
-
Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 212 383 7070
- http://www.yildiz.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DR. AYBARS ERÖZDEN
Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. İngilizce dersi (TR)
2. İngilizce (TR)
3. İlköğretim öğrencileri (TR)
4. İlköğretim okulları (TR)
5. Öğrenme yöntemleri (TR)
6. Ö (TR)
7. İngilizce (TR)
8. Üniversite öğrencileri (TR)
9. Yazım hataları (TR)
10. Yanılgı çözümlemesi (TR)
11. Yabancı dil öğretimi (TR)
12. (TR)
13. İngilizce (TR)
14. İhtiyaç analizi (TR)
15. Üniversiteler (TR)
16. Üniversite öğrencileri (TR)
17. Yazma dersi (TR)
18. Yazma becerisi (TR)
19. Cognitive development (EN)
20. Examination (EN)
21. Foreign language learning (EN)
22. Children (EN)
23. Measurement and evalua (EN)
24. Error (EN)
25. Error correcting (EN)
26. Foreign language learning (EN)
27. Error analysis (EN)
28. Writing errors (EN)
29. University (EN)
30. Foreign language education (EN)
31. Writing skills (EN)
32. Writing classes (EN)
33. University students (EN)
34. Universities (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Yabancı dil Türkçe öğretiminde okuma becerilerinin geliştirilmesine yönelik görev odaklı bir yordam oluşturumu ve gereç hazırlamaya yönelik bir çalışma
oz Bu çalışma, yabancı dil olarak Türkçe öğretimi alanında yaşanan gereç sıkıntısı göz önünde bulundurularak hazırlanmış ve okuma becerilerinin geliştirilmesi amacıyla görev odaklı bir yordam oluşturumunu ve gereç hazırlamayı konu almıştır. Çalışmada öncelikle Görev Odaklı Dil Öğretimi üzerinde durulmuş, ardından okuma becerileri ve bunların geliştirilebilmesi için kullanılabilecek değişik görev odaklı eticinliklere yer verilmiştir. İzleyen bölümde, anlatılanlar ışığında görev odaklı bir okuma gereci hazırlamak için yapılması gereken işlemleri konu alan bir model sunulmuştur. Bunun ardından ise görev odaklı olarak oluşturulması düşünülen bir okuma gereci hazırlanırken akılda tutulması gereken anahtar konuların özetlendiği bölüm olan “Model” bölümüne yer verilmiştir. İzleyen bölüm, yapılan art alan araştirmasının ve sunulan modellerin bir uygulaması olarak oluşturulmuş olan bir okuma dersidir. Son olarak, çalışmanın sonul çıktısını oluşturan ve çeşitli kaynaklardan derlenmiş 15 konu metni ve bu metinlerle ilgili 800’den fazla özgün soru çeşidini kapsayan bir okuma ders kitabı örneğine yer verilmiştir. Ağırlıklı olarak Türk kültürünün işlendiği ve bir çok değişik metin türünün kullanımı ile zenginleştirilmesi ereklenen bu örnek kitabın, bundan sonraki çalışmalara yol gösterici olması ve yabancı dil olarak Türkçe öğretimine katkıda bulunması umulmaktadır. n
Yazınsal ögelerin eğitsel geçerliliği ve dil öğretiminde iletişimsel yaklaşımlar: Model ve uygulama
ÖZ Yazın, yabancı dil öğretmenlerinin ve tarih gibi daha bir çok alanda çalışmalar yapan bilim insanlarının ve araştırmacıların, ayrı toplumların ekinlerine ilişkin fikir edinmelerini sağlayan, çok önemli bir araçtır. Toplumbilimciler, dil, yazın ve ekin üçgeninin önemini sık sık vurgulerken, yabancı dil öğrenimi üzerine yapılan araştırmalarda kendine fazla yer bulamamış ve yabancı dil öğretimi dergilerinde yazının önemi gerektiği kadar yansıtılmamıştır. Günümüzde, dil öğretimi üzerine araştırmalar yapanlar arasında yazının dil öğretimindeki önemi üzerine fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Dil öğretimi konusunda saygın dergilerden olan TESOL Quarterly ye ELT Journal incelendiğinde, araştırmacıların dil öğretiminde yazının kullanılması konusundan uzak durdukları görülmektedir. Bu konuda kaynak taraması yapıldığında, yazının bu şekilde ele alınmasının biraz erken verilmiş bir yargı olduğu bir anlamda kişiyi ölmeden gömmek olduğu görülmektedir. Bu çalışma ile dil öğretiminde yazının önemi vurgulanırken, yabancı dil derslerinde yazından sağlanacak birçok faydanın olduğu anlatılmaktadır. Yapılan çalışmada, yazının, yabancı dil öğretiminde erek dilin bağlam içinde öğretimini sağlaması ve ayrı becerilerin birlikte öğretilmesini kolaylaştırdığı belirtilmektedir. Bu bağlamda da, yazının, çağdaş dil öğretiminde ön plana çıkan İletişimsel Yaklaşımın ortaya koyduğu ilkelerle uyum içinde olduğu gösterilmektedir. Deniz Lisesi ortamında yazını kullanarak İngilizce öğretmek için iki örnek ders planı hazırlanmıştır. Ders planları hazırlanırken, ana dil ve erek dil arasında var olan ekinsel farklılıklar ön plana çıkarılmıştır. İki ayrı ekinin karşılaştırılması ve kıyaslanmasının daha etkin ve işbirlikçi bir öğrenme sağlayacağı tartışılmaktadır. Hazırlanan bu örnek ders planlarının çözümlemesi, yazının, çeşitli yeterlilik düzeylerinde, iletişimsel yaklaşım içinde ayrı dil becerilerini bütünleyebileceğini göstermektedir. Bu yaklaşımın uygulanması ve ilgili araştırmalar yapılan çalışmada belirtilmiştir. Ayrıca, yazını yazın yapan öğeler sıralanarak, yabancı dil derslerinde yazından yaralanmak isteyen öğretmenlerin düzenleyecekleri etkinliklerin hangi ölçütlere uyması gerektiği anlatılmıştır. Bu doğrultuda örnek bir model ortaya konmuştur.
