
-
Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- +90 312 212 6840
- http://gazi.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ.DR. KADİR ARICI
Üniversite: Gazi Üniversitesi
Bölüm: Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. İş bölümü (TR)
2. İş Hukuku (TR)
3. Kısmi süreli istihdam (TR)
4. Esnek çalışma saatleri (TR)
5. Risk faktörleri (TR)
6. Laboratuvar personeli (TR)
7. Hastaneler (TR)
8. İşçi sendikaları (TR)
9. Örgütlenme (TR)
10. Türkiye (TR)
11. Sendikalar (TR)
12. İşçi sağlığı (TR)
13. İş kazaları (TR)
14. Ergonomi (TR)
15. Yerel yönetimler (TR)
16. Sosyal yardım (TR)
17. Sosyal hizmetler (TR)
18. Sosyal güvenlik (TR)
19. Belediyeler (TR)
20. Belediyeler (TR)
21. İş gücü (TR)
22. Çalışma yöntemleri (TR)
23. Çalışan kadınlar (TR)
24. Kadınlar (TR)
25. Esnek çalışma (TR)
26. Şili (TR)
27. Özelleştirme (TR)
28. Türkiye (TR)
29. Sosyal güvenlik (TR)
30. Gelişmekte olan ülkeler (TR)
31. İşçi sağlığı (TR)
32. İş kazaları (TR)
33. İş güvenliği (TR)
34. Otomotiv endüstrisi (TR)
35. İşçi sağlığı (TR)
36. Vardiya sistemi (TR)
37. Meslek sağlığı (TR)
38. Flexible working hours (EN)
39. Part-time employment (EN)
40. Labour Law (EN)
41. Division of labor (EN)
42. Hospitals (EN)
43. Laboratory personnel (EN)
44. Risk factors (EN)
45. Labour unions (EN)
46. Turkey (EN)
47. Organization (EN)
48. Workers Unions (EN)
49. Ergonomy (EN)
50. Work accidents (EN)
51. Worker health (EN)
52. (EN)
53. Municipalities (EN)
54. Social security (EN)
55. Social services (EN)
56. Social welfare (EN)
57. (EN)
58. Local administrations (EN)
59. Flexible working (EN)
60. Women (EN)
61. Working women (EN)
62. Working methods (EN)
63. Labour force (EN)
64. Developing countries (EN)
65. Social security (EN)
66. Turkey (EN)
67. Privatization (EN)
68. Chile (EN)
69. Automotive industry (EN)
70. Work safety (EN)
71. Work accidents (EN)
72. Worker health (EN)
73. Occupational health (EN)
74. Shiftwork system (EN)
75. Worker health (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku açısından kısmi süreli çalışma
Hastane laboratuvar çalışanlarını etkileyen mesleki risk faktörleri ve bunlara karşı alınması gereken önlemlerein belirlenmesi amacıyla yapılan bir araştırma Determine occopational risks suffering the employes in hospital laboratories and the measures
-108- 7. ÖZET Bu araştıma hastane laboratuvar çalışanlarını etkileyen mesleki risk faktörleri ve bunlara karşı alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacı ile 30.10.1995, 16.11.1995 tarihleri arasında Ankara Üniversite Hastanelerinin hematoloji, patoloji, mikrobiyoloji, biyokimya ve radyoloji laboratuvarlarında yapılmıştır. Araştırmada 174 laboratuvar çalışanına anket formu uygulanmıştır. Araştırma kapsamına giren laboratuvar çalışanlarının %35.63’ü G.Ü.T.F.’nde, %35.63’ü H.Ü.T.F.H’nde, %28.74’ü A.