öğrencilerin kendi meslek seçimi yeterliliklerini değerlendirmeleri 3 puan (katılıyorum) seviyesindedir. Anahtar Kelimeler: Meslek, Meslek Seçimi, Mesleki Gelişim Süreci, Mesleki Rehberlik
Bu araştırmada, İstanbul ili Kartal ilçesinde bulunan kamuya ait ilköğretim kurumlarında öğrenim gören 2. kademe öğrencilerinin Okul iklimi algıları ile Saldırganlık Ölçeği puanları arasındaki ilişki ve bu puanların cinsiyet, anne-baba öğrenim düzeyi, anne-baba mesleği, oturduğu ev, gelir düzeyi ve birlikte yaşadıkları kişi sayısı değişkenlerine göre farklılaşma düzeyi incelenmiştir. Araştırmanın bağımlı değişkeni olan ilköğretim öğrencilerinin saldırganlık puanlarının ölçülmesi amacıyla Tuzgöl (1998) tarafından geliştirilen Saldırganlık Ölçeği kullanılmıştır. Okul iklimi algısını ölçmek için Acarbay (2006) tarafından Türkçe dilsel eşdeğerlik güvenirlik ve geçerlik çalışması yapılan Case/ Koid Kapsamlı okul iklimi değerlendirme Ölçeği’nin (1982) öğrenci tarafından doldurulan kısmı kullanılmıştır. Diğer bağımsız değişkenlere ilişkin verilerin toplanması amacıyla Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2006?2007 eğitim-öğretim yılında tesadüfi örneklem yöntemi ile seçilen İstanbul ili Kartal ilçesi resmi ilköğretim kurumlarına devam eden öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklem 206 kız öğrenci ve 219 erkek öğrenci toplam 425 öğrenciden oluşmaktadır. İstatistiksel analiz için toplanan veriler SPSS 13.0 programı kullanılarak bilgisayara aktarılmış; t-Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi ve durumlarda Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı teknikleri kullanılarak toplanan veriler analiz edilmiştir.Bu araştırmada elde edilen bulgular şunlardır: Öğrencilerin saldırganlık ölçeği puanları 225 tam puan üzerinden 126,90 olarak orta düzeyde bulunmuştur. Okul iklimi algılarında yol gösterme alt boyutu en yüksek ortalamaya, Öğrencilerin davranışsal değerleri en düşük aritmetik ortalamaya sahiptir. Öğrencilerin saldırganlık ölçeği puanları ile Çete Aktiviteleri , Cinsel Taciz , Cinsiyet Ayrımcılığı arasında olumlu ilişki bulunurken Öğretmen Öğrenci İlişkileri, Güvenlik ve Düzenlilik , İdare , Öğrencilerin Akademik Yönlendirilmesi , Öğrencilerin Davranışsal Değerleri, Yol Gösterme , Öğrenciler Arası İlişkiler , Anne, Baba, Toplum ve Okul Arası İlişkiler, Ders Yönetimi, Öğrenci Etkinlikleri arasında olumsuz korelasyon bulunmuştur. Çalışma, bulguları ilgili ayrıntılar sonuç bölümünde tartışılmış ve önerilerle son bulmuştur.
