
-
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 440 2000
- http://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. DR. AYŞE NUR TÜTÜNCÜ
Üniversite: İstanbul Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Uluslararası Adalet Divanı (TR)
2. Kıta sahanlığı (TR)
3. Ege denizi (TR)
4. Deniz alanları (TR)
5. Deniz Hukuku (TR)
6. Çevre Hukuku (TR)
7. Yetki (TR)
8. Uluslararası Hukuk (TR)
9. Münhasır ekonomik bölge (TR)
10. Kıyı devleti (TR)
11. Denizcilik (TR)
12. D (TR)
13. Law of the sea (EN)
14. Maritime areas (EN)
15. Aegean sea (EN)
16. Continental shelf (EN)
17. International Court of Justice (EN)
18. Law of the sea (EN)
19. Marine pollution (EN)
20. Maritime (EN)
21. Shore state (EN)
22. Exclusive economic zone (EN)
23. Internationa (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Milletlerarası Deniz Hukukunda yabancı gemilerin alıkonulmasında kıyı devletinin yetkisi The juristiction of the coastal state at the detention of the foreign ships at the law of the sea
Milletlerarası hukukta kabul edilen temel prensip açık denizlerin serbestliği ilkesidir. Buna göre tüm devletler kıyı devletinin barışına, düzenine ve güvenliğine zarar vermeden bu sulardan geçebilir. Ancak bazı durumlarda ise bu geçişin çeşitli nedenlerle durdurulabileceği kabul edilmiştir. Bu durumlar 1958 tarihli Cenevre Açık Deniz Sözleşmesi ve 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi?nde ayrıntılı düzenlenmiştir. Çalışmamızın konusu Milletlerarası hukuk?ta kıyı devletinin gemileri alıkoyma yetkisi ve bu yetkinin sınırlarıdır. Bu kapsamda kıyı devletinin farklı deniz alanları olan bölgelerinde gemilerin geçişleri ve bu geçişlerin sınırlarını incelemeye çalıştım. Bunu yaparken de konuya deniz hukukunda deniz alanlarını inceleyerek başladım. Bu deniz alanlarını iç sular, karasuları, bitişik bölge, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı ve açık denizler olarak ayrı ayrı tasnifleyerek tüm bu alanlarda kıyı devletinin ve bir kıyı devleti olarak Türkiye Cunhuriyeti?nin yetkilerini incelemeye çalıştım. Bu yetkileri inceledikten sonra gemilerin derhal serbest bırakılmasını Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi?nde görülmüş olan davalara göre inceleyerek çalışmamı tamamlamaya çalıştım.
Kıyı devletinin ve diğer devletlerin, münhasır ekonomik bölgenin askeri amaçlı kullanımına dair yetkileri Coastal state’s and other states authority regarding to military uses of exclusive economic zone
Çalışmamızın konusunu kısaca, MEB’de icra edilen askerî faaliyetlerin hukukî durumlarının belirlenmesi olarak ifade edebiliriz. Bu kapsamda, MEB’de icra edilebilecek askerî faaliyetler tek tek incelenerek, bunların hukukî durumları doktrinde mevcut farklı görüşlere de yer verilerek 1982 BMDHS çerçevesinde tartışılmıştır. Bu tartışmanın yapılabilmesi amacıyla, konuyla ilgili Sözleşme hazırlık çalışmalarından faydalanılarak tarihsel süreç araştırılmıştır. Son olarak, konu ile ilgili ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların, çözümleri hakkında yapılabilecekler ortaya konmuş ve Türkiye’nin konu ile ilgili görüş ve politikalarının neler olduğu ve neler olması gerektiği aydınlığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: BMDHS, Münhasır ekonomik bölge, askerî faaliyetler, uyuşmazlıklar, askerî amaçlı kullanımda devletlerin yetkileri, yabancı askerî faaliyetlerin hukukî durumu.