Ü. İbn-i Sina Hastanesi laboratuvariannda çalışmaktadır. Laboratuvar çalışanlarının %12.07’sini doktorlar, %13.22’sini hemşireler, %16.67’sini biyologlar, %42.53’nü laboratuvar teknisyenleri, %10.34’ünü radyoloji teknisyenleri, %5.17’sini de hizmetliler oluşturmaktadır. Araştırma kapsamına giren laboratuvar çalışanlannın hizmet süresi 9 yıl yaş ortalaması 28 olup %39.66’sı sağlık meslek lisesi mezunudur. Araştırma kapsamındaki laboratuvar çalışanlannın %39.08’i mesleğinden çok memnun olup bunların çoğunluğunu doktorlar oluşturmaktadır. En az memnun olan grup hizmetlilerdir. Laboratuvar çalışanlarının %83.33’ü sürekli gündüz çalımaktadır. %49.43’ü sürekli sigara, %5.17’si sürekli alkol kullanmaktadır. Araştırma kapsamına giren laboratuvar çalışanlarının %63.79’u evli, %36.21’i bekar olup, evli laboratuvar çalışanı bayanların düşük yapma oranı %21.59 dur. Meydana gelen düşüklerin %42.10’unun sebebi spontan (kendiliğinden) %2î.20’sinin de mesleki nedenlerdir. Laboratuvar çalışanları görevlerini yaparken çeşitli risklerle karşılaşmaktadırlar. Sürekli ayakta çalışma sonucu %30.45’inde varis gelişmitir. %73.56’sı sürekli sırt ve bel ağrısı çekmektedir, %20.68’si hepatit, %6.32’side tüberküloz geçirmiştir. Laboratuvar çalışanlarının %86.78’i periyodik sağlık -109- kontrollerinden geçmemektedir. Çalışma ortamından kaynaklanan mesleki riskler konusunda ancak %28.16’sı eğitim almıştır. Laboratuvarlarda meydana gelen iş kazalarının %39.75’i alet ile yaralanma %24.09’u kaygan zeminde düşmelerdir. Kaza nedenlerinin %39.75’i teknik, %1 8.07’si işveren ihmali, %8.43’ü de çalışana bağlı nedenlerdir. Laboratuvarların fiziksel koşulları yeteri değildir. Laboratuvarlarda kullanılan alet ve araçların bakımları düzenli yapılmamaktadır. Laboratuvarlarda mekanik havalandırma sistemleri, olmayıp yangın tehlikesine karşı yeterli önlemler alınmamaktadır. Hastanelerde mesleki sağlık servisleri yoktur. Laboratuvarlarda kaza ve yaralanmalara karşı ilkyardım kutuları olmayıp hamile bayanlara alternatif çalışma olanakları sağlanmamaktadır.
Tarihi hukuki gelişimi açısından Türkiye’de işçi sendikalarının üst örgütlenmesi
İşçinin korunmasında ergonomi faktörü
II İŞÇİNİN KORUNMASINDA ERGONOMİ FAKTÖRÜ (Yüksek Lisans Tezi) Candan USLU GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EYLÜL 1995 ÖZ 18. yüzyıl sonlarında, sanayileşmenin başlaması ve sürekli gelişimiyle beraber, toplumun çoğunluğunu oluşturan çalışan kesimin korunmasında çeşitli problemlerle karşı karşıya gelinmiştir. Bu çalışmada, işçinin korunması kavramının ortaya çıkışı ve getirdiği sonuçlarla, bugünkü durumu ele alınarak, yapılan bazı uygulamalara yer verilmiş, ergonomi biliminin genel hatları anlatılarak, işçinin korunması açısından önemi vurgulanmıştır. Çalışmada ergonomi bilimi, çalışan insan açısından ele alınmıştır. Günümüzde sürekli gelişen teknolojiye karşı, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamında karşılaşılan problemlerin çözümünde, ergonomi biliminin konuyla ne derece ilişikisi olduğu ortaya konulmaktadır.