ÖZ Dil bir iletişim aracıdır. Duygular, düşünceler, istekler, dil aracılığı ile iletilir. Dil yardımı ile insanlar çıkarım, yorum, açıklama yapabilir; soru sorabilir, ikna edebilir, özür dileyebilir ve benzeri bu tür eylemleri yerine getirirken insanlar öneride bulunur ya da daha genel anlamda bazı kavramları ele alır. Kişinin nasıl konuştuğu, onun seçtiği amaca varma yolunu açıklar. şlevsel kavramsal bir izlencede bunlar kavramları oluştururlar. Kavramsal izlence düşüncesi 1971’den başlayarak çok ilgi uyandırmış, son yılların gerek izlence yapımı gerekse dil öğretimine verimli ve aydınlatıcı katkıları olmuştur. Çünkü kavramsal izlencelerle öğretimin başından başlayarak dilbilgisel ve durumsal etmenler gözden uzak tutulmadan dilin iletişimsel gerçekleri işin içine katılmaktadır Konuşmanın işlevi, toplum bireyleri arasında etkileşimi sağlamaktır. Bu kullanımdan doğan özellikler dil işlevleri ve söz edimleri olarak geniş ölçüde incelenmiş ve sonradan dil öğretimi izlencelerine sokulmuştur. Kimin, kiminle, niçin, nasıl, nerede ve ne zaman konuştuğuna dair ayrımlar yapılarak hazırlanacak bir izlence dilin iletişimsel yönünü de içine katacaktır. Dilin hangi işlevlerle kullanıldığını gösteren bu ayrımlar ?işlevsel-kavramsal?, ?işlevsel-iletişimsel? terimleriyle, ancak toplum-dilbilim çalışmaları ilerledikten sonra dil öğretimine girebilmiştir. Kimin, kiminle, niçin, nasıl, nerede ve ne zaman konuştuğuna ilişkin yapılan bu ayrımlar, konuşanın seçtiği amaca varma yolunu açıklamaktadır. Bu ayrımlar konuşanların amacını ve tutumunu belirlemekte ve iletişime doğrudan etki etmektedir. Çünkü kavramsal izlence dilbilgisel ve durumsal ögeleri de içine alarak dilin iletişimsel yönünü de en başından başlayarak işin içine katmaktadır. Bu nedenlerle yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde de kavramsal izlenceden yararlanılması uygun olacaktır. Yabancı dil öğrenicilerinin bir yere turist olarak gittiklerinde kullanacakları ya da ülkelerine gelen bir turistle konuşabilecekleri kadar bir dilin yanı sıra, yüzeysel olmayan sosyal diyaloglar kurabilecekleri bir dile sahip olmaları ?eşik düzeyi? olarak tanımlanmıştır. ngilizce için hazırlanmış olan eşik düzeyi çalışması kaynak alınarak yapılan bu çalışma, Türkçe için genel kavramlar dizini elde etmeyi amaçlamıştır. Bu dizin, yabancı dil olarak Türkçe öğrenen kişinin amacına yönelik olarak kullanacağı kavramları belirlemede hazırlanacak bir izlencede gereksinim çözümlemesinin ardından kullanılacaktır.
Yabancı dil öğreniminin öğrenciler üzerindeki ekinsel etkileri
Öz Tarih boyunca birtakım dillerin diğerlerine oranla daha çok yayılmasına ve daha çok kişi tarafından kullanılmasına tanık olunmuş olsa da, hiçbir dil bugün İngilizcenin sahip olduğu oranda kullanıcı sayısına ve kullanım alanına erişememiştir. Küreselleşmenin de katkısıyla uluslar arası dil olma özelliği perçinlenmiş olan İngilizcenin bu ivmeli yayılması bu yandan ekinsel zenginleşmeye yol açtığı ve toplumlar arası iletişimi olanaklı kıldığı için olumlu karşılanmakla birlikte, beraberinde birtakım toplumsal ve ekinsel kaygılan da gündeme taşımıştır. İngilizce kullanımının hızlı yayılması, İngilizcenin diğer dillerin kullanımına zarar verip yok olmalarına neden olduğu varsayımından yola çıkılarak dil yayılımcılığı olarak, beraberinde birtakım toplumsal ve ekinsel değerlerin de yerel değerlerin yok olması pahasına dünya üzerinde yayılmasına neden olduğu varsayımından ötürü de ekinsel yayılımcılık olarak algılanmaktadır. Ülkemizde yabancı dil olarak öğretimi ve öğrenimi yaygın olarak yapılmakta olan İngilizcenin öğreniciler üzerindeki etkileri ile ilgili olarak da sezgisel ve çıkarana dayalı birçok yorum yapılmıştır. Yabancı dilden ana dile aktarılan öğelerle Türkçenin yıprandığı yolunda birçok yorum yapılmış olmasına rağmen bu alanda bilimsel verilere dayalı bir çalışmaya olanak sağlayacak bir araç bulunmamaktadır. Bu çalışmada yabancı dil öğreniminin öğrenicilerin anadil kullanımları ve kendi ekinleri üzerinde olumsuz bir etki bırakacak herhangi bir değişime neden olup olmadığım saptamaya dönük ölçme aracı geliştirmede kullanılmak üzere bir model oluşturulmuş ve bu modelin seçilen bir kitle ile uygulaması örneklenmiştir. Birinci bölümde çalışmanın sunuşu ve konuyla ilgili tanım, kavram ve görüşlerin bulunduğu ilgili artalan bilgisi yer almaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde, yabancı dil öğreniminin öğreniciler üzerindeki dilsel ve ekinsel etkilerini saptamaya dönük ölçme aracı geliştirmede kullanılmak üzere hazırlanan bir model önerisi ile birlikte bu modelin seçilen bir kitle ile örnek uygulaması, elde edilen bulgular, bunların değerlendirmesi ve yorumu bulunmaktadır. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise, önceki bölümde önerisi ve uygulaması sunulmuş olan modelin eleştirisi ve başka kullanıcılar tarafından sonraki kullanımlarına dönük öneriler yer almaktadır.
Yurt dışında yaşayan Türk kökenli çocukların ikidillik kaynaklı dilsel sorunları
Öz Yurtdışında doğup büyüyen, okul yaşamına orada başlayıp devam ettiren gurbetçi ailelerin çocukları, kültürel çatışmalarının yanı sıra, dilsel çatışmalar da yaşıyor mu? Dilsel çatışmalar; ses, sözdizimi, kavram yönünden konuştukları Türkçe’de kendini nasıl gösteriyor? Araştırmamızda, İsviçre’de yaşayan Türk kökenli çocukların, ikidillilikten ötürü karşı karşıya oldukları Türkçe seslerimde ölçün dışı kullanımlarının belirlenmesi, ikidillikten kaynaklanan ve çocuklarımızın en büyük sorunu olan seslerim, sözdizimi ve kavram farklılıklarının Türkçe yazma ve konuşmada kendini nasıl gösterdiği ortaya çıkartılmaya çalışılmıştır. Almancada olmayan seslerin Türkçede olmasından ötürü, Türkçe yazarken Almancadan ödünç alman seslerle kurulan tümceler; onlar tarafından oluşturulan yeni bir dil midir? İnsan yazısının yazıya yansıyan dilin, kişilikleri çözümlemede etken olduğunu varsayan bir anlayışın olduğu -düşünüldüğünde, yazıya yansıyan bu farklılıklar iki kültür arasında sıkışıp kalmış çocuklarımızın kişiliğini ve bu doğrultuda geleceğini belirleme de etkin midir? Yoksa bu^ doğru alman kararlar, doğru uygulanan izlenceler ve doğru zamanlamalarla giderilebilecek geçici bir travma mıdır? Araştırmamız, İsviçre- Rheintal bölgesindeki Türk okullarına devam etmekte olan 8-12 / 12-15 yaş arasındaki Türk kökenli çocuklar üzerinde gerçekleştirilmiştir. 