İlköğretim okullarında uygulanan sınavlarda tam öğrenme(Bloom taksonomisi)nin kullanılmasının önemi
Bu arastırmanın amacı Egitim kurumlarımızda uygulanan sınavların ölçme ve degerlendirme tekniklerinden uzak olarak hazırlanması sonucunda hedeflenen kazanımlara ulasmanın zorlugunu ispatlayabilmektir. Etkili ölçme ve degerlendirme sistemi tasarlanabilmesi için ölçme ve degerlendirme kavramlarının bilimsel bir temele dayandırılması gerekir. Çalısmanın evreni İstanbul ili Anadolu Yakası Üsküdar lçesinde yer alan biri özel , biri devlet okulu olmak üzere iki ilkögretim okuludur.Bu ilkögretim okullarının 2. sınıf ve 5.sınıf ögrencileri arasında yer alan 116 denek üzerinde , ögrencilere uygulanmak üzere 4 degerlendirme sınavı, uygulanarak yorumlanmıstır. Davranısların sınıflandırma yöntemi olarak, ögretmenlerin bir okul yılı boyunca kendi derslerini nasıl sıralayarak gelistireceklerinin ve bu sekilde çocukları alt düzey davranıstan üst düzey davranısa götüreceklerinin ortaya konmasının yararlı olacagı düsünülmektedir. Egitimle ilgili olan bu arastırma,matematiksel bir arastırmadır ve uygulanan sınavların bir bölümü bilgi, kavrama, analiz, sentez, uygulama, degerlendirme basamaklarına yer verilerek hazırlanmıs(taksonomik), bir bölümü ise zihinsel basamaklar göz önünde bulundurulmadan, bilgi basamagı agırlıklı olarak hazırlanarak uygulanmıstır. Sınavların güvenirlik analizi olarak içsel tutarlılık analizi yapılmıstır.Bu baglamda descriptive istatistiginde, min-maks degerleri, ortalama, standart sapma ve degisken homojenligi analizleri yapılmıstır.Veriler SPSS 13.00 paket programında hazırlanmıstır.=0.5, %95 güven aralıgında test edilmistir.Student t testlerinden one-sample t testi kullanılmıstır. Bulgulardan bazıları; yeni ögretim programı geregi ögrenciyi merkeze koyan, ezberden uzak, düsünmeyi düsünmeye yönlendirici olunması yönündeki degisim, uygulanan sınavlara da yansımasının gerekliligi alınan sonuçlarda da görülebilmektedir. Yalnızca bilgi basamagına baglı degerlendirmeye tabii olan ögrencilerin basarılarının oldukça düsük oldugu gözlenmistir. Anahtar Kelimeler: Ölçme, degerlendirme, Pisa Raporu, Bloom, taksonomi.
Birey ve örgüt değerlerinin benzeşme derecesi, kurumda çalışma ve kalma isteği ile ekstra rol davranışları gibi özellikleri içeren örgütsel özdeşim, örgütsel bağlılık ve örgütsel vatandaşlık davranış düzeyleri çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Bireylerin demografik özellikleri de bu faktörlerdendir. Çalışanların kurumuna bağlılığı, kurumuyla gurur duyması hem kurumu hem de çalışanları olumlu etkilemektedir. Bu araştırmanın amacı, ilköğretim öğretmenlerinin örgütsel özdeşim, örgütsel bağlılık ve örgütsel vatandaşlık davranış düzeylerinin demografik özelliklerine göre (statü, yaş, kurumunda çalışma süresi, cinsiyet, medeni hal, toplam kıdem yılı) anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Bu doğrultuda çalışma grubundaki rastlantısal olarak belirlenen 11 farklı kamu okulundan, basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen 270 ilköğretim öğretmenine 3 ölçek uygulanmıştır. Bu ölçekler örgütsel özdeşim ölçeği, örgütsel bağlılık ölçeği ve örgütsel vatandaşlık ölçeğidir. Ayrıca uygulanan ölçekte katılımcıların demografik özellikleriyle ilgili bilgilerin edinildiği bölüm vardır. Araştırma kapsamına dahil edilen örgütsel özdeşim, örgütsel bağlılık ve örgütsel vatandaşlık davranışları ile demografik özelliklerin bazı noktalarında anlamlı ilişkiler bulunmuş ve tez kapsamında yorumlanmıştır. Araştırmaya göre öğretmenlerin statüleri ile örgütsel bağlılıkları arasında anlamlı bir fark oluşmaktadır. Buna göre okul müdürleri, müdür yardımcıları ve öğretmenlerden daha fazla örgütsel bağlılık göstermektedir. Yine cinsiyete göre örgütsel bağlılık düzeyinde anlamlı bir farklılık oluşmaktadır. Erkek öğretmenlerin örgütsel bağlılıkları bayan öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarında daha yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Araştırmamızda örgütsel özdeşim, örgütsel bağlılık ve örgütsel vatandaşlık davranış düzeylerinin birbirleriyle olan ilişkisi araştırılmış ve pozitif yönde fakat güçlü olmayan bir ilişkiye rastlanmıştır. Tez kapsamında elde edilen bulgular yorumlanmıştır.
