
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. BARIŞ MATER
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Van Gölü havzası (TR)
2. Van Gölü (TR)
3. Kıyı kullanımı (TR)
4. Kıyı alanları (TR)
5. Coğrafya (TR)
6. Kıyılar (TR)
7. Kıyı morfolojisi (TR)
8. Jeomorfoloji (TR)
9. Bursa-Mudanya (TR)
10. Bursa-Kurşunlu (TR)
11. İklim özellikleri (TR)
12. İklim (TR)
13. Kocaeli (TR)
14. Coğrafi özellikler (TR)
15. Van Gölü (TR)
16. Jeomorfolojik özellikler (TR)
17. Jeomorfoloji (TR)
18. Coğrafya (TR)
19. Geography (EN)
20. Coastal zones (EN)
21. Coast usage (EN)
22. Van Lake (EN)
23. Van Lake basin (EN)
24. Bursa-Kurşunlu (EN)
25. Bursa-Mudanya (EN)
26. Geomorphology (EN)
27. Coast morphology (EN)
28. Coasts (EN)
29. Geographical features (EN)
30. Kocaeli (EN)
31. Climate (EN)
32. Climate properties (EN)
33. Geography (EN)
34. Geomorphology (EN)
35. Geomerphological characteristics (EN)
36. Van Lake (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Van gölü güneydoğusu ve yakın çevresi (Çarpanak-Deveboynu yarımadaları arası) kıyı kullanımı
Van Gölü su seviyesi i 987 yılından itibaren sürekli olarak yükselmeye başlamış, ı 995 yılında ortalama seviyenin iki metre kadar üzerine çıkarak ı 650 m. kotunu aşmıştır. Bu durumda göl seviyesine yakın yükseltilerdeki arazinin her türlü kullarınm artan bir şekilde engellenıniş, özel ve kamuya ait arazi ve binalar kullanılamaz hale gelmiştir. Bu bakımdan bu konu dünyanın diğer ülkelerinde de yaşandığı için bugün üzerinde yoğun bir şekilde çalışılan ve sebebi kesin olarak açıklanınayan meseleler arsındadır. Yine yaratığı çevre sorunlanyla önem arz etmektedir. Van Gölü’ nün ortalama deniz seviyesindeki yüksekliği 1646 metre iken 3502 km2 ‘lik bir su yüzeyine sahipti. Bu su seviyesi ile, göl, 576 milyar km3 su içermekteydi. Dünyanın en büyük soda gölü olup 607xıo9m3 hacmiyle dünyada dördüncü sırayı alır. Nemrut Dağı parazit konilerinden çıkan volkanik lavlar ve diğer volkanik malzemeler Muş ve Van Gölü havzalan arasına yığılarak bu sahayı yükseltmiş ve burayı kapalı havza haline getirmiştir. Bölgedeki volkanlar aktif oldukları için her devrede morfolojiyi etkilemişlerdir. Kesin olınarııakla beraber araştırma sahanıızm güney sınırlarını teşkil eden Bitlis masifinin Permiyen’e ait olduğu ve Türkiye’nin en eski kütlesi olduğu belirtilmiştir. Alp orojenik hareketleri ile Masifin metamorfizmaya uğradığı fakat etkili bir metamorfizmadan ziyade deformasyonlara uğradığı belirtilıııiştir. Kıyıdaki alüvyonların ise, neojen formasyonların kıyılarda birikmesi ile başlayan killi depolann üzerinde Kuatemer tortullarının birikmesi sonucu gerçekleşmiştir. Doğu Anadolu Fay (DAF) hattının etkisinde olan saharııız devamlı olarak fayların tesiriyle gerçekleşen depremler ve volkanizmalardan etkilenıııiş ve bunun sonucunda mluviyal arnİller canlanarak yapıyı façetalar halinde yarmaya ve aşındırmaya başlamıştır. Aktifbir deprem sahası olma özelliğini halen korınnaktadır. Jeolojik tarihçesinde bütün tektonik faaliyetlerden etkilendiği gibi Kuatemer- de yaşanan iklim değişiklikleri de direk su seviyesinin değişmesine etki etmiştir. Akar sular bu dönemde de canlanarak aşındırma ve biriktirme faaliyetlerini arttırmıştır. Sahamızdaki taraçalar bozulmaya uğramalanna rağınen her 10 metrede bir taraçaların olduğu görülmektedir. Van Gölü su seviyesinin yükselme sebebi iklimdeki değişikliklere bağlandığı için, iklim detaylı bir şekilde incelenıııiş ve eski verilerle yakın döneme ait veriler bir arada verilerek karşılaştınlmış ilk olarak sıcaklık, yağış, nem ve buharlaşma parametrelerinin VanGölü sahasındaki dağılınn incelenıııiş ve bu parametrelerin su seviyesi ile olan ilişkileri üzerinde durulmuştıır. Yapılan inceleme sonucunda göle giren su ile kapalı havza olan gölden buharlaşma ile Çıkan su hesaplandığında, buharlaşmada bir azaımanın olduğu ve göle gelen toplam girdi, buharlaşma ile dengelenınemiş ve aradaki hacim farkı bugünkü su seviyesinde artışa neden olduğu tespit edilmiştir. Bunun tektonik hareketler, güneş lekeleri ve diğer nedenlerle bir ilişkisi olmadığı açıklanınıştır. Verimli kahverengi ve