
-
Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- +90 312 212 6840
- http://gazi.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. MUSTAFA N. İLHAN
Üniversite: Gazi Üniversitesi
Bölüm: Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. İşçi sağlığı (TR)
2. Elektromanyetik kirlilik (TR)
3. İş kazaları (TR)
4. Sağlık personeli (TR)
5. Sağlık hizmetleri (TR)
6. Sağlık (TR)
7. Acil servis (TR)
8. Teşhis-ayırıcı (TR)
9. Teşhis (TR)
10. Testler (TR)
11. Maliyet (TR)
12. Laboratuvarlar-hastane (TR)
13. Hastaneler-üniversite (TR)
14. Diabe (TR)
15. Electromagnetic pollution (EN)
16. Worker health (EN)
17. Emergency service (EN)
18. Health (EN)
19. Health services (EN)
20. Health personnel (EN)
21. Occupational accidents (EN)
22. Diabetes mellitus (EN)
23. Hospitals-university (EN)
24. Laboratories-hospital (EN)
25. Cost (EN)
26. Tests (EN)
27. Diagnosis (EN)
28. Diagn (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Afşin Elbistan Termik Santrallerinde çalışanlarda sağlık durumunun değerlendirilmesi
Günümüzde elektromanyetik alanların hücre ve doku sistemleri üzerindeki biyolojik etki mekanizmasını incelemek üzere pek çok çalışma yapılmaktadır. 50-60 Hz’de kuvvetli alanlar içerisinde uzunca bir süre yaşamak, çalışmak zorunda olan insan, hayvan ve bitkilerdeki olası fizyolojik ve biyolojik etkileri belirlemek amacı ile hem deneysel hem de epidemiyolojik çalışmalar yapılmaktadır. Biz bu çalışmamızda, meslekleri gereği elektromanyetik alanlara uzun süre maruz kalan kişilerin sağlık problemlerini saptamak amacı ile 30 soruluk bir anket hazırladık. Termik santraller ve onla bağlı linyit işletmelerinin şalt sahalarında çalışan 105 kişiye anketimizi uyguladık. Anketlere verilen yanıtlar SPSS paket programı ile değerlendirildi. Termik santraller ve bunlara bağlı linyit işletmelerinin şalt sahalarında çalışanlar arasında; baş ağrısı, eklem ağrısı, sinirsel rahatsızlıklar, deri hastalıkları, tansiyon rahatsızlığı ve uyku bozuklukları arasında farklılık olup olmadığı, meslek farklılıklarına göre değerlendirilerek istatistiksel oranlar incelenmiştir. Analizler sonucunda konsantrasyon güçlüğü, dikkat toplamada güçlü, unutkanlık, kaslarda güçsüzlük gibi rahatsızlıkların oluşumunda şalt sahalarından yayılan EM alanların etkili olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın sonuçları genel olarak literatürde yer alan EM alan ölçüm değerleri ve sağlık etkileri ile benzerdir.
Bu çalışmanın amacı, Tunçbilek ve Soma yeraltı ve yerüstü kömür madeninde çalışan işçilerde iş kazaları ve meslek hastalıkları görülme sıklığı ve ilişkili etmenleri belirlemektir. Araştırmaya katılanların %95.4’ü son bir yılda iş kazası geçirmediğini beyan etmiştir. Vardiya usulü çalışanların % 5.3’ü, işe başlarken iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alanların % 4.9’u, unvan değişikliği olduğu zaman eğitim alanların % 4.4’ü, işveren tarafından iş ile ilgili eğitim verilenlerin % 4.3’ü, kişisel koruyucu donanım kullananların % 5.1’i, makine koruyucusu bulunanların % 6.1’i, iş kazası riski için eğitim alanların % 4.5’i iş kazası geçirmiştir. Bu iş koşulları ile iş kazası geçirme arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamaktadır. Araştırmaya katılanların % 90.8’i son bir yılda meslek hastalığı tanısı almadığını beyan etmiştir. Vardiya usulü çalışanların %9.3’ü, işe başlarken iş sağlığı ve güvenliği eğitimi alanların %7.8’i, unvan değişikliği olduğu zaman eğitim alanların %11.8’i, işveren tarafından iş ile ilgili eğitim verilenlerin %7.5’i, kişisel koruyucu donanım kullananların %7.2’si, makine koruyucusu bulunanların %8.0’i, iş kazası riski için eğitim alanların %6.9’u meslek hastalığı tanısı almıştır ve bu iş koşulları ile meslek hastalığı tanısı alma durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamaktadır. Anahtar kelimeler: Maden Kömürü, İş Kazası, İş Güvenliği, İş Sağlığı, Meslek Hastalığı.