Bu tezde, Milletlerarası Adalet Divanı’nın kararları ışığında deniz alanlarının sınırlandırılması hukukuna dair bir inceleme yapılmış ve bu çerçevede çeşitli sonuçlara varılmıştır. İlk defa 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan deniz alanlarının sınırlandırılması uyuşmazlıklarının divan tarafından çözüme bağlanması, aşağı yukarı 40 yıldan beri süre gelen bir durumdur. Dolayısıyla, bu alandaki içtihadın yeni gelişmekte olduğunu söylemek de mümkündür. Bu alandaki Divan kararlarının incelenmesi ile birlikte, yeni gelişmekte olan bu hukukun divan tarafından bugüne kadar nasıl yorumlandığı saptanmış olmaktadır. Yapılan bu saptamalar, ülkemizin tarafı olduğu Ege Denizi Kıta Sahanlığı Uyuşmazlığının ve ileride tarafı olabileceği çeşitli deniz alanlarının sınırlandırılması uyuşmazlıklarının daha sağlıklı şekilde incelenebilmesi ve yorumlanabilmesi açısından, oldukça önemlidir. Bu inceleme ile, deniz alanlarının sınırlandırılması hukukunun temel ilke ve kavramları sistematik bir şekilde ele alınmıştır. Her bir temel ilke ve kavram; örf ve adet hukuku, Divan kararları ve doktrindeki görüşler çerçevesinde ayrıntılı bir biçimde incelenmeye çalışılmıştır. Başta Ege Denizi Kıta Sahanlığı Uyuşmazlığı ve ülkemizi yakından ilgilendirebilecek diğer uyuşmazlıklar, bu çalışmanın çeşitli bölümlerinde özlü bir biçimde ele alınmıştır. Böylelikle, ülkemizi yakından ilgilendiren uyuşmazlıklara bu yeni gelişen hukukun etkisinin nasıl olacağı hakkında bir fikir yürütebilme olanağı da sağlanmıştır. Tezimizde, öncelikle, genel olarak deniz alanlarının sınırlandırılması hukukuna değinilmiştir. Ardından, bir deniz alanı sınırlandırılması uyuşmazlığının söz konusu olabilmesi için önkoşul niteliğinde olan, deniz alanlarının üzerindeki hak kazanım esasları incelenmiştir. Bu önkoşulun içeriği net bir biçimde saptandıktan sonra ise, üçüncü bölüm kapsamında olmak üzere, deniz alanlarının sınırlandırılmasında söz konusu olan ilkeler ve kullanılan yöntemler ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır.
Kıyı devletinin münhasır ekonomik bölgedeki uygulama yetkisinin kapsam ve sınırları The scope and the limits of the coastal state enforcement power in the exclusive economic zone
Bu çalışmada, kıyı devletinin münhasır ekonomik bölgedeki uygulama yetkisinin kapsam ve sınırlarına dair bir inceleme yapılmış ve bu çerçevede çeşitli sonuçlara varılmıştır. İlk defa 1982 BMDHS ile milletlerarası deniz hukukuna giren münhasır ekonomik bölge üzerinde kıyı devletinin sahip olduğu uygulama yetkisinin kapsam ve sınırlarını açığa çıkarmak, meselenin belirli konular bakımından ayrı ayrı incelenip varılan sonuçların biraraya getirilmesi suretiyle mümkündür. Çalışmamızda bu kapsam ve sınırların ne olduğu araştırılmıştır. Tezin ayrı bir bölümünü oluşturan her bir konu başlığı, öncelikle milletlerarası hukuk bakımından genel bir süzgeçten geçirilmiş, akabinde kıyı devletinin uygulama yetkisinin kapsam ve sınırları, tümevarımlara gidilmek suretiyle işlenmeye çalışılmıştır. Devletimizin bağlantılı mevzuatı da her bölümün sonunda benzer bir metodla değerlendirmeye tâbi tutulmuştur. Böylelikle, devletimizi yakından ilgilendirebilecek geleceğe ait uyuşmazlıklara bu yeni gelişen hukukun etkisinin nasıl olacağı hakkında bir fikir yürütebilme olanağı da sağlanmıştır. Çalışmamızda, öncelikle, kıyı devletinin münhasır ekonomik bölgedeki canlı ekonomik kaynaklar üzerindeki uygulama yetkisi incelenmiş, sonrasında kıyı devletinin münhasır ekonomik bölgede bulunan sunî adalar-tesisler-yapılar bakımından uygulama yetkisine değinilmiştir. Kıyı devletinin münhasır ekonomik bölgedeki denizde bilimsel araştırma bakımından uygulama yetkisi, çalışmamızın diğer bir bölümünü oluşturmaktadır. Son bölümümüzde, kıyı devletinin münhasır ekonomik bölgedeki uygulama yetkisine deniz kirlenmesi hukuku bakımından derinlemesine bir inceleme getirilip çalışmamızla ilgili gerekli sonuçlara varılmıştır.
