
-
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. TEMEL GÜRDAL
Üniversite: Sakarya Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Yürütmenin durdurulması (TR)
2. Yargılama (TR)
3. Vergiler (TR)
4. Vergi yargısı (TR)
5. Vergi mahkemeleri (TR)
6. Vergi Hukuku (TR)
7. Panel veri modelleri (TR)
8. Gelir dağılımı (TR)
9. Eğitim harcamaları (TR)
10. Eğitim ekonomisi (TR)
11. Eğitim (TR)
12. Ekonomik k (TR)
13. Vergiler (TR)
14. Vergi suçları (TR)
15. Vergi cezaları (TR)
16. Etkinlik (TR)
17. Ceza (TR)
18. Yenilik (TR)
19. Türkiye (TR)
20. Sosyal sigortalar (TR)
21. Sosyal güvenlik sistemleri (TR)
22. Sosyal güvenlik sigortaları (TR)
23. (TR)
24. Tax Law (EN)
25. Tax courts (EN)
26. Tax justice (EN)
27. Charges (EN)
28. Judgement (EN)
29. Suspension of execution (EN)
30. Growth (EN)
31. Economical development (EN)
32. Education (EN)
33. Education economy (EN)
34. Education expenditures (EN)
35. Income d (EN)
36. Punishment (Ayr. Bkz. Penalty) (EN)
37. Efficiency (EN)
38. Tax penalty (EN)
39. Tax offences (EN)
40. Charges (EN)
41. Health insurance (EN)
42. Social state (EN)
43. Social security (EN)
44. Social security insurances (EN)
45. Social security sy (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Vergi yargısında yürütmenin durdurulması
Yürütmenin durdurulması daha doğrusu geciktirilmesi kararı, ilgililerin, iptalini istedikleri idari işlemlerin uygulanmasının dava sonuna bırakılmasını, yani dava sonuna kadar askıya alınmasını sağlayan geçici bir tedbirdir. Hukuka aykırılığı ön inceleme ile saptanabilen bir idari işlemi dava sonuna kadar geçerli kılmak ve bu işlemin gereklerini yerine getirmenin sakıncalarını gidermek amacıyla kabul edilen yürütmenin durdurulmasının oldukça önemli bir yere sahip olduğu tartışmasızdır. Yürütmenin durdurulması, üstün yetki ve imtiyazlarla donatılmış idarenin gücü karşısında, yönetilenlerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması açısından güvence oluştururken, idarenin de hukuk dışı işlem ve eylemlerini ivedilikle önlemesi bakımından iki taraf arasında bir denge kurmaktadır. Vergi yargısında, yargı organına düşen görev her şeyden önce idarenin işlem ve faaliyetlerinin hukuki denetimini sağlamaktır. Yürütmenin durdurulması, bu denetim görevinin yapılmasında etkin araç olan iptal davalarını anlamlı ve geçerli kılan en önemli unsurdur. Yürütmenin durdurulması yargı denetim faaliyetinin özünde bulunup, anayasal düzende güç dengelerinin korunmasına önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu sebeple idari ve vergi yargı yerlerinin, idari işlemlerin yürütülmesinin durdurulmasına karar verebilme koşullarını doktrin ve yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş ve yerleşmiş hukuki sınırların dışına götürülmesine ilişkin hukuki düzenlemeler, idarenin yargısal denetimi açısından ciddi bir tehlike oluşturarak hukuk devleti ilkesini zedeler. Öte yandan yargı organlarının da bu yetkilerini kullanırken gerekli hassasiyeti göstererek yerindelik denetiminden kaçınmaları gerekir. Nitekim idari ve vergi yargı yerlerinin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verecekleri kararlarda aranacak koşullar gerek anayasa gerekse yasada açıkça düzenlenmiş ve bu konu takdire bırakılmamak istenmiştir. Tezimizde vergi yargısında yürütmenin durdurulmasın konusu incelenirken yargı içtihatları ve doktrinde yer alan görüşler de dikkate alınmak suretiyle, hem mevcut sorunlar tespit edilmeye hem de çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.
