DOÇ. DR. MELİHA DENİZ BÖRÜ

Ortaöğretim öğrencilerinin okuma alışkanlığı ve iletişim

Bu çalısmanın amacı, öğrencilerin okuma alıskanlığı ve iletisim becerilerini ölçmektir. Bu çalısmada ayrıca öğrencilerin okuma alıskanlığı ve iletisim becerilerini etkileyen kriterlerde ortaya konulmustur. ?stanbul Anadolu yakası Ümraniye ilçesi öğrencileri evreni olusturmaktadır. Bu evrende amaçlı örnekleme metodu ile seçilen Mevlana Lisesi öğrencileri üzerinde okuma alıskanlığı ve iletisim becerilerinin ve bunları etkileyen kriterlerin neler olduğu arastırılmıstır. Arastırmada anket tekniği kullanılmıstır. Amacına uygun olarak gelistirilen anket sorularına verilen cevapların verileri SPSS istatistik programına girilmistir. Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve ikili eslestirilmis örnek t testi(Paired Sample t test)analizleri yapılarak su bulgulara ulasılmıstır. Analiz sonuçları göstermistir ki, çok az bir öğrenci kitlesinin okuma alıskanlığı olduğunu öğrencilerin büyük bir bölümünün kitap okuma alıskanlığı olmadığını bu arastırma sonuçları ortaya koymustur. Öğrencilerin bos zamanlarını değerlendirmede daha çok arkadaslarıyla bulusmayı tercih ettiğini, öğrencilerin düzenli gazete takip etme alıskanlığının olmadığını bu arastırma sonucu ortaya çıkmıstır. Öğrencilerin basladıkları bir kitabı bitirme süresi olarak 2-3 hafta gibi uzun sayılacak bir sürede bitirdikleri ortaya çıkmıstır. Öğrencilerin kitap türü olarak daha çok roman ve macera türü kitapları tercih ettiği, tüm bunların sonucunda öğrencilerin kitap ve diğer yayınları okuma nedenlerinin birinci sebep olarak daha iyi iletisim kurmak olduğu belirlenmistir. Toplumumuzda özellikle velilerin okuma alıskanlığının olmaması öğrencilerin de okuma alıskanlığı edinememelerine sebep olmustur. Velilerin eğitim düzeylerinin düsük olması büyük bölümünün ilkokul mezunu olması onların kitap okuma alıskanlığı edinememelerine sebep olmustur. Aile içinde özellikle babanın kitap okuması öğrencileri olumlu yönde etkilemektedir. Öğrencilerin kitap okuma alıskanlığının olması çevresindekilerle olan iletisimini de olumlu etkilemektedir. Okuma alıskanlığı öğrencilerin kelime dağarcığının zenginlesmesini ve düsünce ufuklarının genislemesini sağlamıstır. Böylece öğrencilerin kendilerini daha rahat ifade etme becerisini gelistirmistir bunun yanında karsısındaki insanın da düsüncelerini dinleme ve onların düsüncelerine saygı duyma yönlerinin gelistiği görülmektedir.Bu sonuçlara bakıldığında iletisim sorunlarını çözen duygu ve düsüncelerini aktarabilen karsısındakinin düsüncelerine saygı duyan kisilerin daha iyi okuyucu olduğu belirlenmistir.

İstanbul ili Ümraniye ilçesi Mevlana Lisesi son sınıf öğrencilerinin mesleki ilgileri