Bu araştırmada, ilköğretim okulu öğretmenlerinin kişilik özellikleri ile okul kültürü algıları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Bu iki özellik araştırmanın temel değişkenleri olarak kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra, teorik anlamda ilişkili olduğu düşünülen diğer bazı özelliklerin de bu temel değişkenlerle ilişkisi araştırılmıştır. Bunlar; cinsiyet, yaş, mezuniyet durumu, mesleki kıdem ve bulunduğu okuldaki görev süresidir. Araştırma 2006-2007 eğitim-öğretim yılında İstanbul ili Kartal ilçesinde devlete bağlı ilköğretim okullarında görev alan ilköğretim öğretmenleriyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan üç yüz ilköğretim öğretmenine, Eyüboğlu tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu, Okul Kültürü Anketi ve Savran tarafından Türkçe´ye adapte edilmiş olan ACL ( Sıfat Listesi ) ölçekleri uygulanmıştır. Elde edilen istatistiklerin 0.05 ve daha üst düzeydeki manidarlık düzeyi kabul edilmiştir. Sonuçlar SPSS bilgisayar programındaki istatistiksel yöntemler, Pearson Çarpım Momentler Korelasyon Analiz, T testi, Kruskal Wallis-H testi, Mann Whitney-U testi kullanılarak hesaplanmıştır. Araştırmanın sonucunda, ilköğretim öğretmenlerinin okul kültürü algıları ile demografik özelliklerinden cinsiyet, yaş, mesleki kıdem, okuldaki görev süresi, eğitim düzeyi açısından anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Ayrıca araştırma sonucunda, ilköğretim öğretmenlerini okul kültürü algıları ile erkeksi kişilik özellikleri arasındaki ilişki negatif yönde hafif kuvvette ilişki bulunmuştur. Buna göre ilköğretim öğretmenlerinin okul kültürü algıları ile erkeksi kişilik özellikleri birbirlerini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca ilköğretim okulu öğretmenlerinin okul kültürü algıları ile diğer kişilik özellikleri arasındaki ilişki bulunmamaktadır.
Örgütsel sessizlik ile güven arasında ilişki ve eğitim örgütlerinde bir araştırma
Araştırmanın amacı, örgütsel sessizlik ve güven arasındaki ilişki ve bu ilişkinin eğitim örgütlerindeki etkisini görmek için; Endüstri meslek lisesi ve Ticaret meslek lisesinde görev yapan öğretmenlerin, çalıştıkları lise türüne göre, sessizlik ile güven arasındaki ilişkiye dair algılarını belirlemektir. Araştırmanın örneklemini, İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesindeki tüm resmi Endüstri meslek liseleri ile Ticaret meslek liselerinde görev yapan 148 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 17.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Hipotezler, çoklu regresyon, t-testi, tek yönlü varyans analizi (anova) ve farklılıkların kaynaklarını belirlemek amacıyla yapılan tamamlayıcı post-hoc analizleri ile yapılmıştır. Araştırma sonucunda, iletişim düzeyinin arttığı örgütlerde savunmacı sessizlik davranışında azalma görülmekle beraber, öğretmenlik de 16-20 yıl süre geçirenler örgüt içi iletişimi daha fazla önemsemekte, öğretmenlikte 21 yıl ve üstü süre geçirenlerde ise savunmacı sessizlik davranış daha fazla görülmektedir. Araştırmaya katılan öğretmenlerden Ticaret meslek lisesi öğretmenleri daha fazla uysal sessizlik davranışı göstermekte ve bu davranışı sergileyen öğretmenlerin büyük çoğunluğunun bekar olduğunu söylemek mümkündür. Yine Ticaret meslek lisesi öğretmenleri yöneticilerine güvendikleri zaman dışarıya karşı daha fazla prososyal sessizlik davranışı göstermekte ama diğer taraftan örgüt yöneticilerinin öğretmenlere karşı duyarlılık düzeyi arttığında öğretmenlerin, dışarıya karşı prososyal sessizlik davranışlarında azalma olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerden Endüstri meslek lisesi öğretmenleri örgüt içinde, yöneticiye güvenmeyi, yönetimin yeniliğe açık olmasını ve öğretmenlere karşı duyarlı davranmasını daha fazla önemsemektedir. Anahtar Kelimeler: Örgüt, Sessizlik, Güven
