
-
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Hiçbir belirt gün hizmet vermektedir.
DOÇ. DR. ARİF BİLGİN
Üniversite: Sakarya Üniversitesi
Bölüm: Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÇALIŞMA ALANLARI
2. Ulaşım (TR)
3. Tarihi yapılar (TR)
4. Sosyal hayat (TR)
5. Meşrutiyet II (TR)
6. Ekonomik hayat (TR)
7. Bilecik (TR)
8. Teşvik politikaları (TR)
9. Tarım (TR)
10. Osmanlı (TR)
11. 19. yüzyıl (TR)
12. İstanbul (TR)
13. Tereke Defterleri (TR)
14. Sosyal değişme (TR)
15. Osmanlı toplumu (TR)
16. Osmanlı Dönemi (TR)
17. Maddi kültür (TR)
18. Ba (TR)
19. Bilecik (EN)
20. Economic life (EN)
21. Constitutional Monarcy II (EN)
22. Social life (EN)
23. Historic structures (EN)
24. Transport (EN)
25. 19th century (EN)
26. Ottoman (EN)
27. Agriculture (EN)
28. Incentive policies (EN)
29. Westernization (EN)
30. Materical culture (EN)
31. Ottoman Period (EN)
32. Ottoman society (EN)
33. Social change (EN)
34. Tereke Regi (EN)
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ
Tarihte Bebrikya, Belekome ve Justiniano Polis Mela gibi değişik isimlerle anılan Bilecik; Mısır, Hitit, Frig, Pers, İskender ve Bizans egemenliğine, ardından da Türklerin Anadolu’ya gelişiyle Selçuklu ve Osmanlı hâkimiyetine girdi. Devletin temellerinin atıldığı yer olan Bilecik, sonraki süreçte, bu önemini kaybetti. Fakat II. Abdülhamit döneminde kuruluş toprakları padişahın hususi ilgisine mazhar oldu ve Bilecik’e özel bir önem verildi. Bunun ilk yansıması olarak da 1885’te Ertuğrul Sancağı tesis edildi. II. Abdülhamit, Söğüt’te medfun bulunan Osmanoğulları’nın atasının ismine izafeten sancağa ?Ertuğrul? ismini verdi. II. Abdülhamit’in Osmanlı Devleti’nin kurulduğu Bilecik ve Söğüt’e yüklediği bu özel anlam ve ilgi sayesinde tesis edilen Ertuğrul Sancağı’nın, merkez kazası Bilecik’ti. Söğüt, İnegöl ve Yenişehir de sancağın diğer kazalarıydı. II. Meşrutiyetin ilanı sancakta olumlu karşılandı. Bu dönemde yapılan seçimlerde (1908?1912?1914) Ertuğrul Sancağı, iki mebus çıkardı. Bilecik II. Meşrutiyetin ilan edilmesini temin eden İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin muhaliflerini gönderdiği sürgün yerlerinden biriydi. Sancak, demiryolu ve karayolu ulaşımı açısından oldukça iyi bir konumdaydı. Ertuğrul Sancağı ulaşım ve haberleşme avantajlarının yanı sıra güvenlik ve eğitim hizmeti veren kurumlarıyla da diğer pek çok şehre nispetle daha iyi bir durumdaydı. Ertuğrul Sancağı’nda geleneksel ve çağdaş eğitim kurumlarından medrese, iptidai, rüştiye ve idadi gibi birçok okul vardı. Sancaktaki iptidai ve Rüştiye mektep sayısı ülke ortalamasının oldukça üzerindeydi. Bilecik ve Söğüt’te idadi mekteplerde bulunuyordu. Bununla birlikte sancakta yaşayan gayrimüslimlerin de kendilerine ait birçok mektebi vardı. Ancak halkın sağlık problemlerini çözebilmek için sınırlı sayıda doktor ve yardımcı personel hizmet vermekteydi. Ağır hastalıkların tedavisi burada mümkün olmadığı için hastalar başka merkezlere sevk ediliyordu. Ertuğrul Sancağı zirai ve sınai üretim ve ipek fabrikaları bakımından da önemli bir merkezdi. Nitekim Bilecik, Osmanlı’da önemli bir ipek üretim merkeziydi. Ertuğrul Sancağı’nda iktisadi faaliyet bakımından tahıl üretimi de önemli bir paya sahiptir. Özellikle buğday, arpa ve mısırda ülke ortalamasına göre daha yüksek verim ve üretim hacmi yakalanmıştı. Hayvancılık ve hayvansal üretim itibariyle Bilecik genel olarak ülke verimliği ve üretim hacminin gerisindeydi.