Bu çalısmanın amacı, öğrencilerin ilgileri ile meslek seçimleri arasındaki iliskinin analitik olarak ortaya konmasıdır. ?stanbul Anadolu yakası Ümraniye ilçesi lise son sınıf öğrencileri evreni olusturmaktadır. Bu evrenden Amaçlı Örnekleme Metodu ile seçilen Mevlana Lisesi 11. sınıf öğrencileri üzerinde, günümüz gençlerinin ilgileri ile seçtikleri meslekler arasındaki iliski arastırılmıstır. Arastırmada anket tekniği kullanılmıstır. Anket sorularına verilen cevapların verileri, SPSS istatistik programına girilmistir. Tek yönlü varyans analizi (Anova) ve ikili eslestirilmis örnek t testi (Sample t test) analizleri yapılarak su bulgulara ulasılmıstır. Analiz sonuçları göstermistir ki, öğrencinin ilgileri meslek seçerken öğrencilere yön vermektedir. Öğrenciler genellikle meslek seçimi konusunda rehberlik hizmeti almamakta, mesleki becerilerin belirlenmesine yönelik bilimsel testlere katılmamaktadır. Öğrenciler için mesleki ilgilerini etkileyen faktörler ise, issizlik oranının oldukça yüksek olduğu ülkemizin kosullarına uygun olarak, is güvencesi, sosyal güvence kosulları, kolay is bulabilme ve iyi bir maas olarak sıralanmaktadır. Meslek seçiminin doğru bir sekilde yapılabilmesi için, öğrencinin ilgi ve yeteneklerini iyi değerlendirmesi bunu yaparken de yetkili kurumlardaki uzmanlardan yardım alması gerekmektedir. Öğrenciler seçmeyi düsündükleri meslekte çalısan kisilerle görüserek daha sağlıklı kararlar verebilirler. Meslek seçiminde son kararı öğrenci vermelidir

Eğitim örgütlerinde toplam kalite felsefe ve uygulamalarının yerleştirilmesinde yöneticilerin rolü ve etkililiği

Kalite dilimizde, degisim, gelisim, iyilesme, yenilesme, reform, yeniden yapılanma vb. kavramları içine alarak tartısılmakta ve kullanılmaktadır. Kalite üstünlügünü yakalamada etkili bir yöntem olarak Toplam Kalite Yönetimi (TKY) günümüzün yönetim tarzıdır. Önceleri sanayi kesiminde tutulan TKY ticaret, satıs sonrası hizmet, bankacılık, sigortacılık, saglık yönetimi, hizmet, egitim vb. kesimlerde de uygulanmaya baslanmıstır. TKY egitimde, müsterinin(ögrenci, veli, toplum) mevcut ve gelecekteki beklentilerini zamanında ve ekonomik olarak karsılamak amacıyla, tüm çalısanların (ögrenci, veli, ögretmen, yönetim, yerel ve merkezi yönetimler vb.) katılımı ile egitim-ögretim faaliyetlerinin sürekli gelistirilmesi ve yenilenmesini öngören bir yönetim anlayısıdır. MEB tarafından baslatılan egitim kurumlarında TKY uygulamaları çalısmaları dört yıldır sürmektedir. stanbul ili pilot bölge olmak üzere bes yıllık bir pilot çalısma gerçeklestirilmektedir. Ancak bu çalısmaların istenilen sonuçlara erisemedigi, verim alınamadıgı ve uygulamalarda çesitli olumsuzluklarla ve eksikliklerle karsılasıldıgı gözlenmektedir. Bu arastırmada, okulların Toplam Kalite Yönetimini uygulama sürecinde; ögretmenlerin, okul müdürlerinin Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarındaki rol ve etkililiklerini nasıl algıladıkları arastırılmıstır. Bu arastırmanın verileri ve getirecegi önerilerle Egitimde Toplam Kalite Yönetimi ile ilgili uygulamalarda okul müdürlerinin (Liderlerin) uygulamalarından kaynaklı güçlüklerin ve eksikliklerin asılması çabalarına ve ögretmenlerin Toplam Kalite Yönetiminin neresinde oldukları ile Toplam Kalite Yönetimini nasıl algıladıkları sorularına cevap bulabiliriz. Bu arastırma 2005?2006 ögretim yılında, istanbul ilinde Meslek, Anadolu Meslek ve Teknik Liselerinde yapılmıstır. Arastırmanın örneklemini istanbul ili sınırları içerisinde yer alan Endüstri Meslek, Anadolu Meslek ve Teknik liselerinde görev yapan 250 ögretmen olusturmaktadır. Arastırma bes bölümden olusmaktadır. Birinci bölüm giris ve problem durumu, ikinci bölüm Genel Bilgiler, üçüncü bölüm arastırmanın yöntemi ile ilgili bilgileri, dördüncü bölüm elde edilen bulgulardan olusmaktadır. Besinci bölüm ise sonuçlar, tartısmalar ve önerilerin yer aldıgı bölümdür. Anahtar Kelimeler: Egitimde Toplam Kalite Yönetimi, Kalite, Liderlik, Egitimsel Liderlik, Yönetim Liderligi,