Bu araştırmanın amacı ilköğretim yedinci ve sekizinci sınıf ergen öğrencilerin ana baba tutumu ile saldırgan davranışları arasındaki ilişkileri ortaya koymaktır. Söz konusu ilişki araştırılırken, çocukların saldırgan davranışlarının ve ana-babanın çocuk geliştirme tutumlarının, çocuğun cinsiyetine göre farklılaşıp farklılaşmadığı da ilişkisel olarak incelenmiştir. Araştırmanın evrenini 2005?2006 eğitim-öğretim yılında İstanbul Avrupa yakasında bulunan çeşitli ilköğretim okullarında okuyan 280 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama aşamasında iki ölçekten yararlanılmıştır. Çocukların saldırgan davranışlarını belirlemek için ?Rosenzweig P-F Araştırması?, ana-babaların tutumlarını saptamak amacıyla da ?Gençlik Döneminde Aile Sorunlarını Değerlendirme Ölçeği? uygulanmıştır. Ana-baba davranışları ile çocukların saldırgan davranışlarına yönelik yapılan t-testi sonuçlarına göre `’ilişkilerde duyarsızlık ve tutarsızlık” boyutu ile çocukların saldırgan davranışları arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Fakat `’ana baba ilişkilerinde uyuşmazlık” boyutları ile çocukların saldırgan davranışları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ana-baba davranışlarının etkisinin kız ve erkeklere göre farklılık gösterip göstermediğini araştırmak için yapılan t-testi sonuçlarına göre, kızlar ve erkekler arasında, ana-baba davranışları yönünden anlamlı farklılıklar bulunamamıştır. Saldırgan davranışlar açısından, kızlarla erkekler arasında anlamlı farklılıkların olup olmadığını araştırmak için yapılan t-testi sonuçlarına göre, erkeklerin kızlara göre daha az saldırgan oldukları bulunmuştur. Anahtar sözcükler: Saldırganlık, Ana-baba Davranışları
Ülkemizde mesleki eğitim, hem nitelik, hem de nicelik açısından düsüktür. Kalkınmıs ülkelerde eğitim yasındaki nüfusun ortalama %65’i onları bir mesleğe hazırlayan teknik ve meslek liselerinde, %35’i ise üniversiteye hazırlama amacı tasıyan genel liselerde okumaktadır. Ülkemizde ise bu oranlar tersinedir. Türkiye’de verilen mesleki eğitimin nitelik olarak düsüklüğü, mesleki eğitimden geçmis olanların istihdamı asamasında net bir sekilde ortaya çıkmaktadır. ?syerleri mesleki yeterlilik bakımından zayıf olmaları nedeniyle istihdamda meslek liseleri ve meslek yüksekokullarından mezun olanları tercih etmemekte veya onları yeni bastan mesleki eğitime tabi tutmaktadırlar. Meslek liseleri ve yüksekokulların tercihinde bilinçli olunmadığı ve bu durumun meslek eğitiminde basarısızlığa yol açtığı iddiaları yaygındır. Aynı sekilde eğitim kadrosu, laboratuar, atölye, araç-gereç yetersizliğinin ve üniversiteye giriste uygulanan sistemin mesleki eğitimi olumsuz yönde etkilediği iddiaları mevcuttur. Son yıllarda üniversiteye giriste uygulanan sistemin adaletsizliğe ve esitsizliğe neden olarak meslek liselerine olan rağbeti azalttığı yönünde elestiriler vardır. Sonuçta Türkiye’de eğitim sisteminin bir yanıyla üniversiteye girise dönük çalısan ve netice olarak da diplomalı issizler üreten, diğer yanıyla da mesleki bilgi ve beceri bakımından yetersiz ve istihdamı mümkün olmayan bir nesil yetistirdiği yönünde yaygın bir kanat vardır. Bu arastırmanın, meslek okullarında yasanan problemleri objektif ve sivil bir bakıs açısıyla ortaya koyarak, problemlerin çözümü doğrultusunda yapılan/yapılacak olan tartısma ve çalısmalara katkı sağlaması beklenmektedir. Arastırmada KTÖGM ve ETÖGM bağlı mesleki teknik ortaöğretim kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen ve eğitime devam eden öğrencilerin görüslerine yer verilmistir. Arastırma, ?stanbul ?li Kartal ?lçesinde faaliyet gösteren, KTÖGM ve ETÖGM bağlı mesleki teknik ortaöğretim okulları ile sınırlı tutulmustur. Arastırma sonunda elde edilen bulgulardan, kaynak gruplarının problem ile ilgili birbirine paralel görüslere sahip oldukları anlasılmıstır. Elde edilen bulgulardan yararlanılarak, mesleki teknik eğitiminin, ülkenin gereksinim duyduğu beyin ve isgücünün yetistirilmesinde sağlayacağı yararlar vurgulanarak öneriler getirilmistir.