19.yüzyılda yaşanan siyasi olaylar ve savaşlar devletin ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir. Bunun yanı sıra bu dönemde gerçekleştirilmeye çalışılan modernleşme çabaları da ekonomiye büyük yük getirmiştir. Bu yükün altından kalkmak isteyen Osmanlı yöneticileri en temel vergi kaynağı olan tarımı iyileştirmek için bir takım önlemler almışlardır ve bu alanda çeşitli politikalar ortaya koymuşlardır. Bu amaçla zirai bürokrasi oluşturulmuş, tarım konusunda eğitim vermek amacıyla ziraat okulları açılmış, Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiştir. Osmanlı iktisat hayatı içinde çok önemli bir yere sahip olan tarımı iyileştirmek ve modernleştirmek amacıyla devletin yaptığı yapılan çalışmalar arasında üreticilere sağladığı teşvikler önemli bir yer tutmaktadır. Osmanlı Devleti, ekonomisi için çok önemli olan tarımı geliştirmek amacıyla üreticisini teşvik etmiş midir? Ettiyse, devletin üretimi teşvik etmek amacıyla uyguladığı yöntemler nelerdir? Bu yöntemler ne dereceye kadar başarılı olmuştur? İşte bu soruların cevabı bu tezde bulunmaya çalışılırken, literatürden ve arşiv belgelerinden yararlanılmıştır. Devlet tarımı teşvik etmiştir. Bu amaçla zirai ürün ticaretini serbest bırakmış, devlet tekellerini ortadan kaldırmış, üreticiye vergi muafiyeti sağlamıştır. Kredi kuruluşları oluşturan devlet, üreticiye kredi vermiş, Avrupa ve Amerika’dan getirdiği ıslah edilmiş iyi cins tohumları üreticisine dağıtmış, tarım makinelerinin geliştirilmesini teşvik etmiş, açtığı sergilerle Osmanlı üreticilerine pazar bulma konusunda yardımcı olmuş, ziraata destek olanları ödüllendirmiş, ürün fiyatlarına zam yapmıştır. Yapılan bu teşviklerle 19.yüzyıl içinde ziraî üretim artmış, buna paralel olarak geçimlik bir ekonomi tarzı giderek yerini piyasa ilişkileri güçlenmiş bir yapıya bırakmıştır.
Tereke defterleri ve Osmanlı maddî kültüründe değişim (1785-1875 İstanbul örneği)
İnsanların hayatlarını devam ettirirken belirli ihtiyaç, zorunluluk ve seçimlerin koşullandırmasıyla elde ettikleri her türlü eşya, obje, araç-gereç vs. ?maddî kültür? olarak tanımlanan eşya evrenini oluşturur. Toplumların tarihin belli döneminde sahip oldukları, kullandıkları eşyalardan hareketle toplumsal grupların tercih ve eğilimlerini, yaşam tarzlarını, toplumsal kimliklerin belirli eşyalara sahip olmada etkisini, tüketim kalıplarını vb. hususları anlamak, anlamlandırmak mümkündür. Her toplum yaşam tarzına uygun geleneksel maddî kültür araçlarını tekrar tekrar üretmeye devam ederken, diğer taraftan zamanla ortaya çıkan toplumsal değişimlere paralel olarak maddî kültürde değişim de yaşanmıştır. 1785-1875 dönemi Osmanlı Maddî Kültürü’nü İstanbul örneğinde inceleyen bu çalışmada, konu süreklilik ve değişim bağlamında ele alınmıştır. Maddî kültür kavramı oldukça kapsamlı ve geniş bir içeriğe sahiptir. Giyim, barınma, beslenme, eğlence ve gündelik hayatın diğer pratikleriyle ilgili çeşitli eşyalar maddî kültürün farklı alanlarını meydana getirdiği için, herhangi bir toplumun maddî kültürünü bütün boyutlarıyla tetkikinin zorluğu ortadadır. Bundan dolayı, biz bu çalışmamızda başkent sakinlerinin gündelik hayatta kullandıkları ev eşyaları ve mutfak araç-gereçleriyle konuyu sınırladık. Osmanlı Maddî Kültürü araştırmalarında, tereke defterleri zengin içeriğiyle mühim bir kaynak koleksiyonu özelliği taşımaktadır. Müslüman-Gayrimüslim, askerî-reaya, kadın-erkek, zengin-fakir gibi toplumun farklı kesimlerine ait tereke defterlerinin kadı sicillerinde çok sayıda bulunması, bütün halinde Osmanlı halkının maddî kültürünü incelemeyi olanaklı kılar. Ölen kişinin hayattayken sahip olduğu kıyafetlerden ev eşyalarına, kitaplardan mutfak aletlerine her türlü mal, eşya ve objenin dökümünü sunan kayıtlar, Osmanlı toplumunun içinde yaşadığı eşya