8-12 yaş arasında olan kırk iki, 12-15 yaş arasında olan otuz dört Türk kökenli çocuğa; Türkçe anlam, sözdizimi ve Türkçe yazmada kendini gösterecek olan ses özelliklerini belirlemek amacına yönelik olarak, sormaca düzenlenmiştir. Sormacalar, kavram tanımlama, rakamlar biçiminde verilen sayılan yazıya aktarma, gerçekleştirilecek etkinliklerle ilgili bilgi verme, gelecekle ilgili planlarını aktarmaya yönelik sorulardan oluşmaktadır. Elde edilen verilerden onların kullandıkları Türkçe’nin ses özelliklerine, kavramları tanımlama biçimlerine ve Türkçe tümce kuruş biçimlerine (sözdizimi) yönelik bilgiler elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen verilere göre, 8-12 yaş çocuklarının % 57’si, 12-15 yaş çocuklarının %68’i “ğ” sesini, yazıda ölçündışı kullanmaktadır.Çocukların Almanca “z” sesini Türkçe “s” sesi yerine kullanım oram, 8-12 yaş için %26, 12-15 yaş için %35’tir. Türkçe yazarken Almancadan ödünç alınan, j-y, v-w, ı-i, ie, ei sesleri ve ad durum eklerinin, tamlamaların yurtdışında yaşayan Türk kökenli çocuklar tarafından nasıl kullanıldığı da araştırmanın konularındandır. Yurtdışında yaşayan Türk kökenli çocukların anadilleri Türkçe, ikinci olarak edindikleri Almancadır. Yurtdışında yaşayan Türk kökenli çocuklar, ikidillik olarak bilinen bireyin iki dil kullanma özelliğini gerek yazıda gerek sesletimde Almanca ve Türkçe sesleri harmanlayarak kullanmaktadır. Yurtdışında yaşayan Türk kökenli çocukların, konuşmalarının kimi yerlerine Almanca sözcükleri getirmesi, yazıda Türkçe sesler yerine Almanca sesleri kullanması, kullandıkları Türkçe’nin karma dil özelliğine ait olduğunun göstergeleridir. Anahtar sözcükler: ikidillilik, anadil, karma dil
Dil öğretiminde dil-yaş ilişkisi üzerine denetimli bir öğretim ortamında ölçme sonuçları Test results on language learning- age relationship derived from a controlled environment
oz Dil öğrenimi – yaş etmeni geçmişte oldukça tartışılmış, halen de tartışılan bir konudur. Dil Öğrenirninin etkin bir şekilde gerçekleşmesi için dil öğrenimine erken yaşta başlanılması gerektiğini ileri süren görüşler mevcuttur. Bu görüşü savunanlar dil öğrenimine erken yaşlarda başlamlmadığı taktirde dil öğreniminin tam olarak gerçekleşemeyeceğini, çocuk öğrenicilerin daha sonraki yaşlarda dil öğrenimine başlayanlara oranla avantajlı durumda olacaklarını iddia ederler. Bu iddialarım ortaya koyarken de dil öğrenimini etkileyen biyolojik, zihinsel, ruh bilimsel ve de toplumsal etmenlerden söz ederler. Dil öğreniminde kritik dönem veya dönemler varsayımı dil öğrenimi ile yaş etmeninin yakın ilişkili olduğunu savunan görüşün temel dayanağı olmuştur. Dil öğrenimi ile yaş etmeninin yakın ilişkili olmadığım savunan görüşler de mevcuttur. Bu görüşün savunucularına göre dil öğreniminin ileri yaşlarda da etkin bir şekilde gerçekleşmesi mümkündür. Hatta yetişkin öğrenicilerin gelişmiş bilişsel zekaları ve de daha önceki dil öğrenim deneyimleri dolayısıyla çocuk öğrenicilere göre bu alanda avantajları vardır. Uygun ortam, yöntem ve gereçler sağlandığı taktirde yetişkin yaşlardaki öğreniciler de dili en az çocuk yaştaki öğreniciler kadar etkin öğrenebileceklerdir. Ayrıca, dil öğrenimi ile yaş etmeninin yalan ilişkili olduğunu savunanların ortaya koyduğu kritik dönem hipotezi geçerliliğim hala kanıtlayamamıştır. Bugüne kadar bu konuda bir çok araştırma ve inceleme yapılmıştır. Bu araştırmalardan kimileri dil öğrenimi ile yaş etmeni arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koyarken, kimileri de böyle bir ilişkinin aslmda var olmadığım ortaya koymaktadır. Birbirinden değişik bir çok küme üzerine yapılan araştırmalar birbirinden değişik sonuçlar ortaya koymaktadır. Dil öğrenimi ile ilişkili olduğu varsayılan bu alanda yapılmış olan araştırma ve incelemeler halen bu konuda kesin sonuçlara varmamızı mümkün kılar nitelikte sonuçlar ortaya koyamamıştır. Bu çalışma dil öğrenimi – yaş etmeni üzerine bugüne kadar yapılmış birçok çalışmadan biridir. Çalışma dil öğrenimine erken yaşlarda ve daha ileri yaşlarda başlamış yaşıt iki kümenin kontrollü bir ortamda aynı yabancı dil öğretim programına tutulduklannda süreç içerisindeki ve süreç sonundaki yabancı dil gelişimlerini ve başanmlanm incelemiştir. Çalışmada her iki kümenin dört yıllık eğitimleri boyunca yabancı dil sınavlarındaki başarmaları hem toplam puan olarak, hem de beceriler ve dilbilgisi temel alınarak incelenmiş, her iki kümenin başanmlan grafikler ve tablolar kullanılarak karşılaştalmıştır. Böyle bir çalışma dil öğrenimi – yaş etmeni üzerine kesin sonuçlara varmamızı sağlar nitelikte olmasa da, bu alanda yapılmış olan diğer çalışmalara küçük bir katkı sağlar niteliktedir. ıı
Öğrencilerin yabancı dil derslerini algılamaları üzerine bir model ve uygulama: İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nde İngilizce dersinin görülüşü A model and implementation on learners’ perceptions of foreign language: An English course at İstanbul Atatürk Science High School
ÖZ Bu uygulama araştırmasında yabancı dil olarak İngilizce’ye ve İngilizce dersine yönelik öğreniri görüşleri ışığında yabancı dil öğrenme sürecinde dil öğrenimine etki eden etkenler incelenmektedir. Bu araştırmanın amacı etkin bir yabancı dil öğrenimi sağlanması konusunda ne tür süreç ve etkenler üzerinde durulabileceği ve öğreniri gözüyle öğreniri gereksinimlerini karşılayabilecek örnek bir model sunabilmektir. Bu çalışmada ayrıca yabancı dil ders öğretmenlerinin görüşlerine yer verilmiş olup gözlemleri değerlendirilmiştir. Bu uygulama araştırması özellikle şu sorulara yanıt aramaktadır: 1) Yabancı dil olarak İngilizce’yi öğrenme sürecinde etki eden etkenler hangileridir? 2) Öğreniri gözüyle öğrenme sürecinde etki eden etkenler hangileridir? 