Belediyelerin sosyal hizmet ve sosyal yardım faaliyetleri
Esnek çalışma şekillerinin kadınların işgücüne katılımına etkisi
TÜRKÇE ABSTRAKT (En Fazla 250 Sözcük) : (TÜBİTAK / TÜRDOK’un Abstrakt Hazırlama Klavuzunu Kullanınız.) ESNEK ÇALIŞMA ŞEKİLLERİNİN KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIMINA ETKİSİ Çalışma hayatında esneklik, çalışma ilişkisinin tarafı olan işçi ve işverenin aralarındaki iş münasebetini serbestçe düzenleyebilmelerini ve iş münasebeti ile ilgili kurallarda değişiklik yapabilmelerini ifade etmektedir.Esnek çalışma şekilleri yapısı gereği sunduğu uygun koşullar nedeni ile özellikle kadın işgücü tarafından tercih edilmektedir. Bu çalışmada, konu Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye açısından istatistiki tablolardan da faydalanılarak incelenmiştir. Avrupa Birliği Ülkelerinde istihdam kapasitesi azalır iken işgücü arzı sürekli olarak artmaktadır. Bunun nedeni ise kadınların işgücüne katılma isteklerinin yüksek oluşudur. Bu doğrultuda kadınların %72’si hizmet sektöründe,%20’si endüstride ve %7,5 ise tarım sektöründe çalışmaktadır.Kadınların %85’I ücretli çalışmakta olup,işgücü piyasasına katılımları da eğitimle birlikte artmaktadır.Türkiye’de 1993 yılı itibariyle istihdam edilen 19.298.845-kişinin %69,59’u erkek, %30,41 ise kadın işgücüdür.Ücretli çalışan kadın sayısı düşerken,ücretsiz aile işçisi olanların oram %68,05’dir. Avrupa Birliği Ülkelerinde kadın işgücünün yaklaşık %40’ı35 saatin altına çalışmaktadır. 1991 yılı içerisinde kadınların %28’den fazlası kısmi süreli çalışır iken erkeklerde bu oran %4 civarında kalmıştır.Türkiye genelinde ise 1993 yılı itibariyle, istihdam edilen 19 milyon kişinin %26,22’si 40 saatten az çalışmakta,bunun 2.3 milyonunu kadın işgücü oluşturmaktadır.Erkelerin %8.78’i esnek çalışma şeklini tercih eder iken bu oran kadınlarda %2,89’dur. Türkiye’de kadınların işgücü içerisindeki payım artırmada esnek çalışma şekillerinin etkisinin artırılabilmesi için, iş ve sosyal güvenlik hukuku açısından kadınları koruyucu bir takım tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Sosyal güvenliğin özelleştirilmesi
ÖZET 1929 dünya ekonomik krizi ve krize çözüm getiren Keynezyen devrim devletin iktisadi ve sosyal alana müdehalesinin temel gerekçesini oluşturmuş ve refah devletinin doğup genişlemesine zemin teşkil etmiştir. Sözkonusu “bu dönemde “Pihillips ilişkisi” de devlet müdehalesinin ve devletin iktisadi ve sosyal alandaki rolünün genişlemesinin diğer dayanağını teşkil etmiştir. Öte yandan, sanayi devrimi sonrası zamanla ortaya çıkan sosyal hakların kurumlaşması, baskı gruplarının bireyin önüne geçtiği siyasal kitle demokrasisine yolaçmıştır. Siyasal kitle demokrasisi ise siyasal süreç içerisinde iktisadi ve sosyal alanı politize etmiş ve siyasal iktidar partileri ile baskı gruplarının menfaat kesişjmlerini kamu yararının önüne geçirmiştir. Nitekim bölüşümün “üretime katkı” kriteri yerine “kitlesel siyasal güç” kriterine göre yapılanması bir taraftan bireylerin üretkenlik motivasyonunu köreltirken; diğer taraftan da bireyleri, maliyetine katlanmaksızın refah tüketicileri haline dönüştürmüştür Aynı süreç sosyal güvenlik alanında da yaşanmaktadır. Mamafih sosyal güvenlik alanındaki “yeniden bölüşüm” politikalarının baskı grupları ve siyasal iktidar partilerinin menfaatlerinin çakıştıkları noktalarda şekillendiği ve sosyal güvenliğin amacından saptığı görülmektedir. Diğer deyişle refah devleti ve dolayısıyla sosyal güvenliğin gittikçe ihtiyaç içerisinde olanlar için birer güvenlik ağı olmaktan çıkıp; gerçekte orta sınıfı kollayan karmaşık birer organizasyon haline dünüştükleri müşahade edilmektedir. Sigortalı kitlelerin prim ödeme konusundaki doğal