Eğitim harcamaları, ekonomik büyüme ve gelir dağılımı ilişkisi The relationship among education expenditures, economic growth and income distribution
Günümüzde gelir dağılımındaki adaletin sağlanması ve bunun yanında sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin gerçekleştirilebilmesi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin temel amaçlarının başında gelmektedir. Eğitim hizmetleri için yapılan harcamalar ise gelirin yeniden dağılımında bir araç olması, ekonomik büyüme ve kalkınmada önemli bir fonksiyon üstlenmesi nedeniyle önemlidir. Bu çalışmanın amacı 1980-2008 dönemi için eğitim harcamaları, ekonomik büyüme ve gelir dağılımı arasındaki uzun dönemli ilişkiyi güncel ve kapsamlı değişkenler ile kuramsal ve ampirik olarak araştırmaktır. Çalışmada belirlenen amacı gerçekleştirmek için kurulan hipotezler, ilk olarak kuramsal olarak değerlendirilmiş, daha sonra Panel Eşbütünleşme, Panel FMOLS, Panel DOLS ve Panel Nedensellik metotlarını ile araştırılmıştır. Teoride ortaya konulan yaklaşımlarda, eğitim harcamalarının ekonomik büyümeyi etkilediğini, aynı zamanda eğitimin kişisel gelir artışı ve gelir dağılımı üzerinde de pozitif etkisi olduğu ifade edilmektedir. Ampirik analizde yapılan Pedroni, Kao ve Johansen Fisher eşbütünleşme analizleri sonucunda uzun dönemde ekonomik büyüme, gelir dağılımı ve eğitim harcamaları değişkenleri arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Eşbütünleşme ilişkisinin katsayıları üç farklı model için ayrı ayrı Pedroni (2000, 2001) tarafından geliştirilen FMOLS yöntemi ve DOLS yöntemleri kullanılarak tahmin edilmiştir. Amprik analizde son olarak değişkenler arasındaki kısa ve uzun dönem panel nedensellik ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre; ? ?Kamu eğitim harcamalarının artması verimliliği artırarak ekonomik büyümeyi artırmaktadır? hipotezi, Panel FMOLS, Panel DOLS ve Panel Nedensellik sonuçlarına göre doğrulanmaktadır. ? ?Kamu eğitim harcamalarının artması durumunda daha adil bir gelir dağılımına ulaşılabilmektedir? hipotezi, Panel FMOLS, Panel DOLS ve Panel Nedensellik sonuçlarına göre doğrulanmaktadır. ? ?Ekonomik büyüme bütçe imkânlarını artırarak eğitime yönelik daha fazla kamu harcaması yapılmasına imkân sağlamaktadır? hipotezi, Panel FMOLS, Panel DOLS ve Panel Nedensellik sonuçlarına göre doğrulanmaktadır. ? ?Gelir dağılımının daha adil bir hale gelmesi eğitime yönelik daha fazla kamu harcaması yapılmasına imkân sağlamaktadır? hipotezi Panel FMOLS, Panel DOLS ve Panel Nedensellik sonuçlarına göre doğrulanmaktadır. ? ?Ekonomik Büyüme arttıkça gelir dağılımı daha adil hale gelmektedir? hipotezi, Panel FMOLS, Panel DOLS ve kısa dönem Panel Nedensellik sonuçlarına göre doğrulanamazken uzun dönem Panel Nedensellik sonuçlarına göre doğrulanmaktadır. Ampirik analizin ortaya çıkardığı sonuçlar, öne sürülen hipotezler açısından değerlendirildiğinde, çalışmada ?kamu eğitim harcamaları, ekonomik büyüme ve gelir dağılımı arasında uzun dönemli bir ilişki? olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Türkiye’de vergi cezalarının etkinlik açısından karşılaştırmalı analizi