3) Yabancı dil öğrenme ve öğretme deneyiminde, arzu edilir sonuçlar elde edebilmek için hangi öneriler yer almaktadır? Araştırmaya İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nden (IAFL) 274 öğreniri ve 5 yabancı dil öğretmeni katılırken, İstanbul dışında Adana, Aydın, Düzce, Diyarbakır, Konya ve Kütahya olmak üzere toplam 6 fen Lisesi öğreniri ve öğretmenlerinin görüşleri dahil edilmiştir. Bu çalışmada IAFL’ de öğrenicilere ve ayrıca öğretmenlere uygulanmak üzere 3 sormaca, Olimpiyat ve TÜBİTAK katılımcıları olan öğrenicilerle görüşme, 9. sınıf öğreniri günlükleri ve diğer illerdeki fen lisesi okulları öğreniri ve öğretmen görüşlerini kapsayan mektuplar olmak üzere toplam 4 tür veri toplama yolu üzerinden 3’ü nitel, 3’ü nicel olmak üzere 6 küme veri derlenmiştir. Araştırma sonucunda verilerden elde edilen bulgulara göre, öğreniri görüşleri çerçevesinde oluşturulan model önceden araştırmacıların belirlediği sınıflamaya ve/ya modele birebir uymasa da çoğu etkenlerin benzer olduğu ve etkin bir yabancı dil öğretimi sürecinde arzu edilir sonuçlan elde etmek için öğreniri görüşlerini içeren, onların gereksinimlerini karşılayan tutum ve koşulların sağlanması gerektiği belirlenmiştir. İncelenen veriler doğrultusunda dil öğrenme sürecine, öğretmen etkeninin yanı sıra, fiziksel, kişisel, kişiliksel, ruhsal etkenlerin ve özellikle de güdülenme düzeyi ile öğrenirinin yabancı dil öğrenme amaçlarının en yüksek oranda etki eden etkenler olduğu ortaya çıkmıştır. ıı
Türkçenin yapısal ön-izlencesi
ÖZ Bu çalışma ile yabancılara Türkçe öğretimi alanında gerek ders kitaplarının hayıflanmasında gerek ders Mencelerinin hazırlanmasında öğretmen, yazar ve araştırmacıların başvuru kaynağı olarak yararlanabileceği Türkçenin yapısal bir ön- izlencesinin, başka bir deyişle Türkçenin dilbilgisel ve yapısal öğelerinin ham bir dökümünün çıkarılması amaçlanmıştır. Her ne kadar araştırmanın temelini, Türkçenin yapısal öğelerinin toplu, sıralı ve örnekli bir dökümü oluştursa da öğrence, izlence ve özelde de yapısal izlence gibi temel kavramlar da ayrıntılarıyla incelenmiştir. Bunun yanı sıra, temel dilbilim kavramları, genel olarak dilsel birim ve yapılar, özel olarak Türkçenin dilsel birim ve yapıları da işlenen konular arasındadır. Tüm bu araştırma ve incelemelerin sonunda varılan akademik sonuç ve elde edilen bulgular, çalışmanın sonunda özet olarak okuyucuya sunulmuştur. iv
Kültürlerarası iletişim, dil ve yabancı dil olarak Türkçe Communication among cultures, language and Turkish as a foreign language
ÖZET Dil ve kültür tüm ulusların oluşumunda en önemli unsurlardır ve toplumların tüm özellikleri dillerine yansımaktadır. Dil, insanı insan yapan ve bu güne gelmesini sağlayan unsur olarak çok değerlidir. Son yıllarda Türkçe’ye verilen önem hem Türkiye’de hem de başka ülkelerde giderek artmaktadır. Dil ve kültürlerin tanınması açısından birçok uygarlığa mekan olmuş bir coğrafyada yer alan ve hem kültürel hem de diğer birçok yönden dikkat çekici bir ülke olan Türkiye’de hala birçok kültür ve dil bulunmaktadır ve bunlar kültürel ve dilsel zenginliğimizin bir parçasıdır. Türkçe yabancı bir dil olarak bir çok ülkede giderek daha fazla konu olmaktadır. Türkiye’de anadili farklı olan birçok halk vardır, bunlardan en önemlisi olan Kürtlerin bir kısmı Türkçeyi ya hiç öğrenmemekte ya da ilkokulda öğrenmektedir. Kürtlere, Türkçeyi öğretmek konusunda da bazı fikirler üretmek gerekmektedir. Bu amaçla yabancıdil/ikincidil olarak Türkçe öğretimi konusunda çalışanların düşünce ve çalışmaları yararlı olacaktır.
6-12 yaş kümesinin bilişsel gelişim özellikleri doğrultusunda çocuklara uygun yabancıdil (İngilizce) sınavları hazırlama Designing foreign language (English) tests suitable for children aged between 6-12 interms of their cognitive development
oz Çocuklara dil öğretimi yetişkinlere dil öğretiminden ortam, teknik ve tutumlar açısından başkalık göstermektedir. Yetişkinlerden ayrı olarak çocuklara yabancı dil öğretiminde kullanılan çok çeşitli yöntem ve yaklaşımlar ve bunların beraberinde getirdiği birçok sayıda etkinlikler bulunmaktadır. Bu nedenle çocukların ölçme ve değerlendirilmesinin kendilerine dil öğretiminde sunulan öğretme ve öğrenme etkinliklerini yansıtması ve özelliklerine uygun olması gerekmektedir. Bu gerekçe ile yola çıkılarak çocukların gelişim özellikleri, çocuklara dil öğretim yollan ve çocuklarda ölçme değerlendirme konularında incelemeler yapıldı. Erek kitlenin öğrenme ortamının ve onlara sunulan öğrenme ve öğretme etkinlik ve görevlerinin incelenmesi, tutum ve tepkilerinin görülmesi için gözlemler yapıldı. Gözlemlerde erek yaş kümesinin öğrenme ortamının ve öğretme yöntem ve yaklaşımlarının yetişkinlerden ayrı olduğu gözlendi. Çocukların nasıl öğrendikleri, öğrenmeye nasıl güdülendikleri, hangi etkinliklerden hoşlandıkları da gözlendi. Böylece erek kitlenin genel özellikleri ve öğrenme ortamlarına ilişkin bulgular kaydedildi. Bunlara ek olarak erek kitle öğrencilerine uygun ve geçerliliği olan ölçme ve değerlendirme araçlarının hazırlanması için bir model sunuldu. Bu model kapsamında ilk olarak, dil öğretimi sürecinde çocukların içinde yer aldığı kendi özelliklerine uygun öğretme ve öğrenme etkinlik ve görevleri incelenmiş ve bu etkinlik ve görevlerde yerine getirilen eylemlerle birlikte dizini yapıldı. İnceleme sonucunda 117 adet etkinlik türü kaydedildi. Her bir etkinlik türüne ait toplam 509 adet örnek etkinlik de saptanarak kaydedildi. Yapılan diğer çalışmada ise ortaya çıkan etkinlik türleri ve örnek etkinliklerde çocuklardan yerine getirmeleri beklenen eylemlerin yani görevlerin bir dizini çıkarıldı. Bu dizine göre çocuklara öğretme ve öğrenme amaçlı uygulanan etkinlik ve görevlerde gerçekleştirilen eylem ve edimlerin sayısı 116 adettir. Sonuç olarak çocukların öğrenme ortamlarına ve gelişimsel özelliklerine daha uygun tekniklerle değerlendirmeler öngörmesi ve çocuklara yabancı gelmeyecek, onların öğrenme ortamlarında karşılaştıkları türden etkinlik ve görevler sunması nedeniyle eşdeğer değerlendirme araçlarının erek yaş kümesi için daha uygun olduğu belirtilerek bu çerçevede yabancı dil öğretmenlerine hitaben ölçme ortamında ve ölçme araçları hazırlanmasında yapılması gerekenlere ilişkin öneriler verildi. 111
Dil öğrenme stratejileri ve kullanım derecelerinin kimi etmenler bakımından değerlendirilmesi