Milletlerarası Hukukta diplomatik himaye Diplomatic protection in International Law
Milletlerarası Hukukta Diplomatik Himaye adlı bu tezde, güncel gelişmeler ışığında diplomatik himaye kurumu incelenmiştir. Özellikle, Milletlerarası Hukuk Komisyonunun çalışması göz önünde bulundurulmuştur. Milletlerarası Hukuk Komisyonunun Taslak Maddeleri bu tezin en önemli kaynağıdır. Tezin birinci bölümünde, diplomatik himayenin tanımı verilmiştir. Tanımdan sonra, diplomatik himayenin tarihçesi ve kodlaştırma süreci ayrıntılı şekilde çalışılmıştır. Tezin ikinci bölümünde, vatandaşlık ve iç hukuk yollarının tüketilmesi prensipleri açıklanmıştır. Tezin son bölümünde, devletlerin sorumluluklarının sonuçları ve fonksiyonel himaye sistematik bir şekilde ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Diplomatik Himaye, Vatanda?lık, ?ç Hukuk Yollarının Tüketilmesi, Milletlerarası Hukuka Aykırı Eylem, Devletin Sorumluluğu, Fonksiyonel Himaye
Milletlerarası Sorumluluk Hukukunda zaruret hali
Milletlerarası sorumluluk hukukunda zaruret hali, devletin milletlerarası hukuka aykırı eylemine mazeret oluşturan önemli bir istisnadır. Zaruret hali hukuka aykırılığı ortadan kaldıran diğer durumlara kıyasla daha geniş ve kapsayıcıdır. Çünkü korunan çıkar yalnızca devletin ya da vatandaşların varlığının korunması ile sınırlanmamıştır. Zaruret hali ekonomik veya çevresel çıkarlar gibi pek çok türde çıkarın koruması için öne sürülebilir. Bu nedenle zaruret hali milletlerarası hukukun pek çok özel alanında uygulanmaktadır. Özellikle yatırımcı-devlet tahkimi ve kuvvet kullanma alanlarında zaruret haline dair ilkeler önemli sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçlardan biri zaruret halinin kuvvet kullanmanın belli dereceleri bakımından meşru müdafaa gibi bir istisna olabileceğidir. Bu çalışmada öncelikle zaruret halinin unsurlarını inceleyerek bu soyut kavramın ne anlama geldiğini açıklamaya çalıştık. Daha sonra kavramın somut olaylara nasıl uygulanacağını ve bazı özel alanlara uygulandığında ortaya çıkan sorun ve sonuçları araştırdık. Kendini koruma hakkına dayanan ilkel halini bir yana bırakırsak, oldukça yeni olan bu kavram kuvvet kullanmaya ilişkin güncel tartışmaların odağındadır. Son yıllarda birkaç yazar tarafından `Zaruret hali meşru müdafaanın bir alternatifi olabilir mi?? sorusu sorulmaktadır. Belki de bu soru kuvvet kullanmaya ilişkin literatürde yepyeni bir alan yaratacaktır.
Çalışmamızda Avrupa Birliği Sığınma Hukuku’nun gelişimi, mülteci tanımı ve mülteci başvurusunu incelemekle sorumlu devletin tespitine ilişkin kriterler ve Birlik üyesi devletlerin mülteci hukuku konusundaki yetkisi incelenmiştir Çalışmamız Avrupa Birliği Dublin II Tüzüğü’nün ve uygulamasının incelenmesini kapsamaktadır. Bu inceleme sırasında, genel itibariyle “mülteci”nin kim olduğunun tespiti konusunda Nitelendirme Yönergesi hükümleri ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin rehber ilkeler yayınlarından ve mülteci başvurusunu incelemekle sorumlu Üye Devletin Tespiti konusunda Dublin II Tüzüğü’nden ve bu Tüzük’ün uygulamasında aksayan yönlerin tespiti bakımından AİHM ve AAD kararlarından yararlanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Mülteci, İltica, Sığınma, Geri Kabul,Dublin, Frontex


Yorum yaz