Vergi, mükellef ve devlet arasında sürekli tartışma konusu olmuştur. Devlet vergi gelirlerini artırmayı amaçlarken, mükellefler ise en az tutarda vergi ödemeye hatta hiç ödememeye çalışmaktadırlar. Vergilerin ödenmemesi durumunda vergi suçu ortaya çıkmakta ve cezai yaptırım söz konusu olmaktadır. Vergi suçunu önlemek için, uygulanacak cezai yaptırımların etkinliği, ceza sistemine bakış açısı ve algılanması ve cezaların caydırıcılığı son derece önem kazanmaktadır. Bu nedenle, çalışmanın konusu vergi cezalarının etkin olup olmadığının araştırılmasıdır. Bunu incelerken, vergi suç ve cezaları kavramsal olarak açıklanmış, cezai yaptırımların amaçlarının neler olduğu ve ceza sisteminin algılamasına etki eden faktörler incelenmiş, AB ülkelerinde vergi suç ve cezalarının neler olduğu ve Türkiye ile karşılaştırması yapılmıştır. Bu çalışmanın ana problemi, Türkiye’de uygulanan vergi cezaları etkin midir? şeklinde geliştirilmiştir. Vergi cezalarının etkin olup olmadığını belirlemek için ve ana probleme yardımcı olmak için de iki alt problem belirlenmiştir: a) Ülkemizde uygulanmakta olan vergi cezaları caydırıcı mıdır? b) Vergi mükelleflerinin ceza sistemi karşısında geliştirmiş oldukları davranışlar nelerdir? Bu sorulara cevap ararken, bir alan araştırması yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda, vergi cezalarının caydırıcı özellikte olmadığı ve vergi yükümlülerinin ceza sistemine güvenmedikleri sonuç olarak da Türk Vergi Sistemi’nde yer alan vergi cezalarının etkin olmadığı saptanmıştır. Araştırma neticesine göre, vergi ceza sistemimizin daha etkin olabilmesi için nelerin yapılması gerektiğine dair bazı önerilere yer verilmiştir.
Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminde reform sürecinin analizi
Gelir seviyelerine bakılmaksızın, kişilere belirli sosyal riskler karşısında ekonomik güvence sağlayan sosyal güvenlik, özellikle sanayi devrimiyle beraber daha önemli bir hale gelmiştir. Çünkü makineleşmenin ve sanayileşmenin etkisiyle beraber işçi kesimi çalışma hayatının riskleriyle daha çok karşı karşıya kalmıştır. Bu minvalde atılan ilk adımlar 1880’li yılların Bismarck Almanya’sında gerçekleşmiştir. İşçi kesimini çalışma hayatının risklerinden korumak için zorunlu sosyal sigorta tekniği hayata geçirilmiştir. Devlet tarafından kurulan ve zorunluluk esasına dayanan sosyal sigorta, sosyal güvenlik siteminin amacını gerçekleştirmede kullanılan en önemli ve etkili araçtır. Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminde sorunlar olduğu, bu konuda köklü bir reform ihtiyacının bulunduğu 1990’lardan itibaren daha yoğun bir şekilde dile getirilmektedir. Sosyal güvenlik sisteminin yaşadığı finansal sorunlar, kamu finansmanı üzerinde oluşturduğu baskı dolayısıyla, başta enflasyon olmak üzere, diğer temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkilemiştir. Bu çalışma sosyal güvenlik sisteminin sorunları çerçevesinde, kişilerin erken yaşta emekliye sevk edilmesi, sürekli çıkarılan af yasaları, kayıt dışı istihdamın çok yüksek seviyelerde olması, toplanan fonların verimsiz alanlarda değerlendirilmesi, sistemin idari ve mali açıdan tam olarak özerk olmaması gibi bu ve buna benzer sorunları incelemeyi ve bu sorunlara çözüm getirmek amacıyla gerçekleştirilen reformları analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak için gerekli görülen konulara değinilmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgular tablo, şekil ve grafiklerle desteklenmiştir. Anahtar Kelimeler: 5510, 5502, Sosyal Güvenlik, Sosyal Sigorta, Reform, Genel Sağlık Sigortası


Yorum yaz