
-
Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 383 7070
- http://www.yildiz.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
PROF. AHMET ATAN
Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
1839-1960 batı anlayışına dönük Türk resim sanatında sanatın nesnesi ve öznesi olarak dönem sanatçılarının insan figürüne yaklaşımı 1839-1960 the approach of artists of the period to the human figure as an object and subject of the art in the Turkish painting art oriented to the western understanding
Resim sanatımızda, batılılaşma yönündeki gelişmelere bağlı olarak, insan figürüne yönelik yaklaşımlar, Cumhuriyet öncesi ve sonrası olmak üzere iki temel başlık altında toplanabilir. Figür olgusu açısından cumhuriyet öncesi ile sonrasında farklı biçimsel ve biçemsel yaklaşımların bir sonucu olarak birtakım ayrımlar söz konusu olsa da, resim sanatımızda insan figürüne yönelik gelişmelerin ele alındığı bu iki dönemi birbirine bağlı ve birbirini izleyen yanlarıyla sorgulamak, sebep sonuç ilişkilerinin bütünlüğü açısından daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar olan dönemde, sanatın doğaya, figür gerçekliğine ve duygu dünyasına yönelik geçirdiği biçimsel ve içeriksel evre, Batı kaynaklı olup, toplumsal yaşamdaki gelişmeler doğrultusunda biçimlenmiştir. Cumhuriyet döneminde ise figüre yönelik bu bakış açıları daha da gelişerek, sanatçılardaki bireysel yaklaşımların ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bu bağlamda Türk resminde insan figürüne yönelik modernist etkilerin, Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine uzanan bir gelişim süreci olarak görülmesi gerekir. “Batı Anlayışına Dönük Türk Resim Sanatı Tarihinde”, resim sanatımızın insan figürüne yönelik oluşum çizgisini incelemek adına, neredeyse gelenekselleşen bakış açısı ve yöntemlere bağlı kalınmıştır. Bu nedenle, Türk resmindeki figüratif olgular da bu genel geçer ilkelere göre ele alınmış, ortak paydalar etrafında toplanan sanatçılar, bu paydalar açısından değerlendirilmiştir. Özellikle insan figürüne yönelik yaklaşımlarında, sanatçıların yapılarındaki ayırıcı özelliklerin varlığı çoğu zaman farkına bile varılmadan, ya da bu tür özellikler ikinci plana alınarak, sanat akımlarının ya da geçerli eğilimlerin baskın yönleri öne çıkarılmıştır. Bilimsel yöntemlerle sanat tarihini genelleme açısından böyle bir yaklaşımı haklı gösterecek ölçütler geçerli olsa bile, konu sanat ve sanatçı eliyle yorumlanan insan figürü olduğunda, sanatçıları birbirinden ayıran ince duyguların varlığı göz ardı edilemez. Bu bizi ister istemez sanat yapıtları üzerinde odaklanan “ifade” sorununa götürecek ve insan figürü ele alınırken çeşitli yaklaşımların içinde gizli olan anlamların çözümüne zorlayacaktır. Bu bağlamda, ortaya konan bu çalışma; içeriksel anlamda, çağdaş ve kökensel değerler üzerinde biçimlenen, “Türk Resim Sanatı Tarihi”ndeki dönem sanatçıları ve eserlerinin analizinde, mutlak çözümün, sanat yapıtlarındaki ayrıştırıcı bireysel özelliklerin bize belki her şeyden daha fazla dikkate alınması gereğini vurgulamaktadır.


Yorum yaz