
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ.DR. İSA YÜCEER
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Şia (TR)
2. İslam dini (TR)
3. Nevbahti (TR)
4. Mezhepler tarihi (TR)
5. Mezhepler (TR)
6. Fırka (TR)
7. Abdulkadir el Bağdadi (TR)
8. Abdulkadir el Bağdadi (EN)
9. Sect (EN)
10. Sects (EN)
11. Sect history (EN)
12. Nevbahti (EN)
13. Islam religion (EN)
14. Şia (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
6. ÖZET ?Gazzâlû’nin Nübüvvet Anlayışı? konulu çalışmamızda ilk olarak konuya teorik alt yapı oluşturması açısından temel kavramlar ele alınarak İslâm düşüncesi içerisinde gelişen nübüvvet tartışmaları Gazzâlû öncesi ve sonrası dikkate alınarak tartışıldı. Gazzâlû’nin nübüvvet tartışmalarındaki konumunu tespit etmeye çalıştığımız ikinci ve üçüncü bölümlerde ise nübüvvetle alakalı genel ilkelerden olan nübüvvetin vehbûliği ve kesbûliği, peygamberliğin sona ermesi ve peygamberlerin ismeti konuları tartışılarak Gazzâlû’nin bu konulara yaklaşımı tespite çalışıldı. Kendilerine karşı nübüvveti ispat etme gayreti içerisine girdiği Filozoflar, Mutezilûler, Batıniler vd. hakkında Gazzâlû’nin yorum ve yaklaşımları üzerinde duruldu. Nübüvvet tartışmalarının temel tartışma konularından olan nübüvvetin imkânı, gerekliliği, mucize ve vahiy gibi konular ele alınarak Gazzâlû’de bunların nasıl ve ne şekilde ele alındığı üzerinde duruldu. 93
Bağdadi ve Nevbahti’nin itikadi fırkaları tasnifi Classification of the faith sections in Bağdadi and Nevbahti
ÖZET Bağdadî, Ehl-i Sünnet’in; Nevbahtî ise Şia’nın en önde gelen alimlerinden olup, Şia ve Ehl-i Sünnet’in sistemleşmesinde önemli bir yere sahiptirler. Bağdadî ve Nevbahtî fraksiyonlaşmaların ve gruplaşmaların başladığı zaman konusunda birbirlerinden farklı görüşlere sahiptirler. Nevbahtî, fırkaların oluşumunu çok erken dönemlere kadar götürme eğilimindedir. Bütün fırkaların temelini Şia, Hariciler, Mu’tezile ve Mürcie’ye dayandıran Nevbahtî, bu fırkaların en geç Hz. Ali’nin şehit edilmeden önceki dönemlerde ortaya çıktığını belirtir. Bağdadî ise fırka anlamındaki ilk oluşumları en erken Hz. Osman döneminde ortaya çıktığını belirtmektedir. Nevbahtî fırkaları, on iki imamın hayatını esas alarak tasnif eder. O’nun eserinde “falan imam öldükten sonra taraftarları şu kadar fırkaya ayrıldı” cümlesine çokça rastlamak mümkündür. Bu durum Nevbahtî’nin aynı zamanda İmamiyye mezhebine müntesip olduğunun bir ifadesidir. Bağdadî ise, Peygamberimizin, ümmetin yetmiş üç fırkaya ayrılacağına dair hadisini esas alan bir tasnif ortaya koymuştur. Bağdadî ve Nevbahtî’nin Hariciler konusunda aynı görüşlere sahip oldukları gözlenmektedir. Bunun temelinde Şia ve Ehl-i Sünnet mezhebinin Haricileri karşı taraf olarak görmeleridir. Mu’tezile konusunda ise edinilen izlenim aynı değildir. Zira Mu’tezile konusunda Nevbahtî’nin biraz daha yumuşak davrandığı müşahede edilmektedir. Mu’tezile’nin bir çok konuda Şia ile ortak görüşler ortaya koyması Nevbahtî’nin biraz daha ılımanlaştnasmı sağlamış görünmektedir. Bağdadî ve Nevbahtî’nin fırkanın