ÖZ öğrenme stratejileri dil öğrenimiye ilgili araştırmaların ana konularından birisi haline gelmiştir. Araştırmacılar, öğrenme stratejilerini keşfetmenin daha iyi bir eğitim ve öğretim sağlayacağı konusunda birleşmişlerdir. Bu hem öğrenicinin kendini tanıyarak kendisine uygun şekilde çalışabilmesini hem de öğretenin karşısındakine daha fazla yardımcı olabilmesini sağlayacaktır. Uygun öğrenme stratejilerini kullanabilen öğreniciler hem daha iyi öğrenebilecek hem de kendi kendine çalışabilecektir. Bu araştırmanın amacı ise Anadolu Lisesi öğrencilerinden seçilen bir grubun dil öğrenme stratejilerini bulmaktır. Araştırmanın verileri Tuzla Behiye-Dr.Nehviz Işıl Anadolu Lisesinde öğrenim görmekte olan 146 öğrenciden derlenmiştir. Oxford’un 50 sorudan oluşan Dil Öğrenme Stratejileri Döküm Sormacası (Oxford’s Strategy Inventory for Language Learning (SILL) (1989a)) bu araştırmaya temel olmuştur. Araştırmacı tarafından geliştirilen ve 8 sorudan oluşan bir artalan sormacası da Oxford’un sormacasıyla birlikte uygulanmışta-. Verileri değerlendirmede ise SPSS ( Statistical Package for the Social Sciences ) veri değerlendirme programı sürüm 10 kullanılmıştır. Bu çalışmanın önermeleri şöyle özetlenebilir: Bu alanda dil öğrenme stratejileri kullanımını etkileyen diğer değişkenleri de içeren daha fazla çalışmalar yapılarak iyi bir izlence hazırlanmalı öğrencilerin dil öğrenme stratejilerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır. İİİ
Yabancı dil (İngilizce) öğretiminde çocuklara uygun öğretim gereçleri hazırlama
oz Bu çalışmada, Ankara’da üç devlet ilköğretim okulunun 5. sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin, kullanılan İngilizce ders kitapları hakkındaki düşünceleri araştırılmaktadır. Üç değişik ilköğretim okulundan 5. sınıf öğrencileri araştırmaya erek kitle olarak katılmışlardır. Yine bu sınıfta İngilizce öğretmenliği yapan İngilizce öğretmenleri de, onların devlet ilköğretim okulu 5. sınıflarında kullanılan İngilizce ders kitapları hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacıyla, araştırmada yer almışlardır. Öğrenci ve öğretmenlere, halen kullanmakta oldukları İngilizce ders kitapları hakkındaki düşüncelerini belirtmeleri için bir sormaca verilmiştir. Ayrıca, yine Öğrenci ve öğretmenlerin nasıl bir İngilizce ders kitabı istediklerini belirlemek amacıyla bir başka sormaca kullanılmıştır. Sonuç olarak öğrenci ve öğretmenlerin İlköğretim 5. sınıf İngilizce ders kitap lan konusunda benzer olumsuz tutuma sahip oldukları ve onların 5. sınıf İngilizce ders kitabı istekleri ile halen kullanılan 5. sınıf İngilizce ders kitabı arasında önemli farklılık olduğu belirlenmiştir.
Kendi kendine dil öğrenme modeli ve Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi
öz Bu çalışmada Yabancı dil olarak Türkçe öğrenim sürecini kendi başına tamamlamak isteyen bir bireyin öğrenen özelliklerinin neler olması gerektiği ve bu süreçte gereksinim duyacağı bir gerecin nitelikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada öncelikle yetişkin eğitiminde kullanılan kavram ve tanımlamalara yer verilerek öğrenen özellikleri sunulmuştur. Araştırma boyutunda ise bireylerin gereksinmelerini karşılayacak bir gerecin niteliklerinin neler olması gerektiği ulamlanmıştır. Yapılan araştırma verilerine dayanılarak kendi kendine öğrenme modeli çıkarılmaya çalışılmıştır. Sonraki bölümde ise çıkarılan model temel alınarak çalışma yapraklan ve örnek bir yoğun teker hazırlanmıştır. Çalışma yapraklarında seçilen etkinliklerin gerekçeleri sunulmuştur. Son bölümde sonuç ve önerilere yer verilmiştir. ıı
Yabancıların Türkçeyi öğrenirken yaptıkları yanlışlar
oz Bu yüksek lisans araştırmasında Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenenlerin yaptıkları yanlışlar irdelenmektedir. Bu doğrultuda İstanbul üniversitesinde Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenen yabancı uyruklu öğrenci kitlesi ve İstanbul Anadolu Liselerinde öğretmenlik yapmakta olan ve Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenen yabancı uyruklu kişilere uygulanan anket sonucunda yazılı dilde yaptıkları yanılgıların dökümü yapılmış; bu yanılgılar dökümü doğrultusunda, öğrencilerin yabancı dil Türkçe öğreniminde sıkıntı çektikleri alanlar belirlenmiş; erek öğrenci kitlesinin yabancı dil Türkçe öğrenimi sırasmda yaptıkları yazılı ve sözlü dil yanlışları sınıflandırılmış; yorum ve değerlendirilmede bulunulmuştur. Türkçe’yi yabancı dil olarak öğrenenlerin sözlü dil yanlışları aynı gruplar üzerinde ve Erözden (1986)’daki veriler incelenerek yapılmıştır. m
İşbirlikli öğrenme modeli ve yabancı dil okuma becerilerinin geliştirilmesi
ÖZ Dünyanın bir çok yerinde yaygın olarak kullanılmakta olan işbirlikli öğrenme çalışma konusuna bakılmaksızın bir çok çalışma alanına uyarlanmıştır. İşbirlikli öğrenme farklı çalışma alanlarına farklı şekillerde uyarlanmıştır. Bu tez çalışması ile yabancı dil öğrenme ve öğretmenin dört temel becerisinden birisi olan okuma becerisinin işbirlikli öğrenme ilkeleri ile geliştirilmesi amaçlanmıştır. Tezin birinci bölümünde; işbirlikli öğrenme, uygulanışı, sınırlı yanları ve yapılan çalışmalarla ilgili art alan bilgilerinin verilmesi yanı sıra çeşitli işbirlikli öğrenme teknikleri ile uygulanışı sırasında dikkat edilecek hususlar ele alınmıştır. Bunlardan başka yabancı dilde okuma ile ilgili genel bir bilgi sunulmuştur. Bu kısımda farklı okuma modelleri, şema kuramı, bir okuma parçasının seçilmesi ve okuma amaçları hakkında bilgi sunulmuştur. İkinci bölümde ise işbirlikli öğrenme ile yabancı dilde okuma becerilerinin birleştirilerek yabancı dilde işbirlikli okuma modeli geliştirilmiştir. Bu modelin uygulanışında yapılması gerekenler maddeler halinde sunulmuştur. Bu bölümün sonunda, modelde soyut kalan noktaları somutlaştırabilmek için bir örnek işbirlikli okuma dersi ders planı hazırlanmıştır. Son olarak ise bu modelin uygulanmasından ortaya çıkacak sonuçlar sunulmuştur. Bu tez çalışmasının ilk öğretimden üniversiteye kadar öğrencilerinin yabancı dilde okuma becerilerini geliştirmek için çaba harcayan yabancı dil öğretmenleri için yaralı olacağı umulmaktadır.