Bu çalışmanın amacı örgütsel vatandaşlık davranışları ve örgüt kültürünün Kız Meslek Liselerinde görev yapan öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri üzerindeki etkisinin saptanmasıdır. Bu araştırmanın örneklemini bu ilçelerde bulunan 10 kız Meslek lisesinde görev yapan 285 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Masclach Tükenmişlik Ölçeği, Okul Kültürü Ölçeği ve Örgütsel Vatandaşlık Ölçeği. Elde edilen veriler SPSS 17.0 istatistik paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. Veriler Tek Yönlü Varyans Analizi, Tukey Post Hoc analizi ve Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayıları hesaplanarak çözümlenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, öğretmenlerin Maslach Tükenmişlik ölçeğinden elde edilen skorlar ile görev kültürü, destek kültürü, başarı kültürü ve okul kültürü genel skorları arasında anlamlı bir ilişki gözlemlenmiştir. Okul kültürü alt boyutları öğretmenlerin duygusal tükenme seviyesi üzerinde etkisi olmadığı görülmüştür. Ayrıca, yardımseverlik ve centilmenlik alt boyut skorlarının farklı duygusal tükenme seviyesine sahip bireylerde anlamlı seviyede farklılaştığı görülmüştür. Araştırma sonucunda, mutlu olmayan, kendilerini tükenmiş hisseden ve özgüven seviyeleri düşük seviyede olan öğretmenlerin örgütlerine bağlılık göstermeleri, örgütlerinde vatandaşlık davranışlarını sıklıkla gösterebilmeleri mümkün olmadığı görülmüştür. Bu bulgular doğrultusunda gerek akademisyenlere gerekse uygulayıcılara gerekli öneriler sunulmuştur.
İlköğretim okulu yöneticilerinin çatışma yönetimi stilleri(Bağcılar ilçesi örneği)
Bu araştırmada ilköğretim okulu yöneticilerinin çatışma yönetimi stilleri algı düzeyleri ile bu çatışma stillerinin demografik özellikleri ile ilişkileri saptanmaya çalışılmıştır.Araştırmada beş bölüm bulunmaktadır. Araştırmanın verileri İstanbul ili Bağcılar ilçesinde görevli ilköğretim okulu yöneticilerinden toplanmıştır.Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır.Araştırmaya toplam 201 yönetici katılmıştır.Araştırmada kişisel bilgi formu ile yöneticilerin demografik özellikleri ile ilgili bilgi toplanmıştır.Rahim Örgütsel Çatışma Anketi kullanılarakta yöneticilerin çatışma yönetimi stilleri yüzyüze görüşme metodu ile gerekli bilgiler toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda,yöneticilerin çatışma yönetiminde ödün verme yaklaşımını kullanma durumlarının cinsiyetlerine göre farklılık gösterdiği, tümleştirme, hükmetme, kaçınma, uzlaşma davranışlarının ise cinsiyetten bağımsız olduğu ,kadınların ödün verme puanlarının erkeklere oranla daha yüksek olduğu, diğer bir ifade ile bu davranışa kadın yöneticiler tarafından erkeklere oranla daha sık başvurulduğu saptanmış,yöneticilerin çatışma yönetiminde tümleştirme yaklaşımını kullanma durumlarının en son mezun oldukları okula göre farklılık gösterdiği, ödün verme, hükmetme, kaçınma, uzlaşma davranışlarının ise en son mezun oldukları okuldan bağımsız olduğu ,okul yöneticilerinin tümleştirme, ödün verme, hükmetme, kaçınma, uzlaşma ve genel çatışma puanları ile mesleki kıdem , yöneticilik seminerine katılma durumları ve yaşları arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: İlköğretim okulu yöneticilerinin çatışma yönetimi stilleri.
