
-
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. HALİL İBRAHİM BULUT
Üniversite: Sakarya Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Şia (TR)
2. Şeyhler (TR)
3. Şeyh Saduk (TR)
4. Şeyh Müfid (TR)
5. İslam dini (TR)
6. Mezhepler tarihi (TR)
7. Mezhepler (TR)
8. Kur?an-ı Keri (TR)
9. İslam dini (TR)
10. Sakarya-Erenler (TR)
11. Romans (TR)
12. Göçmenler (TR)
13. Dini hayat (TR)
14. Dini değerler (TR)
15. Dini davranışlar (TR)
16. İslam dini (TR)
17. Osmanlı alimleri (TR)
18. Muhammed Zahid el-Kevseri (TR)
19. Mezhepler (TR)
20. Ehl-i sünnet (TR)
21. Bilim adamı (TR)
22. Akhbariyya (EN)
23. Religion (EN)
24. Koran (EN)
25. Sects (EN)
26. Sect history (EN)
27. Islam religion (EN)
28. Şeyh Müfid (EN)
29. Şeyh Saduk (EN)
30. S (EN)
31. Religious conducts (EN)
32. Religious values (EN)
33. Religious life (EN)
34. Migrants (EN)
35. Romance (EN)
36. Sakarya-Erenler (EN)
37. Isl (EN)
38. Scientist (EN)
39. Ehl-i snunna (EN)
40. Sects (EN)
41. Muhammed Zahid el-Kevseri (EN)
42. Ottoman scholars (EN)
43. Islam religion (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Şeyh Saduk ve Şeyh Müfîd bağlamında İmâmiyye’de
Günümüz İslam âleminde Şiîlik, Ehl-i Sünnet ekolünden sonra en fazla taraftarı bulunan bir İslam mezhebidir. Şiîlik hakkında sağlıklı bilgilere ulaşabilmek için gelenek içinde ortaya çıkmış düşünce ekollerini yakından tanımak gerekmektedir. Şiî- İmâmiyye’de iki önemli düşünce ekolünün varlığı dikkat çekmektedir. Bunlardan birincisi Ahbârilik, diğeri ise Şeyh Müfîd’le sistemleşen Usûlîlik’tir. Bu çalışmada, Şeyh Saduk ve Şeyh Müfîd’in eserlerinden hareketle Ahbârîlik ve Usûlîlik hakkında bilgiler verilmiştir. Konuya girmeden önce Şiî?İmâmiyye mezhebiyle özdeşleşen temel kavramlar ve mezhebin tarihçesi hakkında temel bilgiler verilmiştir. Bu çerçevede Şîa’nın hadis anlayışı ortaya konularak, ahbâr merkezli ahbâriyye ekolü hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur. Ayrıca ahbârî anlayışın en önemli temsilcilerinden olan Şeyh Saduk’un ilmî şahsiyyeti hakkında önemli bilgiler verilmiştir. Yine araştırmada rasyonel Şiî kelamını temsil eden usûlîlik ekolünün teşekkülüne etki eden faktörler üzerinde durulmuştur. Diğer taraftan usûlîliğin sistemleşmesi ve en önemli temsilcisi olan Şeyh Müfîd ve konumuzla alakalı eserleri hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Çalışmanın son kısmında Şeyh Saduk ve Şeyh Müfîd bağlamında iki düşünce ekolünün Şiî?İmâmiyye mezhebinin temel doktrinel meselelerine bakış açısı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Burada iki ekolün mukayesesi yapılırken konu, Şeyh Saduk’un el-İ`tikâdât’ı ile Şeyh Müfîd’in Tashîhu’l-i`tikâdât adlı eserleri ile sınırlandırma yoluna gidilmiştir. Şeyh Saduk ve Şeyh Müfîd bağlamında Şiî?İmâmiyye düşünce ekollerini konu alan bu çalışmada, Ahbârî anlayışın Şiî toplumda ortaya çıkan problemlere çözümler üretmedeki yetersizliği üzerinde durulmuştur. Diğer taraftan Ahbârî anlayışın mukabili olarak ortaya çıkan usûlî anlayışın, Şiî düşünce ve Şiî kelamına sağladığı katkılar tespite çalışılmıştır.