Öğrenici ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyleri ve öğrencilerin yabancı dil öğrenmeleri arasındaki koşutlar: Tanısal model ve bir uygulama
öz Öğrenicilerin okul basanlarında, içinde yetiştikleri ailelerinin sosyo ekonomik düzeylerinin rolü konusu geçmişte oldukça tartışılmış ve halen de tartışılan bir konudur. Bu konuda bir çok kuram ortaya atılmış ve varsayımda bulunulmuştur. Kimi toplumbilimci, dilbilimci ve bilim adamı okul başarısı ile öğrenici ve ailesinin sosyo-ekonomik düzeyi arasında yoğun bir ilinti olduğunu savunurken kimileri de bu ilişkinin aslında var olmadığını yada sanıldığı kadar önemli olmadığını söylemişlerdir. Bu alanda yapılan çalışmaların bir uzantısı şeklinde de tanımlanabilecek olan bu araştırmada, öğrenicilerin sosyo-ekonomik düzeyleri ile öğrenicilerin yabancı dil öğrenimi arasındaki koşutluk irdelenmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde konu ile ilgili yapılan art alan çalışması sunulmaktadır. Burada sosyo-ekonomik düzey – ders başarımı arasındaki bağlantı, bu konuyu destekleyen ve karşı çıkan görüşler doğrultusunda açıklanmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde, araştırmanın genel düzenlenmesi ve veri toplama yollan hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonra toplanan verilerin bulgusal dökümü, değerlendirilmesi ve yorumu aktarılmaktadır. Çalışmanın son bölümü sonuç ve sonuçlar doğrultusunda ortaya konan önerilere ayrılmıştır. II
Görev odaklı dil öğretimi ile dilbilgisi öğretimi ve örnek dilbilgisi konuları Grammar teaching through task based language teaching and sample grammar lessons
ÖZ Dil içinde pek çok bileşenlerin yattığı oldukça karmaşık bir sistemdir ve bu sistem içinde dilbilgisi merkezde yer alır. Dilbilgisinin yeri, rolü, önemi ile ilgili her zaman yoğun tartışmalar yaşanmıştır. Kimi dönemlerde oldukça övülmüş ve dilbilgisi öğretimi olmadan dil öğretiminin olanaksız olduğundan söz edilmiştir. Kimi zaman ise öğretimine tamamen karşı çıkılmış ve çocukların dil ediniminden yola çıkarak dilbilgisi öğretiminin anlamsız olduğu savunulmuştur. Ancak ortak nokta ise bu konu ile ilgili sert bir tutum içinde olunmadan tek bir yaklaşmam her duruma, her öğreniciye uyamayacağının kabulü olmuştur. Ellis (1996), dilbilgisi öğreniminin öğreniciye ustalaşmak ve yanlış yapmamak konularında yardım sağlarken, dilde akıcılığı sağlamak için çeşitli sözdizimi yapılarını içselleştirmeyi sağladığım belirtmiştir (Hinkel ve Fotos 2002:10). Ancak günümüzde dil eğitiminde “dilbilgisinin önemini yitirdiği, dilbilgisi öğretiminin artık çağdışı olduğu” gibi görüşler ileri sürülebilmektedir. Aslında bir bakıma da doğrudur bu. 1970 yıllarında öğrenicilere çok yoğun dilbilgisi öğretiliyor ve öğreniciler oldukça iyi dilbilgisi öğreniyorlardı. Daha sonrasında ise bu öğretilen ve öğrenilenlerin çok kısa zamanda unutulduğu görüldü. Krashen gibi araştırmacılar dilin edinilmesi gerektiğine ve dilin iletişimsel olarak kullanımına inanıyorlardı. Yapılan araştırmalarda öğrenicilerin daldırma yolu ile dili öğrendikleri gözlemlendi ve dilin tamamen erek dilde iletişimle öğrenildiği vurgulandı. Ancak bu tamamen dilbilgisini bir kenara bırakmak demek değildi. Dilbilgisinde biçim ile anlam arasında bağlantı kurulmasına önem verildi. Dilbilgisini iletişimsel açıdan öğretmek gerekliliği ortaya çıktı. Çünkü baza yapılar öğretilmeden ya da öğrenilmeden özellikle soyut kavramlar söz konusu olduğunda iletişimin olası olmadığı ortaya çıktı. Bu noktada Görev Odaklı Dil Öğretimi oldukça önem kazandı çünkü Görev Odaklı Dil Öğretimi dili çalışılacak bir ders ya da konu olarak değil iletişim kurulmasını sağlayacak bir araç olarak görür. Öğreniciler öğrenmeyi uygulayarak gerçekleştirirler yani sınıf içinde yapılan etkinliklerle, sınıf dışında yaşananların kuvvetli bir ilişki vardır. Öğrenicilere dilin günlük hayatta kullanım olanağım sunarken sınıf içinde dili anlamlı kılmayı ve böylelikle daha doğal öğrenme ve kullanım yolunu gösterir. Dilin doğal bir bağlam içinde sunar ve öğreniciler bol miktarda etkileşimde bulunurlar. Bu tür etkileşimlerin dil edinimini kolaylaştıracağı düşünülür çünkü öğreniciler birbirlerini anlamak ve kendilerini dile getirmek durumundadır. Bunu yaparak sahip oldukları yetenekten çok daha fazlasını dinlerler ve daha sonra erek dilde kullanmak için kendi bilgilerine katarlar. Anlam önemlidir ve yapı ile arasındaki bağlantı üzerinde durulur. Önemli olan görevlerin yerine getirilmesidir ki bu da ulaşılacak çıktıdır. Buna ulaşırken de dilbilgisi kullanmak zorunlu hale gelir. Dilbilgisi öğretimi ise kuralları vererek ezberlemek demek değildir. Görev Odaklı Dil Öğretimi kesinlikle dil öğretiminde yapısal izlencelere kesin bir dönüşten söz etmez. Dilbilgisinin anlamlı girdi ile sunulmasını teşvik eder. Tümevarımsal öğretime tümdengelimsel kadar önem verir. Öğrenme işlemlerini kişiselleştirerek, uygulayarak öğrenmeyi vurgular. Anlamlı etkinlikleri sağlamaya önem verir. Böylelikle dilbilgisi öğrenicilerin iletişim yapabilmesini sağlayan bir bağlama dönüşür. Yani öğrenici erek dili, dilbilgisini keşfedebilecek bir araç olarak görür. Böylelikle dilbilgisi, iletişimi üstlenen bir role bürünür. ıı
Yabancı dil olarak Türkçe öğrenicileri için başlangıç düzeyi dil öğretim gereçleri hazırlama
