
-
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ.DR. ENGİN YILDIRIM
Üniversite: Sakarya Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. KOBİ (TR)
2. Öğretmenlik (TR)
3. Öğretmenler (TR)
4. Sosyoekonomik durum (TR)
5. İşçiler (TR)
6. İşçi sendikaları (TR)
7. İşveren (TR)
8. Ücret belirleme (TR)
9. Ücret (TR)
10. Sendikalar (TR)
11. Sendikalar (TR)
12. Sakarya (TR)
13. Memurlar (TR)
14. Memur sendikacılığı (TR)
15. Grev hakkı (TR)
16. Yetiştirme yurtları (TR)
17. Sosyal hizmetler (TR)
18. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (TR)
19. Koruyucu aile (TR)
20. İş hayatı (TR)
21. Verimlilik (TR)
22. Psikolojik etki (TR)
23. Motivasyon (TR)
24. Deprem (TR)
25. İstihdam (TR)
26. Tarım sektörü (TR)
27. İşkolu (TR)
28. İş ilişkileri (TR)
29. Çalışma koşulları (TR)
30. Toplu iş sözleşmeleri (TR)
31. Sendikacılık (TR)
32. Savunma endüstr (TR)
33. Small and Medium Sized Firms (EN)
34. Socio-economic situation (EN)
35. Teachers (EN)
36. Teaching (EN)
37. Labour unions (EN)
38. Wage (EN)
39. Wage fixing (EN)
40. Employer (EN)
41. Workers Unions (EN)
42. Employess (EN)
43. Strike right (EN)
44. Public servants union (EN)
45. Civil servants (EN)
46. Sakarya (EN)
47. Labour unions (EN)
48. Laws 3413 numbered (EN)
49. Foster family (EN)
50. Institute of The Social Services and Protection of Children (EN)
51. (EN)
52. Earthquake (EN)
53. Motivation (EN)
54. Psychological effects (EN)
55. Productivity (EN)
56. Work life (EN)
57. Agricultural sector (EN)
58. Employment (EN)
59. Strike (EN)
60. Defense industry (EN)
61. Unionism (EN)
62. Collective labour agreements (EN)
63. Working conditions (EN)
64. Labour r (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
KOBİ’lerde çalışma ilişkileri Adapazarı örneği Labour relations in small and medium sized enterprises case of Adapazarı
ÖZET Bu çalışmanın amacı küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki çalışma ilişkilerini anlamaktır. Bu işletmeler son yıllarda önem kazanmıştır. Bilindiği gibi bu işletmeler Türkiye’nin iktisadi ve sosyal yapısında önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışma Adapazarı ‘ndaki küçük ve orta ölçekli işletmelerin ampirik olarak incelenmesine dayanmaktadır. Bu amaca yönelik olarak işçilere ve işverenlere yönelik bir anket çalışması yapılmıştır. Çalışmada ayrıca bazı örnek olaylarda yer almaktadır. Bu işletmelerdeki çalışma ilişkileri taraflar arasında çatışma içermekle beraber bu çatışmanın işbirliğine dönüştürülme ihtimalinin bulunduğu ortaya konulmuştur. VIII
Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin gelişim süreci ve konumu (Sakarya örneği) The Teacher professions developing time and sutation (experience of Sakarya)
ÖZET Bu çalışmada öğretmenlik mesleğinin; ekonomik, sosyal, kültürel ve Mesleki Hak ve ödevlerinin, tarihsel süreç içersinde geçirdiği aşamalar belirtilmiştir. Öğretmenlerin güncel sorunları ve sosyal yapı içersindeki konumlan hakkında bilgi verilmiştir. Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve kültürel önemi belirtilirken, ileri toplumların yönlendiği, enformasyon toplumuna ulaşmak için, nitelikli öğretmenlere ihtiyaç duyulduğu ve değişen bilgi aktarımının yapılabilmesi için, çağın gerektirdiği ölçülerde vasıflı öğretmenlerin yetiştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bilgi toplumunun özellikleri belirtilerek, değişen istihdam yapısı ortaya konulmuş, Buna bağlı olarak; nitelikli öğretmenlerin eğiteceği bir toplumun, yüksek kaliteli mal ve hizmet üretebileceği vurgulanmıştır. Türkiye’de öğretmenlerin sosyal ve siyasal