
-
Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 216 578 0000
- http://www.yeditepe.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DR. HAKKI SAĞLAM
Üniversite: Yeditepe Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Taxation of financial instruments in Turkey Türkiye’de finansal enstrümanların vergilendirilmesi
ÖZET Türkiye’de finansal piyasaların kapsamı, türleri, özellikleri, finansal sistemin işleyişi, dolayısıyla finansal piyasalarını, finansal kurumların ve finansal enstrümlann vergilendirmesi karmaşık bir durum arz etmektedir. Bu çalışmada, bütün bu yapı aşamalı olarak ve tablolar da kullanılmak suretiyle anlaşılır bir şekilde açıklanmıştır. Finansal kurumların, finasal sistem içindeki yerleri ve her birinin özelliklerine yer verilmiştir. Finansal kurumlann, dolaysız vergi mükellefi veya sorumlusu oldukları, kurumlar vergisi ve kar payı dağıtmama bağlı vergi tevkifatı yükümlülüğü üzerinde durulmuştur. Ayrıca, yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, bireysel emeklilik fonları ve sigorta şirketlerinin bu genel çerçeve içinde, getirilen vergi muafiyetleri ve istisnalar nedeniyle özellik arz eden durumları, leasing şirketlerinin değerleme hükümleri yönüyle özelikli durumları, halka açık şirketlerin ise kar payı dağıtımı yönüyle tabi oldukları özel hükümler açıklanmıştır. Finansal sistemin temel işleyişi; finansal işlemleri yapanlar ve bu işlemlerden gelir veya kazanç sağlayanlar; yaptıkları işlemler veya elde ettikleri kazanç ve iratlar nedeniyle vergi yükümlüsü olmaktadırlar. Ancak, finansal enstrümanlardan sağlanan gelir ve kazançlar; gerçek kişiler açısından gelirin elde edildiği kaynağa göre, “menkul sermaye iradı” veya “diğer kazanç ve iratlar” olarak gelir vergisine konu edilirken, tüzel kişiler açısından ticari kazanç sayılmakta ve kurumlar vergisine konu edilmektedir. Bu çalışmamızda, bankacılık kesimi ile karşılaştırıldığında menkul kıymetler piyasasının ülkemizde gelişememesinin, vergi ve benzeri aracılık maliyetlerinin hayli ötesinde sorunlardan kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Bunlar, ancak orta ve uzun vadede çözülebilecek kurumsallaşma, şeffaflık, istikrar, piyasa disiplini, şirket ve yatırımcı kültürü gibi yapısal sorunlardır. Türkiye’de halihazırda menkul kıymetler borsasına gelen yatırımcı, hisse senedini aldığı şirkete ortak olma veya temettü geliri elde etme gayesi gütmemektedir. Zaten Borsaya açılmış olan şirketler de buna zemin sunmamaktadırlar. Dolayısıyla sadece spekülatif saikle yapılan işlemlerle, menkul kıymetler borsasının çok daha fazla gelişmesi beklenmemelidir. Öte yandan, ulusal ve uluslar arası fon akımlarım sağlayan finansal enstrümanlardan elde edilen kazanç ve iratların vergilendirilmesi özel bir önem arz etmektedir. Bu nedenle vergi sistemimizde finanasal kazanç ve iratların vergilendirilmesine ilişkin, genel düzenleme dışmda, bir çok istisna ve muafiyet öngörülmüştür. Ülkemizde tasarrufların yetersizliği yanında ikinci önemli bir sorunun da, bu birikimlerin ekonomik kalkınmaya hizmet edecek alanlara kanalize edilmesinde yaşanmaktadır. Yüksek seviyedeki idari, hukuki, siyasi ve ekonomik risk payı nedeniyle, ülkemizde finasal kazanç ve iratların vergilendirilmesi, özel önemini korumaktadır. Buna karşın, son yıllarda AB ‘ye tam üyelik amacı doğrultusunda yapılan yapısal reformlar, sözü edilen riskleri giderme konusunda ciddi bir beklenti yaratmıştır. Buna karşın, kamu bütçesi açıklarını kapatmak ve faiz dışı fazla hedefini tututurmak için, giderek daha fazla dolaylı vergilere yüklendiğimiz bir sürece girmiş bulunuyoruz. Elbette, dolaysız vergi tabanının giderek daralmasmda, tasarrufların üretime ve ticarete yönelme yerine, daha güvenli kamu finansal enstrümanlarına yönelmiş olmasmm büyük payı vardır. Buna rağmen, toplam vergi gelirlerinin bileşimindeki bu değişikliği, önemli bir hastalığın belirtisi olarak kabul etmek gerekir. Çalışmamız, bu tezimizi doğrulayan bir regrasyon çalışmasıyla sonlandınlmıştır.

Yorum yaz