
-
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi
- http://tip.sdu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ.DR. ALPASLAN GÖKÇİMEN
Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
Bölüm: Tıp Fakültesi

ÇALIŞMA ALANLARI
2. Sıçanlar (TR)
3. Nitrik oksit (TR)
4. Karaciğer (TR)
5. Antienflamatuar ajanlar-nonsteroid (TR)
6. Anti inflammatory agents-nonsteroidal (EN)
7. Liver (EN)
8. Nitric oxide (EN)
9. Rats (EN)
10. Tenoxicam (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
49 ÖZET Prenatal ve Neonatal Dönemlerde Sıçan Karaciğer Yıldızsı Hücrelerinin İmmunohistokimyasal Olarak İncelenmesi İto hücresi karaciğerin parankimal olmayan hücrelerinden birisidir. Disse aralığında hepatositler ve endotel hücreleri ile yakın temas halinde bulunmaktadır. A vitamini retinil esterleri formunda karaciğer İto hücrelerinde depolanmaktadır. Bunun yanında hücre dışı matriks yapımı, transforming growth faktör β1 (TGF- β1), hepatosit growth faktör (HGF) ve asidik fibroblast growth faktör sentezleme fonksiyonları vardır. Vimentin, desmin ve α- düz kas aktinin (α-SMA) eksprese etmeleri esas alınarak İto hücrelerinin mezenşimal kaynaklı oldukları düşünülmektedir. Bu çalışmada, karaciğer gelişimi sırasında aFGF’nin ekspresyonu ve lokalizasyonu incelenmiştir. Bu amaçla da indirekt immunoperoksidaz yöntemi kullanılmıştır. Gebeliğin 15. gününde orta düzeyde immun boyanma gözlenirken, sonraki günlerde azalmıştır. Doğuma yakın dönemde tekrar artmaya başlamış ve postnatal dönemde göreceli olarak artmaya devam etmiştir. Lokalizasyon yönünden ise özellikle sinuzoidal alan ve Disse aralığı çevresinde immun boyanma tespit edilmiştir. Bulgularımız, aFGF’nin hepatik farklılaşma ve karaciğer gelişiminin özellikle postnatal aşamalarında önemli rol oynadığını göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Asidik fibroblast growth faktör, embriyoloji, İmmunohistokimya, İto hücresi, postnatal dönem.
Sıçanlara gebeliklerinin ilk yarısında uygulanan trimetobenzamidin postnatal dönemde yavru sıçanların karaciğeri üzerine etkisinin ışık mikroskobunda incelenmesi The effects of gestational administration of the anti-emetic agent trimethobenzamide on postnatal offspring rat observed in light microscopy
60 ÖZET Dişi sıçanlara gebeliklerinin ilk yarısında uygulanan trimetobenzamid’in postnatal dönemde yavru sıçanların karaciğeri üzerine etkilerinin ışık ve elektron mikroskop düzeyinde araştırılması. Trimetobenzamid ilk defa 1959’da bir antiemetik ajan olarak tanınmıştır. Kimyasal olarak fenotiyazinlerden farklı olarak, yapıca dimetil amino-etoksi antihistaminlere benzer. Proflaktik ve terapötik amaçlı olarak; ilaçlara, radyasyon terapisine, enfeksiyon ve taşıt tutmasına bağlı bulantı ve kusmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Gebelikte ilaç kullanımı ve fetal risk için yapılan sınıflamaya göre, trimetobenzamid’in Kategori C’ye girdiği bildirilmektedir. Kategori C’ye giren ilaçların ya hayvan çalışmalarında fetüs üzerinde istenmeyen etkileri saptanmış (teratojenik, embryositik veya diğer) ve kadınlarda yapılmış kontrollü çalışma yoktur veya kadınlarda ya da hayvanlarda yapılmış çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda, trimetobenzamid’in gebe sıçanlarda kullanımı sonucu yavrularında gelişebilecek karaciğer toksisitesini değerlendirmek üzere, gebe sıçanlardan oluşan deney grupları oluşturuldu (Kontrol, Grup I ve Grup II). Grup I’e 5 mg/kg dozda, Grup II’ye ise 10 