Bu çalışmada ilköğretim okulu öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan hizmetiçi eğitim yöntemiyle bilgisayar eğitimi uygulamasına ilişkin öğretmen görüşleri neler olduğu amaçlanmıştır. Araştırma,
Öğretmen aile işbirliğinin öğrenci başarısına etkisi
Çağdaş dünya, geleceğe büyük hazırlıklarla ve donanımlarla girmektedir. Hazırlıkların başında da donanımlı eğitimciler ve donanımlı gençler bulunmaktadır. Çağımızda okul yönetimleri hem çağın gereksinimlerine yanıt verecek, hem de bulunduğu toplumun kültürel değerlerini yaşatacak eğitim ortamları oluşturma görevini yüklenmiştirler. Okul çevresinde olup bitenlere duyarsız kalamaz. Hem bulunduğu topluluğa liderlik yapacak, hem de özel programlarla çevresi ile de bütünleşip uyum içinde olacaktır. Bir elin beş parmağının bir olmayışı gibi okul ortamında da yediği yediğine uymayan, giydiği giydiğine uymayan birçok aile modelinin çocukları bir araya gelmektedir. Genellikle evlerinde aileleri ile sorunları olan çocuklar, bu sorunlarını okullarına ve sınıflarına taşırlar. Evde bastırdıkları duygularını arkadaşlarına ve öğretmenlerine yöneltirler. Bazen de bunun aksine, tamamen içlerine kapanırlar. Öğretmenlerin, okul idarelerinin sorunlu öğrencilere anlayışlı ve sevecen davranarak onlara bir noktaya kadar yardım edebilecekleri doğrudur. Ancak kendi çocuğu ile hiç ilgilenmeyen, tamamen yanlış eğitim uygulayan bir ailenin hatalarını düzeltmeye hiçbir öğretmenini ve eğitim kurumunun gücü yetmez. Anne baba okulla işbirliğinden kaçıyorsa, yapılacak hiçbir şey yok demektir. Bu araştırmada ilköğretim ve ortaöğretim okullarında, öğretmen aile işbirliği ile ailelerin eğitim ihtiyaçlarının ne düzeyde olduğu, bu işbirliğinin öğrenci başarısına nasıl katkı sağladığı belirlenmeye çalışılacaktır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm ?Giriş?tir. İkinci bölüm bu konu ile ilgili ?İlgili Literatür ? başlığı altında toplanmıştır. Bu bölüm, ?aile-öğretmen?, ?aile okul işbirliği? ve ?alan araştırması yayınları? diye üç şekilde incelenmiştir. Üçüncü bölüm ?Araştırmanın yöntemi, Bulgular ve Yorumlar? ile ilgili bilgi vermektedir. Dördüncü bölümde ise ?Sonuç ve Öneriler? başlığı adı altında araştırma ile ilgili ulaşılan sonuçlar anlatılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın bazı önemli sonuçları şunlardır: Annelerin çocukların ödevleri ile daha fazla ilgilendikleri (%56,2) görülmüştür. Ayrıca çocuğun okuldaki eğitimi ile de annelerin (%54,1) oranla daha fazla ilgilendikleri ortaya çıkmıştır. Bu orandan anlaşılan annelerin daha fazla zamanlarının olması ve annelerin genellikle çalışmamasıdır. Araştırmaya göre annelerin %66,8 lik bir kısmının ev hanımı olması çocuklarına ayıracak zamanlarının fazla olduğunu göstermektedir. Okul müdürleri ve rehberlik servisleri ile yapılan görüşmelerde ev hanımı annelerin büyük çoğunluğunun eğitim düzeyinin düşük olduğu buda anne ile yapılan işbirliğinde annenin çocuğa yaklaşımının yanlış olması bu nedenle yeterli verim alınamamasına sebep olmaktadır görüşü belirtilmiştir. Araştırmanın bazı önerileri şunlardır: Okullarda öğretmen ve rehberlik servisleri sıkı bir işbirliği içinde olmalıdırlar. Aileler ile ders öğretmenlerinin sıkı bir ilişki içinde olması öğrenci başarısına önemli katkıda bulunduğu saptanmıştır. Ayrıca rehberlik servisinin ders öğretmeni ile işbirliği kurarak aile öğretmen işbirliğini organize etmesi hem öğrenciye hem de aileye olumlu bir katkıda bulunacağı ve öğretmen aile arasındaki kopukluğu gidereceği saptanmıştır. Bu nedenle aile-öğretmen birlikteliği rehberlik servisi yönetiminde sağlanmalıdır. Okul yöneticileri aileler ile ilişkilerini geliştirerek ailelerin eğitime katılımını sağlamalı ve aileleri eğitici, ailelerin eksik olduğu konularda seminerler organize etmelidir. Eğitimde bütünlüğün ve verimliğin sağlanması için öğretmen aile ve okul işbirliğine önem verilmelidir. Sınıf öğretmeni rehberlik servisi organizasyonunda öğrencilerin aileleri ile iletişim içinde olmalıdır. Gerektiğinde ailelere de eğitim vermelidir. Ayrıca rehberlik servisi ailelere evde çocuğun eğitiminin devamlığı için çeşitli kitapçıklar dağıtmalıdır. Evlerde aile ziyaretleri yapılmalıdır.
