DOÇ.DR. HİKMET PEKCAN

Türkiye’de trafik kazalarının epidemiyolojisi

122 ÖZET Türkiye’de son yıllarda büyük boyutlara ulaşan ve toplumu tehdit eden bir salgın hastalık halini alan trafik kazalarının epidemiyolojik yönden araştırılması yapılan bu çalışma ile, trafik kazalarında yıllara göre meydana gelen artış ile motorlu taşıt sayısındaki artış arasında pozitif yönde çok önemli bir ilişkinin bulunmadığı görülmüştür Türkiye’de 1975-1982 yılları arasında en az kaza 1973, en çok kaza ise, 1976 yılında meydana gelmiş ve kaza sonucu ölen ve yaralananların büyük bir kısmını da yolcu ve yayalar oluşturmuştur Yine bu dönemde trafik kazaları ortalama olarak % 78.1 şehir içinde, % 21.9 şehir dışında meydana gelmiştir. Buna karşılık ölümler % 46,5 şehir için de, % 6J. 5 şehir dışında olmuştur,, 1982 yılında trafik kazalarının meydana gelmesine neden olan faktörlerin başında % 65* ile sürücüler gelmektedir. İkinci sırayı % 28,1 ‘ile yayalar, üçüncü sırayı %5>,3′ İle taşıt, dördüncü sırayı % 1.0′ ile yol, beşinci sırayı da % 0.6’ ile yolcular almaktadır. Böylece 1982 yılında insan faktörünün yani, sürücü, yolcu ve yayaların kazaların meydana gelmesindeki kusur payı % 93. 7, ölüm ve yaralanmalardaki payı ise,% 92.3 olarak dikkati çekmektedir, Türkiye’deki trafik kazalarının önlenebilmesi, en azından kazalardaki ölü ve yaralı sayısının azaltılabilme si amacıyla, yeniden bir teşkilâtlanmaya gidilmeli ve trafik sorununu ilgilendiren eğit imsel, teknik, hukuki ve adlî konular bir tek teşkilât tarafından yönetilmelidir.

1985-1986 yıllarında Polatlı Devlet Hastanesine kaza nedeniyle başvuranların incelenmesi

Günümüzde sağlık konusu gelişmiş ülkelerde ve kalkınmakta olan ülkelerde önemle üzerinde durulan bir sorun olmaktadır. Otorileler insan sağlığını tehdit eden problemleri gerek ortadan kaldırmak gerekse mümkün olduğunca azaltmak yolunda çözümler ara maktadır. Kazalar konusuda bu problemlerin içindedir. Kazaların yok edilemiyeceğini ancak belli çözüm; -yolları ile azaltılacağını da ha öncede belirtmiştik. Ülkemizde kazalar konusunda diğer ülkele re oranla ilk sıraları teşkil etmektedir. Buna örnek olarak yapı lan bu araştırmada da görüldüğü gibi rakamlarla kaza çeşitleri göz önüne serilmiştir. Bu rakamların sıralandırılması neticesi ortaya çıkan kaza sonucu zehirlenmeler gerekli önlemlerle en az- a indirilebilir. Bu önlemlerin başında tezde de savunulan sağlık eğitimidir. Bilinçli kişilerce, bilinçli bir biçimde yapılan eği timle halka belli alışkanlık kazandırılır. böylece problemlere nispeten çözüm yolu bulunur. Araştırmada sağlık eğitiminin nas ıl, ne şekilde ve kimler tarafından yapılacağı açıklanmaya ça lışılmıştır. Sağlıklı toplum daima gelişir. Sağlıklı insan sosyal, kül türel, ekonomik vs. yönden daima ilerler. Böylece hem fertler hem de devletin yardımı ile kalkınma hızlanır. Sağlıksız toplumlarda devletinde y;:kü artar, ekonominin faturası ağır olur, diğer sağlık lı insanlarında doğal dengesi bozulur. Herkes kendine d’ şen görevi J_ayığı ile yerine getirirse toplumun kalkınma hızı artar. Yeterli eğitim, Modern alet ve cihaz larla uygar bir millet ortaya çıkar.