hayattan uzaklaşmaları, ekonomik yönden iyi durumda olmadıkları için, pasif bir yapıda davranış gösterdikleri belirlenmiştir. Konu ile ilgili bir saha çalışması yapılmış ve öğretmenlerin; sosyal, kültürel ve siyasal hayat hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. Öğretmenlik Mesleği; çalışma hayatında büyük bir oran teşkil eden sayısal yapısı ve geleceği önemli ölçüde etkileyebilecek konumu nedeni ile araştırma konusu olarak seçilmiştir. Mesleğin; toplumun geleceğini etkileyebilecek, ve değişen şartları, bir sonraki kuşağa aktaracak özelliği de konu seçiminde etkili olmuştur. vn
Ücret tespitinde işçi kesiminin yaklaşımını belirleyen unsurların analizi Analysis of factors determining the approach of workers in wage determination
ÖZET İşgücünün üretim sürecinde gösterdiği çabanın veya sağlamış olduğu faydanın karşılığı olarak ödenen bir bedel olarak ifade edilen ücret, çeşitli yöntemlerle tespit edilmektedir. Belirli bir dönemde geçerli olacak ücret düzeyini belirleme süreci olan ücret tespiti, amaçlan faklı olan tarafları ve değişik aşamaları içine alan bir süreçtir. Çünkü bu süreç, tarafların ücretlere ilişkin yaklaşımlarım içerdiği gibi, kurumsal, iktisadi, siyasi, hukuki ve üretim sürecine ait bir çok unsurun etkisini de kapsamaktadır. Belirtilen bu unsurların etkisi nedeniyle ve sahip olduklara amaçlara bağlı olarak ücret tespitinde taraflar farklı yaklaşımlar içinde olabilmektedirler. Ücret tespitine ilişkin olarak sergilenen bu özelliğin belirleyiciliğinde işveren kesimi, belirli kar düzeyinde üretimi garanti edecek, işçi kesimi ise uygun bir hayat standardım sağlayacak ücret düzeyinde anlaşmayı hedeflemekte ve bu yönde mücadele vermektedirler. Ülkemizde iktisadi yapının bir sonucu olarak diğer gelişmiş ülkelere göre daha geç kurumsallaşma gösteren ücret tespit süreci, karma niteliğe sahip bir iktisadi yapıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı, kurumsal (sendikalaşma oram, toplu pazarlık sistemi, asgari ücret, sosyal yardımlar gibi) ve hukuki unsurların (ücretle ilgili düzenlemeler, vergi sistemi) çizdiği sınırlar içinde, iktisadi unsurların (enflasyon oranı, işsizlik düzeyi, mal piyasası, konjonktürel gelişmeler, iktisat politikası gibi) belirleyiciliğinde, siyasi, sosyo-psikolojik unsurların (adil dağılım sorunu, üyelerin baskısı, toplumsal baskı gibi) etkisi altında oluşmakta ve bu nedenle de karmaşık ve çatışmacı bir yapı sergilemektedir. Ücret tespitinde işçi sendikalarının yaklaşımım etkileyen unsurları tespit etmek amacıyla yapılan bu çalışmada, sendikaların genel merkezlerine gönderilen anket formları bilgi toplama aracı olarak kullanılmış ve elde edilen verilerin analizinde çeşitli istatistiki testler yardımıyla şu sonuçlara ulaşılmıştır:. İşçi sendikalarının yaklaşımı en çok iktisadi unsurlar tarafından etkilenmekte, özellikle yüksek işsizlik oram ücret tespitinde baskı unsuru olmaktadır. IX . Makro bakış açısını yansıtan ücret tespit sürecinde enflasyon en önemli kriter olarak kabul görmekte ve ücret tespiti hayat standardının korunması işlevi dışında, teşvik unsuru olma işlevini tam olarak yerine getirebilmesi açısından gerekli düzenlemeleri içermemektedir.. Ücret tespitinde işçi kesiminin yaklaşımı daha çok makro iktisadi büyüklüklerin belirleyiciliğinde oluşmakta ve bu unsurların yönü ücret tespitinde izlenecek yaklaşımın da yönünü belirlemektedir. Yapılan analizlerde (Ki-kare ve korelasyon) işletme, işgücü ve sendikaların sergilemiş olduğu niteliklerin ücret tespitinde etkili olduğu fakat, belirleyici kriter olarak değerlendirilmediği