oz Bu çalışmada Türkçe’nin Yabancı dil Olarak Öğretilmesinde kullanılacak gereçlerin değerlendirilmesinde ve hazırlanmasında göz önünde tutulabilecek niteliklerin belirlenmesine çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikle bir ders kitabı paketinin olası bileşenleri tek tek ele alınmış ve nitelikleri sıralanmıştır. Ders kitabı paketinin içeriğinin belirlenmesinde ilk aşama olarak öğrenici gereksinimlerinin belirlenmesi ve ardından uygulanacak programın amaçlarıyla öğrenici gereksinimlerinin karşılaştırılması ve bunlara uygun bir izlencenin sağlanması sıralanmıştır. Dilbilim incelemeleri bakımından 8 ana başlık belirlenmiş ve bu başlıklar sırasıyla dilsel içerik, konu içeriği, toplumsal ve ekinsel içerik, yöntembilim, örnekler ve alıştırmalar, beceriler, içeriksel tasarım ve kitabın fiziksel özellikleri olarak sunulmuştur. Son bölüm olarak iletişimsel dil öğretim yöntemine uygun ders gerecinin özelliklerinden söz edilmiştir. Araştırma bölümünde gereç hazırlayıcıları ve gereç değerlendiricilerin adım adım izleyebilecekleri iki ayrı model oluşturulmuştur. Bu modeller oluşturulurken kullanım kolaylığı sağlaması açısından çizelgeler kullanılmış ve ulamlamanın önem sırası gözetilmeye çalışılarak yapılması hedeflenmiştir. Sonuç ve öneriler bölümünde çalışmadan ele edilen sonuçlar ve kimi önerilere yer verilmiştir. u
Bu yüksek lisans araştırmasında yanılgı çözümlemesinin yabancıdil öğrenimindeki kuramsal yeri ve belirleyici özelliği irdelenmektedir. Bu doğrultuda, 2001 – 2002 Öğretim Yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksek Okulu, Hazırlık Sınıfı öğrencileri erek öğrenici kitlesi olarak alınmış ve bu kitlenin 1. yarıyıl Yazma dersinde hazırladıkları Proje ödevleri üzerinde uygulanan yanılgı çözümlemesi ile bu öğrenicilerin yaptıkları yanılgıların dökümü yapılmış; bu yanılgılar dökümü doğrultusunda, öğrencilerin yabancıdil İngilizce öğreniminde sıkıntı çektikleri alanlar belirlenmiş; erek öğrenici kitlesinin yabancıdil İngilizce öğrenimi sırasında yaptıkları dil yanlışları sınıflandırılmış; bu yanılgı türlerinin her biri için yorum ve değerlendirilmede bulunulmuş ve yabancıdil İngilizce öğretimi için genel yaklaşım önerisinde bulunulmuştur.
Başlangıç düzeyi yabancı dil olarak Türkçe öğretimi için sözlükçe çalışması
ÖZ Bu çalışmada Yabancı Dil Olarak Türkçe öğretiminde eksikliği duyulan Öğrenici Sözlüğü biçiminde bir sözlük modeli oluşturmaya ve bunu yaparken de yabancı dil olarak Türkçe öğrenicilerinin gereksinimleri düşünülüp sözlük çokdilli olarak tasarlanmaya çalışılmıştır. İlk bölümde sözlük ve sözlüklerin yapılarından söz edilmiş, sözlüklerin özelliklerine değinilmiş ve öğrenici sözlükleri açıklanmıştır. Araştırma bölümünde kaynaklardan yararlanarak genel anlamda anadili konuşucuları sözlüğü içerisinde bulunması gereken birimler, sözlüğün özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Sonraki bölümde bu genel birimlerden ve kaynaklardan yola çıkılarak bir öğrenici sözlüğü içerisinde bulunması gereken birimler ortaya çıkarılmıştır.
(Avrupa Konseyi çerçeve programı)
ÖZ Sanayileşme alanındaki ortak yatırımlar, ticari ve ekonomik alandaki paylaşımlar, kültürler arası ilişkiler, ayrı diller arasında oluşan gereksinimleri karşılamak için dil öğrenimi alanındaki boşlukları giderme çalışmalarına hız kazandırmıştır. İnsanlar zaman içinde, iletişim için daha kolay, daha az zaman ve para harcayarak bu gereksinimlerini karşılamak istemişlerdir. Avrupa Konseyi, bu gereksimi karşılayabilmek için yaklaşık 15 yıldır araştırmalarını sürdürmektedir. Gelişmiş ülkelerde diller-arası iletişim yurt dışına gitmeden de sağlanabilmektedir. Ülkeler başka ülkelerle yarışırken sempozyumlarda bilgi alışverişini hızlandırmaktadır. Ortak dil, bu yüzden gereklidir. Bir ülkede yazılan metnin, başka bir ülkede çevirisini okumaktansa; o metnin asıl dildeki anlatısını okumak her zaman daha yararlı olur. Ayrıca, insanların farklı dil ve kültürlere yaklaşımı; milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı gibi uç görüşleri ortadan kaldırarak hareket etmesi; ülkeler arası paylaşımlar için çok önemlidir. `Avrupa yabancı dil eğitim politikalarını da biçimlendiren kültür boyutlu anlayışa göre, Avrupa’nın kültür mirası olarak değerlendirilen çok dilliliğin korunması yönünde tek bir dilin egemenliğinin engellenmesi gereğini savunur’ (Polat, 2001:32). Tüm Avrupa ülkelerinde konuşulan dillerin, bu yöndeki çalışmaları yapılırken ne yazık ki ülkemizde, Türkçe’nin dil pasaportu için gerekli ölçütler üzerine yeterli çalışma yapılamamıştır. Bu çalışmaların hız kazanabilmesi; ancak Türkçe’nin yabancı dil olarak belli ölçütlere bağlı kalarak öğretilmesiyle mümkündür. Çalışmalar, belli kurumların ve belli üniversitelerin çabalarına bağlı olarak sürdürülmektedir. Çalışmaların yaygın hale getirilmesi siyasi ve ekonomik katkılara bağlıdır. Bu çalışma, Avrupa Konseyinin 2000 yılında yayımladığı `Genel Avrupa Dilleri Çerçeve Programı’nda dünyaya duyurduğu ölçütlere bağlı kalarak hazırlanan bir izlencedir.. Türkçe’nin A1 düzeyinin incelendiği bir işlevsel-kavramsal izlence oluşturmak hedeflenmiştir.Belirlenen ölçütlere uygun olarak A1 düzeyi için gerekli metinler oluşturulmuş; ayrıca bu metinlerin sözcüksel ve yapısal bağlamda incelemeleri yapılmıştır. Türkçe’nin yabancı dil olarak öğretimi çalışmaları içinde bu çalışma, kendi alanında bir başlangıçtır. Çalışmaların sürdürülmesi ve diğer düzeylerin incelenmesi gerekmektedir.
