
-
Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- +90 318 357 4242
- http://www.kku.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. DOLUNAY ŞENOL
Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI

1. Şiddet (TR)
2. Toplum (TR)
3. Suçlu çocuklar (TR)
4. Suçlu gençler (TR)
5. Suçlu ergenler (TR)
6. Suçlar (TR)
7. Suç sosyolojisi (TR)
8. Genç (TR)
9. Çocuklar (TR)
10. Suçlu çocuklar (TR)
11. Suçlar (TR)
12. Suç sosyolojisi (TR)
13. Sosyal faktörler (TR)
14. Cezai sorumluluk (TR)
15. İç göçler (TR)
16. Sosyokültürel yapı (TR)
17. Sosyoekonomik yapı (TR)
18. Kırıkkale (TR)
19. Kentsel gelişme (TR)
20. Kentleşme sürec (TR)
21. İnsan hakları (TR)
22. Hükümlüler (TR)
23. Cezaevi (TR)
24. Çocuklar (TR)
25. Çocuk gelişimi (TR)
26. Sosyalleşme (TR)
27. Aile içi ilişkiler (TR)
28. Aile (TR)
29. Family relations (EN)
30. Family violence (EN)
31. Adolescents (EN)
32. Adolescence (EN)
33. Education (EN)
34. Youth (EN)
35. Crime sociolog (EN)
36. Criminal liability (EN)
37. Social factors (EN)
38. Crime sociology (EN)
39. Crimes (EN)
40. Delinquent children (EN)
41. Children (EN)
42. Migrations (EN)
43. Urbanization (EN)
44. Urbanization process (EN)
45. Urban development (EN)
46. Kırıkkale (EN)
47. Socio-economic s (EN)
48. Prison (EN)
49. Convicts (EN)
50. Human rights (EN)
51. Family (EN)
52. Family relations (EN)
53. Socialization (EN)
54. Child development (EN)
55. Children (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Gençlerin şiddete ve suça eğilimlerinin sosyolojik temelli nedenleri
Çocuk ve genç suçluluğu bireysel ya da hukuksal bir sorun olmaktan ziyade daha farklı ve geniş nedenlerle örülü toplumsal bir olgudur. Çocuklar gelişimlerini henüz tamamlamamış oldukları için, yönlendirilmeye, etkilenmeye ve istismara oldukça açıktırlar. Çocuğu suça yönelten faktörler, genel olarak bireysel ve çevresel nedenler olmak üzere iki temel gruba ayrılır. Bireysel nedenlerle hareket eden görüşler, çocukları ve gençleri doğrudan suç işleyenler olarak damgalamakta ve bu konuyu oldukça dar bir alanda açıklayabilmektedir. Oysa çocuklar ve gençler suça yönelen basit varlıklar değil, çevresel nedenlerle suça yönlendirilmiş, küçük ama bir o kadar da karmaşık dünyaları olan sosyal bireylerdir. Doğuştan suçlu çocuk yoktur. Önceleri hırsızlığı, cinayeti, istismarı, haksızlığı bilmeyen çocuğa, bunların hepsi başta ailesi olmak üzere; akrabaları, arkadaşları ya da iletişim araçları ile bir şekilde öğretilir. Aksi takdirde çocuğun suç işleme nedenine mantıklı bir cevap hiçbir zaman bulunamayacaktır. Çocukluğunda başlayan yanlışlar, gençliğinde bireye onanmaz sosyal yaralar açmaktadır. Bunların başında şiddet ve suç gelmektedir. Ailede fonksiyonel bozukluklar, parçalanmış ailelerin sayılarının giderek artması, ilgisizlik, eğitimsizlik, yoksulluk, işsizlik, arkadaş çevresi, hızlı nüfus artışı, çocuk istismarı, kentleşme, gecekondulaşma, eğitim sisteminin işleyişindeki aksaklıklar ve bozukluklar, çocuğun toplumsallaşması sürecini olumsuz etkileyen ve onu suça yönelten faktörlerdir.
