
-
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 444 5 065
- http://www.yyu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. HASAN ÇİÇEK
Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Siyaset felsefesi (TR)
2. Siyaset (TR)
3. Montesquieu (TR)
4. Felsefi düşünce (TR)
5. Devlet anlayışı (TR)
6. Devlet (TR)
7. İnsan felsefesi (TR)
8. İnsan (TR)
9. Yaşama felsefesi (TR)
10. Yalnızlık (TR)
11. Saçma (TR)
12. Egzistansiyalizm (TR)
13. Dayanışma (TR)
14. Cam (TR)
15. Goverment (EN)
16. State thought (EN)
17. Philosophical thought (EN)
18. Montesquieu (EN)
19. Politics (EN)
20. Political philosophy (EN)
21. Meaning (EN)
22. Rebellions (EN)
23. Camus, Albert (EN)
24. Solidarity (EN)
25. Existentialism (EN)
26. Absurd (EN)
27. Loneliness (EN)
28. Philosop (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Montesquieu’nun siyaset anlayışı
Bu çalışmada Montesquieu’nun siyaset felsefesi incelenmiştir. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Genel olarak Montesquieu’nun hayatı, eserleri, felsefesi ve düşünce tarihindeki yeri Montesquieu’nun siyaset ve devlet anlayışı ele alınmıştır. Birinci bölümde, Montesquieu’nun hayatı, eserleri, genel felsefi düşünceleri ve Montesquieu’nun düşünce tarihindeki etkileri ele alınmıştır. İkinci bölümde, siyaset kavramına açıklık getirilerek başlanmış ardından siyaset felsefesi, siyaset toplum ilişkisi, iklim ve coğrafyanın siyaset ve kanunlar üzerindeki etkisine değinilmiştir. Montesquieu’da devlet, devlet yönetme biçimleri ve güçler ayrılığı gibi konular üçüncü bölümde ele alınmıştır. Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular sonuç bölümünde değerlendirilmiştir.
Hannah Arendt’in siyaset felsefesinde totalitarizm ve kaynakları
Bu çalışmada Hannah Arendt’in siyaset felsefesinde totalitarizmin kaynakları ve doğurduğu sonuçlar incelenmiştir. Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Genel olarak Arendt’in hayatı, eserleri, üzerinde önemle durduğu temel kavramlar, siyaset anlayışı ve düşünce tarihindeki yeri ele alınmıştır. Birinci bölümde, Arendt’in hayatı, eserleri, siyaset felsefesi ve felsefesinde üzerinde durduğu temel kavramlar ele alınmıştır. İkinci bölümde, totalitarizm kavramı genel hatlarıyla tanımlanmaya çalışılmış, ardından totalitarizmin gelişimi, süreç içerisinde nasıl evrildiği, ortaya çıktığı coğrafyalarda nelere sebebiyet verdiği, tarihte totalitarizm yanlısı düşünürler bu düşünürlerin liderler üzerindeki etkileri ve modern çağda totalitarizmin nasıl bir çehreye büründüğü konuları üzerinde durulmuştur. Arendt’in totalitarizm tanımlaması, bu konuya getirdiği özgün yorumlar, eleştiriler bunların yanı sıra üzerinde önemle durduğu totalitarizmin kaynakları ile büyük politik kötülükler olarak tanımladığı; emperyalizm, antisemitizm, faşizm ve bolşevizm konuları üçüncü bölümde ele alınmıştır. Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular sonuç bölümünde değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada 19. yüzyıl düşünürlerini en çok etkileyen ve bir insan felsefesi olarak kabul edilen “varoluşçuluk” anlayışının Dostoyevski’deki yansımaları üzerinde durulmuştur. Konunun daha iyi anlaşılması için birinci bölümde Dostoyevski’nin hayatı ve eserleri ele alınmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde konuyla ilgisi bakımından “Varoluşçu Felsefe ve Varoluşçu Filozoflar” üzerinde durulmuştur. Bu konuyu irdelerken, öncelikle “Varoluşçuluk”un genel bir tarihinden ve Varoluşçu olarak kabul edilen Kierkegaard, J. Paul Sartre, Martin Heidegger, Karl Jaspers ve Gabriel Marcel gibi filozofların varoluşçuluk anlayışlarından bahsedilmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise, Dostoyevski’deki Varoluşçuluk onun eserlerinden yararlanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Varoluşçuluk, varoluş, adalet, özgürlük, inanma problemi, sevgi, uygarlık ve insan, insan ve varoluşu.
Albert Camus’de insan ve insanın anlam arayışı
Bu çalışmada, varoluşçu filozoflar arasında gösterilen yirminci yüzyıl sanatçı-filozoflarından Albert Camus’nün insan anlayışı ele alınmıştır. Camus, insanın varoluşsal sorunları özellikle absürd ve trajik durumundan yola çıkmıştır. Camus, Nietzsche’den sonra nihilizm (hiççilik) problemini ele almış ve bu mantığı sonuna kadar götürmüştür. Sonuçta, nihilizmin insan açısından bir çıkmaz olduğunu görmüştür. Özellikle absürd (uyumsuz-saçma) karşısındaki intihar ve umut gibi tavırları eleştirmiştir. Camus, temeli yıkma değil yaratma mantığına dayanan başkaldırma felsefesinde absürdün bilincindeki insanı temel almıştır. Camus’nün başkaldırı ahlakı yok etmeden değil, yaşamdan yana olan bir anlayıştır.


Yorum yaz