Acil yardım ve tedavi hastanelerinin idari mali ve teknik yönden planlaması

OZBI Ankara-Same un karayolu ve çevrecinde toplu yaralanmalara neden olan olay lardaki (Trafik kasası, yangın, deprem, su baskını, vb.) kasta ve yaralıların anında ve etkin bir şekilde ilkyardım ve tedavilerini sağlayabilmek için yapıl ması gereken yüz yataklı bir hastanenin, ve saflık hizmetlerinin bu yol güzerga hı üzerinde meydana gelecek olan kasa ve olayların sonucunda ilk müracaat edilecek ve gerekli ilkyardımın yapılacağı bir hastane olacaktır. Son yıllarda ülkemiz trafik kasalarında ilk sıralarda yer almaktadır. Eer £eçen gün hızla artan trafik kazaları bir yılda yaklaşık olarak 7 bin ölü, 45-5O bin yaralı, milyarları anan zarar ve ziyanların yanısıra sakat kalan bir toplum olmaya başladığımız ve toplumda bir sürü insanın is bulamazken, sakat kalan özürlü kimilerin tekrar topluma kazandırılmasına çalışılmaktadır. Bu gün günümüz Türkiye’sinde sağlık hizmetlerinin kifayetsiz olmasına rağmen hızla ^eli.jen bir nüfus artıcına artık Türkiye’nin cevap veremez hale gelmiştir. 7*2. Saflık hizmetlerinin verimli ve etkili bir şekilde yürütülebilmesi, ülkü düşeyinde iyi bir saflık planlaması ve yönetimini gerektirir. Bu planla-. ma, £011 el ilkeler olarak stratejilerin geliştirilmesi koordinasyon vo kaynak talis isine ay^on olmalıdır. Merkezi otorite yerel uygulayıcılara hizmetlerin e: on acunda toplaman üz eli iki or ine a,üre plan ve programlarda derişiklik yapma elastikiyetini vermelidir. Hastanenin yakılması hiç önemli delildir, Jnemli olan o binanın ioinde faaliyet gösterecek, toplumun dertlerine deva olacak, her türlü. olanaklarda bulunulacak beyin adamına vo teknolojiye ihtiyacı vardır. Âlet ve malzemeler olup, insan (dic’ü oylaaea İıio bir işe yaramaz. İnsan ve aletler müşterek çalışmalıdır; toplumumuza müşterek yardımda bulunmalıdır. Okullarımızda kemen kemen ilkokul dalı il olmak kaydıyla saflık klarnet leri ve ilkyar im konularında bil -i verilmeli ve Q’c,xt ilmelidir. Lir toplumun kalkınmış olhası o toplumun ok-.yupu kesimi ile belli olur. Günümüz Türkiye’sin de Yüksekokul tahsili ya an kişi ‘,ö5-,f7 ‘dir, Bu da ^osteriyorki 5° milyonluk bir toplumda 3» 5^0.000 kişi okuyor demektir. üiu okuyan kimiler içinde pasif durumda a örül -anlar i, sırf mevkii için okumuş olanları da :; öz önünde bulunduracak olur sak, bu sayı yarıya inecektir. İşte Türkiye ‘misin acıklı tablosu budur. Ümidimiz yeni yetişen biz nesiller daha verimli, aktif, milletimiz ve devletimiz için daha iyi niyetli, dürüst, çalışkan insanlar olsun. }$

Ankara ili Keçiören ilçesinin içme ve şebeke suyunun halk sağlığı yönünden analizi

ÖZET Keçiören İlçesine bağlı bulunan kasaba, köy ve mahailelerinde içme ve kullanma sularının dezenfeksiyonu ile ilgili bir araştırma ve planlanmış ve dokümanlar üzerinde yürütülmüştür. Halk sağlığı bakımından önem arzeden içme ve kullanma suyunun klorlanma ve dezenfekte edilmesi çok ciddi ve uzun araştırma isteyen bir konudur.. Bunun için de yetişmiş eleman, yeterli miktarda araç gereç ve günümüz şartlarına uygun laboratuvarların olması gerekir. Ancak Keçiören ilçesin de müstakil bir laboratuvar olmaması ve yetersiz olması dolayısıyla tez çalışmam genelde yazılı kaynaklar ve istatistiki verilerden oluşmuştur. Araştırmada tarafımdan temin edilen dokümanlar kullanılmıştır. Bu araştırmada edindiğim sonuçlara göre, kırsal bölgedeki suların etkin ve verimli bir şekilde dezenfeksiyonu için çözüm bekleyen sorunların olduğu unutulmamalıdır.