Çocuk suçluluğunun toplumsal nedenleri ve cezai sorumluluğu
Çocuk suçluluğuna yol açan toplumsal nedenleri araştırmak ve suç işleyen çocukların cezai sorumluluğunu anlamak ve çocuk suçluluğuna neden olan olguları ortaya koymak amacıyla hazırlamış olduğumuz bu çalışmada suç olgusu hem ortaya çıkış biçimi, hem de nedenleri ve sonuçları açısından sosyolojik bir çözümlenmeyi ve bakış açısını gerekli kıldı. Bu sebeple bu çalışma, suç olgusunu toplumsal yapıyla ilintili bir biçimde sosyolojik bağlamda ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu çerçevede, çalışmada suç olgusu ile ilişkili olarak; çocuk suçluluğunun cinsiyet, yaş, aile yapısı, öğrenim düzeyi, sosyo-kültürel ve ekonomik nitelikler gibi çok sayıda değişken analiz edilerek açıklanmıştır. Bu araştırmanın genel sonuçlarına göre, çocukları suça iten nedenler arasında aile yapısı, ekonomik sıkıntılar ve işsizlik başta gelmektedir. Bu bağlamda en çok işlenen suç türleri de, hırsızlık, yağmalama ve gasp, gibi mala yönelik suçlar olmuştur. İkinci olarak basit yaralama ve adam öldürme gibi kişiye karşı işlenen suçlar ve son olarak da cinsel istismar suçlarında bir artış olmuştur. Dünyada işlenen çocuk suçlarına bakıldığında Türkiye’de işlenen çocuk suçlarıyla bir paralellik görüldüğü kavramsal teorilerden anlaşılmaktadır. Araştırma çocuk suçluluğuna birden fazla nedenin sebep olabileceği göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Çocuk suçluluğu sadece hukuki bir sorun olmaktan ziyade sosyolojik, psikolojik ve sosyo-ekonomik nedenlerle ilişkili bir toplumsal olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Araştırmamızda 2005 yılında mevzuatımıza giren 5395 ÇKK ve Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Kanunun Mevzuata girmesiyle beraber bir çocuğun Cezainfaz kurumuna girmesi en son seçenek olarak düşünülmektedir. Çocuklar hakkında verilen bu kararlarda olumlu gelişme olduğu düşünülmektedir. 2009 verilerine baktığımızda ise Cezainfaz kurumunda bulunan çocuklarla Denetimli Serbestlik tarafından denetim altına alınanlarla beraber toplam bu sayının 8000’i geçmesi önemli bir durumu gözler önüne sermektedir. Bu istatistiklerden de anlaşılacağı gibi çocuk suçluluğunun ne kadar çok yaygınlaştığını ve dünya da artan çocuk suçluluğuna paralel olarak ülkemizde de çocuk suçluluğunda bir artış olduğunu görmemek mümkün görünmüyor.
Göç, öncelikle gelişimini tamamlamış ya da bu yönde önemli mesafeler kaydetmiş şehirlerin kırsal kesimden çektiği insanlarla gerçekleşen bir olgudur. Fakat çalışmamıza konu olan Kırıkkale bu genellemenin tersine tamamen göçle kurulmuş bir şehirdir. İşte biz de çalışmamızda, Cumhuriyet’le birlikte kurulan ve 12 haneli bir köyden bir dönem 383.508 gibi bir nüfusa ulaşan Kırıkkale şehrinin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısının nasıl şekillendiğini irdelemeye çalıştık. Çalışmamız sonucunda, Kırıkkale’nin aslında Avrupa ülkelerindeki benzer örneklerinden farklı olarak sanayileşmesini ve şehirleşmesini paralel olarak gerçekleştiremediğini gördük. Bu yönüyle de bir dönem civar iller için bir cazibe merkezi iken son yıllar itibariyle göç veren bir il konumuna geldiği anlaşılmaktadır. Çalışmamızda Kırıkkale insanının göç eğilimleri yanı sıra Ankara ile Kırıkkale arasındaki yakınlığın getirdiği sonuçları tespit etmeye yönelik bir anket çalışmasına da yer verdik. Bu anketimiz sonucunda da insanların; yeterli sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel altyapının tesis edilememesi nedeniyle Ankara’ya bağımlı oldukları ve büyük oranda Kırıkkale’den ayrılmak istedikleri yargısına ulaşmaktayız. Anahtar kelimeler: Göç, Göç Tipleri, Göç Teorileri, Türkiye’de Göç, Kırıkkale ve Göç