Bu çalışmada sekizinci sınıf öğrencilerinin Türkçe becerilerinin İngilizce öğrenmelerinde ne derece etkili olduğu araştırılmıştır. Her toplumun iletişimini kendi ana diliyle gerçekleştirdiği bilinmektedir. İletişimin kalitesinin, insanların konuştuğu dili iyi bilmelerine bağlı olduğu düşünülür. Okullardaki iletişimde Türkçe ile gerçekleşir bu bağlamda Türkçe bilime seviyesi ile başarı okul başarısı arasında bir ilişki olduğu söylenebilir. Türkçenin iyi bilinmediği zamanlarda başarının da olması zordur diye düşünülür. Ülkemizde ikinci dil eğitimi, gerek planlama gerekse uygulama aşamasında eğitim alan öğrencilerin ana dillerini tamamen bildikleri düşünülerek yapılmaktadır. Bu noktada, ikinci dil öğretiminin her aşamasında öğrenci ve öğretmenler çok çeşitli iletişim sorunlarıyla karşılaşabilirler. Bu çalışmada, bu konuda var olan sorunları ortaya koymak ve sorunların çözümüne yönelik öneriler geliştirmek hedef alınmıştır. Anahtar kelimeler: yabancı dil eğitimi, ana dil eğitimi, iletişim Aralık, 2008 Selim Emre GÜLER
Almanca öğretmenlerinin hizmet içi eğitim hakkındaki görüşleri ve bir araştırma
ÖZET ALMANCA ÖĞRETMENLERİNİN HİZMET İÇİ EĞİTİM HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ Bu çalışma almanca öğretmenlerinin hizmet içi eğitim etkinliklerine ilişkin görüşlerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini; 2011-2012 Eğitim Öğretim yılında İstanbul İli Avrupa ve Anadolu yakasındaki ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında çalışan öğretmenler oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini ise küme örnekleme yöntemiyle seçilen bu kurumlardan 123 almanca öğretmenine ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda; hizmet içi eğitim programlarına ilişkin görüşleri; almanca öğretmenlerinin cinsiyet, yaş, medeni durum, mesleki kıdem, branş, eğitim durumu, gelir değişkeni, görev yaptıkları okul sayısı, hizmet içi eğitim sayısı ve istihdam türlerine göre istatistiksel olarak anlamsızdır. Ankete katılan öğretmenlerin yarısı %50’si hizmet içi eğitim programları planlanırken ihtiyaçlarına ilişkin düşüncelerinin neredeyse hiç alınmadığını belirtmiştir. Hizmet içi eğitim etkinliklerinde ölçme ve değerlendirme tekniklerine yer verildiğine ilişkin öğretmen görüşleri çoğunlukla olumsuzdur. Hizmet içi etkinliklerine katılma biçimine göre ise; özel okulda ve sözleşmeli olarak çalışan öğretmenler diğer öğretmenlere göre olumlu görüş bildirmiştir. Öğretmenlerin eğitim durumu ve aylık toplam aile geliri arttıkça, tutumlarda da olumlu gelişmeler olduğu ortaya konulmuştur. Öğretmenlerin hizmet içi etkinliklerinde görev alan öğreticilerin yeterlilikleri hakkında, eğitim görevlilerinin öğrenme konusuna ilişkin olarak yeterli uygulama yapabilmekte olduğuna ilişkin düşünceleri daha olumlu değerlendirilmektedir. Alınan hizmet içi eğitimin değerlendirilmesi konusunda öğretmenlerin birçoğu hizmet içi eğitim etkinliklerinin bitiminde başarıyı ölçmek için ciddi bir sınav yapılması gerektiğini, hizmet içi eğitim programlarının işlenişiyle ve hizmet içi ortamın fiziki şartları ile ilgili görüşlerinin neredeyse hiç alınmadığını ifade etmiştir.