ortaya çıkmıştır.. Ücret tespitine yönelik olarak izlenen yaklaşım açısından sendikalar arasında temelde benzeşme mevcuttur. Ancak yapılan varyans analizi sonucunda belirli noktalarda Türk-iş ile Hak-iş arasında bir farklılaşma tespit edilmiştir. Tarafların takınmış oldukları siyasi, iktisadi, sosyo-psikolojik yaklaşımlarım içeren ücret tespiti, iktisadi unsurların belirleyiciliğinde, sosyo-psikolojik ve siyasi unsurların etkisi allında ve hukuki unsurların çizdiği sınırlar dahilinde kurumsal unsurlarca belirlenmektedir. Ücret tespitine yönelik olarak belirtilen nitelikler ışığında her iki tarafin da kabul edebileceği ve ücretlerin hem makro hem de mikro açıdan işlevselliğini tam olarak yerine getirmesini sağlayacak ücret tespit sisteminin oluşturulabilmesi gerekmektedir. Bunun için; taraflar arasında tesis edilecek diyalog ve açıklık ortamında, bilimsel ve objektif unsurların kullanımı ile hem esnek hem de istikrarlı bir yaklaşımı içeren bir ücret tespit süreci oluşturulmalıdır. Bu yönde sağlanacak düzenleme ile ücret tespitinde yaşanan çatışma öncelenecek ve daha kısa zamanda, tarafların üzerinde anlaştığı bir ücret düzeyinde uzlaşma sağlanabilecektir.
Memur sendikacılığı ve Adapazarı’ndaki sendikal görüşler üzerine inceleme Civil servant unions and Adapazarı
ÖZET Bu çahşmamızda,kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunması, geliştirilmesi amacıyla kurulan memur sendikalarının her ülkede olduğu gibi ülkemizde de bir çok sorunla karşı karşıya bulundukları tarihsel açıdan belirtilmiştir. Bu sorunların ancak ülkemizin de onaylayarak taahhüt altına girdiği tavsiye niteliğindeki uluslararası bildirge sözleşme ve belgelerin içerdiği düzenleyici kurallar doğrultusunda Anayasal prosedürler gereği uyum yasaları çıkartılarak kamu görevlilerine grevli toplu sözleşmeli sendikal hakların verilmesiyle çözüme kavuşacağı ortaya konulmuştur. Aynca Adapazarı ölçeğinde gerçekleştirilen saha çalışmasıyla da kamu görevlilerinin sendikal anlamda örgütlenmeye ve sendikal hakların tanınmasına yönelik görüş, düşünce ve beklentileri bir bütünlük içinde belirtilmeye çalışılmıştır. Bu tez konusunun seçilme nedeni ise kamu kesiminde memur statüsünde görev yapan çalışanların kurdukları sendika ve konfederasyonlar vasıtasıyla son yıllarda grevli ve toplu sözleşmeli sendikal haklan alma mücadelesinin oldukça güncel ve aktüel bir hal almasıdır. XI
Yetiştirme yurtlarından ayrılanların iş hayatında karşılaştıkları sorunlar The Problems faced by people in business environment after leaving child protection agencies
ÖZET İnsanı odak noktası alan ve direkt olarak insana yönelmiş, ekonomik yetersizlikleri sebebiyle geçinme imkanı bulamayan yoksul kişilere ve ekonomik yönden yetersizlikleri bulunmayan fakat kişisel sebeplerle değişik türlerde ihtisas hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilere verilen karşılıklı veya karşılıksız hizmetler (Çengelci, 1996:5) olarak da tanımlanan sosyal hizmetlerin ülkemizde kökleri çok eskilere dayanan bir geçmişi vardır. Tez çalışmamızda, yetiştirme yurtlarından ayrılan kimselerin 3413 Sayılı Kanun kapsamında işe yerleştirilmelerinin sosyal politika açısından tahlil edilmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte sosyal siyaset, sosyal refah ve sosyal hizmetlerin tarihi gelişiminin ışığında, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yapısı ve vermiş olduğu hizmetler, korunmaya muhtaç çocukların işe yerleştirilmesinin usul ve esasları, kamu kurum ve kuruluşlarının bu konudaki yükümlülükleri de incelenmiştir Sonuç bölümü ile birlikte