
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ.DR. M. EMİN SAKARYA
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Kronik obstrüktif akciğer hastalığında pulmo-BT ile akciğerlerin dansitometrik değerlendirilmesi
2. ÖZET Kronik obstrtiktif akciğer hastalığı (KOAH) günümüzde önemli ve insidansı gittikçe artan bir hastalık grubudur. KOAH’lı hastalarda hava hapsi alanları ve akciğer dansitesinde azalmalar meydana gelebilmekte ve bu alanların tespitinde inspiratuar ve ekspiratuar BT gibi bir takım inceleme yöntemleri kullamlmaktadır. Ancak bu tekniklerin bazı limitasyonları bulunmaktadır. ÇDBT cihazlarında bulunan bir yazılım özelliği olan Pulmo-BT ile alan, hacim ve dansite değerlendirmeleri gibi bir çok hesaplama tablolar, renkli kodlamalar ve histogramlar şeklinde, sayısal değer ve yüzdelik oranlar halinde kantitatif olarak ortaya konulabilmektedir. Bu çalışmadaki amaç; pulmo-BT’nin KOAH’lı hastalarda kullanılabilecek önemli bir inceleme yöntemi olduğunu göstermektir. Çalışmaya anamnez, fizik muayene, laboratuar ve solunum fonksiyon testleri (SFT) ile KOAH tanısı konan ve bu nedenle yatarak tedavi gören 29 hasta dahil edildi. SFT’si ve Toraks BT incelemeleri radyolojik olarak normal bulunan 24 birey kontrol grubu olarak belirlendi. Pulmo-BT programı ile tüm akciğer, 8-12 saniye gibi tek bir nefes tutulumu süresinde incelendi. Akciğer dışındaki yumuşak doku alanları, mediastinal yapılar, trakea, ana bronşlar ve büyük damarlar yazılımın otomatik bir özelliği nedeniyle veya manuel olarak ekarte edilerek; kalan akciğer parankimi üzerinde akciğerlerin dansite değerleri ortalaması, dağılımı ve (-950) olarak alman eşik değerin altındaki değerler (EDAD) sayısal olarak ve renkli kodlamalar şeklinde görsel olarak analiz edildi. Kontrol grubunda yapılan pulmo-BT incelemelerinde akciğerlerin dansite değerlerinin ortalaması -821,41 ± 22,3 HU olarak bulunulurken çalışma grubunda ise bu değerlerin ortalaması -898,48 ± 51,37 HU olarak tespit edildi. SFT ile ortalama dansite ve EDAD yüzdeleri arasında negatif yönde anlamlı korelasyon bulunurken; ortalama dansite ile EDAD yüzdeleri arasında pozitif yönde iyi korelasyon görüldü. Hastalardan sedece birinde kontrol grubundaki dansite değerlerinin üstünde bir değer elde edilirken (-764,6 HU) diğer hastalarda klinik ve SFT değerleri ile paralel ya belirgin yada minimal bir dansite azalması tespit edildi SFT değerleri KOAH ile uyumlu olan 4 hastada; havalanma artışı ve göğüs ön arka çapında artma görsel olarak izlenmez iken, pulmo-BT verilerinde akciğer dansitelerinin kontrol grubuna göre düşük çıktığı görüldü. Yaygın hava kistleri olan bir hastada karinanın 7 cm proksimalindeki kesitte EDAD yüzdesi %34,9 iken tüm akciğerin EDAD yüzdesi %10,8 olarak bulundu. Akciğer dansitesi ortalama -963,1 HU olarak bulunan ve FEVİ/FVC si 46 olan bir olgunun EDAD yüzdesi %77.7 gibi yüksek değerlere ulaşmıştı. Ayrıca bu hastaların BT görünümlerinde KOAH lehine yorumlanabilecek radyolojik bulguları yoktu. Sonuç olarak; pulmo-BT, KOAH’lı hastalarda akciğerdeki amfizemli alanların dağılım ve lokalizasyonlarını sayısal veya görsel olarak net bir şekilde gösterebilen, morfolojik değişiklikleri objektif olarak ortaya koyabilen yeni ve etkili bir yöntemdir. Bu nedenle KOAH’lı hastaların tanısında ve tedavi sonrası kontrollerinde SFT ile birlikte kullanılabilecek ve bazı fonksiyonel değerlendirmelere de imkan verebilecektir. Anahtar Kelimeler: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bilgisayarlı tomografi, pulmo-BT
Kronik obstrüktif akciğer hastalığında teofilin tedavisinin diyafragma kontraktilitesine olan etkisinin MR-fluroskopi ile gösterilmesi
1. ÖZET Kronik obstrüktif akciğer hastalıklarında artan hava yolu direncine bağlı olarak zamanla diyafragma kontraktilitesinde azalma meydana gelmektedir. KOAH’lı hastalarda konvansiyonel radyografi, bilgisayarlı tomografi gibi yöntemler hastalığa ait akciğer patolojilerini demonstre ederken diyafragma gibi hareketli olan bir organ hakkında dinamik bilgi vermekten uzaktır. Diyafragma; 1. X-ray floroskopi 2. Ultrasonografi 3. MR-Floroskopi gibi yöntemlerle dinamik olarak incelenebilmektedir. X-ışını kullanılarak yapılan floroskopik incelemenin radyasyon içermesi, yetersiz kontrast rezolüsyonu gibi dezavantajları bulunmaktadır. Ultrasonografi ise operatöre bağımlı bir yöntem olması sebebiyle objektif olma özelliği diğer modalitelere göre daha az bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda gündeme gelen MR- floroskopi yöntemi ile diyafragma hareketlerinin incelenebileceği gösterilmiştir. Bu yöntemin objektif olması yanı sıra yüksek kontrast rezolüsyonu ile diğer modalitelere göre avantaj sağlamaktadır. KOAH’lı hastalarda diyafragma hareketlerinin azaldığı bilinmekte ve bu azalma daha önce yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. KOAH tedavisinde özellikle akut atak tedavisinde kullanılan teofilin, diyafragma kontraktilitesini direk olarak arttırdığı gibi akciğerdeki hava yolu direncini de azaltarak indirek olarak diyafragma kontraktilitesine etki etmektedir. Bu çalışmada, teofilin kullanılan KOAH’lı hastalarda tedavi sonrasında tedavi öncesine oranla diyafragma kontraktilitesinde 8.73±1,17 mm’lik (% 48) bir artış MR- floroskopi yöntemiyle objektif olarak gösterilmiştir. Kontraktilitedeki bu artış SFT değerleri ve klinik bulgularla paralellik göstermiştir. Sonuç olarak MR-Floroskopi yöntemi diyafragma kontraktilitesini ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde kullanılabilecek non-invazif, objektif bir radyolojik incelemedir.

Yorum yaz