Erenler ilçesindeki Roman vatandaşların dini tutum ve davranışları
Romanlar, kapalı toplum özelliklerini tarihte ve günümüzde büyük oranda devam ettirmekte olan bir topluluktur. Onlar gerek göçebe yaşam biçimleri, gerekse icra ettikleri meslekler sebebiyle toplum tarafından dışlanmışlar ve hep farklı şekillerde algılanmışlardır. Hangi ülkelerden göç ettikleri, nasıl yaşadıkları, ne şekilde inandıkları tam olarak bilinmemesine rağmen kulaktan duyma hurafe bilgilerle onlar hakkında yorum yapılmış ve onlara hep farklı gözle bakılmıştır. Onların toplum tarafından önemli ölçüde dışlanmalarının sebeplerinden biri olarak toplumumuzdaki yaygın olan dinî inanış ve yaşantılarına dair hurafe bilgiler olduğu ileri sürülmektedir. Ülkemizde Romanlarla ilgili yapılan çalışmalar genellikle sosyolojik amaçlıdır. Bu konuda İlahiyat alanında da çalışmalar yapılarak, Romanların dinî inanış ve yaşayış şekillerinin de araştırılıp incelenmesi, onlarla ilgili hakikatlerin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Çalışmamız, Sakarya İline bağlı Erenler yöresinde yaşayan Romanlar üzerinde; kaynak taraması, katılım yoluyla doğrudan gözlem, kaynak kişililerle mülakat ve anket tekniğini kullanarak gerçekleştirmeye çalışılmıştır. Anket sonuçlarından elde ettiğimiz bütün verilerin istatistikî verilerini ilgili konu başlıkları altında değerlendirdik. Sonuç kısmında ise anket ve mülakatlardan elde ettiğimiz verilerin genel bir değerlendirmesini yaptık. Çalışmamızın neticesi olarak, Erenler yöresinde yaşayan Romanların inanç, ibadet, sosyal ve kültürel yaşantılarını geleneksel Sünnî anlayışla karşılaştırdığımızda önemli bir farkın olmadığı görülmüştür. Yöredeki Romanların dinî inanç ve ibadetler yönünden Hanefî ?Mâtüridî geleneğe mensup oldukları anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Roman, Çingene, Abdal, Dini İnanç, Dini Yaşantı.
Muhammed Zâhid Kevserî, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde İslâm dünyasına kazandırdığı kıymetli âlimlerden biridir. Aslen Kafkasyalı bir Çerkez olan Kevserî, 1296/1879 yılında Düzce’de doğmuştur. Çocukluğundan itibaren ilim tahsiline başlayan Kevserî, kendisi için gerekli bütün ilimleri tahsil ettikten sonra âlimlik (ruûs) imtihanına girmiş ve bu sınavı başarıyla kazanarak 28 yaşında icazet almıştır. Bundan sonra çeşitli mevkilerde görev alarak ders okutmuş, 1922 yılında da Mısır’a giderek ilim hayatına orada devam etmiş ve 1371/1952 yılında vefat etmiştir. Kevserî, bir Ehl-i Sünnet âlimi olarak görüşlerini çeşitli kitaplar, makaleler ve mukaddimeler yazarak ortaya koymuştur. Eserlerine baktığımızda onun, Ehl-i Sünnet’i kavramsal olarak ?Ehl-i Hakk? diye ifade ettiğini görmekteyiz. Ancak bu kavram, Mezhepler Tarihi kaynaklarında adı zikredilen Ehl-i Hakk fırkasından tamamen farklı bir formdadır. Kevserî, Ehl-i Hakk tabirini, Ehl-i Bid’at’in karşısında olduğunu ifade etmek için kullanmış, böylece Ehl-i Sünnet algısını ortaya koymuştur. Ehl-i Sünnet algısını incelediğimizde Kevserî’nin tenzîhin önemi, meşîet ve irade özgürlüğü, Ebeveyn-i Rasûl’ün dinî konumu, Nüzûl-i İsâ, şefaat ve tevessül, cennet ve cehennemin bekâsı, hilafetin Kureyşîliği, geleneğe saygı, modernizme de karşı olmak gibi meseleleri ön plana çıkardığını görmekteyiz. Kevserî’nin Ehl-i Sünnet algısı anlaşıldıktan sonra onun diğer itikâdî mezhepler hakkındaki görüşlerini bilmek de önem arzetmektedir. Kevserî’ye göre mezheplerin doğuşuna Ridde savaşları, art niyetli kimselerin faaliyetleri, ehil olmayan kimselerin müteşâbih konularda konuşmaları, cahiliye anlayışının tamamen yok olmaması, farklı kültürlerle karşılaşma, Abdullah b. Sebe meselesi gibi faktörler etkili olmuştur. Çalışmamızda mezheplerin doğuş sebepleri verildikten sonra Kevserî’nin İslâm bünyesinde zuhur etmiş itikâdî mezhepler hakkındaki görüşleri, eleştirileri ve takdirleri tespit edilmeye gayret edilmiştir.


Yorum yaz