alüvyon topraklara sahip alanımızln, toprak özeııikleri ayrı ayrı açıklanarak toprak iklim ilişkisi belirtilmiş ve tarımdaki önemine değinilmiş. Bununla beraber faaliyeti devam eden sulama projelerinin toprak verimi üzerindeki etkisine ve doğabilecek zararlara dikkat çekilmiştir. Son bölümde de Van Gölü’nün özeııikleri belirtilerek su seviyesinin meteorolojik faktörlerde yaşanan değişikliklerden kaynaklandığını ve çözümünün ancak bilimsel çalışmalarla mümkün olabileceği belirtilmiştir. Su seviyesinin yükselmesiyle beraber kıyıda yaşanan değişiklikleri, verdiği zararlan ve çözüm önerileri ile beraber ayrı ayrı belirtilmiştir. Yeni kıyı faaliyetlerinin nasılolacağı önerileri ile sunulmuştur.
Kurşunlu-Mudanya (Bursa) arasının kıyı morfolojisi
İnceleme alanı, Marmara Denizi’nin güneydoğu kıyılarının bir kısmını içine almaktadır. İşte bu -Kurşunlu-Mudanya Arası Kıyı Jeomorfolojisi- isimli tez, 1999 yılında yaptığımız “Marmara Denizi Kıyı Taraçaları ve Korelasyonu” isimli çalışmada Güney Marmara’nın bu bölgesinde kıyı jeomorfolojisi konusunda bir eksikliğin fark edilmesi üzerine yapılmasına karar verilmiştir. İncelemede 1/25000 ölçekli, topografya ve jeoloji haritaları kullanılmıştır. Bu haritalar Autocad ortamında dxf formatında sayısallaştırılmış, daha sonra Arcview ortamında slip, formatına dönüştürülmüştür. Arcview ortamında çalışılmaya hazır hale getirilen harita üzerine, daimi ve mevsimlik akarsular, yerleşimler, tepe ve yükselti değerleri ile sır bölümü çizgisi girilmiştir. Düzensiz Üçgenler Ağı (DÜA) modeline çevrilen sahanın 3 boyutlu modeli elde edilmiştir. Elde edilen bu DÜA modeli Arcview 3.2 – 3D Analyst programı kullanılarak 3 boyutlu modeller şekline getirilmiştir. 3 boyutlu modeller üzerinden Karacabey Boğazı’nın enine profilleri çıkarılmış ve bunların yamaçları eğim boyunca uzatılarak eski talveglerin rekonstrüksiyonu yapılmaya çalışılmıştır. Ayrıca inceleme alanına dökülen bazı akarsuların boyuna profilleri, inceleme alanının hipsografik eğrisi ve yükselti frekans histogramı yapılmış ve bunlar yorumlanmıştır. Elde edilen haritalar ve 3 boyutlu modeller ve Karacabey Boğazı ve Kocasu Deltasının uydu fotoğrafı kullanılarak sahanın jeomorfoloji haritası çizilmiş ve arazi çalışmaları yapılmıştır. Büro, arazi ve laboratuar çalışmaları sonucunda inceleme alanında, önceki literatürlerde bahsedilmeyen, bir denizel depo ve denizel kavkılar, bir denizel taraça, deniz mağarası, biyoerozyon şekilleri ve lonkoz gölü bulunmuştur.
Kocaeli ve çevresinin iklimi
İlköğretim okulu yöneticilerinin ve sınıf öğretmenlerinin liderlik davranışlarının karşılaştırılması
Bu araştırmanın genel amacı, İstanbul’un Bağcılar ilçesindeki ilköğretim okullarında çalışan yöneticilerin ve sınıf öğretmenlerinin liderlik davranışları arasındaki farklılıkları kendi algıları doğrultusunda belirlemektir. Betimsel nitelikte olan bu araştırmada, bu amaca en uygun model olan genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini, 2005 ? 2006 eğitim öğretim yılında İstanbul İli Bağcılar İlçesinde ilköğretim okullarında görev yapan yöneticiler ve sınıf öğretmenleri oluşturmuş, örneklem grubu olarak Bağcılar ilçesinde görev yapan yönetici ve sınıf öğretmeni olmak üzere toplam 714 kişiye anket uygulanmıştır. Ölçme aracı olarak, Liderlik Davranışını Betimleme Ölçeği kullanmıştır.Toplam 30 maddeden olan bu ölçek ?Yapıyı Kurma? ve ?Anlayış Gösterme? olmak üzere iki temel boyuttan oluşmaktadır. Bu ölçek hem öğretmenlere hem de yöneticilere uygulanmıştır. Yöneticilerin ve Sınıf Öğretmenlerinin Liderlik Davranışları Arasındaki Farklılıkları Kendi Algıları doğrultusunda belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmada deneklerin; cinsiyet, yaş, medeni hal, hizmet süreleri, öğrenim durumları, branşı, yöneticilikle ilgili seminere katılıp katılmadığı, liderlikle ilgili seminere katılıp katılamadığı şeklindeki bilgiler araştırılmış, bu bilgilere göre betimsel istatistik yöntemleri, ?ilişkisiz örneklemler t testi? testi ve ?tek yönlü varyans analizi? yapılarak liderlik davranışları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığına bakılmıştır.