Bilgisayar teknik lisesi öğrencilerinin bilgisayar tutumları ile bilgisayar kaygılarının incelenmesi: Anadolu bilgisayar teknik lisesi uygulaması

Bu arastırmanın amacı bilgisayar teknik lisesi ögrencilerinin bilgisayar tutumları ile bilgisayar kaygıları arasındaki iliskiyi belirlemektir. Arastırmanın örneklemini stanbul 75. Yıl Devlet Malzeme Ofisi Anadolu Bilgisayar Teknik Lisesi ögrencileri olusturmustur. Bagımsız degisken olarak kullanılan cinsiyet, sınıf düzeyi, evde bilgisayar sahibi olma, bilgisayar basında geçirilen süre gibi kisisel bilgilerin toplanmasında arastırmacı tarafından olusturulan bir anket kullanılmıstır. Bilgisayar tutumlarının ve bilgisayar kaygılarının belirlenmesinde Hülya Cambaz’ ın (1999) hazırladıgı Bilgisayar Tutum Ölçegi ve Bilgisayar Kaygısı Ölçegi kullanılmıstır. Bilgisayar Tutum Ölçegi 26 önermeden olusan ?Hiç katılmıyorum? dan ?Tamamen katılıyorum? a uzanan bir tutum ölçegidir. Bilgisayar Kaygısı Ölçegi ise 10 önermeden olusan ?Hiçbir zaman? dan ?Her zaman? a uzanan bir kaygı ölçegidir. Verilerin analizinde bagımsız örnekler t-testi, tek yönlü varyans ve korelasyon analizi kullanılmıstır. Arastırmadan elde edilen belli baslı sonuçlar sunlardır: (a) Kız ve erkek ögrencilerin bilgisayara yönelik tutumları arasında fark yoktur. Buna göre, hem erkek ögrencilerin hem de kız ögrencilerin bilgisayara karsı tutumları olumludur. (b) Bilgisayara yönelik tutumları açısından sınıf düzeyleri arasında istatistiksel olarak farklılık vardır. (c) Bilgisayara yönelik tutumları açısından evde bilgisayarları olup olmaması arasında istatistiksel olarak farklılık yoktur. (d) Bilgisayara yönelik tutumları açısından bilgisayar basında geçirilen süreler arasında istatistiksel olarak farklılık yoktur. (e) Bilgisayara tutumları açısından bilgisayar fuarı gezme degiskenine göre fark vardır.(f) Bilgisayar tutumları açısından bilgisayarla ilgili yayın takip etme degiskeni için fark vardır. (g) Ögrencilerin cinsiyetlerine göre bilgisayar kaygıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur. (h) Ögrencilerin sınıf düzeylerine göre bilgisayar kaygıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır. (ı) Ögrencilerin evde bilgisayar sahibi olma degiskenine göre bilgisayar kaygıları arasında anlamlı bir fark vardır. (i) Ögrencilerin bilgisayar basında geçirdikleri zaman degiskeni ile bilgisayar kaygıları arasında anlamlı bir fark vardır. (j) Bilgisayar fuarı gezme degiskenine göre bilgisayar kaygıları arasında anlamlı bir fark vardır. (k) Bilgisayarla ilgili yayın takip etme degiskenine göre bilgisayar kaygıları arasında anlamlı bir fark vardır. (l) Bilgisayar tutum ölçegi ile bilgisayar kaygısı ölçegi arasında istatistiksel açıdan negatif yönde anlamlı bir iliski vardır. (m) Cinsiyetler için bilgisayar tutum ölçegi ile bilgisayar kaygısı ölçegi arasında negatif bir iliski vardır. (n) Sınıf degiskeni için bilgisayar tutum ölçegi ile bilgisayar kaygısı ölçegi arasında negatif bir iliski vardır.(o) Evde bilgisayarı olma degiskeni için bilgisayar tutumu ile bilgisayar kaygısı arasında negatif yönde bir iliski vardır. (ö) Haftada 31-40 saat bilgisayar basında kalan ögrencilerin bilgisayar tutumu ile bilgisayar kaygısı arasında anlamlı bir iliski yoktur. Buna karsılık 11-20 saat ile 41 saat ve üstü bilgisayar basında kalan ögrencilerin 0,05 anlamlılık düzeyinde bilgisayar tutumu ile bilgisayar kaygısı arasında negatif bir iliski vardır. Diger yandan 5 saatten az, 5-10 saat ve 21-30 saat bilgisayar basında kalan ögrencilerin 0,01 anlamlılık düzeyinde bilgisayar tutumu ile bilgisayar kaygısı arasında negatif bir iliski vardır. (p) Bilgisayar fuarı gezme için bilgisayar tutumu ile bilgisayar kaygısı arasında negatif yönde bir iliski vardır.(r) Bilgisayarla ilgili yayın takip etme degiskeni için bilgisayar tutumu ile bilgisayar kaygısı arasındaki iliski; Bilgisayarla ilgili yayın takip etmeyen ögrencilerde istatistiksel açıdan anlamlı bir fark yoktur. lgili yayınları takip edenlerin p<0,01 anlamlılık düzeyinde negatif yönde bir iliski vardır. Anahtar sözcükler: Bilgisayar Tutumu, Bilgisayar Kaygısı