evrenini görmemizi sağlar. Maddî kültür dışında servet, toplumsal gruplar, aile, demografi, ölüm, miras vb. konularda da kıymetli tarihsel verilerin elde edilebildiği tereke defterlerine son dönemde tarihçiler başta olmak üzere sosyal bilimcilerin artan ilgisi söz konusudur. Çalışmamızın temel kaynağı olan tereke defterleri hakkında bilinenlerin yetersizliğinden dolayı, bir belge türü olarak tereke defterlerinin karakteristik özellikleri, diplomatiği ve dönemsel farklılıklar, niçin kaleme alındığı, içerik analizinde dikkat edilmesi gerekenler, en basit manada tereke defterlerinin nasıl okunması ve anlaşılması gerektiği sorusu üzerinde önemle durulmuş ve yanıtlanmaya çalışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli değişim ve dönüşümlerin yaşandığı dönem olarak 19. yüzyıl öne çıkmaktadır. Batılılaşma veya modernleşme kavramlarıyla tanımlanan bu sürecin maddî kültür araçları üzerinden irdelenmesi, Osmanlı toplumsal değişiminin anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Başkentin çeşitli toplumsal gruplarının tercih ve eğilimlerindeki muhtemel farklılıkları da göz önünde bulundurarak, alafranga yaşam tarzını üreten batılı eşyaların İstanbulluların gündelik hayatına girişi ve yaygınlaşmasının tespiti, tezin en başta gelen amaçlarından biridir. Seçilen yaklaşık sekiz yüz tereke defterine göre, barınma ve beslenmeyle ilgili geleneksel maddî kültür araçlarının neler olduğun saptanması ve incelenen dönem boyunca sürekliliğinin sorgulanması da en az değişimin analizi kadar mühim bulunmuştur. Tereke defterlerinden elde edilen bulgular, geleneksel eşyaların uzun süre varlığını kuvvetli şekilde koruduğunu, batılı eşyaların yaygınlaşmasının ancak 19. yüzyılın ortalarına doğru gerçekleştiğini ve batılı eşyalara sahip olma eğilimi bakımından toplumsal gruplar arasında dikkat çekici farklılaşmanın Müslim-Gayrimüslim kimlikleri etrafında meydana geldiğini göstermektedir.
3179 Numaralı Temettüat Defterine göre Tekke-i Ümmi Kemal Karyesi
?3179 Sayılı Temettüat Defterlerine Göre Tekke-i Ümmi Kemal Karyesi? başlıklı çalışmamız, 1844 yılında yapılan Temettüat tahrirleri esnasında hazırlanan Tekke-i Ümmi Kemal Karyesi Temettüat defterlerine dayanmaktadır. Tanzimatla başlayan mali alandaki düzenlemeler bu dönemde hız kazanmış ve oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Bu dönemde mali alandaki düzenlemeler sayesinde vergilerin daha düzenli ve adil bir şekilde toplanması söz konusu olmuştur. Kişilerin mali gücüne göre vergi konulması amacı ile Anadolu ve Balkanlar’daki şehir, kasaba ve köylerde yaşayan halkın emlak, arazi, hayvan ve gelirlerinin sayımları yapılarak temettüat defterleri oluşturulmuştur. Bu defterler ele aldığı dönemde Osmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik yapısı hakkında çok geniş bilgiler içermektedir. Biz de bu çalışmamızda Tekke-i Ümmi Kemal Karyesi temettüatlarını inceleyerek bu köyün sosyo-ekonomik yapısı hakkında bazı değerlendirmeler yaparak bu meyanda köye adını veren Ümmi Kemal’in hayatı, yaşadığı dönem, tahsili, ailesi, yakın çevresi ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca köyde bulunan nüfus, halkın meslekleri, bu mesleklerden elde ettikleri kazançları, toprak miktarları, hane başına düşen toprak miktarı, tarım ürünleri, hangi ürünlerin yetiştirildiği, bu ürünlerden elde edilen kazanç miktarı, köyde varolan meslekler ve bu mesleklerle uğraşan hane sayıları, hayvancılık alanında yapılan çalışmalar ve burada beslenen hayvan türleri ve bu hayvanlardan elde edilen gelirlerin miktarları, hayvan sayıları ele alınmıştır. Son olarak burada bulunan vergi sistemi ve gelirlerden alınan vergilerin çeşitlerine de değinilmiştir. Anahtar kelimeler: Temettüat Defterleri, Tekke-i Ümmi Kemal Köyü, Osmanlı Devleti Sosyal- Ekonomik Yapısı


Yorum yaz