Biga Çayı batı kesiminin jeomorfoloisi
Bu çalışmanın amacı; Biga Yarımadası kuzeydoğusunda Biga Çayı batı kesiminin jeomorfolojik oluşum ve gelişimini ortaya koymaktır. Genelde şistler, detritikler, andezit ve granodiyoritlerin geniş yer kapladığı inceleme sahası, Oligosen sonunda yükselmiş ve kara haline geçmiştir. İnceleme alanındaki birçok fay, diğer kırık sistemleri ve Biga Ovası’nı sınırlayan tektonik hatlar Kuzey Anadolu Fayı (KAF)’nın çeşitli uzantılarını oluşturur. Asimetrik yamaçlar, çizgisellikler, eğim kırıkları, kapma ve dirsekler, topoğrafik seviye farkları gibi jeomorfolojik şekiller genç tektonik hareketlerin varlığını gösterir. İnceleme sahasında 330 m ile 468 m’ler arasında plato üzerinde yükselen belirgin relief, 200 m ile 330 m’ler arasında ve 100 m ile 200 m’ler arasında yüksek platolar ve 10 m ile 100 m arasında da alçak platolar olmak üzere üç ayrı jeomorfolojik birim ayırtlanmıştır.
Van Gölü’nün güneybatı kısmında jeomorfolojik araştırmalar (Tatvan-Göllü)
Bu çalışmada, Van Gölü’nün güneybatı kısmında yer alan ve Bitlis il sınırlarına dâhil olan Tatvan ilçesi ile Göllü Ovası arasında kalan alanın jeomorfolojik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada alanın jeomorfolojik evriminde etkili olan tektonizma, volkanizma, karstlaşma, hidrografya, göl seviye değişimleri ve iklim gibi faktörler araştırılmış, fasiyes analiz yöntemleri, radyometrik yaşlandırma yöntemleri ve Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılmıştır. Çalışma alanında Üst Pleistosen süresince; göl seviyesinde önemli seviye değişimleri (aynı zamanda iklim değişimleri) ve alanın jeomorfolojik evrimi üzerinde oldukça önemli etkiye sahip volkanik faaliyetler meydana gelmiştir. Akarsu drenajı ağları, akarsu vadileri (batıdaki) ve kuru vadiler (güneydoğudaki) üzerinde yapılan araştırmalar ile alanın paleocoğrafyası ve volkanik faaliyetlerin kronolojisi ortaya konulmuştur. Alan içinde üç önemli havza içinde çalışmalar yapılmıştır (Göllü Havzası, İncekaya-Reşadiye alanı ve Küçüksu-Kotum-Güzeldere Havzaları). Göllü polyesi içinde yapılan karot çalışmaları ile iklim değişimlerinin, göl seviye değişimlerinin ve erozyonun polye üzerine olan etkisi, ayrıca karstlaşma ile tektonizma arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışma alanı içinde Nemrut Volkanı ve İncekaya Volkanı (tüf konisi) dışındaki volkanik üniteler tespit edilmiştir ve Dibekli konileri ile bunlara ait lav akıntıları üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu volkanik alanların genel jeomorfolojik görünüme olan etkileri incelenmiştir. Volkanik depolardan (pomza, ignimbirit, tüf, lav) alınan örnekler üzerinde jeokimyasal analizler yapılarak kökenleri ve özellikleri belirlenmiştir. Aynı zamanda yaşlandırma analizleri yapılarak 110 ile 20 bin aralığında yaşlar elde edilmiştir. Gölsel çökeller içinden alınan bir tefra örneğinin yaşı ise 20 bin olarak belirlenmiştir.. Alan içinde Üst Pleistosen süresince meydana gelmiş volkanik, flüvyal, gölsel morfoloji ve kronoloji, söz konusu karot analizlerinden elde edilen sonuçların yardımıyla açıklanabilmiştir.

Yorum yaz