dört bölümden oluşan çalışmamızda ağırlıklı olarak kaynak taraması ile derinlemesine mülakat yöntemleri kullanılmıştır. Çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1983 yılında 2828 Sayılı Kanun’la kurulan SHÇEK (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) Genel Müdürlüğü, ülke genelindeki 364 yatılı ve gündüzlü kuruluşta kısıtlı imkanlar ve yetersiz personeliyle çocuklar, aileler, özürlüler ve yaşlılara yönelik hizmet vermektedir. SHÇEK yetiştirme yurtlarından yetiştirilip 3413 Sayılı Kanun kapsamında, kanunun çıktığı 1988 yılından buyana, 2000 yılı sonu itibariyle 17376 kişi işe yerleştirilmiş olup, halen 4552 kişi işe yerleştirilmeyi beklemektedir. İşe yerleştirilenlerden 20 kişi üzerinde yapılan araştırmada, araştırmaya katılanların % 75’inin erkek, % 70’inin 30 yaşın altmda ve % 55’inin de lise ve dengi okul mezunu olduğu belirlenmiş ve % 45’inin ise çalıştıkları işlerinden memnun olmadıkları görülmüştür. Yapılan görüşmelerde işlerinden memnun olmama nedeni olarak birinci vm T.C YÜKSEKÖĞRETİM KUKITLS sırada ücret yetersizliği, ikinci sırada ise düz memur veya yardımcı hizmetler gibi unvansız görevlerde çalışmaları ile iş şartlarının iyi olmamasını belirtmişlerdir. Yine işe yerleştirilenlerden % 95’inin çalıştıkları kurumlarda yetiştirme yurdu çıkışlı olduklarının bilinmesine rağmen çoğunluğunun gizlemeye çalıştığı ve bu durumdan rahatsızlık duyduktan tespit edilmiştir. Ayrıca işe yerleştirilenlerden % 36’sımn SHÇEK tarafından desteklenmek ve izlenmek ve 40’ının da yetiştirme yurtlan ve personelinin niteliğinin iyileştirilmesini istemeleri, yetiştirme yurdu çıkışlı bu kişilerin hala SHÇEK ile bağlarının devam ettiğini göstermesi bakımından önemlidir. IX
Depremin çalışma hayatına etkileri: İki firmada uygulama Effects of eartquake to labor life: Practice on two firms
ÖZET Ülkemiz coğrafyasının % 96 ‘sı deprem kuşağında, nüfusunun ise % 98 ‘i deprem tehdidiyle yüzyüze yaşamaktadır. 17 Ağustos Marmara Depremi Türkiye’nin kalbi konumunda bulunan Marmara Bölgesini etkilemiş; ekonomik ve sosyal olarak kısa ve uzun vadeli sorunlara yolaçmıştır. Ülkemiz açısından deprem sonrası ortaya çıkan en önemli sonuç başta devlet olmak üzere, hiçbir kuruluş ve kişinin bu tür bir doğal afete hazırlıklı olmamasıdır. Önceden bilinemiyor olması deprem konusunda hemen her koşulda tedbir almayı gerektirmektedir. Deprem, can ve mal kayıplarının yanında insanlarda duygusal, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak psikolojik sorunlara sebep olmaktadır. Deprem sonrası yaşanan travma sonrası stres bozukluğu kişilerin çalışma hayatındaki verimliliklerini de azaltmaktadır. Bu durum işletmelerin devamlılığını ve kârlılığını doğrudan doğruya etkilemektedir. Yukarıda sayılan sebeplerden ötürü işletmeler deprem konusunda çalışanlarına yönelik tedbir almak zorundadırlar. Deprem sonrası çalışanların verimliliğini arttırıcı tedbirlerin alınması, deprem eğitimi verilerek işe motive edilmeleri, aileleri ile beraber bir bütün kabul edilerek depreme hazırlık çalışmalarının yürütülmesi, modern yönetim tekniklerini uygulayan organizasyonların insan kaynaklan bölümlerinin en önemli görevlerinden biri haline gelmiştir. Bu çalışma, deprem sonrasında çalışanların, çalışma hayatlarında yaşadıkları sorunları ve alınabilecek tedbirleri ortaya koymak ve organizasyonların yapılarına uygun bir teşkilat kurarak deprem zararlarını en aza indirmelerini sağlamak amacıyla yapılmıştır. Eğitimli, bilinçli ve tedbirli çalışanlara sahip işletmelerin depremden en az zararı görecekleri gerçeği unutulmamalıdır.