Bu araştırmanın amacı, Soma/Manisa ve Tunçbilek/Kütahya Termik Santrallerindeki iş kazaları ve meslek hastalıkları görülme sıklığını belirlemektir. Araştırma sırasında 2009 Haziran-Ağustos ayları arasındaki iş kazaları ve meslek hastalığına yakalanma sıklığı sorgulanmıştır. Araştırma için anket formu kullanılmış ve istatistiksel analiz için SPSS yazılımından yararlanılmıştır. Çalışanların tamamı erkektir. İşçilerin yaş ortalaması 44.6±8`dir. Çalışanların %56,9’u Teknik / Meslek lisesi mezunudur. Araştırma sonucuna göre çalışanların %81,6’sı vardiya sistemi ile çalıştıklarını, %65,3’ü şu an çalıştıkları işten memnun olduklarını, %71,9’u işyerindeki çalışma koşullarından memnun olduklarını, %96,5’i işe başlarken sağlık raporu aldıklarını, %77,7’si işe başlarken iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldıklarını, %73,0’ı ilk yardım eğitimi aldıklarını, %8,7’si işe bağlarken eğitim aldıklarını, %66,7’si işveren tarafından iş ile ilgili eğitim verildiğini, %81,9’ü makine koruyucusunun olduğunu, %84,6’sı kişisel koruyucu kullandıklarını,%33,7’si iş kazası riski için eğitim almış oldukları, %3,2 `sinin meslek hastalığı tanısı aldığını ve %6’sı iş kazası geçirdiğini belirtmişlerdir. Sonuç olarak Santral işçilerinin iş sağlığı eğitimlerinden yararlandıkları ve işçilerin büyük çoğunluğunun bir iş kazası veya meslek hastalığı geçirmediği tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Termik Santral, Meslek Hastalığı, İş Kazası, İş Güvenliği
Ankara 112 Acil sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve iş memnuniyetlerinin değerlendirilmesi
Bu araştırma Ankara ili ve ilçelerinde görev yapan 112 Acil Sağlık Çalışanlarının çalışma koşullarını ve çalışma esnasında yaptıkları işten memnuniyet durumlarını ölçmek için yapılmış bir çalışmadır. Araştırmaya Ankara 112 ASH’ de görev yapan 1055 personelden 510 kişi katılmıştır. Yapılan bu çalışmada veri toplama yöntemi olarak yüz yüze anket yöntemi kullanılmıştır. Anket 18 tanımlayıcı, 7 ana başlık altında 47 sorudan oluşan memnuniyet sorusu olmak üzere toplam 65 sorudan oluşmaktadır. Tanımlayıcı sorulardan ikisi açık uçlu 16’sı kapalı uçludur. Memnuniyet soruları derecelendirmeli olmak üzere kapalı uçludur. Anket çalışması 23 Eylül?30 Kasım 2009 tarihleri arasında 112 ASH Çalışanlarına uygulatıldıktan sonra toplanmış, toplanan veriler SPSS 15,0 istatistiksel analiz programına yüklenerek değerlendirilmiştir. Veriler ortalama±standart sapma, frekans dağılımı yüzde olarak sunulmuştur. İstatistiksel analizde ölçümle belirtilen değişkenler için Varyans analizi ve t testi kullanılmıştır. p<0,05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Araştırmaya katılanların % 57,3' ü kadın, % 42,7'si erkektir. Çalışanların % 8,4'ü Doktor, %36,5'i DSP, %17,1'i Paramedik, % 28,2'si Att, %9,8'i Memur ve Şofördür. İşin kendisinden en çok memnun olan grup istasyonda çalışanlar, en az memnun olan grup ise 10 yıl üzeri çalışanlardır. İş arkadaşlarıyla ilgili memnuniyet derecesi en yüksek olan grup Paramedikler iken, en az memnun olan Şube çalışanlarıdır. Amir ve idari