Gulat’dan sayılabilmesi için ortaya koydukları prensiplerde büyük oranda benzerliklerin olduğu görülmektedir. Her iki müellif de teşbih, tecsim, hulul, tenasüh ve ibâheyi savunan fırkaların gulat oldukları konusunda hem fikirdirler. Burada Bağdâdî’nin daireyi biraz daha geniş 147 tutarak Allah’ın sıfatları, kaza ve kader vb. konularda bazı fırkaları gulatın içinde değerlendirdiği de gözden kaçmamaktadır. Bağdadî ve Nevbahtî arasında görülen en ciddi farklılık Mürcie mezhebi etrafında yaşanmıştır. Yukarıda da temas edildiği gibi Nevbahtî. Şia. Hariciler. Mıftezile ve Mürcie’nin temel fırkalar olduğunu belirtir. Onun günümüze kadar mevcudiyetini devam ettiren Ehl-i Sünnet mezhebinden söz etmemesi dikkat çekicidir. Anlaşılan Nevbahtî, Ehl-i Sünnet” i Mürcie’nin eş anlamlısı veya muadili olarak kullanmıştır. Bağdadî ise Ehl-i Sünnet’ i, Mürcie’ den bağımsız bir fırka olarak değerlendirmiştir. Bu açıdan Bağdâdî’nin diğer fırkalara yaptığı eleştirilerden Mürcie de nasibini almıştır. Her iki alimin eleştirdiği Mürcie fırkasının kimlerden oluştuğu konusunda ihtilaf vardır. Nevbahtî, Bağdâdî’nin Ehl-i Sünnet mezhebi içinde değerlendirdiği bazı önemli şahsiyetleri Mürcie’nin içinde değerlendirmiştir. 148
Osmanlılarda itikadi mezhepler
ÖZET Osmanlılar dönemi itikadı slâm mezhepleri üzerine yapmış olduğumuz bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi ve sonrası inanç yapısı ve bu inancın yayılmasında etkin rol oynayan faktörlerden bahsedilmiştir. kinci bölümde Osmanlılar dönemi var olan ve günümüzde de varlığını devam ettiren itikadı slâm mezhepleri ve Vahhabilik hareketi üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde ise, Osmanlılar dönemi Ehl-i Sünnet-Şia ilişkisi, Yavuz Sultan Selim devrinde meydana gelen olaylar bağlamında ele alınmış ve Rafızûlik, Kızılbaşlık kavramlarına yer verilmiştir. Osmanlı imparatorluğu gibi çok geniş bir alana ve zamana yayılmış olan bir devletten meydana çıkmış bulunan bütün mezhepleri ve dini akımları ve eğilimleri kavrayabilmek çok zordur. Bundan dolayı biz sadece Osmanlı Devleti’ni inanç yönüyle ele aldık. Osmanlı toprakları üzerinde yaşayan halk, etnik menşeleri gibi dini inanç ve mezhepleri itibariyle de bir mozaik oluşturmaktaydı. Osmanlı devleti farklı din ve mezhep mensuplarını bünyesinde barındırmış, tam bir din ve inanç özgürlüğü, hoşgörü Osmanlıda mevcut olmuştur. Osmanlılar dönemi hakim ve etkin olan mezhepler Ehl-i sünnet ve Şia’dır. Osmanlılar Mâturidû- Hanefi mezhebini benimsemiş diğer mezheplere karşı tutumu ise devlet yönetimine ters düşmemek, sosyal huzuru ve düşünce hürriyetini sarsıcı faaliyetlere girmemek şartıyla geniş bir müsamaha göstermişlerdir. Osmanlılar kuruluştan itibaren kendilerini Sünniliğin hamisi olarak görmüşler ve bu mezhebin güçlenmesi için savaş yapmayı bile göze almışlardır. 131