isteksizliklerine karşın; t sosyal güvenliğe ilişkin hakların sürekli genişlemesi yönünde arzulu davranmaları. sosyal güvenlik kuruluşlarının mali yaşamlarını ve iktisadi büyümeyi negatif yönde etkileyen paradoxal bir durum teşkil etmektedir. Mamafih, mevcut haliyle sosyal güvenlik sistemleri büyük bir “piyasa başarısızlığı” için düzeltici bir sistem olmamış aksine “kamu başarısızlığının güzel bir örneğini teşkil etmiştir. IV Nitekim 1970’li yıllarda ortaya çıkan stagflasyon döneminin “Philips ilişkisf’ni ampirik olarak yanlışlaması ve Keynezyen teorinin sözkonusu dönemi izah edememesi ile birlikte “laisse-faire” politikasına geri dönüş hem refah devletinin hem de modern sosyal güvenliğin yeniden yapılanması gereğini ortaya koymuştur. Ayrıca mikro açıdan “büyük ölçek ekenomisi” kriterinin sosyal güvenlik kuruluşlarının kamu monopolleri olarak kurulması gereğine dayanak olarak gösterilmesi geçerlilik arzetmemektedir. İlaveten, bürokratik yönetim tarzına sahip kamu monopollerinin etkin olmadığı artık anlaşılmıştır. ‘ – Sosyal güvenliğin kamusal boyutu sosyal risklere karşı güvenliğini sağlayamayan yoksul kesimlerle sınırlı olmalıdır. Bu alanda kamu yardımları devreye girmelidir. Yani devletin görevi piyasada sosyal güvenlik hizmetinin bedelini ödemekte yetersiz kalan bireyler ve yetersiz kalman alan ile sınırlı olmalıdır. Nitekim, sosyal güvenliğin liberalizm içerisinde yeniden yapılandırılması sosyal güvenliğin özelleştirilmesi anlamına gelmektedir. Burada sözkonusu yapılanma: özel piyasa sunumu, ihtiyari sigortalık, bireysel aktüeryalizm ve gelir-testi yada muhtaçlık ölçüsüne dayanan amaçlı bir sosyal politikayı öngören liberal rejim içerisinde bir yeniden yapılanmadır. Sözkonusu rejimde milli gelir, yaşamlarını “piyasa ekonomisi” şartlarında sağlayamayan hastalar, yaşlılar, fiziki yada zihinsel sakatlıklara olanlar ile dul ve yetimler yararına yeniden bölüşülmektedir. Mamafih iktisadi ve sosyal mekanizmalar bireysel üretkenlik motivasyonunu ön plana geçirmelidir. Bu olgu hem iktisadi birimlerin hemde sosyal güvenliğin gerçek teminatıdır. Çünkü üretim varsa, sosyal güvenliğe ayrılan pay vardır. Aksi halde hukuk kurallarıyla ne kadar teminat altına alınırsa alınsın, uygulamada sosyal güvenlik hakkının yaşamsal hiç bir şansı yoktur. Ancak bu gelişime rağmen gelişmiş ülkelerde sosyal güvenlik alanında yoğun bir özelleştirme süreci görülmemektedir. Fakat munzam sandıkların gittikçe ağırlık kazandığı bir trend sözkonusudur. Buna mukabil; sosyal güvenliğin gelişmekte olan Latin Amerika ülkelerinden Şili ve Peru’da özelleştirildiği görülmektedir. Türkiye’de ise kamu kuruluşları olan sosyal sigorta kuruluşlarının rekabete açılması ve “mecburilik” ilkesinin kaldırılması yönünde yeni yeni tartışmaların başladığı görülmektedir. Son olarak; sosyal güvenliğin “sigorta” fonksiyonu ile “yeniden gelir dağıtımı” fonksiyonunun birbirinden ayrılarak; “sigorta” fonksiyonunun piyasa mekanizmasına devredilmesi ve “yeniden gelir dağıtımı” fonksiyonunun sadece gerçekten ihtiyaç içerisinde bulunan bireylerin yararına işlediği sınırlı ve amaçlı bir sosyal politika dahilinde yeniden yapılandırılması ve sosyal hizmetlerin öncelikle rekabetçi düzen içerisinde kâr amacı güden özel ve kâr amacı gütmeyen özerk girişimler vasıtasıyla üretiminin esas alındığı özel bir sosyal güvenlik sistemi uygulamaya sokulmalıdır. VI
Oto- boya sanayiinde çalışan işçilerin işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından korunması
