
-
Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
- +90 222 335 0580
- http://www.anadolu.edu.tr/
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. CENGİZ TÜRE
Üniversite: Anadolu Üniversitesi
Bölüm: Fen Bilimleri Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
2. Küresel ısınma (TR)
3. Bor giderimi (TR)
4. Çorak arazi (TR)
5. Poaceae (TR)
6. Konya-Ereğli (TR)
7. Türkiye (TR)
8. Bor (TR)
9. Boron removal (EN)
10. Global warning (EN)
11. Wetlands (EN)
12. Konya-Ereğli (EN)
13. Poaceae (EN)
14. Arid land (EN)
15. Boron (EN)
16. Türkiye (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Bu çalışmada, ekilmiş sulak alan teknolojisinin, yüksek derecede çözünmüş Bor(B) içeren sularının arıtımı için kullanılabilirliği incelenmiştir. Bu kapsamda, Kırka Bor Maden sahası içerisinde ve doğal koşullar altında, farklı sulak alan bitki türleri kullanılarak iki küçük ölçekte ekilmiş sulak alan kurulmuştur. Gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, Typha latifolia L. (Typhaceae) ve Phragmites australis (Cav.) Trin. Ex steud. (Poaceae) bitkileri kullanılarak oluşturulan sulak alanlar sırasıyla %40 ve %27 arıtım performansı ile çalışmışlardır. T. latifolia ve P. australis’te en yüksek B miktarı sırasıyla 296 ve 249 mg kg-1 olarak bulunmuştur. Aynı bitkiler için belirlenen B akümülasyon oranları sırasıyla %40 ve %26’dır. Elde edilen sonuçlar, ekilmiş sulak alanlarda bulunan vejetasyonun B gideriminde etkili olduğunu göstermiştir. Arazi koşullarında yapılan ilk çalışmalardan biri olan bu araştırma sonuçlarının; ekilmiş sulak alanların konvansiyel arıtım sistemlerine bir alternatif olarak B ile kirlenmiş atık suların veya yeraltı sularının arıtılması için kullanılabileceği, bitkilerin sistemlerden hasat edilebilirlik potansiyelleri, artan CO2’in bitkiler üzerine etkilerinin belirlenerek bunların ekilmiş sulak alanlara uygulanabilirliği açısından bir araç olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.
Bu çalışmada, çoraklaşma eğilimi gösteren Ereğli (Konya) ve çevresinde doğal olarak yayılış gösteren Poaceae (Gramineae) çeşitliği belirlenmiştir. Ayrıca bölgeye ait farklı lokalitelerden örneklenen toprakların analizleri yapılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, 37 cins ve 81 bitki tasonu tespit edilmiş olup, 1 bitki taksonu endemik olarak belirlenmiştir. Risk kategorilerine göre, bitki taksonları incelendiğinde 1 taksonun VU risk kategorisine girdiği tespit edilmiştir. Türkiye’de baskın olan fitocoğrafik bölgelere göre bu bitki taksonlarının % 18,5 Avrupa-Sibirya, %13,5 İran-Turan ve % 2,4 Akdeniz fitocoğrafik bölgelerine girdiği belirlenmiştir. Bölgeye ait toprak analiz sonuçları incelendiğinde, en yüksek iletkenlik ve % tuz değeri sırasıyla, 40,48 dS/m ve % 1,54 olduğu tespit edilmiştir. Bölgede baskın oldukları belirlenen 5 bitki taksonun artan tuz konsantrasyonlarına göre çimlenme özellikleri de değerlendirilmiştir. Bu araştırmanın sonuçlarının, tuz stresine maruz kalmış veya çoraklaşma eğilimi gösteren topraklarda doğal yayılış gösteren bu bitkilerin ıslahı edilerek gen kaynağı olarak potansiyeli olabileceği düşünülmektedir.
Bu çalışma, öncelikli olarak Batı Anadolu’da yüksek bor (B) içeren toprakların doğal bitki çeşitliliği ve bir çevre gradienti olarak seçilen bitkiler tarafından kullanılabilir B konsantrasyonu ile doğal bitki çeşitliliği arasındaki ilişkileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Kırka (Eskişehir), Emet-Hisarcık (Kütahya), Mustafakemalpaşa (Bursa) ve Bigadiç (Balıkesir) ilçelerinde yer alan toplam 7 B rezerv alanı ve yakın çevrelerinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, 67 familya ve 268 cinse ait toplam 417 takson belirlenmiştir. Çoğu bitkinin normal gelişimi için gerekli olan kullanılabilir B seviyesi limitleri 2-5 ppm olmasına karşın, araştırma sonucunda 30 ppm’den daha fazla B seviyesine sahip topraklarda yayılış gösterebilen 10 takson tespit edilmiştir. Bu taksonlar, B biriktirme kapasiteleri ve farklı B konsantrasyonlarına sahip ortamlarda gösterdikleri çimlenme özellikleri açısından da değerlendirilmiştir. Bu araştırmadan elde edilen sonuçların; B ile bitkiler arasındaki etkileşimlerin anlaşılması, doğal ve kültür alanlarında B yönetimi, B ile kirlenmiş toprakların ya da terkedilmiş maden alanlarının bitkiler aracılığı ile rehabilite edilebilme (fitoremediasyon) olanakları, B biriktiren taksonların B bakımından fakir alanlarda yeşil gübre olarak kullanılabilirlik potansiyelleri, B-tolerant bitkilerin tolerans mekanizmalarının anlaşılarak bunların kültür bitkilerine uygulanılabilirliği açısından bir araç olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.


Yorum yaz