121 ÖZET YILDIRIM, Mehmet ? Kelam İlminde Rızık ve Ecel? Yüksek Lisans Tezi. Tez Danışmanı: Doç. Dr. İsa YÜCEER. Birinci bölümde yaptığımız çalışma sonunda Kur’an’ın 127 yerinde rızık kelimesine rastlanılmıştır. Kaynaklara inilerek ayetlerin yorumuna bakıldığında rızık, Allah’ın canlılara olan bir nimeti, lütfu, ihsanı, maddû ve manevû ikramı olarak değerlendirildiği görülmüştür. Ayrıca bu rızıkların helal ve temiz olanlarından tercih edilmesi ve bunlara karşılık Allah’a hamd, şükür ve kulluk görevinin yerine getirilmesi istenmektedir. Konumuz hakkında hadis kaynaklarına başvurduğumuzda, yine yukarıdaki ana tema karşımıza çıkmaktadır. Rızkın kelam kitaplarında işlenişi ise daha çok rızkın helal ve haram oluşu, mülkiyeti ve intifaı şeklinde olmuştur. Rızkın kaza ve kaderle ilişkisi üzerinde yeterince durulduktan sonra iktisadû hayatta rızkın nasıl tezahür ettiğine değinilmiştir. Rızkın kesb ile ilişkisinde ise rızıkları yaratanın, var edenin ve onların elde edilme imkan ve şartlarını yaratanın Allah olduğu kabul edilmekle beraber, onun kazanılması ve elde edilmesinin insanın çaba sarfetmesine bırakıldığı hususu üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise ecel kavramı üzerinde durulmuştur. Ecel kavramı ve türevleri ise Kur’an’da 56 yerde geçmektedir. Ecel kavramı hakkında Kur’an’da birçok ayetin bulunmasına rağmen alimler arasında asıl tartışma konusu olan Enam suresinin ikinci ayeti olmuştur. Burada ecel-i kaza ve ecel-i müsemma şeklinde iki ecel kavramı geçmektedir. Bu iki kavram hakkında alimler arasında birçok farklı görüş ortaya çıkmıştır. 122 Hadislerde ise daha çok takdir ve tespit edilmiş bir ecel anlayışı hakimdir. Ayrıca ecel meselesi birçok kavramla ilişkili olduğundan ecel-ölüm, ecel-kader ve ecel-rızık ilişkisine de değinilmiştir. Son olarak ise dua, tedavi, beslenme ve sıhhû şartlarının yaşam süresi üzerindeki fonksiyonlarına değinmeye çalıştık. Hıfzısıhhaya riayetin ve kişilerin yetiştiği doğal ve tabiû ortamların insan sağlığı üzerinde olumlu etki yaptığını müşahede ettik.
DOÇ.DR. İSA YÜCEER İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
DOÇ.DR. İSA YÜCEER İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
, kaynak
gösterilmek şartıyla sadece iktibas ve atıf şeklinde kullanılabilir.
© İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2012
Yazışma Adresi/Correspondence
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi-
Kampus – MALATYA
Tel/Belgeç: 0422 377 49 97- 0422 341 00 61
E-posta: [email protected]
[email protected]
GÜZ 2012 SAYISI HAKEM KURULU /REFEREE BOARD OF THIS ISSUE
Prof. Dr. Adem APAK, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Prof. Dr. Sebahattin ÇEVİKBAŞ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Prof. Dr. H. Suphi ERDEM, İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Prof. Dr. Abdulbaki GÜNEŞ, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Prof. Dr. İsa YÜCEER, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Doç. Dr. Abdurrahman ATEŞ, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Doç. Dr. Abdurrahman KASAPOĞLU, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Doç. Dr. Adem KORUKÇU, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Doç. Dr. Mehmet KUBAT, İnönü Üniversitesi


Yorum yaz