ilişkilerde en memnun grup memur ve şoförler iken en az memnun grup, iş ya da meslek hastalığına bağlı iş görmezlik raporu alan gruptur. Mesleki eğitimde en memnun olan grup istasyonda çalışanlar, en az memnun grup, memur ve şoförlerdir. İşin ekonomik ve kültürel boyutunda en memnun grup, Att ve evli olanlar, en az memnun grup 10 yıl üzeri çalışanlardır. İşin sosyal boyutunda en memnun grup 1001 TL üzeri geliri olanlar, en az memnun olan grup ise Kaza/Hastalığa bağlı iş görmezlik raporu alanlardır. İşin kaynak boyutuna bakarsak en memnun grup, en az memnun grup şube çalışanları iken en az memnun grup, Kaza/Hastalığa bağlı iş görmezlik raporu alanlardır. Anahtar kelimeler: Acil Sağlık Hizmetleri Çalışanları, Memnuniyet, Çalışma koşulları
Günümüzde enerjiye olan ihtiyaç hızla artmakta ve buna bağlı olarak başta kömüre dayalı termik santraller olmak üzere birçok enerji üreten tesisler inşa edilerek devreye alınmaktadır. Bu santraller ile bağlı maden sahalarında yer alan şalt sahaları ve üretilen enerjinin iletildiği Yüksek Gerilim Hatları (YGH), hem bu işyerlerinde çalışanları hem de Şalt sahaları ve YGH’lara yakın oturan halkı etkilemektedir. Bu tür sanayileşmenin beraberinde bazı sorunları da getirmesi doğaldır. Bunlardan bir tanesi de Termik santraller ve maden sahalarında kurulu olan şalt sahaları ile YGH’lardan ortaya çıkan Elektro Manyetik (EM) alanlardır. EM alanların hem çalışanların sağlığı üzerindeki etkilerini hem de bu kaynaklara yakın oturan halk üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak, ilgili kişileri ve kurumları konudan haberdar etmek gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı bir termik santral bölgesine komşu olan Çoğulhan Beldesi’nde elektromanyetik alan ölçümleri yaparak, yerleşik halkın maruz kaldığı EM alanın yerleşik halk üzerindeki olası etkisini belirlemektir. 2009 yılında Kahramanmaraş ili Afşin İlçesi Çoğulhan Beldesi’nde geçekleştirilen çalışma tanımlayıcı tiptedir. Araştırmada EM alan haritası çıkarabilmek için Çoğulhan Beldesi’nde toplam 713 noktada EM alan ölçümü yapılmıştır. Çoğulhan Beldesi’nde EM alan düzeyi 1.38±0.03 ile 27.02±0.47 mG arasında değişmekte olup, en düşük ölçüm değerleri termik santral şalt sahalarına ve YGH’lara uzak noktalarda kaydedilirken en yüksek düzey 380 kV YGH’ın altında saptanmıştır. Çoğulhan Beldesi EM alan ölçüm sonuçlarının aritmetik ortalaması 2.86±3.60 olarak gerçekleşmiştir. Bu değerler, şehir ortalamasının 2 mG manyetik alan değerinden yüksek olduğunu göstermektedir. Araştırma sonucunda kadınların EM alanlara daha hassas olduğu tespit edilmiştir. Cinsiyet farklılığına göre tanısı konmuş hastalıklar arasındaki fark (p=0.005), kadınlarda alerjik hastalıklar (p=0.0015) ve kadınlarda migrenin görülme sıklığı (p=0.006) istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ayrıca, beldede anket uygulanan kadınlar arasında istemsiz düşük sıklığı, beldede oturma süresine göre istatiksel olarak anlamlıdır (p=0.005). Araştırmanın sonuçları genel olarak literatürde yer alan EM alan ölçüm değerleri ve sağlık etkileri ile benzerdir.