İngilizce öğretmenlerinin iş tatminleri ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişki

Bu arastırmada resmi ve özel liselerde görev yapan ?ngilizce öğretmenlerinin is tatminleri ile tükenmislik düzeyleri arasındaki iliskinin ortaya konması amaçlanmıstır. Çalısma ?stanbul ili içinde, Kartal, Maltepe, Kadıköy ilçelerinde çalısan 188 ?ngilizce öğretmeni üzerinde gerçeklestirilmistir. Arastırmada iliskisel tarama modellerinden karsılastırma türü tarama modeli kullanılmıstır. Bu arastırmada veriler yazar tarafından gelistirilen demografik değiskenlerin toplanmasına yönelik bir bilgi formu, Minnesota ?s Tatmin ölçeği ve Maslach Tükenmislik Ölçeği kullanılmıstır. Arastırmada; Pearson Çarpım Moment korelasyon analizleri kullanılmıs olup manidarlıklar 0.01 ve 0.05 düzeyinde sınanmıstır. Resmi ve özel liselerde çalısan ?ngilizce öğretmenlerinin is tatminleri ile tükenmislik düzeyleri arasında negatif bir iliski olduğu; bir baska deyisle is tatminleri azaldıkça tükenmislik düzeylerinin arttığı ya da is tatminleri arttıkça tükenmislik düzeylerinin azaldığı arastırmanın sonuçlarıyla ortaya konmustur. Anahtar Kelimeler: ?s tatmini, Tükenmislik, Öğretmen

Fen bilgisi dersinde içsel ve dışsal motivasyonun önemi

Belli bir amaç için insanı harekete geçiren güç demek olan motivasyon ya da diğer bir deyişle güdü özellikle de günümüzün kazandıran, sihirli sözcüğü haline gelmiş; bireysel düzeyden toplumsal düzeye kadar uzanan oldukça geniş bir yelpazede pek çok düzenleyici işlevin yanı başında yer alır ve ele alınır olmuştur. İçinde bulunduğumuz çağ hızın ve bilginin çağı; bilgiye hızla ulaşan onu hızla işleyen kazanıyor. Eğitim sistemimiz ise çağa ayak uydurmak için atılım yapmakta. Değişen programlar, eklenen yeni dersler okullardaki eğitim kalitesini arttırmayı hedeflemekte. Hangi çağda olursa olsun çocukların okul başarısı, öğrenci- öğretmen- aile üçgeninin oluşturduğu şartlardan etkilenmektedir. Okul başarısı ölçülürken başarısızlığın en çok görüldüğü dersin Fen Bilgisi olduğu gerçeği ortaya çıkar. Başarıyı arttırmanın yollarından biri de öğrencinin motivasyonunu arttırmaktır. Ne var ki, insan bir makine ya da araçtan çok farklıdır. Gereksinimleri, beklentileri amaçları olan insan; yaratıcılığıyla, sayısız yetenekleriyle ayrı bir öneme sahiptir. Bu üstünlüğe sahip olan insanın davranışlarında etkili olan motivasyon konusu göz ardı edilemez. Araştırmada elde edilen sonuçlar daha önce de bu konuda yapılan araştırmaları destekler niteliktedir. Araştırma verilerine göre; – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinden duydukları motivasyon düzeylerinin okullarına göre farklılık göstermediği, – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinden duydukları motivasyon düzeylerinin sınıflarına göre farklılık gösterdiği ve sınıf yükseldikçe motivasyon düzeyinin düştüğü, – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinden duydukları motivasyon düzeylerinin cinsiyetlerine göre farklılık göstermediği, – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinden duydukları motivasyon düzeylerinin çalışma ortamlarına göre farklılık göstermediği, x – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinden duydukları motivasyon düzeylerinin anne ve babalarının eğitim düzeylerine göre farklılık göstermediği, – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinin önem derecesine ilişkin değerlendirmelerinin okullarına göre farklılık göstermediği, – Öğrencilerin Fen bilgisi dersinin önem derecesine ilişkin değerlendirmelerinin çalışma ortamlarına göre farklılık göstermediği, – Öğrencilerin Fen bilgisi dersine verdikleri önem ile dersten duydukları motivasyon arasında doğrusal bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçları ışığında öneriler getirilmiştir. Araştırmanın bu alandaki çalışmaları katkı sağlaması ve yeni çalışmalara ışık tutması beklenmektedir.