mg/kg dozda trimetobenzamid, gebeliklerinin ilk 11 günü boyunca her gün intramüsküler olarak uygulandı. Kontrol grubuna ise, aynı süre boyunca serum fizyolojik (im) enjekte edildi. Doğumdan 3 gün sonra, yavru sıçan karaciğeri çıkarılıp, meydana gelen yapısal değişiklikler ışık ve elektron mikroskobik düzeyde incelendi. Çalışmamızda, Grup I ve Grup II gebe sıçanların yavrularının karaciğer dokusunda benzer yapısal değişiklikler gözlendi. Portal alanlarda akut inflamatuar hücre infiltrasyonları, safra kanalı dilatasyonları ve parankimde fokal hücre nekroz odakları gözlendi. Ayrıca, hepatositlerde hidropik (vakuoler) ve granüler dejenerasyon izlendi. Yer yer fokal sinüzoidal genişlemeler görüldü. Bazı damarların çevresinde inflamatuar hücre infiltrasyonları ile birlikte bağ dokusu miktarında artış belirgindi. Her iki grupta hepatositlerin sitoplazmasında glikojen içeriğinin de kontrol grubuna göre arttığı izlendi. 61 10 mg/kg dozunda trimetobenzamid uygulanan sıçanların yavrularında daha ağır olmak üzere yapısal değişiklikler gözlendi. Sonuçlarımıza göre, gebeliklerinin ilk yarısı boyunca trimetobenzamid verilen sıçanlardan doğan yavruların postnatal dönem karaciğer dokusunda harabiyet meydana getirdiğini ve bu harabiyetin doz artışıyla paralellik gösterdiğini saptadık. Yenidoğan yavru sıçan karaciğerinde çini mürekebbi gözlenmezken, anne sıçanda gözlenmiş olması nedeniyle, plasentanın bu geçişi engellediği sonucuna vardık. Anahtar Kelimeler: Trimetobenzamid, karaciğer, gebelik, sıçan.
Tenoksikam nonsteroid antiinflamatuvar bir ilaçtır (NSA). Bu ilacın eliminasyonu tamamen karacigerde olmaktadır. NSA ile ilgili karaciger hasarları bildirilmistir. lacın karacigere olan etkileri histolojik, mmunohistokimyasal ve biyokimyasal yöntemler kullanılarak degerlendirildi. Deney grupları; her grupta 10 sıçan olmak üzere, kontrol (Grup I), tenoksikam 10 mg/kg/gün (Grup II), 20 mg/kg/gün (Grup III), 40 mg/kg/gün (Grup IV) seklinde düzenlendi. 10 gün boyunca devam edilen deney sonunda, sıçanların karaciger dokuları ketamin-ksilazin anestezisi altında alındı. Alınan doku parçalarının bir kısmı histolojik ve immunohistokimayasal degerlendirme için %10’luk nötral formaldehit içerisine, diger kısmı ise biyokimyasal çalısma için fosfat tamponu içerisine alındı. Çalısmanın sonunda, 10 mg/kg tenoksikam verilen gruba ait histolojik bulgularımızda karacigerdeki yapısal hasarın kontrol grubuna göre arttıgı tespit edildi ve bu artıs istatistiksel olarak anlamlıydı. 20 mg/kg tenoksikam verilen gruba ait histolojik bulgularda ise hasarlanmanın bir miktar daha arttıgı belirlendi. 40 mg/kg tenoksikam verilen grupta hasarlanma daha ciddi boyutta idi. mmunohistokimyasal bulgularımızda ise boyanma siddeti yine doza bagımlı olarak artmaktaydı bu artıs iNOS reseptörlerinin arttıgını ve NO düzeylerinin artısını göstermektedir. Biyokimyasal bulgularda kontrol grubu ile 10 ve 20 mg/kg tenoksikam verilen gruplar arasında SOD ve MDA düzeylerinin doza bagımlı olarak istatistiksel açıdan anlamlı ölçüde arttıgı görüldü. Deneyde gözledigimiz kontrol grubundaki çok az miktardaki immun boyanmanın deney gruplarında dozla birlikte artıs göstermesi, iNOS reseptör miktarıyla birlikte NO’in arttıgını gösterir. Bu durum NO’in artıs gösteren dozlarda zararlı oldugu göstermektedir. Sonuç olarak bu ajanın doza baglı olarak karaciger dokusunda hasar meydana getirdigini ve bunun lipit peroksidasyon yönünde oldugunu söyleyebiliriz.

Yorum yaz