Uluslararası insan hakları mevzuatı açısından Türkiye’deki cezaevi uygulamaları
Bu çalışmada, ülkemiz cezaevlerindeki İnsan hakları konusunda var olan uygulamaların, dünü, bugünü ve dünyadaki örnekleri ile kıyaslayarak, bu sürece uluslararası mevzuatın da katkılarını ortaya koyup, mahkum ve personelle yapılan anket verilerinden de yola çıkarak bütün bu süreç değerlendirilmektedir. İnsan hakları açısından cezaevlerindeki uygulamalarda meydana gelen en önemli kırılma noktası, ilk F tipi Ceza İnfaz Kurumlarının açıldığı tarih olan 19 Aralık 2000 tarihidir. Bu tarihin öncesi ve sonrası dönemlerin mukayeseli bir karşılaştırmasının yapılması bugün gelinen nokta hakkında bize iyi bir fikir verecektir. 2000 sonrası süreç, sadece yurtiçi değil, yurtdışı gelişmelerinde etkilerinin görüldüğü bir dönemdir. Özellikle bu dönemde katalizör etkisi yaparak süreci hızlandıran unsurlar, dünyadaki diğer cezaevlerinde yaşanan gelişmeler ile birlikte Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların mevzuatta ve uygulamada meydana getirdiği değişikliklerdir. Bütün bu durumlar ele alınırken, aynı zamanda tarihe dünü ve bugünü ile tanıklık etmiş mahpusların ve cezaevi personelinin düşünce ve tespitlerini içeren bir anketin, uygulamaların sonuçlarının daha sağlıklı değerlendirmesine katkıda bulunmuştur.
Ailede çocuğun sosyalleşmesi Become the child’s family social
Bireyin gelişiminde çok önemli rol oynayan aile, sosyalleşme sürecinde temel birimdir. Ailenin en önemli işlevlerinden birisi, anne ve babanın çocuklarına sağladıkları bakım, sevgi ve eğitimdir. Bu süreçte anne ve babanın kendi ebeveynleriyle ilişkileri, yetişme şartları neticesinde elde ettikleri tecrübe ile eğitim düzeyleri, çevre koşulları ve maddi imkânlarının belirleyici etkisi vardır. Çocuk geliştikçe, ebeveynin fiziksel, duygusal ve sosyal olarak daha yeterli hâle gelen çocuğuna karşı olan davranışı farklılaşır ve bu durum giderek aile içindeki ilişkileri de değiştirir. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ailede ve toplumda anne-babaya düşen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli bilgi, tutum ve becerilerin sistemli biçimde geliştirilmesiyle mümkündür.
DOÇ. DR. DOLUNAY ŞENOL İLE İLGİLİ SAYFALAR VE DÖKÜMANLAR
DOÇ. DR. DOLUNAY ŞENOL İLE İLGİLİ BİLGİLER, ÖZGEÇMİŞ VE MAKELELER
Cilt 3 Sayı 2 (Temmuz 2013)
Kırıkale Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
adına sahibi
Doç.Dr. Şamil ÖÇAL
EDİTÖR
Doç.Dr. Şamil ÖÇAL
SAYI EDİTÖRÜ
Yard.Doç.Dr. İbrahim MAZMAN
EDİTÖR YARDIMCILARI
Yrd.Doç.Dr. İbrahim MAZMAN
Yrd.Doç.Dr. Salim PİLAV
YAYIN KURULU
Prof.Dr. Adnan KARAİSMAİLOÖLU
Prof.Dr. Erol KURUBAŞ
Prof.Dr. Nasuh USLU
Prof.Dr. Lokman ÇİLİNGİR
Prof. Dr. Dolunay ŞENOL
Prof.Dr. İlhami S!ÖIRCI
Doç.Dr. H.Bayram SOY
Doç.Dr. Haluk ÖZDEMİR
Doç.Dr. Resul AY
Doç.Dr. Soner Mehmet ÖZDEMİR
Yrd.Doç.Dr. Salim PİLAV
Sekreterya
. Arş.Gör. A.Buğra HAMŞIOÖLU
Tasarım-Baskı
ATEŞ OFSET
Y.doğan Mah. 600 Sok. No:l6/B
Kırıkkale Tel: 0318 212 47 78
www.atesofset.com
Sayfa Düzenleme : Arda AK.KOÇ
Sosyal Bilinıler Dergisi, Ocak ve
Temmuz aylarında iki sayı olarak
yayını/anan, ASOS lndex'te taranan
çok disiplinli ulusal lıakenıli bir
dergidir. Yayınlanan nıakalelerde
belirtilen görüşler yazarlarına aittir.
Yazıların yayın/aııması, derginin ya da


Yorum yaz