Günümüz sağlık politikaları uygulamasında kişilerin hastalıklarının tanısı için belirlenmiş bütçeler vardır, bu nedenle sağlık ekonomisi açısından önemli bir konu toplumda sık görülen, sık sakat bırakan, sık öldüren hastalıklarda uygun hastalık yönetimi planını yapmaktır. Diyabetin prevalansı ve artış hızı göz önünde bulundurulduğunda tanısının konulması için uygulanan tanı stratejilerinin maliyetleri de günümüzde büyük önem kazanmıştır. Bu çalışmanın amacı bir üniversite hastanesinde DM tanısı koymak için kullanılan tanı testi yöntemlerinin maliyet analizlerinin yapılmasıdır. Çalışma kesitsel tipte bir araştırma olup metodolojik bileşeni bulunmaktadır. Araştırmanın katılımcılarını, GÜSAUH genel dahiliye polikliniğine 1 Aralık 2012 ? 28 Şubat 2013 tarihleri arasında, tanısı konulmuş diyabet hastalığı olmayıp herhangi bir nedenle polikliniğe başvuran, kişi için kan glikoz düzeyini belirten laboratuvar testlerinden herhangi birinin istemi yapılmış olan, araştırmaya katılmayı kabul eden 18 yaş ve üstü kişiler oluşturmaktadır. Araştırmanın ulaşım yüzdesi %67,09?dur. Tanımlayıcı bulgulardan kategorik değişkenler sayı ve yüzde, sürekli değişkenler ise ortalama ± standard sapma ve ortanca (en büyük, en küçük değer) ile sunulmuştur. Diyabet tanısı alma durumuna göre verilerin karşılaştırılmasında Ki-kare Önemlilik ve Mann-Whitney U Testi uygulanmıştır. HbA1c testi için kesim noktasının tespiti ROC analizi ile yapılmıştır. Tüm analizlerde p<0,05 istatistiksel anlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiştir. Ağırlıklı maliyetlerin hesaplanması için ise Karar Ağacı analizi uygulanmıştır. Araştırma kapsamında 520 kişiye ulaşılmıştır. DM prevalansı %16,3 ve pre-diyabet prevalansı ise %15,0 olarak bulunmuştur.Çalışma süresince, DM araştırması için kullanılan 806 testin toplam maliyeti 4162,2 TL, kişi başı ortalama maliyeti 7,98 TL ve DM tanısı başına ortalama maliyeti ise 48,96 TL olarak hesaplanmıştır. Karar Ağacı analizi ile elde edilen ağırlık maliyetler incelendiğinde; DM tanısı için APG ve HbA1c testlerinin beraber istendiği ve DM değil tanısı için ise APG testinin uygulandığı stratejilerinin en maliyet-etkin tanı stratejileri olduğu anlaşılmıştır. HbA1c değerlerinden %6,25 noktasının HbA1c için kesim noktası olarak daha uygun olduğu düşünülmüştür. Ulusal ve uluslararası kılavuzlarda önerilen tanı stratejilerinin maliyetleri, hastanemiz polikliniklerinde uygulanan stratejilere göre daha ucuzdur. Hatta uygulanan pek çok strateji çok daha pahalı bulunmuştur. Bu nedenle poliklinikte sorumlu olan hekimlere yönelik tanı kılavuzlarının hazırlanıp, sürekli başvurabilecekleri bir yerde bulundurulmasının ya da en azından çalışmamızda da en maliyet-etkin bulunan stratejilerin takip edilmesinin sağlanması gerektiği düşünülmüştür. Araştırmanın bir hastanede yürütülmüş olması bulguları genelleştirilmesini kısıtlamaktadır. Bu nedenle DM tanı stratejileri ve maliyetlerini inceleyen çok merkezli çalışmalar yapılması maliyetler ve kaynakların etkin kullanımıyla ilgili yol gösterici olacaktır. Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, tanı testleri, maliyet.


Yorum yaz