Türkiye’de tarım sektörünün istihdamdaki yeri ve yapısındaki değişmeler (Sakarya örneği) The Place of agricultural employment in Turkey and changes in its structurer (the case of Sakarya)
ÖZET Tarım sektörü ülke nüfusunun beslenmesi, milli gelir ve istihdama katkı sağlaması, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacının karşılanması, sanayiye sermaye aktarması ve ihracata doğrudan ve dolaylı olarak katkıda bulunması açısından Türkiye ekonomisi için en önemli sektörlerden birisidir. Ancak Türkiye, önceleri tarımda kendi kendine yeterli olan sayılı birkaç ülke arasında yer alırken, son yıllarda bu özelliğini kaybetmiş ve Türk tarımı bugün kalkınma ekonomisindeki özelliğini büyük ölçüde kaybederek, sanayi sektörünün mali desteğine muhtaç duruma gelmiştir. Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik, siyasi ve sosyal istikrarsızlıkların büyük kaygı yarattığı bu ortamda, bir çok alanda yeniden yapılanmaya gitme ihtiyacı duyulmaktadır. Bu alanlardan biri de tarım sektörüdür. Türkiye nüfusunun % 3 5′ i kırsal alanlarda yaşamakta ve ağırlıklı olarak tarım sektörü ile geçinmekte, ancak milli gelirin % 15’ine sahip olabilmektedir. Bu bir sorun değil bir sonuçtur. Türkiye’nin bu sonucu yaratan nedenleri çok iyi tespit etmesi ve tarım sektöründe yapısal bir değişime gitmesi kaçınılmazdır. Bu çalışmamda istihdam ve işsizlik kavramlarını ele alıp, Türkiye’deki tarım sektörünün istihdamdaki yeri, tarımsal yapı ve sorunlar incelenmiş, Sakarya İli bağlamında tespit edilmeye çalışılmıştır. IV
Milli savunma iş kolunda sendikacılık ve endüstriyel ilişkiler Uniosation and industrial relations at national defence work activity
ÖZET Savunma sektörünün gelişmesi için bu sektörün temeli olan milli savunma işkolunun gelişmesi çok önemlidir. Milli savunma işkolu diğer işkollarına nazaran oldukça farklı yanlan olan bir işkoludur. Tezimizin amacı bu farklı yanları, milli savunma işkolundaki sendikacılık faaliyetlerini, çalışma koşullarım ortaya koyduktan sonra milli savunma işkolunun bugünkü durumunu tespit ederek, Türk çalışma hayatına olan katkılarını ve işkolunun daha ileri düzeye gitmesi için yapılabilecekleri belirlemektir. Savunma işkolu MSB ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafında doğrudan işletilen yerler ve Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı askeri işyerlerinden oluşmaktadır. Tezimizin içerisinde çoğunlukla MSB tarafından işletilen işyerleri konu alınmış ve tüm işkoluna genellenmiştir; çünkü işkolunun yaklaşık % 90 işçisi MSB işyerlerinde istihdam edilmektedir. Bunun yanında bazı önemli konular açısından yabancı askeri işyerleri de incelenmiştir. Tez öncelikle işkolunun geçmişten günümüze çeşitli konulardaki durumunu ortaya koymaktadır. Bu yüzden işkolunda halen tek sendika olan Harb-İş Sendikası’nın çalışma raporları ile toplu iş sözleşmelerine ulaşılarak işkolunun genel durumu ortaya konmuştur. Bu bağlamda sadece milli savunma işkolunu tek başına ortaya koymak çok fazla bir şey ifade etmeyeceği değerlendirilerek, diğer işkolları ile karşılaştırılması yapılmıştır. Bu karşılaştırma için Milli Savunma Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verileri kullanılmıştır. Milli savunma işkolunun farklı özellikleri bu sektörün yapısından kaynaklanmaktadır. Dolayısı ile savunma işçileri de birçok yönden ayrıcalıklı olmalıdır. Çalışmanın sonucunda milli savunma işkolundaki işçilerin çalışma koşullarının, ücret seviyelerinin, iş güvenlilerinin diğer işkollarına göre iyi durumda olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında milli savunma işkolunda sendikacılığın da örnek düzeyde olduğunu söyleyebilir. Ayrıca savunma işkolu Türk çalışma yaşamına örnek olduğu konularla ve bir çok ilkleri ile katkılarda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. VIII


Yorum yaz