Okul müdürlerinin etkililiği ve okul iklimi (İstanbul Fatih ve Eminönü ilçeleri örneği
İstanbul İli Avrupa Yakası Fatih ve Eminönü İlçelerinde orta öğretim kurumlarında çalışan okul müdürlerinin etkililiğinin genel beceriler boyutunda hangi düzeyde olduğunu inceleyen bu çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci bölümü problem, amaç, araştırmanın önemi, sınırlılıklar ve tanımlardan, ikinci bölümü yönetim biçimlerinin kuramsal temellerinden, üçüncü bölüm araştırmanın yönteminden, dördüncü bölüm araştırmanın bulgularından ve yorumlarından, son bölüm ise sonuç ve önerilerden oluşmaktadır. Araştırmanın evreni, İstanbul ili Fatih ve Eminönü ilçelerinde resmi ortaöğretim kurumlarında görev yapan 201 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Ortaöğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin, müdürlerinin etkililiği ile okullarının iklimini algılama düzeyleri incelenmiştir. Bu çerçevede öncelikle öğretmenlerin demografik özellikleri ile yönetsel etkinlik ve örgütsel iklim puanları tanımayıcı istatistikler yardımıyla özetlenmiştir. Daha sonra öğretmenlerin yönetsel etkililik ve iklim algılamalarının demografik özelliklerine göre farklılaşma durumu incelenmiştir. Son olarak yönetsel etkinliğin örgütsel iklime etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada t-testi, varyans analizi, çoklu regresyon analizleri kullanılmıştır. İstatiksel olarak anlamlı olduğu belirlenen ilişkilere ait ortama değerler verilerek sonuçlar istatiksel olarak yorumlanmıştır. Okul müdürlerinin genel, kavramsal, insan ilişkileri ve teknik becerilerine ilişkin puanları ile okul ikliminin moral, samimiyet, yakından kontrol, işe dönüklük ve anlayış gösterme boyutları arasında doğrusal, pozitif ilişkiler bulunmaktadır.
Bu araştırmanın ana amacı Meslek Lisesi öğrencilerinin kariyer değerlerine ilişkin algılarının belirlenmesine yöneliktir. Bu amaçla: öğrencilerin kariyer değerlerini algılama dereceleri ve algılama dereceleri arasında anlamlı farklılık bulunup bulunmadığı açısından cevap aranmıştır. Bu araştırmada incelenen konuya ilişkin kaynaklar ve olgusal veriler ise dikkatle incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2009?2010 Eğitim-Öğretim yılında İstanbul İli Tuzla İlçesinde ki meslek liselerinde eğitim alman öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında Aktaş (2004) tarafından geliştirilen ölçekten yaralanılmıştır. Anketten elde edilen verilerin güvenirliği için yapılan istatistiksel incelemede SPSS programında iç tutarlıkları (Cronbach Alpha katsayıları) hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan grupların kişisel özellikleri ile ilgili verilerin çözümlenmesinde frekans ve yüzde hesaplamaları yapılmıştır. Grubun kariyer değerlerine ilişkin algılarının belirlenmesi amacıyla deneklere yöneltilen 34 adet ifadede araştırmaya dahil edilen grubun görüş farklılıklarının test edilmesi için bağımsız grup T Testi ile Tek Yönlü Varyans Analizi(ANOVA) ve tamamlayıcı Post Hoc Tekniği olarak da Scheffe Testi uygulanmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, öğrencilerin cinsiyet, sınıf seviyesi, yaş ve memleketlerine göre ankette yer alan ifadelere verdikleri cevaplarda manidar düzeyde farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler:Kariyer, Kariyer Değerleri,
PROF. DR. CANAN ÇETİN İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
PROF. DR. CANAN ÇETİN İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
ÖZGEÇMİŞ
1. Adı Soyadı : PELİN VARDARLIER
İletişim Bilgileri
Telefon
Mail
: –
2. Doğum Tarihi : 15.11.1983
3. Unvanı : Yard. Doç. Dr.
4. Öğrenim Durumu :
Derece Alan Üniversite Yıl
Lisans Çalışma Ekonomisi
ve Endüstri İlişkileri Uludağ Üniversitesi 2006
Yüksek Lisans Genel İşletme Bahçeşehir Üniversitesi 2011
Doktora İşletme Yönetimi Beykent Üniversitesi 2014
Lisans Tezi / Danışman
Özel İstihdam Büroları – Prof. Dr. Pir Ali Kaya
Yüksek Lisans Tezi / Danışman
Çelik Sektörünün Önemi ve Bir Araştırma / Prof. Dr. Canan Çetin
Doktora Tez Konusu / Danışman
İnsan Kaynakları Yönetiminde Sosyal Medyanın Rolü / Prof. Dr. Erol Eren / Prof. Dr. Semra Birgün
Yayınlar
Kitap :
SOSYALİKA – İnsan Kaynaklarının Sosyal Yüzü
Fastbook Yayıncılık – Ocak 2015
Uluslar arası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceeding) basılan


Yorum yaz