Sınav kaygısı:Ümraniye ilçesi farklı tür liselerde okuyan lise son sınıfı ögrencileri üzerine bir araştırma

Son yıllarda önemi gün geçtikçe artan konulardan bir tanesi de üniversite sınavı ve çesitli sınavlar öncesi öğrencilerin yasamıs olduğu sınav kaygısıdır. Artık bir sınav çağı içinde yasamaktayız. Dünyada ve ülkemizde birçok insan hayatını yalnızca sınavlarla etkilemekle kalmayıp, sınavlardaki basarılarına göre hayatları hakkında kararlar vermektedirler. Bütün öğretim kademelerine giris, yerlestirme, mevcut durumu koruma, bir sınıftan veya bir okuldan diğerine geçisler sınav sonucunda belirlenir. Bundan dolayı bir öğrencinin sınavları tehdit edici bir unsur olarak tanımlaması ve bir duygu durumu olarak tanımlanan sınav kaygısının yasanmasını normal karsılamak gerekir. Bu tez çalısmasının amacı farklı tür liselerde (meslek lisesi, ticaret lisesi, kız meslek lisesi, imam hatip lisesi, genel lise) eğitim gören lise son sınıfı öğrencilerin üniversite sınavı öncesi sınav kaygı düzeylerini ve sınav kaygısı üzerinde etkili olan faktörlerin (cinsiyet, okul türü, tercih edilen mesleğin puan türü, anne ve babanın yasıyor, ölü, birlikte veya bosanmıs olması, özel ders alıp almama, dershaneye gidip gitmeme, daha önce sınava girmis bir kardese sahip olup olmama) iliskisel olarak ele alınıp değerlendirildiği bir çalısmadır. Arastırmada anket tekniği kullanılmıstır. Anket sorularına verilen cevaplar SPSS istatistik programına girilmistir. Güvenilirlik analizi, anova (varyans analizi) ve bağımsız t testi yapılarak su bulgulara ulasılmıstır. Analiz sonuçlarına göre farklı tür liselerde okuyan öğrencilerin (bilissel, duyussal ve genel) sınav kaygılarına iliskin bulgular asağıdaki gibidir. Genel liselerde okuyan öğrencilerin sınav kaygısı ölçeği puan ortalamaları diğer liselerde okuyan öğrencilerin sınav kaygısı puan ölçeğinden daha düsüktür. Bu durum genel liselerdeki öğrencilerin lehinedir. Ayrıca elde edilen sonuçlardan kız öğrencilerin sınav kaygı düzeylerinin erkek öğrencilerin sınav kaygı düzeylerine göre daha yüksek olduğu görülmüstür. Bu durum erkek öğrencilerin lehinedir. Çalısmada ekolarak, tercih edilen mesleğin puan türü, anne ve babanın yasıyor, ölü, birlikte veya bosanmıs olması, özel ders alıp almama, dershaneye gidip gitmeme, daha önce sınava girmis bir kardese sahip olup olmama gibi değiskenlerde iliskisel olarak ele alınmıs ama anlamlı bir fark bulunamamıstır.