OTO-BOYA SANAYİİNDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN İŞÇİ SA?LI?I VE İŞ GÜVENLİ?İ BAKIMINDAN KORUNMASI (Yüksek Lisans Tezi) Ruhi ODABAŞI GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Temmuz 1995 ÖZ Oto boyacılığı, İşçi Sapığı ve İş Güvenliği bakımından en riskli meslek dallarından bilidir. Bu dalda çalışan işçiler, çözücü (solvent) ve diğer boya büeşMerinden ve işyerlerinin olumsuz fiziksel koşullarından etkilenmektedirler. Bu etkilenmenin sonucunda, çeşitli sağlık şikayetleri ve meslek hastalıklarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Araştırmamızda,, Ankara evreninden tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen 30 değişik işyerinden 51 işçiye anket uygulandı. İşyerlerinin sosyo-költürel özellikleri yanında, işyeri özellikleri tespit edildi. 5 işyerinde boya atımı esnasında ortamdaki çözücülerin konsantrasyonu, hava akım hızı ve gürültü ölçümleri yapıldı. Oto-boya atelyelerinde çalışan işçilerin yaptıkları işin her aşamasında (yüzey hazırlama, boya sökümü, boyama ve temizlik vs.) kimyasal unsurlardan (çözücü buharları, pigment tozlar ve tiner vs.) ve olumsuz işyeri koşullarından etkilendikleri görüldü İşyerlerinin sağlıksız koşullarda kurulması, iyi bir havalandırma sisteminin olmayıp ve işçilerin kişisel koruyucu banmamaları nedeniyle; baş ağnsı ve baş dönmesi, uyuşukluk ve çabuk yorulma, kas ve eklem ağrıları, cilt ve göz iritasyonlannın devamlı olduğu tespit edilmiştir. Bilim Kodu Anahtar Kelimeler : Oto boyacılığı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sayfa Adedi : 127 Tez Yöneticisi : Doç.Dr.Kadır ARICI vı
Vardiyalı çalışmanın işçi sağlığına ve işgüvenliği açısından önemi
Bu tezde, vardiyalı çalışmanın isçi sağlığı ve is güvenliği açısından önemi araştırılmıştır. Bu amaçla çalışmamızın birinci bölümünde, vardiyalı çalışmanın doğusu, gelişimi, vardiya türler, vardiyalı çalışmanın düzenlenmesi ile vardiyalı çalışmanın isçi sağlığı ve is güvenliği üzerine yapmış olduğu etkiler araştırılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde konuyu bir işyeri düzeyine indirerek M.K.E.K. Pirinç Fabrikasında vardiyalı sistem ile çalışan isçilerin isçi sağlığı ve is güvenliğine ilişkin sorunlarını ortaya koymak amacıyla da bir örnek çalışma yapılmıştır. Araştırma tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Araştırmanın örneklemi M.K.E.K. Pirinç Fabrikasında vardiyalara giren isçiler oluşturmuştur. Veri toplama amacıylas isçilerin bağımsız özelliklerini içeren, isçi sağlığı ve is güvenliğini etkileyen, vardiyalı sistemden kaynaklanan etkiler hakkındaki görüşlerini ortaya çıkaracak sorunları içeren soru kağıdı kullanılmıştır. Veriler yüzdelik ve ki-kare testi ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda işçilerin büyük bir kısmında vardiya sisteminde çalışmanın sosyal yaşantılarını, aile ve çevre il ikilerini, uyku düzenlerini etkilediği görülmüştür» İşçilerin en fazla şikayet ettikleri konuların başında da yorgunluk, bas ağrısı ve sinirlilik gelmektedir. Bütün bu sonuçlar diçjer literatürlerdeki sonuçlarla benzerlik arz etmektedir. Ayrıca M.K.E.K» Pirinç Fabrikasında işkazası sayısının -Fâzla, olduğu, kaza sonucu olarak da çeşitli organ yaralanmaları gözlenmiştir. Vardiyalı sistemle çalışmanın işçiler üzerine vermiş olduğu etkileri en aza indirmek ve iş kazalarını biraz olsun önlemek için de şu sonuçlara varılmıştır; – Vardiyaların işçi sağlığını en az etkileyecek şekilde düzenlenmesi. – İşçilere hizmetiçi eğitim faaliyetlerinin düzenli olarak verilmesi. – İşyeri teknik emniyet tedbirlerinin alınması ve kişisel koruyucuların temin edilerek, işçilere bunların kullandırılması – Vardiyalı sistem ile çalışan işçilere bazı sosyal faaliyetlerin uygun saatlerde yapılması, işyerinde sürekli hizmet veren kantinlerin bulundurulması, vardiyalarda gidip gelmede ulaşım kolaylığı sağlanması vb») çeşitli kolaylıklar gösterilmesi gibi ihtiyaçları olduğu gözlenmiştir.


Yorum yaz