Üniversite düzeyinde yabancı dil ölçme araçlarında eşdeğer değerlendirmenin yeri: Tanısal model ve uygulama The importance of alternative assessment forms in foreign language assessing systems at university level: Diagnostic model and application
oz Bu çalışma üniversite düzeyinde ölçme ve değerlendirme dizgesinin iyi işleyip işlemediğini buldurtacak bir yol ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma aynı zamanda üniversitelerde, ölçme ve değerlendirme birimlerinde ölçme aracı hazırlayan öğretim elemanları ve öğrenicilerin kurumlarında var olan ölçme ve değerlendirme sistemi ve eşdeğer değerlendirme yöntemlerinin kullanılması hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacını taşımaktdır. Bu amaca bağlı olarak, çalışma ile ilgili veriler belirlenen ölçütlere göre hazırlanmış sormacalar yardımıyla elde edilmiş ve elde edilen sonuçlara göre bir ön ölçme ve değerlendirme modeli önerilmiştir. Araştırmaya altı Devlet Üniversitesinin ölçme ve değerlendirme birimlerinde yer alan toplam 29 öğretim elemanı katılmıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi İleri İngilizce II kümesinden 834 erek öğrenici kitlesi olarak araştırmada yer almıştır. Verilerin incelenmesi sonucunda, öğrenicilerin var olan ölçme ve değerlendirme sisteminden memnun olmadıkları ortaya çıkmıştır. Bu durum mevcut sınavların yetersiz yönlerinin eşdeğer değerlendirme yöntemleri ile desteklenmesinin ve daha etkin sonuçlar elde etmek için çoklu değerlendirme birarada kullanılmasının önemini vurgulamaktadır. Öğrenicilerin hazırlanan ölçme araçları hakkında düşüncelerinin sorulması ile ölçme ve değerlendirme sürecine dahil olmak istedikleri ortaya çıkmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, ölçme aracı hazırlayan öğretim elemanlarının ve öğrenicilerin ölçme ve değerlendirme konusunda bilgilendirilmeye gereksinim duydukları ortaya çıkmıştır.
Bir yazma dersi izlence dökümündeki becerilerin seçilmesinde gereksinim çözümlemesi kullanımı ve bir uygulama: Yıldız Teknik Üniversitesi ll. sınıf öğrencilerinin İngilizce yazma gereksinimlerinin belirlenmesi
oz Bu çalışma Yıldız teknik Üniversitesinde İngilizce Yazma dersi için yapılmış bir gereksinim çözümlemesidir. Üniversitedeki öğrenciler arasından, ileriki yıllarda İngilizce yazma dersi görecek olan 1. sınıf öğrencileri ve belirli yazma beceri, alt-beceri ve tekniklerinin öğretildiği zorunlu İngilizce yazma dersini zaten almış olan 2. sınıf öğrencileri erek kitle olarak seçilmiştir. Ayrıca, düşünce ve yorumlarıyla bu çalışmanın amacına büyük katkı sağlayacağı düşünülen yazma dersi veren Öğretim elemanları da çalışma kapsamına alınmıştır. Bu gereksinim çözümlemesi çalışması ile erek öğreniri kitlesi için bir İngilizce Yazma Dersi ön- izlencesi oluşturulmuştur.
Erinler için gereksinim çözümlemesi Needs analysis for adolescents
oz Bu araştırmada ergenliğin ilk dönemindeki “erinler” için bir gereksinim çözümlemesi modeli oluşturmak hedeflenmiştir. Ayrıca erinlerin dönemsel özellikleri dikkate alınarak oluşturulan bu modelin, erinlerin tüm eğitim alanlarına uygulanabilecek genel bir çerçevesinin çizilmesi amaçlanmıştır. Oluşturulan modelin bir modülünün örneklenmesi için Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nun -yaşları erinlik dönemine denk gelen- 6., 7., ve 8. sınıf öğrencilerine, bu öğrencilerin velilerine ve en iyi arkadaşlarına, farklı özelliklerde sormacalar verilmiştir. Sormacalarda elde edilen verilerin, modelde ayrıntılandırılmış olan “sınıf profili” uygulaması için değerlendirilmesi yapılmıştır. Araştırılmanın uygulanan örnekle de desteklenen en temel sonucu, erinin gereksinim çözümlemesi oluşturmada tek kaynak olmaması, erinin ailesi ve arkadaş çevresinin de gereksinim çözümlemesine dahil edilmesinin gerekli olduğudur. Bununla beraber erin için hazırlanacak her tür veri toplama yönteminin erinin dönemsel özellikleri dikkate alınarak oluşturulması gereği de bu araştırmanın başka bir sonucudur. Özetle, çalışmada “3 Aşamalı Çözümleme Modeli (3 AÇM)” olarak sunulan model; 1. Erinin kişisel ilgi, ihtiyaç, isteklerinin ve sosyal çevresinin çözümlenmesi 2. Erine uygulanan ölçümlerin çözümlenmesi 3. Uygulama (Profil oluşturma) modüllerini içermektedir. u
Yabancı-dil öğretiminde anadil kullanım alanları
Bu araştırma, 1) öğretmen ve öğrencilerin aynı anadile sahip olduğu (tek-dilli) yabancı-dil sınıflarındaki anadili kullanım alanlarının ‘yararcılık’ ölçütü temel alınarak bir model çerçevesinde belirlenmesi ve 2) bu modelden yararlanarak, yabancı-dil sınıflarındaki anadili kullanımlarının saptanmasına yönelik bir gözlem aracı oluşturulması amacıyla yürütülmüştür. Araştırmanın birinci aşamasında, konu ile ilgili yazın taramasına ek olarak, farklı konularda yazılmış üç yüksek lisans tezinin veri tabanım oluşturan yabancı-dil (İngilizce) derslerine ait çeviri yazılardaki öğretmen ve öğrenci anadili kullanımları incelenmiş ve saptanan anadili kullanımları ‘yararcı’ olup olmamaları ve iletişimsel Özellikleri açısından iki bölümlü bir model (Yabancı-Dil öğretiminde İD Kullanımı Modeli) içerisinde ulamlanmışlardır. Daha sonra, bu model bir gözlem cetveline (Yabancı-Dil öğretiminde İD Kullanımı Gözlem Cetveli) dönüştürülerek bir gözlem aracı oluşturulmuştur. Araştırmanın ikinci aşamasında ise, oluşturulan model ve gözlem aracının sınanması amacıyla bir uygulama yapılmıştır. Bir lise hazırlık sınıfında dört ders saatinin ses kayıtlan yapılmış ve çeviri yazıya dönüştürülmüştür. Daha sonra, oluşturulan gözlem cetveli kullanılarak bu çeviri yazılardaki öğrenci ve öğretmen anadili kullanımlarının saptaması yapılmıştır. Uygulama sonucunda, gözlem aracının, uygulandığı farklı sınıflardaki öğretmen ve öğrenci anadili kullanımlarına ait somut ve ayırt edici veriler sağladığı belirlenmiştir. Model ve gözlem cetvelinde yeterince açık bulunmayan bazı ulamlarla ilgili olarak ise, ‘Değerlendirme’ bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.


Yorum yaz